Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1954 E. 2022/1831 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1954 – 2022/1831
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/1954
KARAR NO :2022/1831

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :02/07/2021
NUMARASI :2018/498 Esas – 2021/575 Karar

DAVACI :SOMPO SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – Cumhuriyet Cad. No:10 C Blok 34805 Kavacık-Beykoz/İSTANBUL
VEKİLİ :…
DAVALI :…
VEKİLİ :…

DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :28/06/2018

KARAR TARİHİ :17/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ :31/10/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Arçelik A.Ş.’ye ait çamaşır makinesi emtialarının nakliyesi işi Zer Merkezi Hizmetler ve Ticaret A.Ş. tarafından sigortalı Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti.’ye verilmiş olup, bu emtiaların Bursa’daki muhtelif bayiliklere fiilen nakliyesi işinin 099254 nolu taşıma irsaliyesi karşılığında alt taşıyıcı …/ SNG Uluslararası Nakliyat tarafından üstlenildiğini, sigortalı şirketin Arçelik Çayırova deposundan teslim aldığı çamaşır makinesi emtialarını Bursa’da bulunan muhtelif bayiliklere dağıtımı yapmak üzere alt taşıyıcı … ile anlaştığını, 03.06.2017 tarihinde … plakalı araca 180 adet çamaşır makinesi emtiası yüklendiğini ve aracın seferine başladığını, araç sürücüsünün 05.06.2017 tarihinde saat 13.30 sıralarında Yalova-Bursa güzergahında seyir halindeki aracın tek taraflı kaza yaptığını ve taşınan emtialar üzerinde hasar meydana geldiğini, sigortalı Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine davacı şirket nezdinde açılan 2017203175698 nolu hasar dosyasında düzenlenen ekspertiz raporunda; “Hasarla ilgili sözlü ihbar 07.06.2017 tarihinde ulaşmış olduğu ve aynı tarihte ekspertiz yapıldığının, Şekerpınar’daki Güler firmasının işlettiği ancak Arçelik mallarının depolandığı depoda yapılan ekspertizde taşınan 180 adet çamaşır makinesinin üst üste istifli şekilde görüldüğünün, hasara konu ürün tiplerinin; BK 9101 EY model üründen 56 adet, BK 8101 EYS model üründen 17 adet, BK 9121 EY model üründen 8 adet, 9103 YPS model üründen 57 adet, BK 10141 EY model üründen 1 adet, DY 7101 E model üründen 41 adet olduğunun, yapılan incelemede 6 ayrı modelden oluşan toplamda 180 adet makineden; 40 adet makinenin muhtelif kısımlarından ciddi darbe aldığı ve onarılarak yeni şekilde satılamayacağının, 140 adet makinenin ise dış görünüşü itibarı ile nispeten düzgün göründüğü, orijinal ambalajını koruduğunun tespit edildiğini, nispeten iyi durumda gözüken 140 adet ürünün istifte üst üste yerleştirilmiş olduğundan ve bunların depoda geniş alana yayılıp tek tek etiket kontrolü yapmak imkanı olmadığından ürün model/tipine göre liste oluşturulamadığını, Arçelik yetkilileri ile yapılan görüşmede 140 adet makinenin kalite kontrol için Gebze’deki üretim merkezine nakledilmesi, gereken kontrollerin yapılarak sağlam olanların ve/veya ekonomik olarak onarılabilir durumda olanlarının ayrılması, sağlam makinelerin listelenmesi, onarılan makinelerin de onarım maliyetinin tespit edilerek raporlanmasının talep edildiğini, ekspertiz sonrası Arçelik’te makineleri kontrol edecek bölüm yetkilisine/muhatabına ulaşılamadığını, uzun bir aradan sonra Arçelik’in sigortalı Güler Nakliyat’a 178.877,44-TL+ KDV tutarlı faturayı gönderdiğini, yönlendirilen fatura alındığında faturaya itiraz edildiğini ve malların akıbeti hakkında bilgi istendiğini, Güler Nakliyat aracılığı ile Arçelik’ten verilen bilgiye göre, 180 adet makinenin tamamı sıfır ürün olarak satılamayacağı ve onarımının ekonomik olmayacağı gerekçesi ile preslenerek imha edildiğinin anlaşıldığının, bunun üzerine imha kararının uygun olmadığı, malların fatura ödeyen tarafa terk edilmesinin gerektiğinin Arçelik’e bildirildiğini ancak, cevap alınamadığını, Arçelik’ten Ek-10’daki kalite kontrol raporu gönderildiğini, raporda 180 adet ürünün kontrol edildiği ve hurda edileceğinin belirtildiğini, Arçelik’in yansıtma faturası ekinde gönderdiği belgelerden 180 adet ürün için 37.248,60-TL hurda bedeli düştüğünün belirlendiğini, Arçelik’in normal faturasının 248.323,98-TL (KDV dahil) olduğunu bildirdiğini ve bildirdiği tutarın %18 KDV düşülmüş rakamının 210,444.05-TL olarak hesaplandığını, Arçelik’in KDV’li hesaplama yaptığı için hurda bedelinin KDV’siz karşılığının da 31.566,61-TL olduğunu, bu durumda KDV’siz olarak Arçelik’in net hasar talebinin 178.877,44-TL olduğunu ve yansıtma bedeline karşılık geldiğini, Arçelik’in malların satış faturası kopyası veya referans fatura da sunmadığı için hasara konu 180 adet ürünün gerçek değerinin de belirlenemediğini, Arçelik’in bayi satış fiyatından yansıtma yaptığınının Güler Nakliyat’a bildirdiğini, Arçelik’ten asıl satışa ait mal faturası bilgisi alınamadığı için, Arçelik’in kestiği yansıtma faturası bedeli ve ekspertiz esnasında çekilen fotoğraflar üzerinden sovtaj araştırması yapıldığını, alınan tekliflere istinaden hasar belirlenerek ekspertiz sürecinin tamamlandığını, sovtaj öncesi Arçelik yansıtma faturası değerinin 210.444,05-TL + KDV, Eksper tespiti sovtaj değerinin 59.000,00-TL, Net hasarın 151.444,05 -TL + KDV olduğunu, Arçelik firmasının, eğer mal piyasaya verilmiş olsa idi oluşacak net hasardan 27.433,39-TL daha fazla zarar faturaladığını: 178.877,44-TL-151.444,05-TL = 27.433,39-TL, bahse konu hasarlı 180 adet makineden bazılarının sağlam olduğu kanaatinde olsak da, üretici firma sıfatı ile Arçelik, bu ürünlerin yeni olarak satışma izin vermediği için, bu ürünlerin teklif alınarak hasarlı/yedek parça statüsünde sovtajının gerektiğini ancak, Arçelik’in bu işleme de imkan tanımadığını ve kendi belirlediği hurda değerini düşerek, …’e yansıtma faturası kestiğini, hasar bedeli ödendiği anda Arçelik malın hukuken sahibi olma vasfını kaybedeceği için, malın hurdalanması konusunda yetki sahibi de olamayacağından …’e malı teslim etmesi gerektiğini, sigortalı …’in bu hasar için Arçelik’e sorumluluğunun 210.444,05-TL+KDV olduğunu, sovtaj verilmediği için ürünlerin sovtaj değeri düşülerek net 151.444,05-TL+KDV sorumluluğunun olduğunu bildirildiğini, davacı Sompo Japan Sigorta A.Ş.’nin ekspertiz raporunda tespit olunan 151.444,05-TL sigorta tazminatını 27.03.2018 tarihinde sigortalısına ödediğini, davacı Sompo Japan Sigorta A.Ş.’nin TTK’nın 1472 maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğundan 151.444,05-TL alacak için zarardan asıl sorumlu olan fiili taşıyan konumundaki davalıya rücu hakkı doğduğunu, davalı fiili taşıyıcı şirketin yükü teslim aldıkları andan itibaren teslim ettiği ana kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından, hasara uğramasından sorumlu olduğunu, Arçelik’e ait çamaşır makinesi emtialarının, taşıma işini fiilen yüklenen davalı şirkete sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiğini, ancak emtiaların hasara uğradığını, bu sebeple taşıma sırasında meydana gelen hasardan dolayı fiili taşıyan sıfatını haiz davalının, davacı şirketin ödemiş olduğu zarardan dolayı sorumlu olup hasarı tazminle mükellef olduğunu, davalıya gönderilen rücu ihtarının sonuçsuz kalması ve dava konusu olay nedeniyle sigortalıya ödenen sigorta tazminatının zarar sorumlusu fiili taşıyıcıdan tahsili amacıyla Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/35125 E. dosyası ile yapılan icra takibine karşı davalının vaki itirazı üzerine icra takibi durdurulduğundan, davacı şirket alacağının davalıdan tahsili için işbu itirazın iptali davasının açılması zarureti doğduğunu, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile borçlu/davalının Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/35125 E. sayılı dosyasına karşı yaptığı tüm haksız itirazının iptaline, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, %20 ‘den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dışı Arçelik A.Ş.2’ye ait çamaşır makinesi emtialarının nakliyesi işinin; sigortalı Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti.’ye verildiğini, bu emtiaların Bursa’daki muhtelif bayiliklere fiilen nakliyesi işinin alt taşıyıcı davalı tarafından üstlenildiğini, yani asıl taşıyıcının Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti., fiili ve alt taşıyıcının ise davalı olduğunu, asıl taşıyıcı ve fiili taşıyıcının müteselsilen sorumlu olduğunu, bu nedenle huzurdaki davanın sadece davalı yönünden açılmasının hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti.’nin huzurdaki davada davalı olarak gösterilmesi gerektiğini, davacı yanın dava dilekçelerinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmadığını, nakliyat sigorta poliçesi gereği davalının herhangi bir borcu olmadığını, dava dışı Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti. ile davacı Sompo Japan Sigorta A.Ş. arasında 22.05.2017 – 22.05.2018 tarihleri arasını kapsayacak şekilde Nakliyat Abonman Sigorta Poliçesi imzalandığını, söz konusu poliçe ile alt taşıyıcıların da taşıyıcıya düşecek mali sorumluluğun teminat altında olduğunu, poliçenin açıklamalar kısmında; “sigorta şirketinin rücu hakkı şoförlere ve kiralık araç sahibi firmaya rücu edebilir. Güler Nakliyata rücu hakkı bulunmamaktadır.” ifadesinin yer aldığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 888. maddesinin 2. fıkrası gereği fiili taşıyıcının taşıma sözleşmesinden doğan asıl taşıyıcıya ait bütün defileri ileri sürebilir hükmü gereği poliçede asıl taşıyıcı olan Güler Nakliyat’a rücu edilemiyorsa eğer alt taşıyıcı davalının da davacı sigorta şirketinin rücu hakkı bulunmadığını, kaza sonrasında taşman bütün makinelerin maliyetinin davalıdan talep edildiğini, 03.06.2017 tarihinde 41 L 0521 /16 YH 395 plakalı araca 180 adet çamaşır makinesi yüklendiğini ve aracın seferine başladığını, 05.06.2017 tarihinde saat 13.30 sıralarında Yalova – Bursa güzergâhında seyir halindeki aracın tek taraflı kaza yaptığını ve taşınan çamaşır makineleri üzerinde hasarlar gerçekleştiğini, taraflarınca yapılan tespitlerde kaza sonrasında çamaşır makinelerinin küçük bir kısmının zarar gördüğünün tespit edildiğini, oluşan hasarlarla ilgili olarak sözlü ihbarın 07.06.2017 tarihinde yapıldığını ve aynı tarihte kaza sonrası oluşan hasarla ilgili ekspertiz yapıldığını, söz konusu ekspertiz raporuna göre; 40 adet makinenin muhtelif kısımlarından ciddi darbe aldığı ve onarılarak yeni şekilde satılamayacağı, 140 adet makinenin ise dış görünüşü itibariyle nispeten düzgün göründüğü, orijinal ambalajını koruduğunun, tespit edildiğini, taraflarınca doğan zarardan dolayı sorumluluk kabul edilmemekle birlikte ekspertiz raporuna da yansıdığı gibi 180 adet çamaşır makinesinin 140 tanesinin sağlam olduğunun tespit edildiğini, ancak Arçelik firması tarafından makinelerin tamamının imha edildiğini, bu noktada tarafsız hasar tespiti yapan kuruluşlarca makinelerin hasarı tespit edilmesi gerekirken imha edilmesinin doğru olmadığını, gerçek zararın ortaya çıkmasının engellendiğini, daha sonrasında dava dışı Arçelik firmasının bütün makineler zarara uğramışçasına fatura düzenleyerek bedellerini talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira kaza sonrasında oluşan zararın, Arçelik firmasının bütün çamaşır makinelerini imha etmesiyle daha da arttığını, zararın artmasından kaynaklı Arçelik firmasının sorumluluğu bulunduğunu, bu konudaki dava ve haklarını saklı tuttuklarını, dava dışı Arçelik firması tüm çamaşır makinelerin imhasına karar vermesinin doğru olmadığı gibi ileri de bilirkişilerce zararın tespiti noktasında yapılacak incelemelerin de önüne geçildiğini, bahse konu 180 adet makineden büyük çoğunluğunun sağlam olduğu kanaatine ulaşsalar da üretici firma olan Arçelik bu malların tekrardan satışına izin vermediğini dile getirdiğini, ancak söz konusu ürünlerin hasarlı yedek parça statüsünde kullanımı dahi mümkünken imhasına karar verilmesinin hatalı olduğunu, davalı tarafından her taşıma işleminde sonra kaza halinde ne olacağının sorulduğunu, Güler Nakliyat Şti. yetkilerinin davalı ve çalışanlarına; kaza durumunda taşınan malların sigortalı olduğu, sigortanın oluşan hasarları karşılayacağı, alt taşıyıcının hiçbir sorumluluğunun bulunmadığının defaatle dile getirildiğini, kaza geçiren aracın sigorta ettiren Güler Nakliyat Şti’nin gözetim ve sorumluluğu altında olup sigorta ettirenin nam ve hesabına çalışmakta olduğunu, davalıya ait araçların Arçelik ürünlerinin üretildiği fabrikalara Güler Nakliyet Ltd. Şti.’nin izniyle girebildiğini, bu noktada Güler Nakliyat Ltd. Şti.’nin sorumluluğundan kaçılarak davalının sorumlu gösterilmesinin hukuk ve yasaya aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle usulden, aksi kanaatte esastan reddine, kötü niyetli olarak açılan icra takibinin itirazları neticesinde iptaline, davacının % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/35125 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 151.444,05-TL asıl alacak ve 1.739,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 153.183,58-TL için iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davalı … alt- fiili taşıyıcı olduğunu, Güler Nakliyat’ın ise asıl taşıyıcı olduğunu, asıl taşıyıcı ile fiili taşıyıcının müteselsil sorumlu olduğunu,
gerçekleşen zarardan dolayı davalıya kusur atfedilemeyeceğini, ortaya çıkan zararın tamamı davalıya yüklenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaza geçiren araç Sigorta ettiren Güler Nakliyat Şti.’nin gözetim ve sorumluluğu altında olup sigorta ettirenin nam ve hesabına çalışmakta olduğunu, davalıya ait araçlar Arçelik ürünlerinin üretildiği fabrikalara Güler Nakliyet Ltd. Şti.’nin izniyle girebilmekte olduğunu, bu noktada Güler Nakliyat Ltd. Şti.’nin sorumluluğundan kaçılarak davalının sorumlu gösterilmesinin hukuk ve yasaya aykırı olduğunu,
ekspertiz raporu fotoğraflara dayanılarak tahmini değerler üzerinden hesaplanmış olduğunu, gerçeğe aykırılık teşkil etmekte olduğunu, hasar nedeniyle alınmış olan ekspertiz raporunun taraflı ve şaibeli olduğunu, davacı yanın kendi istediği ve belirlediği eksperde hasarlı ürünlerin kontrolünün sağlanmış olduğunu, bu şartlar altında alınmış olan raporun tarafsız ve bağımsız olmasının mümkün olmadığını, alınmış olan rapora dayanılarak hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu
belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/07/2021 tarih, 2018/498 Esas – 2021/575 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, nakliyat abonman sigorta poliçesinden kaynaklanan, sigortacının sigortalısına ödediği bedelin rücuen tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda,”…TTK’nın 875/1. maddesi uyarınca Taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan ve TTK’nın 879. maddesi uyarınca kendi adamlarının ya da yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmesi sırasındaki fiili ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. TTK’nın 888/1 maddesine göre “Taşıma, kısmen veya tamamen üçüncü bir kişi olan fiilî taşıyıcı tarafından yerine getirilirse, bu kişi eşyanın zıyaı, hasarı veya gecikmesi nedeniyle kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumludur.” TTK’nın 880. maddesi uyarınca da “(1) Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. (2) Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. (3) Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.” TTK.’nın 882/1. maddesi uyarınca “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır.” TTK.’nın 886. maddesi uyarınca “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879 uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.”

6102 sayılı TTK’nın 863. maddesinde; sözleşmeden durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça gönderenin eşyayı taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, sabitleyerek yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorunda olduğu, taşıyıcının da ayrıca yüklemenin işletme güvenliğine uygun olmasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Yüklemeden genel olarak gönderen sorumlu olup, yükleme gönderen tarafından yapıldığında, taşıyıcının, yükleme ve istiflemeyi denetlemekle veya eşyanın taşıma sırasında zarara uğramasına neden olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir. Ancak, salt yükleme ve istiflemenin aracın manevra kabiliyetine etkisi ile güvenli seyrini bozup bozmayacağını denetlemesi, açık hata varsa, bunu gönderene bildirmesi taşıyanın mesleki ve genel sorumluluğu gereğidir (Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi, 7. H.D., 18/12/2019 tarih, 2019/1113 E. 2019/1425 K.).
Eldeki davada; gerek kaza tespit tutanağında gerekse Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarında, rizikonun sürücünün hızını mahal şartlarına göre ayarlamaması, eğimli ve dönemeçli yola yaklaşırken hızını azaltmaması, aşırı hızlı ve dikkatsiz seyri ile aracın dönemeçte yolun dışına düşmesi, böylece emtianın araçtan devrilmesi şeklinde meydana geldiği, şoförün (taşıyan yardımcısı) 2918 sayılı Kanun’un 52-1-b maddesi gereğince kusurlu olduğu, ayrıca sürücünün sürücü belgelerinin sınıfına göre sürmeye yetkili olmadıkları araçları kullanmak kuralını ihlal ettiği belirtilmiştir. Taşımanın emtianın niteliği dikkate alındığında nitelikli taşıma olduğu görülmektedir. Nitelikli bir taşımada, yüklemenin yükün, aracın ve yol güzergahının niteliğine uygun bir şekilde teknik ve bilimsel metotlara riayet edilerek yapılması gerekmektedir. Eldeki davada, aracın virajlı yolda kaza yapması sonucu emtialar çekiciden devrilerek riziko meydana gelmiştir. Rizikonun meydana gelme şekline göre, taşıtanın rizikonun meydana gelmesinde atfı kabil kusuru bulunmamaktadır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, makine mühendisi ve taşıma alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporları, söz konusu yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirme yapıldığında; davacı sigorta şirketine Nakliyat Abonman Sigortası kapsamında sigortalı bulunan dava dışı Güler Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti.’nin dava dışı Arçelik A.Ş.’ye ait 180 adet çamaşır makinesi emtiasının, Bursa’da bulunan alıcı firmaya davalı nakliye şirketinin sorumluluğunda taşınması sırasında, sigorta poliçesi dönemi içerisinde 05/06/2017 tarihinde, davalının işleteni olduğu aracın kaza yapması neticesinde araçta yüklü olarak bulunan çamaşır makinesi emtiasının hasar gördüğü, TTK’nın 875/1. maddesi uyarınca taşıyıcının eşyanın hasarından doğan zararlardan sorumlu bulunduğu, TTK’nın 888/1 maddesine göre fiili taşıyıcının kendisi tarafından yapılan taşıma sırasında ortaya çıkan zarardan asıl taşıyıcı gibi sorumlu olduğu, TTK’nın 886. maddesindeki halin olmadığı, TTK’nın 880. maddesi uyarınca eksper tarafından belirlenen zarar tutarının yerinde bulunduğu, taşınan emtiaların onarımının ekonomik olmadığı ve hurda olarak kabulünün piyasa uygulamalarına uygun olduğu, TTK’nın 882/1. maddesi uyarınca “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881. maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlı olacak olup, her halükarda bu miktarın dava konusu miktardan çok fazla olduğu (05.06.2017 tarihindeki 1-SDR=4,8635-TL üzerinden yapılan hesaplamaya göre; 8,33×4,8635×18.000=729.233,19 TL), 11/01/2021 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda her bir makinenin 100 kg olduğu belirtildikten sonra 180 makinenin toplam ağırlığının 1.800 Kg olarak yer aldığı, bu nedenle hesaplamada maddi hata yapıldığı görülmüş olup davalı tarafın belirlenecek gerçek zararın tümünden sorumlu bulunduğu, bu zararı davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödeme tarihinden itibaren işlemiş faizi ile talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla ödeme tarihinden (27/03/2018), takip tarihine (09/05/2018) kadar işlemiş avans faiz miktarı Mahkememizce 1.739,53-TL olarak hesaplanmış olup, davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/35125 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 151.444,05-TL asıl alacak ve 1.739,53-TL işlemiş faiz üzerinden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, takip konusu alacak likit olmadığından ve alacak miktarı alınan bilirkişi raporları ile belirlendiğinden davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”şeklindeki gerekçeyle, davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/35125 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 151.444,05-TL asıl alacak ve 1.739,53-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 153.183,58-TL için iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır.
TTK’nın “Fiilî taşıyanın sorumluluğu”‘nun düzenlendiği 1191. maddesinde ise, taşımanın gerçekleştirilmesi, kısmen veya tamamen bir fiilî taşıyana bırakıldığı takdirde, taşıyanın, navlun sözleşmesine göre böyle bir bırakma hakkına sahip olup olmadığı dikkate alınmaksızın, taşımanın tamamından sorumlu kalmaya devam edeceği, fiilî taşıyanın ve onun taşıma borcunun ifasında kullandığı ve görevi ve yetkisi sınırı içinde hareket eden adamlarının fiil ve ihmallerinden de bu Kanun hükümlerine göre sorumlu olduğu, taşıyanın ve fiilî taşıyanın, aynı zarardan sorumlu oldukları takdirde ve ölçüde sorumluluklarının müteselsil olduğu ve bu madde hükümlerinin, taşıyan ile fiilî taşıyan arasındaki rücu ilişkisini etkilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Yine 6098 sayılı TBK’nın 61 ve 62 maddeleri ile müteselsil sorumluluk esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, 6098 sayılı TBK. madde 162 ve 163 göre, borcun tamamından sorumludur. TBK’nın madde 167 uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.
Verilen bilgiler ışığında somut olayda dava dışı taşıyan ve davalı fiili taşıyanın sorumluluğu müteselsil olup, sigortalısına emtia hasar bedelini ödeyen davacı sigortacı haksız fiil hükümlerine göre sigortalısının halefi sıfatıyla, müteselsil sorumlulardan her birine ya da her hangi birine rücu hakkı bulunduğundan, davalı vekilinin müvekkilinin fiili taşıyan olması nedeniyle husumet yöneltilemeyeceğine ilişkin istinaf itirazı kabul edilmemiş,dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenle, yargılamanın 6100 sayılı HMK’nında belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğünün, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığının, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığının, karara dayanak alınan bilirkişi raporunun denetime açık, karar vermeye elverişli ve oluşa uygun olduğunun, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediğinin anlaşılmasına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalının sair istinaf itirazlarına da itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 10.463,97-TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 2.616,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 7.847,97-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*