Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1967 – 2022/281
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1967
KARAR NO : 2022/281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/08/2021 – 14/09/2021 (EK KARAR)
NUMARASI : 2020/163 Esas – 2021/630 Karar
DAVACI : BEKA PETROKİMYA A.Ş. –
VEKİLİ : Av. ….
ASLİ MÜDAHİLLER : 1- KATOEN NATİE LOİŞTİK A.Ş. – .
VEKİLİ : Av. …
2- KUVEYT TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş. – …
VEKİLİ : Av. …
3- HAKAN PETROL GIDA İNŞAAT TURİZM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. …
4- MYHOME HALI SANAYİ VE TİCARET A.Ş. .
VEKİLİ : Av. …
5- T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI –
VEKİLİ : Av. ….
6- TURKLAND BANK A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
7- TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI TÜRK ANONİM ORTAKLIĞI
VEKİLİ : Av. …
8- ALBARAKATÜRK KATILIM BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
DAVA TÜRÜ : Konkordato
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 08/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ortaklık yapısının Ortaklardan …’nın %52,77 hisse oranı,63.330.000,00.-TL hisse tutarı, …’nın ise %47,23 hisse oranı, 56.670.000,00.-TL hisse tutarı olmak üzere 120.000.000,00.-TL şeklinde olduğunu, 1968 yılından bu yana petrokimya sektörü alanında faaliyet gösteren ailenin; 06.09.2007 tarihinde Beka Petrokimya A.Ş. ‘ni kurarak günümüze kadar, başta petrokimya ürünleri ithalatı, dağıtım ve finansmanı olmak üzere bu sektörde hızla büyümeye devam ettiğini, başka alanlarda da faaliyet gösteren şirketin, lokomotif sektörü olan petrokimya sektöründe 350 bin tonluk yıllık satış kapasitesiyle Türkiye’nin önde gelen hammadde tedarikçisi konumunda olduğunu, şirketin Rusya, ABD, Kuzey Afrika, Asya ve Avrupa’dan petrokimya hammaddesi ithal edip Türk sanayicilerine sunduğunu, 2007 yılına kadar gerek sektörün gerekse müvekkili şirketin mali durumunun fevkalade iyi denecek durumda iken; dünya genelinde nakit bolluğunun azalması, buna bağlı olarak döviz kurlarında başlayan artış, artan jeopolitik riskler ve son noktada ülkemizde yaşanan darbe girişiminin etkileri piyasalarda ekonomik sıkıntının baş göstermesine sebep olduğunu, ülkemizde tüm sektörlerde ciddi bir yavaşlama söz konusu olup, zincirleme etkiyle nakit dolaşımı ve iş hacminin ciddi derecede azaldığını, davacı müvekkilinin de bu ortamdan, gelişmelerden olumsuz şekilde etkilendiğini, hali hazırda İİK.285 ve devamı maddelerinde değişen haliyle tanımlanan “Borçlarım, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunma” durumununun gerçekleştiğini, kanundaki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere hem alacaklıların alacağına kavuşması hem de şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesinin konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, müvekkili şirketin işletme yatırımlarını tamamlamış olduğunu, alacaklıların bir anda cebri icra ile haciz ve muhafazaya başlaması halinde müvekkilinin projesinde somut verileri ile izah edilen borçların ödenmesi imkânının kalmayacağını, bu durumun yapımı devam eden işlerin sözleşmelerinin feshine yol açacağını, olası bir iflas durumunda şirket borçlarının artacağını, bu durumun hem davacı müvekkili, hem alacaklılar hem de ülkemiz için olumsuz sonuçlar doğuracağını, borçların tasfiyesi ve şirketin ticari faaliyetlerine devamının sağlanması amacı ile müvekkili şirket tarafından ayrıntılı olarak izah edilen “Konkordato Ön Projesi” hazırlandığını, konkordato ön projesine göre; şirket adına kayıtlı taşınmazlar bulunmakta olup, her ne kadar ipotekli bulunsa da bu taşınmazlardan şirket faaliyetine özgülenmiş olanların satışı ve başta ipotek lehtarı bankalar, şirketler olmak üzere borç tasfiyesi sağlanması düşünülerek, özellikle banka ve finans kuruluşlarına olan borçların yüksek faizle artışının önüne geçerek, malı cebri satışa oranla daha yüksek bir bedelle satmak ve daha yüksek oranda borç tasfiyesini mümkün kılmak adına nakit girdisi planlandığını, konkordato tasdikinden sonra 6 ay ödemesiz geri kalan borçların 4 yıl ( 48 Ay) aylık eşit taksitlerle ödenmesinin öngörüldüğünü, projede 48 ayın üzerinde ödeme vadesi olan borçların tamamının taşınmazların satışı ile defaten ödenecek veya 48 ay ödeme şeklinde düzenleneceğini, rehinli alacaklılar ile görevlendirilecek konkordato komiseri nezaretinde İİK. M.308/h kapsamında görüşerek rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması sürecinin gerçekleştirileceğini, konkordato ön projesine göre; mühlet öncesi işlemiş fazilerin aynen ödeneceği fakat mühlet kararıyla İİK: md. 394/3 gereği faiz işlemesi duracağından bu dönem için finansman gideri oluşmayacağını, müvekkili şirketin borca batık olmaması sebebiyle işbu konkordato ön projelerinin vade teklifi içerdiğini, davacı müvekkilinin iş bu dilekçe tarihi itibariyle vadesi gelen borçlarını ödeyemeyeceğini ve takip eden dönemde vadesi gelecek borçlarını da ödeyememe tehlikesi altında olduğunu, davacı müvekkilinin, mevcut durum sebebiyle icra ve haciz tehdidi ile karşı karşıya geleceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, davacı müvekkilinin faaliyet ile ilgili ekipmanları, stoklarına ve diğer hak ve alacaklarına yönelik her an haciz ve ihtiyati haciz kararları alınıp, faaliyetine son verilebileceğini beyanla öncelikle davacı müvekkilinin faaliyetine devam edebilmesi ve malvarlığının korunabilmesi için tensip kararıyla birlikte İcra ve İflas Kanunu’ıran 287, 288., e 295. Maddeleri gereğince derhal, davacı müvekkilleri bakımından 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesini, İİK.’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 9183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü har., ceza ile SGK alacakları (prim, idari para cezalan dahil) ile ilgili takipler dahil olmak üzere, davacı müvekkili aleyhine takip yapılmamasını, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmamasını, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasını, yeni takip yapılmamasını, davacı müvekkili hakkında rehinin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulmasını, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasını, davacı müvekkilinin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının davacılara ödenmesine, davacı müvekkilinin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve tüm hak ve alacaklarının davacılara ödenmesini, başta bankalar olmak üzere idare ve tüm alacakların takas mahsup ve blokaj haklarının kullanmasının önlenmesine mahkemece uygun görülecek diğer tedbirlerin alınmasına, davacı müvekkiline ait çeklerde karşılıksızdır işlemi yapılmamasına, mahkemece verilecek tedbirin dava tarihi itibariyle hüküm ve sonuçlarının doğurmasına karar verilmesini (talebimizin sebebi; muaccel ile müeccel alacaklılar arasındaki eşitliğin veya aynı kategoride olan bir kısım alacaklıların imtiyazlı hale gelmemesi dolayısıyla eşitlik kuralının bozulmaması, müvekkili şirket bakımından ise faaliyetin sekteye uğramaması, davanın açıldığının öğrenilmesi ile alacakların ihtiyati haciz yoluna başvurma ihtimalinin bulunmasıdır) teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine, tahsil amacıyla bankalara teslim edilen müşteri çeklerinin şirkete iadesine, bankalarca tahsil edilmiş ise bedelinin şirkete ödenmesine, yasa kapsamında mahkemece re’sen verilecek tedbirlere ilişkin karar verilmesini, İİK 289’uncu maddesi uyarınca kesin mühlet verilmesini, davacı müvekkilinin konkordato talebinin kabulüne ve yasada belirtilen sair kararların alınmasına, sonuç olarak yapılacak yargılama neticesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davacı şirketin, 30.06.2021 tarihli kaydi bilançosuna göre; öz varlığı kaydi değerler itibariyle (artı) + 150.085.682,01.-TL olup borca batık olmadığı, davacı şirketin, 30.06.2021 tarihli rayiç değer bilançosuna göre ise; öz varlığı rayiç değerler itibariyle (artı) + 91.930.790,80.-TL olup borca batık olmadığı, rehinli alacaklıların toplam alacak tutarının 90.928.299,41.-TL olduğu, diğer (adi) alacaklıların toplam alacak tutarının 62.614.161,98.-TL olduğu, konkordato talebinin alacaklılar tarafından kabul edildiği, komiserin son raporu ve duruşmadaki sözlü beyanında; davacı şirketin ön projesinin uygulanabilir olduğunun bildirildiği, alacaklıların bu haliyle projeyi onayladıkları ve kabul ettikleri, imtiyazsız ve imtiyazlı alacaklar bakımından İİK’nun 305.maddesindeki konkordatonun tasdikine ilişkin şartların gerçekleşmiş olduğu anlaşıldığından; konkordatonun reddi istemleri ve bu yöndeki itirazlar kabul edilmeyerek konkordato talebinin kabulüne … ” karar verilmiştir.
Feri Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. talep dilekçesiyle, çekişmeli alacağa isabet eden tutarın bankaya yatırılması talep etmiştir.
Mahkemece 14/09/2021 tarihli ek karar ile; ” … Feri Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekilinin, çekişmeli alacağa isabet eden tutarın bankaya yatırılması talebinin reddine,
2- Feri Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasdik kararından önce çekişmeli kalan alacağı için dava açtığının tespitine … ” karar verilmiştir.
Müdahiller T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve Turkland Bank A.Ş. vekilleri tarafından 16/08/2021 tarihli gerekçeli karara karşı, Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili 14/09/2021 tarihli ek karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Müdahil T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından konkordato tasdik koşulları oluşmadan davacı tarafından ikame edilen konkordato davasının kabulüne ilişkin hüküm kurulduğunu; konkordato komiseri tarafından hazırlanan rapor, gerçeği yansıtmadığı gibi taraflı olup objektif olmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuki açıdan müdahil şirketin konkonrdato müracaatından önce ilama dayalı olan vaki alacağı halihazırda istinaf başvurusundan dolayı her ne kadar kesinleşmemiş ise de yargılaması yapılarak mahkemece tespit edilmiş olan alacak miktarı konkordato hesabına dahil edilmemiş olmasının hukuk ve yasaya açıkça aykırılık taşıdığını; sayın mahkeme kararında, davacı/borçlu şirket kayıtlarında asıl alacağın açıkça kaydı ve ikrarı bulunmasına rağmen, üstelik bu durum komiser raporunda belirtilmesine karşılık, hatalı ve mantık dışı bir şekilde geri kalan 2.298.584,76TL’nin çekişmeli olduğunun belirtilerek yazılmış hatalı raporu baz aldığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Müdahil Turkland Bank A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; T. Vakıflar Bankası T.A.O.’nun rehni aşan adi alacağının 31.981.144,67-TL olmasının mümkün olmadığını; bu tutar yüksek belirlendiğinden karar nisabının yanlış olduğunu; projeye olumlu oy kullanan Av. … adına düzenlenen yetki belgesinde konkordatoyu kabul yetkisi bulunmadığını; Merkez Kayaşehir AVM Yönetimi alacağı dava dilekçesinde yer almamasına rağmen nisapta 1.168.037,43TL olarak kabul edilmesi hatalı olduğunu; yine Av. …’nın konkordatoyu kabule yetkisinin olmadığını; beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili 14/09/2021 tarihli ek karara karşı istinaf dilekçesinde özetle; pay ayırma kararının yargılama esnasında değerlendirilmesi ve karara bağlanması gerektiğinin anlaşılmasının mümkün olmadığını; sayın mahkeme, ek karar oluştururken kanunun yorumlanmasında hata yapmış ve bu sebeple hukuka aykırı bir ret kararı verdiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/08/2021 Tarih -2020/163 Esas – 2021/630 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; konkordato istemine ilişkindir.
Mahkemece, konkordato talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı Müdahiller T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve Turkland Bank A.Ş. vekilleri tarafından 16/08/2021 tarihli gerekçeli karara karşı, Müdahil Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili 14/09/2021 tarihli ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı Beka Petrokimya Anonim Şirketinin – Gebze TSM’nün 31881 sicil numarasında kayıtlı olduğu, adresinin 21/02/2020 tarihli genel kurul kararı ile Gebze ilçesine taşınmasına karar verildiği, kararın 03/03/2020 tarihli TTSG’de yayınlandığı, şirket yönetim kurulunun 30/01/2020 tarihli karar ile konkordato talep edilmesi kararı aldığı, davanın 27/02/2020 tarihinde açıldığı,
Şirket pay sahiplerinin %52,77 ve 63.330.000,00 TL pay ile … ve %47,23 ve 56.670.000,00 TL pay ile … oldukları, 4’ü imtiyazlı olmak üzere (47) alacaklı bildirildiği, konkordato kaynaklarının 1.200.000,00 TL sermaye artışı, toplam değeri 108.750.000,00 TL olan taşınmazların satışı ve faaliyet gelirleri olarak belirlendiği, şirketin İflas halinde %49 ödeme yapılabileceğinin öngörüldüğü,
İlk derece mahkemesinde 28/02/2020 tarihinde (3) aylık geçici mühlet kararı verildiği ve …ın geçici konkordato komiseri olarak atandığı, 06/06/2020 tarihinden itibaren geçici mühletin (2) ay uzatılmasına karar verildiği, 16/08/2020 tarihinde (1) yıllık kesin mühlet karar verildiği,
Alacaklılara alacaklarını bildirmeleri için ilanın; 17/02/2021 TTSG’de, 01/02/2021 tarihinde basın ilan kurumu internet sitesinde yayınlandığı;
06/08/2021 tarihli Nihai Rapora göre; alacaklılar toplantısının 28/07/2021 tarihinde yapıldığı,
Adi Alacaklar Yönünden;
Oylamaya giren (44) adi alacaklı ve 62.614.161,98 TL adi alacaktan, 55.862.140,08 TL ve (17) alacaklının kabul, 6.752.021,90 TL ve (27) alacaklının red oyu kullandığı, kabul eden alacak miktarının %89,22 olduğu,
Rehinli Alacaklar yönünden;
Oylamaya giren (4) alacaklı ve toplam 90.928.299,41 TL rehinli alacaktan, 64.000.000,00 TL ve (1) alacaklının kabul oyu verdiği, kabul eden alacak miktarının %70,38 olduğu,
Revize edilen projeye göre;
Adi alacakların; (24) ay ödemesiz, ilk ödeme 16 Ağustos 2023 tarihinde başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde (60) ayda ödenmesinin,
Rehinli (imtiyazlı) alacakların; (12) ay ödemesiz, ilk ödeme 16 Ağustos 2022 tarihinde olmak üzere aylık taksit tutarı rehinli alacak tutarının aylık 0,007’si olmak üzere (12) eşit taksitte ödenmesine, kalan tutarın ise ilk ödeme 16 Ağustos 2023 tarihinde başlamak üzere aylık eşit taksitler halinde (60) ayda ödenmesinin teklif edildiği ve konkordato projesinin tasdik edildiği, ilk derece mahkemesince de tasdik kararı verildiği görülmüştür.
1-SGK başkanlığının istinaf isteminin incelenmesinde;
İİK’nın 308-(c) maddesinde; “Konkordato, tasdik kararıyla bağlayıcı hale gelir. Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hale geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hale geldiği tarihe kadar devam eder.
Bağlayıcı hale gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.
206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.
Kredi kurumları tarafından verilen krediler de dahil olmak üzere, mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçlar, adi konkordatoda konkordato şartlarına tabi değildir; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda yahut sonraki bir iflasta masa borcu sayılır. Aynı kural karşı edimin ifasını komiserin izniyle kabul eden borçlunun taraf olduğu sürekli borç ilişkilerindeki karşı edimler için de geçerlidir” hükmü bulunmaktadır.
Bu yasa hükmü uyarınca; SGK Başkanlığı’nın alacakları İcra ve İflas Kanunu’na göre değil 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a göre takip ve tahsil edilmektedir.
Bu Kanuna tâbi alacaklar konkordato hükmünün dışında kaldığından SGK alacaklarının konkordatodan etkilenmediği sonucuna varılmaktadır. Konkordatodan etkilenmeyen alacakların itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bunların alacaklılarının toplantıya çağrılmasına da gerek bulunmamaktadır. Diğer bir ifade ile SGK Başkanlığı’nın konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartı olduğu gibi istinaf yasa yoluna başvurulması için de aranan bir şarttır.
Açıklanan nedenlerle müdahil SGK Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunda bulunmakta hukuki yararı bulunmadığından istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin istinaf isteminin incelenmesinde;
Davacı dava dilekçesi ekinde bu alacaklının 2.480.000,00 TL alacaklı olduğunu bildirdiği, bu alacaklının 13/07/2020 tarihli müdahale dilekçesinde 4.290.798,31 TL alacak bildirdiği, toplantıya 2.480.000,00 TL alacakla katıldığı ve red oyu verdiği, alacağının ilama dayandığını ve çekişmeli alacağının da nisaba dahil edilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunduğu görülmektedir.
İİK’nın 299. maddesi uyarınca komiser alacaklıları, alacaklarını bildirmeleri için davet eder, İİK’nın 300. maddesine göre de; Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.
Alacaklı tarafından bildirilen alacak ile borçlu tarafından kabul edilen alacak arasında uyuşmazlık çıktığında, itirazı üzerine İİK’nın 302-(6) maddesi uyarınca, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Diğer yandan 6100 sayılı HMK’nın 357. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenme olanağı yoktur.
Bu açıklamalara göre istinaf istemi incelendiğinde; bu alacaklının çekişmeli hale gelen alacağı yönünden ilk derece mahkemesinde itirazda bulunmadığı ve ilk derece mahkemesince bir karar verilmediği görülmektedir. İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen bu itirazın istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi çekişmeli alacaklarla ilgili karar vermek yetkisi ilk derece mahkemesinde olduğundan bu alacaklının istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
Bu alacaklının, teminat göstermeye ilişkin ek istinaf istemi yönünden yapılan incelemede;
İİK’nın 305-(1)-d) bendinde; “206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır)” hükmü bulunmakta olup, teminat hükümde de açıklandığı üzere İİK’nın 206. maddesinde belirtilen birinci sıradaki imtiyazlı alacaklar için gösterilir. Diğer yandan, İİK’nın 308-(b) maddesinde, “Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde; teminat gösterme zorunluluğu bulunmayan adi alacaklardan çekişmeli hale gelen alacaklar için pay ayrılmasına ilk derece mahkemesince karar verilebilir. Ancak bu karar mahkemenin taktir yetkisi kapsamında olup emredici nitelikte bir hüküm bulunmamaktadır.
İstinaf kanun yoluna başvuran bu alacaklının alacağı adi alacak olup, teminat gösterme zorunluluğu bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesince de bu yönde bir karar verilmediğinden ve ilk derece mahkemesinin bu konuda taktir yetkisi bulunduğundan bu husustaki istinaf isteminin de esastan reddi gerekmiştir.
3-Turkland Bank A.Ş.’nin istinaf isteminin incelenmesinde;
Davacının, dava dilekçesi ekinde bu alacaklının 878.530,27 TL ve 667.301,49 TL alacaklı olduğunu bildirdiği, bu alacaklının müdahale dilekçesi ekindeki ihtarnamede 1.842.343,77 TL alacak bildirdiği, 30/06/2021 bilirkişi raporuna göre: 12/08/2020 tarihi itibariyle 2.913.390,72 TL alacaklı olduğu, 1.000.000,00 TL’sinin ipotekli, diğer kısmın adi alacak olduğu belirtildiği, alacaklılar listesine bilirkişi raporlarında belirtilen nisaplarla yazıldığı, alacaklının toplantıya katılmadığı ve iltihak süresi içerisinde adi ve rehinli alacaklar yönünden 03/08/2021 tarihli dilekçeler ile red oyu kullandığı anlaşılmıştır.
Alacaklının istinaf dilekçesinde T. Vakıflar Bankası T.A.O. ile Kayaşehir İş ve Yaşam Merkezi’nin adi alacak miktarı ile bir kısım alacaklı vekillerinin vekaletnamelerinde konkordato oylamasına katılma yetkisi olmadığına dair istinaf kanun yoluna geldiği görülmektedir.
a-T. Vakıflar Bankası T.A.O. ile Kayaşehir İş ve Yaşam Merkezi yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
Davacı, T. Vakıflar Bankası T.A.O. yönünden dava dilekçesinde 45.374.245,83 TL ve 2.189.426,85 TL alacak bildirdiği, bu alacaklının 18/03/2020 tarihli dilekçesinde 92.256.129,10 TL alacak bildirdiği, yine 03/03/2021 tarihli alacak kayıt dilekçesinde; 28/02/2020 tarihi itibariyle 89.254.815,71 TL01/03/2021 tarihi itibariyle 116.115.847,32 TL alacak bildirdiği, 30/06/2021 Bilirkişi raporu göre: Vakıfbank’ın 12/08/2020 tarihli kesin mühlet tarihi itibariyle 95.981.144,67 TL alacaklı olduğu, 64.000.000,00 TL’sinin ipotekli, 31.981.144,67 TL’sinin adi alacak olduğu belirtildiği, oylamaya bu nisaplarla katıldığı, görülmektedir.
Kayaşehir İş ve Yaşam Merkezi 09/11/2020 tarihli müdahale dilekçesinde 1.168.037,43 TL alacak bildirdiği, oylamaya bu nisapla katıldığı görülmektedir.
İİK’nın 299. maddesi uyarınca komiser alacaklıları, alacaklarını bildirmeleri için davet eder, İİK’nın 300. maddesine göre de; Komiser, borçluyu iddia olunan alacaklar hakkında açıklamada bulunmaya davet eder. Komiser, alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302 nci madde gereğince vereceği raporda belirtir.
Alacaklı tarafından bildirilen alacak ile borçlu tarafından kabul edilen alacak arasında uyuşmazlık çıktığında, itirazı üzerine İİK’nın 302-(6) maddesi uyarınca, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkeme karar verir. Şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride mahkemece verilecek hükümler saklıdır.
Diğer yandan 6100 sayılı HMK’nın 357. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların istinaf aşamasında dinlenme olanağı yoktur.
Bu açıklamalara göre istinaf istemi incelendiğinde; alacaklı Turkland Bank A.Ş.’nin, T. Vakıflar Bankası T.A.O. İle Kayaşehir İş ve Yaşam Merkezi’nin alacakları yönünden ilk derece mahkemesine itirazda bulunmadığı, bu alacakların, konkordato talep eden borçlu şirket tarafından kabul edildiği ve çekişmeli hale gelmediği, bu nedenle Turkland Bank A.Ş.’nin ilk derece mahkemesinde itiraz etmediği bu hususun istinaf aşamasında dinlenme olanağının olmadığı (6100 sayılı HMK m.357) anlaşılmakla bu yöndeki istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
b-Yetki içermeyen vekaletname ile oy kullanıldığına ilişkin istinaf isteminin incelenmesinde;
Bora Parafin … Ltd. Şti.’nin, Tuser Lojistik … Ltd. Şti., Yayla Umumi Depoculuk A.Ş. ve Yaylalar Holding A.Ş. vekili olarak iltihak süresi içierisinde oy kullanan Av. …’in, bu şirketlerin vekili olan Av. …’ün 02/08/2021 tarihli yetki belgesi ile oy kullandığı, yetki belgesinde dayanak vekaletnamede bulunan tüm yetkilerin verilmediği,
Yine, Merkez Kayaşehir İş ve Yaşam Merkezi vekili …’nun yetki belgesi ile Av. …’nın oy kullandıkları görülmektedir.
İlk derece mahkemesince, bu vekaletname ve yetki belgelerinin alacaklılar toplantısında oy kullanmak için yeterli olup olmadığı, eksiklik varsa tamamlatılmasının gerekip gerekmediği ve kullanılan oyların nisaplara etkisinin değerlendirilmemesi doğru olmadığından bu konudaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
4-Kamu düzeni yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
Davacının adresinin 21/02/2020 tarihli genel kurul kararı ile Gebze’ye taşındığı, TTSG’de 03/03/2020 tarihinde yayınlandığı ve davanın ise 27/02/2020 tarihinde açıldığı, görülmektedir.
İİK’nın 285. maddesi yollaması ile İİK’nın 154 maddesi uyarınca; konkordato taleplerinde yetkili ve görevli mahkeme, borçlunun muamale merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesi olup bu yetki kuralı, kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Konkordato talebinde bulunan şirketin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa davanın da bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir. Muamele merkezinden kasıt, borçlunun ticarethanesinin olduğu yer olmayıp; borçlunun, ticaret yaptığı kişilere yönelik olarak işlerini takip ettiği yerdir. Gerçek veya tüzel kişi tacir birden fazla yerde ticari faaliyetlerde bulunuyor; ancak, bu işletmelerden birinde yoğun şekilde ticari faaliyetler yürütüyor ve tüm ticari işletmesini buradan idare ediyor ise muamele merkezi, ticari faaliyetlerin idare edildiği yer olarak vasıflandırılmaktadır (Baki Kuru (1988), İflâs ve Konkordato Hukuku (İflâs ve Konkordato), Alfa Basım ve Dağıtım, Ankara, s. 53; Güneysu-Güngör, s. 129.).
İflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yer, muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa iflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerekir (Yargıtay HGK’nın 2012/19-643 Esas, 2013/256 Karar sayılı kararı). Aynı kural konkordato davaları için de geçerli bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı şirketin merkezinin Beylikdüzü Organize Sanayi Bölgesi Mah. Mermerciler Sanayi Sit. 4. Cad. No:6 Beylikdüzü/İSTANBUL olduğu ve İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün 637961-0 sicil numarasında kayıtlı olduğu, 21/02/2020 tarihli genel kurul kararı ile şirket merkezinin Sultan Orhan Mahallesi Hürriyet Cad. No:30/8 Gebze/Kocaeli adresine taşındığı, bu kararın TTSG’de 03/03/2020 tarihinde ilan edildiği, davanın ilan tarihinden önce 27/02/2020 tarihinde açıldığı, Makine Mühendisi …’ın 13/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda şirketin yeni merkezinde yapılan incelemede sadece ofis malzemeleri ile bir kısım araçlar tespit edilerek bunların rayiç değerlerinin belirlendiği, kimya mühendisi …’un 20/05/2020 tarihli stok sayım raporunda, hammaddelerin Kavaklı Mahallesi KKTC Cad. No:4 Beylikdüzü/İstanbul adresinde depolandığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Bu belirlemelere göre; davacının adres değişikliği ile ilgili ilanları dahi tamamlamadan eldeki davayı açtığı, şirket merkezinin bulunduğu yerin şirketin muamale merkezi olduğuna dair karine var ise de, faaliyeti hammadde ithal edip satmak olan davacının hammaddelerinin önceki şirket merkezi ile aynı ilçede bir adreste depolandığı, buna göre şirket faaliyetlerinin Gebze ilçesine taşındığına dair dosyada delil olmadığı görülmektedir. Eldeki davada kesin yetkili mahkeme yukarıda açıklandığı üzere şirketin muamele merkezi olduğundan, mahkemenin yetkili olup olmadığının tespiti için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; konkordato komiserinden şirketin faaliyetleri yürüttüğü muamele merkezinin neresi olduğu, adres değişikliğinden sonra şirketin Gebze ilçesinde bir işletmesinin kurulup kurulmadığı yahut işletmesinin Gebze ilçesine taşınıp taşınmadığı konularında bir rapor almak, oluşacak sonuca göre şirketin muamele merkezinin Gebze olup olmadığına karar vermek, muamele merkezinin halen Beylikdüzü/İstanbul olduğu kanaatine varılır ise davanın yetkisiz mahkemede açılması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 114-(1)-ç ve 115-(2) maddeleri uyarınca kesin yetki yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek, şirketin muamele merkezinin Gebze olduğu tespit edilir ise;
Bora Parafin … Ltd. Şti.’nin, Tuser Lojistik … Ltd. Şti., Yayla Umumi Depoculuk A.Ş. ve Yaylalar Holding A.Ş. vekili olarak iltihak süresi içierisinde oy kullanan Av. … ile Merkez Kayaşehir İş ve Yaşam Merkezi vekili …’nun yetki belgesi ile Av. …’nın vekaletname ve yetki belgelerinin alacaklılar toplantısında oy kullanmak için yeterli olup olmadığı, eksiklik varsa tamamlatılmasının gerekip gerekmediği ve kullanılan oyların nisaplara etkisinin değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karar bir verilmesi olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; alacaklı T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın istinaf isteminin (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle usulden reddine, alacaklı Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin istinaf isteminin (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle esastan reddine, alacaklı Turkland Bank A.Ş.’nin istinaf isteminin (3-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi ile (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. ve 353-(1)-a)-3) maddeleri uyarınca kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Alacaklı T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,
2-Alacaklı Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
3-Alacaklı Turkland Bank A.Ş.’nin; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince kısmen ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/08/2021 Tarih -2020/163 Esas – 2021/630 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi ile 355. ve 353-(1)-a)-3) maddeleri uyarınca kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Alacaklı T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Yönünden
-Alacaklı kurum harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,
Alacaklı Hakan Petrol Gıda İnşaat Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. Yönünden
-Bakiye 21,40 TL harcın istinaf edenden alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
Alacaklı Turkland Bank A.Ş. Yönünden
-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/02/2022
….
Başkan ….
¸e-imzalıdır.
…
Üye…
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Katip…
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*