Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2222 E. 2022/2101 K. 28.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/2222
KARAR NO :2022/2101

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/09/2021
NUMARASI :2019/296Esas – 2021/478 Karar

DAVACI :… (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …

DAVA TÜRÜ :Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ :05/07/2019

KARAR TARİHİ :28/11/2022
KR. YAZIM TARİHİ :09/12/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının kooperatif üyesi olduğunu, 12/03/2007 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısına alınan kararda 9 numaralı karar gereğince satımına karar verilen dükkanlardan birinin üye olarak bedelini ödemek suretiyle aldığını, davacının Kocaeli İli Derince İlçesi Çenedağ Mah. 4619 ada 6 parselde kayıtlı zemin kat A2 giriş 10 nolu bağımsız bölümdeki dükkanın bedelini ödemesine rağmen söz konusu dükkanın halen kooperatif adına olduğunu, aynı durumda olan 5 dükkanın ilgilileri adına tescil edildiği, davacı adına tescil edilmesi gereken dükkan için gerekli bedel ve masrafın davalı kooperatif adına yatırılmasına rağmen halen gerekli işlemlerin yapılmadığını belirterek dava konusu Kocaeli İli Derince İlçesi Çenedağ Mah. 4619 ada 6 parselde kayıtlı zemin kat A2 giriş 10 nolu bağımsız bölümün 3. kişilere satışının önlenmesi bakımından HMK’nın 392/1 gereğince teminatsız tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 12.03.2007 tarihinde yapıldığı iddia edilen tarihsiz Genel Kurul toplantısında alınan kararlara ilişkin olarak oy birliği ile kararların alındığının beyan edilebilmesi için üye kayıt defteri, Genel Kurul Hazır Olanlar Tutanağının da olması gerektiğini, ancak davacı tarafından buna ilişkin sunulmuş herhangi bir delilin olmadığını, Genel Kurul Tutanağının üzeri elle doldurulmuş, özensiz, kanunlara ve yönetmeliğe aykırı bir şekilde tutulduğunu, tüm üyelerin toplantıya usulüne uygun şekilde davet edilip edilmediği, kimlerin toplantıya iştirak edip etmediğinin tespit edilmesi gerektiğini, usulü işlemlerin eksiksiz ve tam olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, kooperatif toplantılarından önce tüm üyelere tebligat yapılarak üyelerin toplantıya davet edilmesi gerektiğini, davacı tarafça katılan üyelere ilişkin herhangi bir belge sunulmadığını, davalı tarafından Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve davacı asilin şüpheli olarak yer aldığı 2015/1530 soruşturma numaralı dosya kapsamında Bilirkişi Vergi Müfettişi … …tarafından rapor tanzim edildiğini, bilirkişi raporundan bir çok usulsüz işlemin gerçekleştirildiğinin açıkça görüldüğünü, dava konusu taşınmazın 09.05.2018 tarihli genel kurul kararı ile davalı adına tescil edildiğini, davacı tarafın dayandığı tutanak ile davalı tesciline dayanak olan tutanakların tanzim tarihleri arasında 11 yıl bulunduğunu, davalının mevcut yönetimi 06.03.2016 tarihinde fiilen göreve başlayarak gerçekleştirdiğini, bu tarihten başlamak üzere dava tarihine kadar bir çok yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirildiğini ve davacının bu toplantıların hepsine usul ve esasa uygun olarak davet edildiğini, Davacı tarafın yönetim kurulu toplantılarına katılmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde beyan ettiği 5 dükkanın ilgililer adına tescil edildiğini, usul ve yasalara uygun şekilde, ilgililere tescil işlemi davalı tarafından gereği yapılarak tescil işlemi gerçekleştirildiğini, bu sebeple davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulü ile, Kocaeli İli, Derince İlçesi, Çenedağ Mah. 4619 Ada 6 parsel, A2 giriş bağımsız bölüm 10 nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kaydı ile tesciline …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik incelme ve değerlendirme neticesinde hüküm tesis edilmiş olması başlı başlına bir kararın kaldırılması sebebi olduğunu, HMK’daki ispat yükü kuralları dikkate alındığında girdi-çıktı yapılan 20.000,00 TL’nin ne için harcandığı davacı tarafça ispatlanamamış ve somutlaştırılamamış olduğunu, yerel mahkemece buna rağmen davanın kabulüne karar vermiş olduğunu, yerel mahkemenin, o tarihte girdi-çıktı yapılan bu ödemenin hangi amaçla kullanıldığını tespit etmeden, direk dava konusu sebep için harcandığının ön kabulü ile davanın kabulüne karar vermesinin hukuki garabetten öte olmadığını, davacı tarafın, yargılama süresince 19.09.2007 tarihli tutanaktan bahsetmiş olduğunu ve 12.03.2007 tarihli tutanakta olan tüm eksikliklerin bu tutanakta da mevcut olduğunu, yine usule, kanun ve yönetmeliklere aykırı tutulan bir tutanak olduğunu, davacı tarafın kötü niyetli olduğuna dair diğer önemli bir husus ise o dönemdeki gelir gider tablosunun o yıllarda denk gelmediğini, genel kurul tutanaklardaki usul açısından davalı uhdesinde bulunan tutanaklar ile davacı tarafça sunulmuş olanlar arasındaki farklar da dava dosyası kapsamında önem arz etmekte olduğunu, davacı tarafın dayandığı tutanak ile davalı tesciline dayanak olan tutanakların tanzim tarihleri arasında 11 yıl bulunduğunu, davacı tarafın hangi gerekçe ile 11 yıl boyunca tescil talebinde bulunmadığının da anlaşılamamakta olduğunu, iş bu süre zarfında davacı tarafından herhangi bir talepte bulunulmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini ve bu yönü ile dahi kabulünün mümkün olmadığını, davacının davasını ıslah etmekte de herhangi bir hukuki hakkı bulunmamakta olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu taşınmazların satışı hususunda ayrıca Yönetim Kuruluna yetki verilmiş olduğunu, davacı ile davalı kooperatif arasında Emlak Alım Satım sözleşmesi imzalanmış olup işbu sözleşmenin de dosyaya ibraz edilmiş olduğunu, davalı tarafın istinaf dilekçesinde her ne kadar zamanaşımı defini ileri sürmüşse de iddiaların genişletilmesi yasağına aykırı olarak yapılan işbu iddianın tarafınca kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu taşınmazı davacı kullandığı halde davalının zamanaşımı itirazında bulunmasının açıkça kötü niyet göstergesi olduğunu,
davalı tarafın istinaf dilekçesinde her ne kadar davacı hakkında başkan olduğu dönem için yapılan şikayet nedeni ile yapılmış soruşturmadan bahsetmişse de ilgili soruşturma neticesinde Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/15130 Esas, 2019/4633 Karar numaralı takipsizlik kararı verilmiş olup işbu takipsizliğe yapılan itiraz ilgili Sulh Ceza Mahkemesince reddedilmiş olduğunu ve takipsizlik kararının kesinleştiğini, dolayısıyla davalı tarafın kötü niyetli iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, dosyaya sunulan ve celb edilen evrakların iddialarını ispat eder nitelikte olup davalı tarafın soyut, asılsız ve hukuki mesnetten yoksun iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2021 tarih, 2019/296 Esas – 2021/478 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kooperatif üyesinin kooperatife karşı açmış olduğu tapu iptal ve tescil davasıdır.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda,”…İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; davacının, davalı kooperatifin üyesi olduğu, 12/03/2007 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında 9 nolu karar gereğince satımına karar verilen dükkanlardan dava konusu olan Kocaeli İli, Derince İlçesi, Çenedağ Mah. 4619 Ada 6 parsel, A2 giriş bağımsız bölüm 10 nolu taşınmazı bedeli ödeyerek satın alınmasına rağmen gerekli işlemlerin yapılmadığı iddia ettiği, 12/03/2007 tarihli genel kurulun 9 nolu kararı incelendiğinde toplam 6 dükkan için yönetim kuruluna satış yetkisi (her bir dükkan için ayrı ayrı 20.000YTL) oybirliği ile karar verildiği, yapılan genel kurullarda yönetim kuruluna bu satışın yapılmasıyla ilgili yetki verildiğinden satışın geçerli olduğu, sunulan dekontta el yazısı ile davacının adı yazıldığı,n bilirkişi raporunda davalı kooperatife ait yasal defterlerin ibraz edilemediği belirtilmiş olup, tüm defter ve kayıtları elinde tutmak davalının sorumluluğunda olup, davacıya kooperatifin defter ve kayıtlarını temin etme gibi bir yükümlülük yüklenemeyeceği gibi, davalının sorumluluğundaki defter ve kayıtlara ulaşılamaması, davacı aleyhine bir sonuca varılmasına sebep olamayacağından davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…” şeklindeki gerekçeyle, davanın kabulü ile, Kocaeli İli, Derince İlçesi, Çenedağ Mah. 4619 Ada 6 parsel, A2 giriş bağımsız bölüm 10 nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kaydı ile tesciline, karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bilindiği üzere bütün yapı kooperatiflerinin amacı ortaklarını işyeri veya konut sahibi yapmaktır. Başka bir anlatımla kişiler yapı kooperatifine kooperatifin türüne göre işyeri, yada konut edinmek amacıyla ortak olurlar. Bu nedenle ortaklık hakkı belirli bir süre sonra mülkiyet hakkını doğurmaktadır. Genel hükümlere göre taşınmazlarda mülkiyet resmî şekilde yapılacak bir işlemle sağlandığı halde, yapı kooperatiflerinde bu kural istisna teşkil etmektedir. Yani kişiler taşınmaz mal alımında işlemini tapudan veya noterden yaptırmak zorunda oldukları halde, yapı kooperatiflerinde resmî şekil şartı aranmamaktadır. Kooperatife ortak olmakla kooperatif bu ortağı KK’nın 2. maddesine göre kooperatifin kuruluş amacı olan taşınmazı anasözleşme hükümleri çerçevesinde vermeyi taahhüt etmektedir. Yapı kooperatiflerinde ortaklık ilişkisi belirli bir süreden sonra mülkiyet ilişkisini doğurmaktadır. Şöyleki, kooperatifin kuruluşunda ortakların her ne kadar bir taşınmaz edinme amacıyla ortak olması söz konusu ise de, bu taşınmazın tapuda ortak adına ferdileşmesine kadar geçen süreçte ortaklık hakkı aynı zamanda mülkiyet hakkını içermiş olmakla birlikte bu ortaklık herhangi bir taşınmazı ifade etmediğinden sadece ortaklık ilişkisi olarak işlem görmekte ve kayıtları kooperatifçe yürütülmektedir. Ancak, kooperatifin amacı olan konutların ferdileştirilmesinden sonra ortaklık hakkı ve mülkiyet hakkı birbirinden ayrılmaktadır. Kooperatifte ferdi ilişkiye geçilmiş ve ortaklarda tapunun verilmesini istemiş ise, borcun tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Diğer yönden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222/4. fıkrasında, açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtlarının sahibi aleyhine delil olacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davalı kooperatif kayıtlarında davalı İle ilgili ödeme ve borç kayıtlarının kabulü kaçınılmazdır. Diğer yandan, davalı kooperatif genel kurullarında belirlenen aidat alacaklarına ve faizine ilişkin bakiye borcun ise çekle ödendiği, bu ödemenin başka bir hukuki ilişki neticesinde ödendiğine dair yargılama da bir iddiada ileri sürülmemiştir. Aynı yasanın 357/1. fıkrasının son cümlesi gereğince, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez kuralı gereğince davalının buna dair istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı ve ayrıca soyut olduğu kanaatine varılmıştır. HMK’nın 190/1. fıkrasında ise, ispat yükünün, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa ait olduğu ifade edilmiştir. Somut olayda, açıklanan nedenlerle, davacı taraf kooperatif üyeliğinden kaynaklanan akçeli yükümlülüklerini yerine getirdiğini yasal delillerle ispatlamış iken davalı taraf savunmada ileri sürdüğü konularda davacı iddiaların aksini ispata yarar delil ibraz edememiştir.
Açıklanan tüm nedenler ve özellikle 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve ilgili yasal düzenlemeler kapsamında mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatine varılarak, davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ve taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bununla birlikte Dairemizce resen yapılan incelemede gerekçeli kararda davacının nüfus kayıt bilgilerine ve “İİK’nın 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin derhal ilgili tapu sicil müdürlüğüne tevdii” hususuna yer verilmeksizin hüküm kurulması infazda tereddüt yaratacak nitelikte görüldüğünden, HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca, gerekçeli kararın hüküm fıkrasındaki; “Kocaeli İli, Derince İlçesi, Çenedağ Mah. 4619 Ada 6 parsel, A2 giriş bağımsız bölüm 10 nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kaydı ile tesciline,” hükmüne davacının nüfus kayıt bilgileri yazılmak ve “İİK’nın 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin derhal ilgili tapu sicil müdürlüğüne tevdiine,” hükmü eklenmek suretiyle düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına; karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE;
1-)Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/09/2021 tarih, 2019/296 Esas – 2021/478 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KABULÜ ile,
-Kocaeli İli, Derince İlçesi, Çenedağ Mah. 4619 Ada 6 parsel, A2 giriş bağımsız bölüm 10 nolu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı … (T.C. NO: …) adına tapuya kaydı ile tesciline, İİK’nın 28. maddesi uyarınca hüküm özetinin derhal ilgili tapu sicil müdürlüğüne tevdiine,
-Alınması gerekli 7.172,55-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55-TL harç ve 1.451,58-TL ıslah harcın toplamı 1.793,13-TL harcın mahsubu ile kalan 5.379,42-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 13.925,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL başvurma harcı, 341,55-TL peşin harç, 1.451,58-TL ıslah harcı, 384,90-TL keşif harç gideri ki toplam 2.222,43-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafından yapılan 1.280,00-TL bilirkişi ücreti, 407,00-TL müzekkere ve tebligat gideri olmak üzere ki toplam 1.687,00-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK 120. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 7.172,55 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 1.793,3‬0 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.379,25 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
f-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/11/2022


Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*