Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2240 E. 2022/2081 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2240
KARAR NO : 2022/2081

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (… )

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2021
NUMARASI : 2021/46 Esas – 2021/475 Karar

DAVACI : AKPINARBAŞI GIDA SÜT MAMÜLLERİ TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : RELLA GIDA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. …- …

DAVA TÜRÜ : İstirdat
DAVA TARİHİ : 06/11/2018

KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 21/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ki (5) yıllık ticari ilişkide davacının aldığı malın bedelinin fatura düzenlenip davalıya gönderildiğinde davalının bu bedeli havale yolu ile ödediğini, son olarak davalının 350.000,00 TL’lik ürün gönderdiğini ve 31.06.2018 vadeli Z9131186 seri nolu Akbank çeki vermeyi teklif ettiklerini, ancak davalı şirketin kabul etmemesi üzerine ürünü iade ettiklerini, sonrasında taraflar anlaşarak aynı ürünlerin aynı çek karşılığında hiçbir itirazi kayıt sunulmadan kabul edildiğini ve çekin süresinde ödendiğini, davalı şirketin davacı şirkete 30.456,26 TL bedelli fiyat farkı faturası adı altında müvekkiline e-fatura gönderdiğini, faturaya itiraz ettiklerini ve e-fatura ile iade edildiğini, davalı şirketin Kocaeli 6. Noterliği’nin 16866 yevmiye 31.07.2018 tarihli ihtarname ile 38.676,52 TL alacak bahsi ile ihtarname keşide ettiklerini, davacının Ankara 51. Noterliği 24867 yevmiye 02.08.2018 tarihli cevabi ihtarname ile cevap vererek E-faturaya itiraz ettiklerini, böyle bir borçları olmadığını, cari hesap gereği 8.220,26 TL borç bulunduğu ve bu borcun da 02.08.2018 tarihinde davalı tarafın Akbank hesabına ödendiğini ihtaren bildirdiklerini, sonrasında davalı yanın bu faturaya dayanarak Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/47376 E. Sayılı dosyasından takip başlattığını, davacının 31.08.2018 tarihinde kendisine tebliğ edilen ödeme emrine itiraz ettiğini ancak … …i isimli memurun itirazı işleme almaması sebebiyle takibin kesinleştiğini, davacının haciz tehdidi altında 30.456,26 TL’yi harç ve masrafları ile birlikte 37.600,00 TL olarak ödediğini, davacının itiraz dilekçesini işleme koymayan memur hakkında suç duyurusunda bulunduklarını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacının ödemek zorunda kaldığı 37.600,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte istirdadına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının 90 gün vade üzerinden yapılan anlaşmadan vazgeçerek 160 gün vadeli çek verme teklifi üzerine davalının kabul etmediğini ve ürünlerin iadesini talep ettiğini, bu konuda tarafların anlaştığını, alıcı tarafın ürünleri iade etmesi durumunda ürünlerin -18 derecede dondurulmuş olarak iadesinin gerektiğini, ancak davacı tarafın ürünleri +4 derecede iade etmek istediğini, müvekkili şirketin bu haliyle iadeyi kabul etmediğini, bu durumda 31.05.2018 tarihli çekin kabul edilerek 90 gün sonrasında ki vade aşımından doğan farka ilişkin fatura kesileceği davacı yana açık olarak belirtildiğini, sözlü olarak vade farkı faturasının kabul edildiğini, ancak davacı şirketin çeki teslim edeceği sırada 31.05.2018 vade tarihini 01.07.2018 tarih olarak düzenleme yapıp davalı şirkete teslim ettiğini, verilen çekler üzerine 28.02.2018 tarihli 2018000000044 numaralı ve 30.456,26 TL. bedelli vade farkı faturası düzenlendiği ve davacıya gönderildiği, tüm süreçten anlaşıldığı üzere vade farkına ilişkin faturanın çekteki vade farkından dolayı davacının onayı üzerine düzenlendiğini, davalıya birkaç defa vade farkı faturası düzenleyerek davalı şirkete gönderdiğini ancak davacının kabul etmeyerek FYS201800000431 numaralı iade faturası düzenlediğini, bu iade faturasına karşı müvekkilinin Kocaeli 6. Noterliği 16866 yevmiye 31.07.2018 tarihli ihtarname ile vade farkı faturası ile birlikte ekstreden doğan bakiye alacak toplamı 38.676,52 TL. alacağın (7) gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, ancak davacının borcunu ödemeyerek Ankara 51. Noterliği 24867 yevmiye 02.08.2018 tarihli ihtarname ile kesilen faturayı kabul etmediklerini bildirdiklerini, karşılıklı anlaşılamadığı için takip başlatıldığını, davacının iddia ettiği üzere işlemlerin tesir ettiyse davacının icra dairesinin yapmış olduğu muameleye karşı kanunda belirtilen hak düşürücü süre içerisinde şikayet yoluna başvurması gerektiğini, ancak şikayet yoluna gitmeden davalının sorumluluğunda olmayan bir işlem için davacının husumetini müvekkiline yöneltmesinin ve yargılama giderleri ile vekalet ücretini davalıdan talep etmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KABULÜ İLE;
Davacının Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/47376 esas sayılı dosyasında talep edilen asıl alacak ve ferileri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine,
Davacının Kocaeli 8. İcra Müd. 2018/47376 esas sayılı dosyasına yaptığı 37.600,00-TL lik ödemenin 26/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan istirdatı ile davacıya ödenmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu edilen ödemeye ilişkin kesilen fatura davacının onayı ile düzenlendiğini; davacının haciz tehdidi altında ödeme yaptığı iddiası gerçeğe aykırı olduğunu; ilk derece mahkemesince davacının kötüniyeti göz ardı edilerek davanın kabulüne karar verilmesi hukuka açıkça aykırılık teşkil ettiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2021 Tarih – 2021/46 Esas – 2021/475 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; istidat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/47376 esas sayılı icra takibi ile 28/02/2018 tarihli 044 numaralı faturadan kaynaklı alacağı için ilamsız icra takibi başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacının eldeki dava ile takip konusu faturanın vade farkı faturası olarak düzenlendiğini, davacı ile aralarında vade farkı ödeneceğine dair sözleşme olmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve icra baskısı sonucunda ödenen bedelin istirdadını talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişilerden 28/06/2019 ve 17/09/2019 tarihli raporlar alındıktan sonra davanın kabulüne karar verildiği, kararın istinafı üzerine Dairemizin 25/12/2020 tarih 2020/410 esas 2020/1766 karar sayılı kararı ile, davalıya yemin delilinin hatırlatılması ve icra dosyasında ki tahsilat bilgilerinin getirtilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma sonrasında yapılan yargılamada tahsilat bilgilerinin getirtildiği, davalı vekiline yemin delilinin hatırlatıldığı, davalı tarafın yemin deliline başvurmaması üzerine davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, davalı alacaklının vade farkı alacağı olup olmadığı noktasındadır.
Vade farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasında sözleşmeye veya bu yönde oluşmuş bir teammül bulunması gerekmektedir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 05/06/2013 tarih ve 2013/6522 E. 2013/10363 K. Sayılı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 28/01/2016 tarihli 2015/7605 – 2016/1051 sayılı ilamı).
Ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalarda, gecikme halinde vade farkı uygulanır ibaresi bulunması, vade farkı uygulanacağı yönünde yazılı bir sözleşme niteliği taşımayacağı gibi tek başına farkı uygulanması için yeterli olmayacağından, faturaya itiraz edilmemiş olması da vade farkının kabulü anlamına gelmeyecektir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 01/02/2018 tarihli 2016/15270 – 2018/329 sayılı ilamı).
Eldeki uyuşmazlıkta, takibe konu faturanın vade farkı faturası olarak düzenlendiği ancak taraflar arasında vade farkı ödeneceğine dair bir sözleşme veya teamül bulunmadığı anlaşılmaktadır. Kaldırma sonrası yapılan yargılamada davalının yemin deliline dayanmadığı görülmektedir. Bu durumda davalının takip konusu vade farkı faturasından kaynaklı alacağı olduğunu ispat edememesi nedeniyle davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığından davalının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.568,45 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 642,11 TL’nin mahsubu ile bakiye 1.926,34 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022


Başkan ,,,
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*