Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2087 E. 2021/2200 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2087 – 2021/2200
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2087
KARAR NO : 2021/2200

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …..
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :04/10/2021
NUMARASI :2021/59 Esas – 2021/25 Karar

DAVACI :TÜRK EKONOMİ BANKASI A.Ş. – TEB
VEKİLİ :Av. ….
DAVALI :GÜZELGÜN TELEKOMÜNİKASYON VE GAYRİMENKUL A.Ş.

VEKİL :Av. …

DAVA TÜRÜ : Çekişmeli Alacak (İİK’nun 308/b)
DAVA TARİHİ :20/01/2021
KARAR TARİHİ :20/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :21/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Güzelgün Telekomünikasyon ve Gayrimenkul A.Ş. ve dava dışı kefiller … ve … tarafından Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi 2018/416 Esas sayılı dosyasından konkordato talep edildiğini, şahısların konkordato talebinin reddedildiğini, davalı şirketin konkordato projesinin 18/12/2020 tarihli duruşmada tasdik edildiğini, konkordato sürecini yürüten mahkeme ve komiserler tarafından gerekli incelemeler yapılmadan ilgili dosyada hüküm tesis edildiğini, 04/11/2020 tarihinde dosyaya sunulan beyanla geçici mühlet tarihi itibariyle kredilerden kaynaklı 2.428.458,74 TL anapara, şirket kredi kartı riskinden kaynaklanan 62.688,02 TL, gayrinakdi riskten kaynaklanan 36.800 TL, nakde dönen çek yaprak bedellerinden kaynaklı 4.800 TL, işlemiş faizden kaynaklı 144.139,88 TL, olmak üzere toplamda 2.676.886,64TL olarak alacağın nisapta dikkate alınması talep edilse de alacağın itiraza uğradığını ve çekişmeli olduğunun taraflarına bildirilmediğini, alacaklılar toplantısında alacağın itiraza uğradığının öğrenildiğini ve borçlu tarafından beyan edilen alacak üzerinden toplantıya iştirak edildiğini, davalı Türk Ekonomi Bankası A.Ş Kartal Çarşı Şubesi ile Güzelgün Telekomünikasyon ve Gayrimenkul A.Ş arasında 19/04/2017 tarih ve 6.000.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, imzalanan sözleşme çerçevesinde firmaya krediler kullandırıldığını, borçlunun kredi borçlarını vadesinde ödememesi ve sözleşmeden doğan diğer edinimlerini yerine getirmemesi nedeniyle hesap kat edilerek Üsküdar 6. Noterliğinin 17/12/2018 tarih ve 103758-1033737 yevmiye numaralı ihtarnamelerinin keşide edildiğini, Davalı Güzelgün Telekomünikasyon ve Gayrimenkul A.Ş’nin davacı banka ile imzaladığı kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilerin teminatı olarak davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araç ve 3 adet taşınmaz üzerine banka lehine rehin/ipotek şerhi tesis edildiğini, davalı şirket adına kayıtlı İstanbul İli, Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesi nde bulunan 10836 Ada, 42 Parsel sayılı 10. Bağımsız bölüm numaralı mesken nitelikli taşınmaz üzerine Kartal Tapu Sicil Müdürlüğünün 14/07/2017 tarih ve 16341 yevmiye numarası ile davacı banka lehine 860.000,00 TL limit ile ipotek tesis edildiğini, İstanbul İli, Kartal İlçesi, Soğanlık Mahallesinde bulunan 10836 Ada, 42 Parsel sayılı 12. Bağımsız bölüm numaralı mesken nitelikli taşınmaz üzerine Kartal Tapu Sicil Müdürlüğünün 14/07/2017 tarih ve 16340 yevmiye numarası ile davacı banka lehine 820.000,00 TL limit ile ipotek tesis edildiğini, İstanbul İli,Ümraniye İlçesi, Namık Kemal Mahallesinde bulunan 542 Ada, 18 Parsel sayılı, 1. Bağımsız bölüm numaralı daire nitelikli taşınmaz üzerine Ümraniye Tapu Sicil Müdürlüğünün 20/08/2015 tarih ve 25454 yevmiye numarası ile davacı banka lehine 800.000,00 TL limit ile ipotek tesis edildiğini, 2016 model Skoda Octavia 1.6 TDI Optimal DSG Marka … plakalı araç üzerine davacı banka lehine rehin hakkı tesis edildiğini, davacı bankanın rehinli alacaklı konumunda olduğunu, davacı bankanın alacak miktarı rehinli alacaklı miktarının 2.730.000,00 TL olduğunu, asıl alacağa geçici mühlet tarihinden ilk ödemenin yapılacağı tarihe kadar işleyecek toplam faizin 3.130.539,12 TL olduğunu, bu nedenle davacı bankanın alacağının tespit edilerek 2.730.000,00 TL’nin rehinli 3.130.539,12 TL faizden kaynaklanan adi alacak olarak tespitiyle,(borçlunun tenzilat konkordatosunda bulunmuş olması sebebiyle adi alacakların %50’sinin ödeneceği de göz önüne alınarak) adi alacağın 1.687.201,96 TL,rehinli alacağın 2.730.000,00 TL olarak konkordato nisabına dahil edilmesine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatteyse malvarlıklarının değerlemesi yapılarak tespit edilen değere faiz işletilerek limit kadar işleyen faizi rehinli alacak, limitin üstünde kalan kısmının adi alacak olarak kabulünü, bu taleplerinin de kabul edilmemesi halinde malvarlıklarının değerlemesi yapıldıktan sonra bu tutara işleyecek faizin adi alacak olarak kabul edilmesini, alacak hakkında bu yönde de karar verilmemesi halinde davacı bankanın geçici mühlet tarihi olan 22/10/2018 tarihi itibariyle dahi alacak miktarının 2.676.886,64 TL olduğu dikkate alınarak bu tutarda alacağın kabulü ile teminat limitleri toplamının altında davacı banka alacağının tümünün rehinli alacak olarak dahil edilmesini karar verilmesini, yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü konkordato projesi tasdik edilen firmadan çekişmeli hale gelen alacağın tespitini, tespit edilen tutarın konkordato projesine dahil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, İİK md. 299. Gereğince alacaklıların komiser tarafından 288. Madde uyarınca yapılacak ilanla, ilan tarihinden onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunduğunu, dosyada bu davetin yapıldığını ayrıca bilançoda kayıtlı tüm alacaklılara posta yolu ile davet gönderildiğini, bunun üzerine alacak kayıtları yapıldığını, İİK Md. 300 gereğince alacak kayıt talebinde bulunan alacaklılara ait alacak talepleri hakkında taraflarınca gerekli beyanda bulunulduğunu, müvekkiline usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş hesap kat ihtarnameleri olmadığı gibi bir an için hesap kat ihtarının usulüne uygun şekilde tebliğ edilmiş olduğu düşünülse bile konkordato hükümlerinin bu hususta özel hükümler olduğunu, konkordato yargılaması, alacakların ve alacaklıların tasnifi, değerlendirmeye alınması vb. İKK’daki özel hükümlere göre yapıldığını, davacı bankadan kullanılan kredilerin teminatı olarak ipotek tesis edilen taşınmazlar için kıymet takdirleri yaptırıldığını ve alacaklının taşınmazların/aracın rayiç değerleri tutarındaki alacağı rehinli alacak olarak kabul edildiğini,kaydi olarak ipotek/rehin tesis edilmiş olmakla birlikte rayiç değerin üstünde kalan kısma tekabül eden alacağın adi alacak olarak kabul edildiğini, yapılan hesaplamalar ve tasniflerin tamamen İİK’na uygun olduğunu dolayısıyla davacının davasının yerinde olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; ” … Davanın Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-ç, 115/2 gereği davanın USULDEN REDDİNE,
2-Dosyanın kararı kesinleştiğinde kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması için dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, … ” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin, şirket faaliyetlerinin İstanbul’da olduğu yönündeki gerekçesinin herhangi bir inceleme yapılmadan yalnızca davacı iddiasına dayanarak oluşturulduğunu, kararın bu yönüyle eksik inceleme teşkil ettiğini, İİK’nın 308-(b) maddesi kapsamında çekişmeli alacak davası olarak açılan davalarda kesin yetki kuralı bulunmadığını; bu sebeple davacının süresinde olmayan talebi neticesinde veya re’sen yetkisizlik kararı verilemeyeceği, kesin yetki kuralının bulunmadığı durumlarda ise yetki itirazı bir ilk itiraz niteliğinde olup süresi içerisinde ileri sürülmedikçe dikkate alınması usule aykırı olacağını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; borçlu şirketin muamele merkezinin Kartal/İstanbul’da olduğunun sabit olduğu, yeniden görülecek olan konkordato dosyasının İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri’nde görülmekte olduğunu ve çekişmeli hale gelen alacaklar da İİK’nın 285-(3) maddesi yollamasıyla İİK’nın 154. maddesi uyarınca muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle iş bu çekişmeli alacağa ilişkin dosyanın yetkisizlik kararı verilerek İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesi kararının yerinde olduğu, davalının kesin yetki kuralı olmadığını iddia ettiği, dava konusu durumda kesin yetki kuralı bulunmakta olduğunu ve kesin yetki kuralı mahkemece re’sen davanın her aşamasında dikkate alınabileceğini, yerel mahkemece yetkisizlik kararının verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamakta olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2021 Tarih – 2021/59 Esas – 2021/25 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; 2004 sayılı İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; ” … Davanın Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-ç, 115/2 gereği davanın USULDEN REDDİNE, dosyanın kararı kesinleştiğinde kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde başvurulması için dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, … ” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı delillere göre; Davalı Güzelgün Telekomünikasyon ve Gayrimenkul A.Ş. ve dava dışı kefiller … ve … tarafından Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/416 Esas sayılı dosyasından konkordato talep edildiği, İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 18/12/2020 tarihli ve 2018/416 Esas – 2020/626 Kararla;
” …1-Konkordato talebinin Güzelgün Telekomünikasyon ve Gayrimenkul A.Ş. yönünden kabulü ile Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı Güzelgün Telekomünikasyon ve Gayrimenkul A.Ş.’nin konkordato projesinin alacaklılar yönünden İİK 305 ve 306. maddeleri gereğince tasdikine,
2-Talep eden şirket’in İ.İ.K 302. Mad. Uyarınca alacaklılar yönünden konkordato projesi kapsamındaki adi borçlarından 39.538.310,69 TL’nin %50’sinin ilk taksit ödemesinin 31/01/2023 tarihinden başlanmak üzere takip eden her ayın sonunda bir olmak üzere 96 ayda ( 8 yılda ) taksitler halinde ödenmesine,
Rehinli borçlarından 5.067.825,07 TL’nin ilk taksidi 31/01/2021 den başlamak üzere takip eden her ayın sonunda bir olmak üzere 72 ayda taksitler halinde ödenmesine,
İmtiyazlı boçlarından 2.988.841,78 TL’nin (güncel borç tutarı 6.685.430,03 TL) ilk taksidi 31/01/2021 den başlamak üzere takip eden her ayın sonunda bir olmak üzere 36 ayda taksitler halinde ödenmesine,
15.000 TL altındaki borçların 2021 yılında (2021 yılının 4.8.ve12. Aylarında) 3 eşit taksit halinde ödenmesine,
3-İ.İ.K 307/1 mad. Gereğince rehinli alacaklara rehinli olan malların (taşınır ve taşınmazların) muhafazası ve satışının işbu karar tarihinden (18.12.2020) itibaren 6 ay süre ile (18.06.2021 tarihine kadar) ertelenmesine, şirket hakkında verilen diğer tüm tedbirlerin karar ile birlikte kaldırılmasına,
4-Alacağı itiraza uğramış alacaklıların İ.İ.K 308/b mad. Uyarınca tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içerisinde dava açabileceklerinin ihtarına…” karar verildiği, ilk derece mahkemesi kararının istinaf edilmesi üzerine Daire’mizin 18/05/2021tarihli ve 2021/639 Esas-2021/862 Karar sayılı kararıyla; davacı şirketin muamele merkezinin İstanbul/Kartal’da olması sebebiyle ilk derece mahkeme kararının ; dava tarihi itibariyle muamele merkezinin İstanbul ili olduğu anlaşılmakla, kamu düzenine ilişkin kesin yetki şartının gerçekleşmediği, bu nedenle davanın şirket yönünden yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114-(1)-ç ve 115-(2) maddeleri uyarınca kesin yetki yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Adliyesi Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verildiği, Daire’mizin kararından sonra şirket hakkındaki konkordato davasının İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mah. 2021/418 E. Sayılı dosyasında görülmeye devam ettiği, Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 18/12/2020 tarihli ve 2018/416 Esas – 2020/626 Karar sayılı konkordatonun tasdiki kararından sonra ise 20/01/2021 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154 maddesi uyarınca; konkordato taleplerinde yetkili ve görevli mahkeme, borçlunun muamale merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi olup bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Konkordato talebinde bulunan şirketin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa davanın da bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. Muamele merkezinden kasıt, borçlunun ticarethanesinin olduğu yer olmayıp; borçlunun, ticaret yaptığı kişilere yönelik olarak işlerini takip ettiği yerdir. Gerçek veya tüzel kişi tacir birden fazla yerde ticari faaliyetlerde bulunuyor; ancak, bu işletmelerden birinde yoğun şekilde ticari faaliyetler yürütüyor ve tüm ticari işletmesini buradan idare ediyor ise muamele merkezi, ticari faaliyetlerin idare edildiği yer olarak vasıflandırılmaktadır (Baki Kuru (1988), İflâs ve Konkordato Hukuku (İflâs ve Konkordato), Alfa Basım ve Dağıtım, Ankara, s. 53; Güneysu-Güngör, s. 129.)
İflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir (Yargıtay HGK’nın 2012/19-643 Esas, 2013/256 Karar sayılı kararı). Aynı kural konkordato davaları için de geçerli bulunmaktadır.
İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154. maddesi uyarınca; konkordato taleplerinde yetkili ve görevli mahkeme, borçlunun muamale merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi olup bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesin olmakla birlikte, eldeki davada olduğu gibi İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak davalarında yetkinin kesin olup olmadığı, diğer deyişle İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154. maddesinde düzenlenen yetki kuralının bu tür davalarda da uygulanıp uygulanmayacağı üzerinde durulması gerekmektedir.
İİK’nın 308-(b) maddesinde; Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilanı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler; bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir” hükmü düzenlenmiştir.
İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak davası hasımlı bir dava olup, bu davanın borçlu da hasım (davalı) gösterilerek ayrı bir dava olarak genel hükümlere göre açılıp görülmesi, tarafların ileri sürdükleri deliller toplanarak karar verilmesi gerekmektedir. (Davanın açılacağı mahkemenin yetki veya görevi hakkında bir açıklık olmadığından, bu dava genel hükümlere göre açılacaktır. Ancak taraflar arasında söz konusu alacak hakkında yetki yada tahkim sözleşmesi varsa mahkeme buna göre belirlenir. Kuru, El Kitabı, s.1500-1501; SK SchKG- Hunkeler/Wohl, Art,315,N.7. Prof.Dr. …- Prof.Dr. …, 7101 Sayılı Kanun Çerçevesinde Konkordato, XIII- Çekişmeli Alacaklar Hakkında Dava, s,153).
İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak davasında görevli mahkeme genel hükümlere göre belirlenir.( Ankara BAM 13. HD. 11/10/201 tarih, 2021/617 Esas-2021/ 577 Karar, İzmir Bam 20.HD. 08/09/2020 tarih, 2020/444 Esas- 2020/277 Karar).
Yukarıda yapılan açıklamalar, alıntılanan ilmi görüşler ve yargı kararları hep birlikte değerlendirildiğinde; İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak davasının konkordato davasından ayrı, genel hükümlere göre açılıp görülen bir dava olduğu, bu tür davalarda mahkemenin görev ve yetkisinin de genel hükümlere göre belirleneceği, yine bu tür davaların İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154 maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralına tabi olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 5. maddesinde “Mahkemelerin yetkisi, diğer kanunlarda yer alan yetkiye ilişkin hükümler saklı kalmak üzere, bu Kanundaki hükümlere tabidir.” denilerek genel kural düzenleme altına alınmış olup, aynı Kanun’un 6. maddesi ile de “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir,..” genel yetki kuralı düzenlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, kesin olmayan yetki itirazının, ilk itiraz (HMK. m.116/1-a) olduğunu; ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK. m.117/3) düzenlemiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun19/4. maddesine göre de yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir. Hakim doğrudan (re’sen) yetkisizlik kararı veremez.
Somut olayda; davacı tarafından İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince çekişmeli alacak davası açıldığı, İİK’nın 308-(b) maddesinde yetkili mahkeme hakkında açık bir düzenlemenin bulunmadığı, çekişmeli alacak davasının konkordato davasından ayrı, genel hükümlere göre açılıp görülen bir dava olduğu, bu tür davalarda mahkemenin görev ve yetkisinin de genel hükümlere göre belirleneceği, İİK’nın 308-(b) maddesine göre açılan davanın İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154 maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralına tabi olmadığı, taraflar arasında yetki yada tahkim sözleşmesi bulunmadığı, davalı vekilinin cevap dilekçesinde yetki ilk itirazı ileri sürmediği , kesin olmayan yetki (ilk itiraz) söz konusu olduğunda mahkemece yetkili olup olmadığının re’sen değerlendirilip yetkisizlik kararı verilemeyeceği, konkordato davası kapsamında yapılan yetki (kesin yetki) değerlendirmesinin eldeki dava açısından bağlayıcı olmadığı, mevcut durumda ilk derece mahkemesinin İİK’nın 308-(b) maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak davasını görmekle yetkili olduğu, esasa girilip tarafların iddia, savunma ve delilleri ile konkordato davasının bulunduğu aşama dikkate alınarak gerekli yargılama ve hukuki değerlendirmenin yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kesin yetki kurallarına tabi olduğu kabul edilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı vekili ile davalı ve vekilinin adreslerinin ve gerekçeli kararın yazılma tarihinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-3) maddesi gereğince; Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/10/2021 Tarih – 2021/59 Esas – 2021/25 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye..
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip…
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*