Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1973 E. 2022/1926 K. 31.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1973
KARAR NO : 2022/1926

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 22/06/2021 – 06/09/2021 (ek karar)
NUMARASI : 2020/473 Esas – 2021/393 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : …
VEKİLİ : …

DAVA TÜRÜ : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 31/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 10/11/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı taraftan Körfez 2. Noterliği’nin 06/04/2020 tarih ve 03149 yevmiye numaralı satış sözleşmesi ile, … plakalı, renault marka, 2007 model premium 440 19T tipli, çekici cinsli aracı satın aldığını, aracı aldıktan bir süre sonra işbu ayıpların ortaya çıktığını, var olan ayıpları davacının ilk bakışta anlamasının mümkün olmadığını, gizli ayıpları olduğunu, davacının aracını dava dışı 5S Ağır Vasıta Bakım servisi Tic. Ltd. Şti.’ye onarım için götürdüğünü, fatura bedelinin 74.000,00-TL gibi bir rakam olarak ortaya çıktığını, Kocaeli 5. Noterliği’nin 06/09/2020 tarihli, 16245 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı tarafa satılanı alıkoyup ayıp oranında indirim hakkını kullandığını belirtir ihtarname keşide edilmiş ise de, davalı tarafça olumlu bir dönüş yapılmadığını, talebin kabul edilmediğine ilişkin Körfez 4. Noterliği’nin 005431 yevmiye numaralı 13/09/2020 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini belirterek, 2.000,00-TL satış bedelinden indirim bedelinin, 2.000,00-TL araca yapılan onarım ve bakım masrafları, 256,82-TL ihtarname masrafının davacıya ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davaya konu edilen aracı göstererek, bilerek ve mevcut hali ile kabul ederek satın aldığını, satın alma öncesinde Gebze’de bulunan yetkili ustalara aracın gösterildiğini, davacının talep ettiği değişimler ve bakımlar da yapılarak aracın davacıya teslim edildiğini, aracın 2017 model bir araç olduğunu, (13) yıldır çalışan yurt içi ve yurt dışı taşımacılıkta kullanılan bir araç olduğunu, kullanıma bağlı olarak bir kısım yıpranmalarının bulunmasının mümkün olduğunu, aracın bedelinin 71.000,00-TL iken hasar bedelinin 74.000,00-TL olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Mahkemece 06/09/2021 tarihli istinaf başvurusunun değerlendirilmesi karar ile; ” … Dosyanın tetkikinde anılan kararın kesin olarak verilmiş olduğu görülmekle istinaf talebinin REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu kararın kesin karar olmadığı ve verilen hükmün bu yönüyle ve istinaf dilekçelerinde değindikleri diğer yönler itibariyle istinafa tabi olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf başvuru sınırının altında kalan karar kesin nitelikte olup istinaf başvurusunun bu itibarla reddinin gerektiğini beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 Tarih ve 06/09/2021 (ek karar) – 2020/473 Esas – 2021/393 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; Ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı, 06.04.2020 tarihinde davalı …’nden 71.000,00 TL değerindeki … Renault marka, 2007 model premium 440 19T tipli, çekici cinsli aracı satın almıştır. Aracın gizli ayıplı olduğunu ve gizli ayıpları önceden bilmediğini, aracı dava dışı şirkette tamir ettirdiği ve tamir masraflarının fatura ile de sabit olduğu üzere 74.000,00 TL tuttuğunu, 06.09.2020 tarihli ihtarname ile davalıya durumu izah ederek aracı alıkoyup ayıp oranında indirim hakkını kullandığını beyan ettiği, davalının da ihtarnamede belirtilen hususları kabul etmediği, bunun üzerine davacının fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 2.000,00 TL satış bedelinden indirim bedelini, 2.000,00 TL araca yapılan onarım ve bakım masraflarını ve 256,82 TL ihtarname masraflarını talep ederek ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin alacak davası açmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, dava değerinin istinaf sınırı altında kaldığı belirtilerek 06.09.2021 tarihli ara karar ile istinaf talebinin reddi kararı verildiği ancak davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuru sınırının sağlanıp sağlanmadığı incelenirken dava bedeli olarak belirtilen 4.256,82 TL dikkate alınarak kararın kesin nitelikte olduğu yönünde karar verilmiştir. Ancak dava dilekçesindeki “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere” ibaresinden davanın kısmi olarak açıldığı anlaşılmış olup kısmi davadaki istinaf sınırı belirlemesi gereği alacağın tamamının dikkate alınması gerektiğinden istinaf kanun yoluna başvuru hakkının olduğu anlaşılmıştır. Bu sebeple davacının istinaf talebinin kabulü gerekmekte olup 06.09.2021 tarihli ara karar ile verilen istinaf talebinin reddi kararının kaldırılması ve istinaf incelemesinin yapılması gerekmektedir.
1-Kamu düzeni gereği yapılan incelemede;
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesinde; “aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü yer almaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5-(3) maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Eldeki uyuşmazlıkta; mahkemece yapılan inceleme sonucunda davacının esnaf odasına kayıtlı, işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, ticaret siciline kaydının olmadığı tespit edilmiştir. Ancak, yapılan araştırmaya göre davacının tacir olup olmadığı ve davanın davacının ticari işletmesinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı belirlenmeden davanın esasına girilmesi doğru olmadığından kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Kabule göre de;
Davacının, davasını açarken TBK’nın 227. maddesi esas alınarak seçimlik haklarından birini kullanması yahut terditli talep edebilmesi mümkün iken birden fazla seçimlik hakkını birlikte kullanmış olup mahkemece hangi seçimlik hakkın kullandığının belirlenmesi amacıyla davanın aydınlatılması yoluna gidilmemiştir. Alıcı anılan hükümde yazılı seçenek haklarından yalnız birini kullanabilir. Bu nedenle, davacıya öncelikle hangi seçenek hakkını kullanmak istediği sorularak ona göre araştırma yapılması gerektiğindan kararın kaldırılması gerekmiştir.
Diğer yandan;
Dava konusu araca ilişkin alınan bilirkişi raporunda, araçtaki arızaların gizli ayıptan kaynaklandığı, bu arızaların aracın çalışmasına bağlı olarak ortaya çıkan fonksiyonel işlemlere bağlı aşınma, yorulma, eskime gibi nedenlerle olduğunun söylenebileceğini belirtmiştir. Bilirkişi yaptığı incelemede aracın kazaya karışmış ve kilometresinin (1) milyonun üzerinde olmasını dikkate alarak 25.000,00 TL daha düşük bedelli olacağını ifade etmekle birlikte, faturaya göre 74.000,00 TL’lik yapılan masraf sonucu aracın %40 oranında yenilendiğini belirtmiştir. Bunun üzerine davacının araca alış sırasında vermiş olduğu 71.000,00 TL ve %40 oranındaki yenileme miktarını fatura bedeli üzerinden hesaplayarak 44.400,00 TL’lik yenileme katkısı ile birlikte davacının araca toplam 115.400,00 TL’lik bir ödeme yaptığını tespit etmiştir. Piyasadaki emsal 2. el aracın 140.773,00 TL olduğunu baz alarak aracın kazalı ve (1) milyon kilometrenin üzerinde olması sebebiyle yapılacak olan 25.000,00 TL’lik indirim sonucunda yaklaşık 115.773,00 TL olacağı değerlendirmesi sonucunda, davacının ödemiş olduğu miktarın piyasadaki 2. el araç ile aynı bedelde olacağını belirterek, sonuç olarak davacının araca alım ve tamir sırasında yaptığı ödemelerin piyasa bedeline karşılık geldiğini belirterek davacının gerçek bir zararının olmadığını belirtmiştir.
Bilirkişi tarafından yapılan incelemede hangi ayıpların gizli hangi ayıpların açık ayıp olduğunun değerlendirmesinin yapılmaması, değer kaybı yönünden ise Yargıtay uygulamaları gereği kullanılması gereken nispi metod yöntemine göre hesaplama yapılması gerekirken kasko bedelini esas alarak değerlendirme yapması hatalı olduğundan kararın bu nedenle de kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının tacir olup olmadığının belirlenmesi için gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkemenin görevi konusunda bir karar verilmesi, davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine varılır ise davacının talep etmiş olduğu seçimlik haklarından hangisini kullanmak istediğinin açıklattırılması, araçta ayıp var mı varsa hangi ayıpların gizli ayıp, hangi ayıpların açık ayıp olduğunun açıkça belirlenmesi ve eğer seçimlik haklardan ayıp oranında bedel indirimi seçilirse nispi metod yöntemine göre hesaplama yapılması için taraf ve mahkeme denetimine elverişli bilirkişi raporu alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-3)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/09/2021 tarihli ek kararı ile 22/06/2021 Tarihli 2020/473 Esas – 2021/393 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.31/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*