Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/2005 E. 2022/269 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2005 – 2022/269
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/2005
KARAR NO : 2022/269

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/09/2021
NUMARASI :2016/207 Esas – 2021/469 Karar

DAVACI ::……
DAVALILAR :1-(T.C. NO: ……)
2-(T.C. NO: …….)
3-(T.C. NO: …….)
4-(T.C. NO: …….)
VEKİLİ :Av……..
DAVA TÜRÜ :Tazminat
DAVA TARİHİ :19/02/2016

KARAR TARİHİ :07/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :14/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin eski çalışanı olan davalıların işten ayrıldıktan sonra davacı ile aynı sektörde olan ve aynı alanda faaliyet gösteren Promon isimli firmayı kurduklarını, rekabet yasağını ihlal edici nitelikteki çalışmalarına ve faaliyetlerine uzun süredir devam ettiklerini, görevleri gereği davacı şirketin teknik ve ticari sırlarına ve müşteri çevresine nüfuz edebilen konumları sebebiyle davalılar ile rekabet yasağı sözleşmesi akdedildiğini ve hizmet akdinin herhangi bir sebeple sona ermesinden sonraki iki yıllık süre içerisinde zarar şartı aranmaksızın, davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren bir şirkette görev almamayı, ortak olmamayı davalıların kabul ve taahhüt ettiklerini, davalılardan …’ın Promon Raf isimli firmayı kurduğu, davalı …’nın firma yetkilisi olduğunu, diğer davalıların da yanı firmada çalıştıklarının Kocaeli 4. İş Mahkemesinin 2014/96 esas sayılı dosyasında hüküm altına alındığını, Bu nedenle BK’nın 444. maddesi çerçevesinde düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesini ihlal edici nitelikteki eylem ve davranışları sebebiyle davalılardan sözleşmede belirtildiği üzere son brüt maaşın 24 katı tutarında cezai şart bedelinin tahsili için bu davayı açtıklarını beyan ederek; her davalıdan 5.000,00-TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 20.000,00-TL’nin hizmet akitlerinin sona erme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılıp zamanaşımına uğradığını, 6100 sayılı HMK’nın 109. maddesi’nin 1. ve 2. fıkra hükümlerine aykırı şekilde dava açıldığını, davacı ile davalı arasında akdedildiği iddia edilen gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmelerinin geçersiz olduğunu, gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmelerinin 6098 Sayılı TBK’nın 444. maddesine açıkça aykırı olduğu için de hükümsüz olduğunu, baskı ile imzalatıldığı için ayrıca hükümsüz olduğunu, davacının gizlilik ve rekabet yasağı sözleşmelerinin birer nüshalarını davalılara vermediğini, bu durumun 4857 Sayılı Yasanın 8. maddesine kıyas yoluyla aykırı olduğunu, ayrıca işçi aleyhine tek taraflı düzenleme yapılamayacağı ilkesine de aykırı olduğunu, taraflar arasındaki rekabet yasağının sona erdiğini, zira davalıların hizmet sözleşmelerinin davacı tarafından veya haklı olarak davalı işçiler tarafından feshedildiğini, 6098 Sayılı Yasa’nın 447/2. maddesi ve yerleşik yargıtay kararları uyarınca hizmet sözleşmesi, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse rekabet yasağının sona erdiğini, davalıların yaptığı işin özel ticari sır bilmeyi gerektirecek bir iş olmadığını beyan ederek davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’ın kıdem tazminatı talebi reddedilmiş olduğunu davalının, davacı şirketten ayrıldıktan 14 gün sonra kendi adına firma kurarak ve diğer dayalıları da yanına alarak, davacı şirket ile aynı alanda faaliyete başladığı ve halen, RAFEKS’ isimli bir başka firma daha kurarak, yine diğer davalılar ile birlikte rekabet yasağını ihlale devam ettiğini, gelen müzekkere cevaplarından anlaşılmakta olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde bulunması gereken zorunlu unsurlarda eksiklik mevcut olduğunu, davacının istinaf başvuru talebinin reddine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, yerel mahkemenin 10.09.2021 tarih ve 2016 / 207 esas, 2021 / 469 karar sayılı ilamının gerekçe kısmı ayrı ayrı irdelenmiş olup çok açık bir şekilde sayın mahkeme tarafından hüküm kurulmuş olduğunu, işbu sebeple yerel mahkemenin bu kararı kanuna, dosyadaki delillere, yüksek yargıtayın yerleşik içtihatlarına uygun şekilde oluşturulmuş olduğunu, son derece hakkaniyetli ve doğru bir karar olduğunu, yerel mahkeme huzurunda dinlenen davacı tanıklarının beyanları doğrudan bilgi ve görgüye dayalı olmadığı gibi dosyaya celp edilen evraklarla da uyumlu olmadığını, davacı tanığı … davalı …’ın işten ayrıldıktan 1 sene sonra rakip firmada işe girdiğini beyan etmiş ise de davalı … adına Gebze Sosyal Güvenlik Merkezi 26/09/2019 tarihli cevabi yazısında 2018 yılının 8. ayına kadar 4/a kodu ile kendi işyerinde çalışmış olduğu gözetildiğinde davacı tanığının beyanlarına yerel mahkeme tarafından itibar edilmemiş olduğunu, …’ın davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunmadığı dosyada mevcut bulunan delillerle ortada olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/09/2021 tarih, 2016/207 Esas – 2021/469 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 444’üncü maddesi uyarınca (818 sayılı BK’nın 348) işçi ile işveren arasında düzenlenen işçinin rekabet yasağı sözleşmesine aykırılık iddiasından kaynaklanan cezai şart istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı taraf; davacı müvekkili şirketin eski çalışanı olan davalıların işten ayrıldıktan sonra davacı ile aynı sektörde olan ve aynı alanda faaliyet gösteren “Promon Raf” isimli firmayı kurduklarını, rekabet yasağını ihlal edici nitelikteki çalışmalarına ve faaliyetlerine uzun süredir devam ettiklerini, görevleri gereği davacı şirketin teknik ve ticari sırlarına ve müşteri çevresine nüfuz edebilen konumları sebebiyle davalılar ile rekabet yasağı sözleşmesi akdedildiğini ve hizmet akdinin herhangi bir sebeple sona ermesinden sonraki iki yıllık süre içerisinde zarar şartı aranmaksızın, müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren bir şirkette görev almamayı, ortak olmamayı davalıların kabul ve taahhüt ettiklerini, davalılardan …’ın Promon Raf isimli firmayı kurduğu, davalı …’nın firma yetkilisi olduğunu, diğer davalıların da yanı firmada çalıştıklarının Kocaeli 4. İş Mahkemesinin 2014/96 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alındığını, Bu nedenle BK’nın 444. maddesi çerçevesinde düzenlenen rekabet yasağı sözleşmesini ihlal edici nitelikteki eylem ve davranışları sebebiyle davalılardan sözleşmede belirtildiği üzere son brüt maaşın 24 katı tutarında cezai şart bedelinin tahsili için bu davayı açtıklarını beyan ederek; her davalıdan 5.000,00-TL cezai şart bedeli olmak üzere toplam 20.000,00-TL’nin hizmet akitlerinin sona erme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan ayrı ayrı tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş,davalı taraf ise cevap dileçesinde; zamanaşımı def’i de bulunarak, davalıların hizmet sözleşmelerinin davacı tarafından veya haklı olarak davalı işçiler tarafından feshedildiğini, 6098 Sayılı Yasa’nın 447/2. maddesi ve yerleşik yargıtay kararları uyarınca hizmet sözleşmesi, haklı bir sebep olmaksızın işveren tarafından veya işverene yüklenebilen bir nedenle işçi tarafından feshedilirse rekabet yasağının sona erdiğini, müvekkillerinin yaptığı işin özel ticari sır bilmeyi gerektirecek bir iş olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, toplanan delliller ve tüm dosya kapsamına göre; 6098 sayılı Kanun’un 444/2. maddesi “rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmü haiz olup, anılan madde hükmü uyarınca rekabet yasağının işçinin yaptığı iş nedeniyle edindiği bilgileri, çalışmaya başladığı başka bir rakip işletmede kullanarak davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunması halinde geçerli olacağı, somut olayda; Kocaeli 3. İş Mahkemesinin 2014/89 Esas sayılı dosyasında davalı …’ın iş akdini haklı olarak feshettiğinin kabul edildiği ve anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçmek sureti ile 08/01/2019 tarihinde kesinleştiği, Kocaeli 4. İş Mahkemesinin 2015/162 Esas sayılı dosyasında ise; davalı …’ın, davalı işverenden (bu davanın davacısı) alacaklı olduğu ve bu durumun davalı tarafından da kabul edildiği davalı işverenin takas savunmasının yerinde olmadığı gerekçesi ile davacı işçi … haklı bulunarak itirazın iptaline karar verildiği ve anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçmek sureti ile 08/01/2019 tarihinde kesinleştiği, davalılardan … …’nın, AKBANK A.Ş. tarafından dosyaya gönderilen 26/02/2021 tarihli yazı ekinde 34.989,02-TL ödenmek sureti ile davacı tarafından iş akdinin sonlandırıldığının anlaşılmıştır.
Davalı … yönünden ise, davacı tanıklarının, davalı …’in ufak bir dükkan açtığını bu dükkanda ufak tefek tadilatlar yaptığını ve söz konusu dükkanda imalat yapılmasının mümkün olmadığını da beyan etmişlerdir. Ayrıca davalı … işyerini açtıktan yaklaşık bir yıl sonra da bu işyerini kapatmıştır. Öte yandan Kocaeli Vergi Dairesi Başkanlığı Tepecik Vergi Müdürlüğü’nün 27/11/2019 tarihli cevabi yazısı ekindeki yoklama fişinde davalı ….. işyerinin 400 TL ile kiralandığı ve 36 m2 büyüklüğünde olduğu belirtilmiştir. Bu itibarla davacı …… davacı ile akdetmiş olduğu Rekabet Yasağı Sözleşmesinin davalının açtığı dükkanın hacmi,niteliği ve büyüklüğü gözetildiğinde rekabet yasağını ihlal boyutuna ulaşmadığı ve davacının davacı işverene önemli ölçüde zarar verme ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/1-b.1 ve 359/3 maddeleri uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/02/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*