Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2100 E. 2021/2244 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2100
KARAR NO : 2021/2244

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/12/2019
NUMARASI :2016/1107 Esas – 2019/707 Karar

DAVACI :….
VEKİLLERİ :Av. …..
:Av. …..
DAVALI :………..

DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :07/09/2016

KARAR TARİHİ :23/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :17/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı firmanın fabrikasından mobilya alımı yaptığını, müvekkilinin davalı firmadan mobilya siparişi verdiğini, verdiği siparişlere karşılık olarak ise davalı firmaya dava konusu 3 adet avans çeki verdiğini, müvekkilini ürünlerini sipariş ettiğini, avans çeklerini davalıya verdiğini ancak davalının üzerine düşen edimi yerine getirmeyerek sipariş edilen malları müvekkiline teslim etmediğini, müvekkilinin davalıya teslim etmiş olduğu avans çeklerinin icra takibine konu olması tehdidiyle karşı karşıya olduğunu, müvekkilinin davalı şirketin İnegöl’de bulunan fabrikasına gittiğinde çevrede yaptıkları araştırma neticesinde; davalı şirketin, kısa bir süre önce FETÖ operasyonu kapsamında KHK ile faaliyetine son verdiğini öğrendiklerini, davalı şirketten hiçbir yetkiliye ulaşılamadığını belirterek, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, dava konusu çeklerin iptali ile istirdadını, dava konusu çeklerin icra takibine konulmasını ve ödenmesini önlemek amacıyla 3. kişileri de kapsayacak şekilde teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … açılan davanın kabulü ile davacının, Ziraat Bankası Körfez Şubesine ait keşidecisi …. olan 0076035 seri numaralı 30/09/2016 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli, Halk Bankası Körfez Şubesine ait keşidecisi …. olan, 7224615 seri numaralı 30/10/2016 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli, Halk Bankası Körfez Şubesine ait keşidecisi …. olan, 7798537 seri numaralı 30/03/2017 keşide tarihli 10.000,00 TL bedelli çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine; mahkememizce verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleştiğinde kaldırılmasına, tedbir nedeniyle yatırılan teminatın karar kesinleştikten 1 ay sonra davacıya iadesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme ilamı ile davanın tam kabulüne karar verilmesine rağmen yalnızca dava konusu çekler nedeniyle müvekkil şirketin davalıya borçlu olunmadığına ilişkin hüküm tesis edildiği, hüküm kısmında davanın tam kabulüne rağmen dava konusu çeklerin iptali ve istirdadına şeklinde hüküm kurulmasının unutulduğunu beyan ederek; davanın tam kabulüne karar verilmesi nedeniyle dava konusu çeklerin iptali ile istirdadına ilişkin olarak hüküm tesis edilmesi için yerel mahkeme hükmünün istinaf incelemesi sonucunda kaldırılarak belirtilen şekilde hüküm tesis edilmesine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/12/2019 tarih, 2016/1107 Esas – 2019/707 Karar sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; menfi tespit, çek iptali ve istirdat istemlerine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu, davacının davalının fabrikasından mobilya siparişi verdiği, verilen siparişlere karşılık olarak davacının davalı firmaya dava konusu 3 adet avans çekini verdiği, ancak davalının üzerine düşen edimi yerine getirmeyerek sipariş edilen malları davacıya teslim etmediği , bunun üzerine davacı tarafından, davalıya teslim edilen avans çeklerinin icra takibine konu olmaması ve çeklerin iptali ile istirdadı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; ticari mal satış sözleşmesi kapsamında verildiği belirtilen keşidecisi davacı, lehdarı davalı şirket olan çeklerin, malların tesliminin gerçekleşmemesi nedeni ile icra takibine konu edilmesinin önlenmesinin gerekip gerekmediği noktasında bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesince dosya arasına alınan 19/09/2019 tarihli raporda; yapılan incelemede taraflar arasında bir ticari ilişkinin bulunduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin örf ve adetlere göre yürütüldüğü, bankalardan gelen yazılarda dava konusu çeklerin, mahkemenin tedbir kararına istinaden ödenmediğinin belirtildiği, dava konusu edilen 30.000 TL tutarındaki üç adet çekin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, önceden verilen çekler dolayısıyla davact kayıtlarına göre 28.372,61 TL tutarında fazla ödeme yapıldığının tespit edildiği, diğer bir ifadeyle davacı defterlerine göre davacının davalıdan 28.372,61 TL tutarında alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı defterleri sunulmadığı için incelenmediği, taraflar arasında bir ticari ilişki bulunduğu, davacının ticari tacir olduğu için ticari defter tutmak zorunda olduğu, dava konusu çeklerin davacı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterleri sunulmadığı için incelenemediği, dava konusu çekler cari hesaba kaydedildiği için cari hesap davacı lehine 28.372,61 TL olarak bakiye verdiği, çekler cari hesaptan çıkarıldığı takdirde 30.000 TL – 28.372,61 TL = 1.627,39 TL tutarında bakiye kalacağı, yani çekler ödenmediği takdirde davacının davalıya 1.627,39 TL tutarında cari hesap bakiyesi kaldığı, mevcut cari hesap dolayısıyla davalının bir alacağı bulunmadığı, dava konusu çekler ödenmediği takdirde davalının davacıdan 1.627,39 TL tutarında cari hesap bakiyesi kaldığı, davacı defterlerinin sunulduğu ve defterlerin usulüne uygun tutulduğunun belirtildiği görülmüştür.
Somut davada, ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada; dava konusu çeklerin davalıya mobilya siparişi nedeniyle verildiği, taraflar arasında kararlaştırılan mobilyaların davalı tarafından teslim edilmemesi nedeniyle çeklerin bedelsiz kaldığı, davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalının davaya cevap vermediği ve duruşmalara katılmadığı, resen seçilen mali müşavir bilirkişi aracılığıyla tarafların ticari kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak rapor aldırıldığı, davalı tarafın defterlerini inceleme gününde mahkemeye ibraz etmekten kaçındığı, dava konusu çeklerin karşılığı olan mobilyaların davacı tarafa teslim edildiğine dair herhangi bir belge sunulmadığı, davalıya ait satış beyannamelerinin vergi dairesinden celp edildiği, gelen belgelerin incelendiği, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunun tespit edildiği, ancak dava konusu mobilya satışına ilişkin davalı tarafından bildirim yapılmadığı anlaşıldığından, davacının dava konusu çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığı gerekçesiyle,davacının davasının kabulüne şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan; davacının, davaya konu çeklerin keşidecisi olması, çek iptal davalarının ancak yetkili hamil tarafından hasımsız olarak açılabileceği, davacının yetkili hamil sıfatını taşımadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararın bu yönüyle de eksik bir husus taşımadığı görülmüştür.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*