Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2150 E. 2022/2075 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2150
KARAR NO : 2022/2075

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 29/09/2021
NUMARASI : 2019/1135 Esas – 2021/747 Karar

DAVACI : … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- ABU YAPI TAAHHÜT İNŞAAT ANONİM ŞİRKETİ – …
2- UĞURSAL ELEKTRİK ELEKTRONİK İNŞAAT MALZEMELERİ KIRTASİYE MEDİKAL MOBİLYA BEYAZ EŞYA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/12/2019

KARAR TARİHİ : 24/11/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 21/12/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirketlerin oluşturmuş olduğu Adi ortaklık adına satın alma şefi olarak kendisini tanıtan … … davacıdan (1) tanker suyu (29-30 ton) 400,00 TL+KDV olarak Hereke ve Dilovasındaki Şantiyelerine su satın almak istediğini; 21/05/2019 tarihi dahil olmak üzere sonraki faturalarda tankerin tonajına bakılmaksızın tanker başına KDV dahil 350,00 TL olarak anlaşıldığını, önceki fatura bedelleri ve birim fiyatlarında bir değişiklik yapılmadığını, eski hal ile ödenmesine karar verildiğini, bu tarihten sonra
…, …, … plakalı araçlar ile davalılara su götürüldüğünü, faturaların davalıların oluşturduğu adi ortaklığa teslim edildiğini ve herhangi bir itiraza uğramadığını, iade faturada düzenlenmediğini, faturalara karşılık olarak 13/05/2019 tarihinde 2.183,00 TL,14/06/2019 tarihinde 20.000,00 TL, 28/06/2019 tarihinde 10.000,00 TL, 05/07/2019 tarihinde 50.000,00 TL, 26/07/2019 tarihinde 30.000,00-TL, 08/08/2019 tarihinde 45.000,00 TL, davacıya ait hesaba yatırıldığını, davacının alacağına mahsuben 22/07/2019 tarih 000011 tahsilat makbuzu ile hesap sahibi ABU A.Ş. olan Yapıkredi Bankası Ankara Şubesi 4116448 Numaralı 75.000,00 TL çek ile 11/10/2019 tarihli Şekerbank 1014022 Numaralı 29.000,00 TL çekin davacıya teslim edildiğini, faturalar alacağına mahsuben davacıya 261.183,00 TL ödeme yapıldığını, faturalardan kalan bakiye alacak olan 171.920,00 TL’nin ödenmediğini, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından adi ortaklık adına adi ortaklığı oluşturan şirketlere icra takibi ve dava açıldığını, faturalar alacağından kaynaklanan alacak için Gebze 4. İcra Müd. 2019/44665 Esas sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, davalılar vekili tarafından gönderilen borca, yetkiye, faize ve faiz oranına itiraz dilekçesi neticesinde takibin durduğunu, icra takibinde işlemiş faiz talep edilmediğini, bu yöndeki itirazın haksız olduğunu, takip sonrası faiz talepleri olduğunu, tarafların tacir olduğunu, bu nedenle istenilmiş olan faiz oranının yasal olduğunu, bu yöndeki itirazın da haksız olduğu için kaldırılması gerektiğini, yetki itirazının haksız olduğunu, davalılara ait şantiyenin (ifa yeri) Diliskelesi Dilovasında olduğunu, delil olarak sundukları fatura ve irsaliyelerden ifa yerinin Diliskelesi Dilovası olduğunun görüldüğünü, davacının taahhüt etmiş olduğu suyu teslim ettiğini, davalıların oluşturmuş olduğu iş ortaklığının su ihtiyacı bitmiş olduğundan davacıya ödeme yapmadığını, teslim edilen suya karşılık düzenlenen son faturayı da teslim almadıklarını, davacının son çare olarak Gebze 8. Noterliğinin 17/09/2019 tarih 8975 Yevmiye numaralı ihtarı ile faturayı Noter marifeti ile gönderdiğini, tebligat ve faturanın tebliğ alınmadığını, davacının faturanın tarihi geçmiş olduğundan yeni bir fatura düzenleyerek aynı adrese iadeli taahhütlü olarak gönderdiğini, RR06566213397 Barkod numaralı fatura içeren gönderinin bu defa teslim alındığını, tüm bu nedenlerle iki davalının haksız ve hukuka aykırı yetki itirazı ile borca, faiz oranına itirazlarının iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Abu ve Uğursal’ın, uzun yıllardır inşaat, konut, alt ve üst yapıları alanlarında hizmet veren bir firma olduğunu, söz konusu kuruluşların Uğursal-ABU İş Ortaklığını kurarak faaliyete geçtiklerini, ortaklığın, “Gebze-Köseköy Demiryolu 3 ve 4 Hat Peron İnşaatı Altyapı, Üstyapı ve Elektrifikasyon Yapım İşi” projesini üstlendiğini ve bölgede faaliyetlerini sürdürdüğünü, ortaklığın, çalışma yaptığı bölgedeki su ihtiyacı için İsa … … (Deva Su Dağıtım ve Pazarlama) ile anlaştığını, davanın, görevli Mahkemede açılmadığını, zira … …’in, tacir olmadığı gibi; ortaklık ile arasında ilişkinin, mutlak ticari iş olmadığını, … …’in, sunmayı taahhüt ettiği hizmeti teklife uygun ve eksiksiz olarak yerine getirmediğini; edimlerini yerine getirirken gerekli dikkat ve özeni göstermediğini ve yükümlülüklerine aykırı hareket ettiğini, ortaklığın, siparişini verdiğini suların, teklifte belirtilen miktardan çok daha az miktarda kendisine teslim edildiğini, tanker başına 29/30 ton olarak hesaplanan suların, yapılan iş kapsamında mühendis ekip tarafından hesaplanan ihtiyaçtan çok daha fazla tanker kullanılmak zorunda kalınması ve yeterli gelmemesi üzerine, yapılan araştırma ve incelemeler sonucunda, aslında … …’in tanker başına 29/30 tondan daha az miktarda su verdiği ve bu kapsamda da … …’in anlaşmaya aykırı ve ayıplı şekilde hizmet verdiğinin tespit edildiğini, … …’in de su teslimatındaki tonajın net olmadığını, “sözde” dökülebildiğini belirterek, eksik teslim yaptığı hususunu ikrar ettiğini, … …’in, taahhüt ettiği miktardan çok daha az su teslim etmiş olmasına karşın, teslim ettiği miktardan daha fazla bedelde fatura keserek hukuka aykırı şekilde sebepsiz zenginleşmeye çalıştığını, hukukta iddia eden tarafın iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, ancak … …’in, hiçbir iddiasını ispatlayamadığını; söz konusu isnatlarının soyut birer beyandan ileri gitmediğini, başlatılan icra takibinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, … …’in, ortaklıktan değil; ortaklığın aldığı ayıplı hizmet sebebiyle … …’ten alacaklı olduğunu, … …’in, ispatlayamadığı, muaccel ve likit olmayan hayali bir alacak için, tamamen haksız ve hukuka aykırı olarak icra takibi başlattığını, bu sebeple kendisinin, haksız takibe ilişkin herhangi bir icra inkâr tazminatı istemesinin hukuka ve ahlaka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın usulden reddine, aksi halde esastan reddine, davacı aleyhine, itiraz edilen kısım üzerinden %20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, davalılar borçluların Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/44665 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 167.200,77.-TL üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalılar borçlular itirazlarında haksız olduklarından takip konusu kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında olan 33.440,15.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine,
3-Reddedilen kısım yönünden davalılar vekilinin kötü niyet tazminat talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; ortaklığın, … … tarafından teslim edildiği iddia edilen su miktarını kullanmadığını tespit edecek şekilde denetime elverişli alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğunu; eksik ve yetersiz incelemeye dayalı Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi gerektiğini; yerel mahkemenin haksız takibe ilişkin icra inkar tazminatı istemini kabul etmiş; … …’in sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından incelettirilen ticari defterler birbirini teyit ettiğini; dava açılmadan önce eksik teslime ilişkin hiçbir bilgi, ihtar, ihbar yada mail gönderilmediğini; icra inkar tazminatına hükmedilmesi yasal, dosyada mevcut delil durumuna uygun olduğunu beyan ile; davalıların istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2021 Tarih – 2019/1135 Esas – 2021/747 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; faturadan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/44665 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların ödeme emrine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davacının satıp teslim ettiği su nedeniyle davalının fatura borcu ödemediğini ileri sürdüğü, davalının teslim edilen suların eksik teslim edildiği bu nedenle davacının alacağının kalmadığını savunarak davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince 19/11/2020 tarihli rapor, 14/04/2021 tarihli ek rapor ve 19/11/2021 tarihli rapor alınarak davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında satış sözleşmesi bulunmakta olup, uyuşmazlık, davacı satıcının eksik mal teslim edip etmediğidir.
İlk derece mahkemesince deliller toplanarak bilirkişilerden raporlar alınmıştır. 19/11/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacının; davalı Uğursal Elektrik A.Ş.’ye toplam KDV dâhil 433.103.76 TL karşılığı fatura kestiği ve bu faturaları ticari defterlerine işlediği, Form BS beyannamesinde aylık 5,000 TL ve üzeri kestiği faturaları beyan ettiği, davacı kayıtlarında, davalının 261.183,00 TL ödeme yaptığı ve davalı Uğursal Elektrik A.Ş.’nin davacıya 171.920,76 TL borçlu olduğu, 14/04/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; davacının alacak miktarı olan 171.970,76 TL’lik alacağın borçlusunun Abu Yapı İnşaat Taahhüt A.Ş, Uğursal Elektrik Elektronik İnşaat Malzemeleri Kırtasiye Medikal Mobilya Beyaz Eşya San. ve Tic. A.Ş. İŞ ORTAKLIĞI olduğu, 01.09.2019 tarih ve A234051 nolu KDV dahil 3.500,06 TL’lik fatura ile davalıya 10 tanker sondaj için kullanma suyu teslim edildiği, fatura ve irsaliyelerin rapora ek yapıldığı, KDV kanunu 10. Maddesi bakımından fatura kesmede ay atlatıldığı, ancak KDV kanununa göre ay atlatılarak kesilen faturanın bu davanın konusu olmadığı, 19/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … …’in davalı şirkete düzenlediği 22 (Yirmi iki) adet sondaj için kullanılan su Hereke ve Dilovası açıklamalı Kdv dahil 433.103,77-TL faturanın davalı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı … …’in bu faturalarına karşılık davalı şirketin davacıya 265.903,00-TL ödeme yaptığı, bu ödemeler sonucunda davalı şirketin davacı … …’e icra takip tarihi olan 28.10.2019 tarihinde ve dava takip tarihi olan 02.12.2019 tarihinde (433.103,77-265.903,00) 167.200,77-TL borcu olduğu, belirlenmiştir.
Bilirkişi raporlarında belirlendiği üzere; davacının sattığı su için düzenlediği faturaların tamamının davalıların defterlerinde kayıtlı olduğu, faturalara süresinde itiraz edilmediği görülmektedir. Davalılar, su taşınan tanker adedine itiraz etmemekle birlikte, tonaj olarak eksik su teslimi yapıldığı savunarak kantar operatörü … … ile kalite kontrol şefi … … … tarafından düzenlendiği görülen tutanakları sunmuşlardır. Tutanaklarda; “… Beton Santraline gelen su faturasında teslim alınan siparişlerin, o an için ölçülmesinin mümkün olmaması nedeniyle, teslim alınan su miktarındaki eksiklik beton imalat miktarından tespit edilmiş…” ifadesi bulunmaktadır. Bu tutanaklardan da anlaşıldığı üzere, teslim anında tartı işlemi yapılmadığı, üretilen beton miktarından varsayıma dayalı olarak eksik su teslim edildiği kanaatine varıldığı ve varsa eksik teslim edilen miktarın da tutanakta yazılı olmadığı görülmektedir. Tutanaklarda davacının veya davacıyı temsilen her hangi birinin (işçi, ticari vekil, ticari mümessil vs.) imzasının olmadığı da görülmektedir. Bu durumda bu tutanakların davacı aleyhine delil olma vasfı bulunmamaktadır. Diğer yandan davalıların, suların eksik teslim edildiğini ileri sürmesine rağmen davacının düzenlediği faturaları ticari defterlerine kaydetmesi ve eksik teslim edildiğini ileri sürdüğü sular yönünden iade veya reklamasyon faturası düzenlemediği ve faturalara itiraz etmediği, böylelikle basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Kaldı ki, taraflar arasında satış sözleşmesi olup, alıcının faturaları kendi ticari defterlerine kaydetmesi fatura içeriği malları teslim aldığına karine olup, aksinin alıcı tarafından ispat edilmesi gerekir. Açıklandığı üzere, eksik teslime ilişkin delil olarak sunulan tutanakların delil olma vasfı olmadığından davalıların eksik teslime ilişkin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
İlk derece mahkemesince, malların teslim edildiği kabul edilerek, bilirkişiler tarafından satılan mal bedelindan yapılan ödemelerin mahsubu ile hesaplanan bakiye bedel yönünden davanın kabul edilmesinde ve fatura bedelleri ile ödemeler belirli olmakla alacağın likit olması nedeni ile davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinde ve reddedilen kısım yönünden davacının kötüniyetli takip yaptığının ispat edilememesi nedeniyle kötüniyet tazinatı talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı anlaşılmakla davalıların istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalıların İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 11.421,48 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 5.712,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.709,18 TL istinaf karar harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan 162,10-TL istinaf Kanun Yoluna Başvurma harcının talepleri halinde davalılara iadesine,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*