Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1953 E. 2022/1825 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/1953
KARAR NO :2022/1825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :… (

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/06/2021
NUMARASI :2020/333 Esas – 2021/491 Karar

DAVACI :T. VAKIFLAR BANKASI T.A.O. – Saray Mah. Dr. Adnan Büyükdeniz Cad. No:7/A-B Ümraniye/İSTANBUL
VEKİLİ :…
DAVALILAR :…
VEKİLİ :…
VEKİLİ :…

DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :30/06/2020

KARAR TARİHİ :17/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ :31/10/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı Bankanın Dudullu Şubesi kanuni takipli müşterisi AK-Taş Turizm İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret A.Ş. (VB.444004212920) ve kefil … tarafından, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/931 E. sayılı dosyası kapsamında konkordato istemli dava açıldığını, açılan davada 12.03.2020 karar tarihi ile konkordatonun tasdikine karar verildiğini, dava sürecinde mahkeme onayı ve konkordato Komiserliğinin kararı gereği davacı firmanın kredilerinin teminatında yer alan ve bankalarına ipotekli tüm taşınmazları 7.100.000,00-TL değer biçilerek, varlık borç takası (gayrimenkullerin riske mahsuben bankaya devri) işlemi yapılmasına ve gayrimenkullerin 7.100.000-TL üzerinden bankalarına devrine onay verildiğini, firma hakkında konkordato kesin mühleti kararının bulunmasının İcra İflas Kanununda da belirtildiği üzere rehinle temin edilmiş bir alacağa faiz işletilmesine engel teşkil etmediğini, buna istinaden taşınmazların bankalarına, devir tarihi olan 21.06.2019 tarihine kadar firmanın mevcut kredi risklerine faiz işletildiğini, taşınmazların devir bedeli olan 7.100.000-TL ile 21.06.2019 tarihinde öncelikle firmanın 154 gündür aksamada bulunan KGF kredisine 584.198,49-TL tahsilat sağlanarak bu risk kapatıldığını, kalan 6.515.801,51-TL ise firmanın 4100117042 risk numaralı BCH kredisine mahsup edildiğini, ancak bu tutar BCH kredisinin kapamasına yetmediği için 295.886,54-TL anapara borcu kaldığını, 21.06.2019 tarihi itibariyle teminattaki taşınmazlar bankalarının mülkiyetine geçtiğinden bu tarih itibariyle taşınmazlar üzerindeki bankalarınca ipotekleri fek edildiğini, artık bankaları alacağı rehinle temin edilmemiş hale geldiğini, bankalarınca konkordato komiserliğine 295.886,54-TL kalan alacaklarıyla ilgili olarak alacak bildiriminde bulunulduğunu fakat konkordato komiserliği tarafından davalı şirket beyanı gereği alacak tutarı reddedilerek, kabul edilmediğini, konkordato komiserliğince davanın görüldüğü dosyaya sunulan rapor ekinde de yer alan davacı bankanın anlaşmasını içerir yazıda da belirtildiği üzere, davacı banka Dudullu Şubesinin 11.04.2019 tarih, 292 sayılı gayrimenkul devri yazısında, yazı tarihi itibariyle davacı şirketin bankalarına toplam borcunun 7.158.697,77-TL olarak hesaplandığı gayrimenkul devrinin yapılacağı gün itibariye (21.06.2019) kapama tutarının tekrar hesaplanacağı (bu tutar 21.06.2019 tarihinde yaklaşık 7.395.000-TL ve ulaşmıştır), devir ve tahsilat işleminden sonra kalan tutarın nakden ve defaten tahsil edilmesi kayıt ve şartıyla gayrimenkul devrinin uygun görüldüğü belirtildiğini, bu hususun yazılarına konu firma tarafından da kabul edildiğinden devir işlemi ile risk tasfiyesi gerçekleştiğini, fakat iş bu yazımız gerek davalı firma gerekse Komiser heyeti tarafından onaylanmasına rağmen devir işlemlerinin tamamlanmasının ardından kalan bakiye borç için ödeme yapılmadığını, gelinen aşamada ise davacı şirketin 4100117042 risk numaralan BCH kredisinden kaynaklı 295.886,54-TL anapara alacağımız kalmış ve şirket mahkeme ara karanına da esas teşkil eden devir ve tahsilat işleminden sonra kalan tutarın nakden ve defaten tahsil edilmesi şartı yerine getirilmediğini bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları öncelikle konkordato hesabına dahil edilmeyen 295.938.32-TL’nin ve 1 adet 1.600,00-TL Banka sorumluluk tutarlı çek yaprağı ile mahkeme kararıyla tedbir konulan 5 adet marj edilmiş Banka sorumluluk tutarı 12.687,50 TL olan çek yaprağından kaynaklı Bankaları riskinin Konkordato nisabına dahil edilmesini, bu mümkün değil ise İş bu çekişmeli alacaklarının borçlu davalılardan tahsiline karar verilmesini, muhakeme harç ve masraflarıyla ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile müvekkillerİ arasında akdedilen 11.04.2019 tarihli gayrimenkul devri ve risk tasfiyesi konulu sözleşmede açıkça banka teminatında bulunan gayrimenkullerin toplam ekspertiz raporunda 7.015.000,00-TL tespit edilen bedel üzerinden mahsuplaşılacağı kararlaştırıldığını, İİK’nın 294. maddesinin hükmü gereğince alacağın rehinle temin edilmiş kısmı için kesin mühlet sürecinde faiz işleyeceği öngörülmüş ise de rehini aşan kısım adi alacak kabul edileceğinden bu kısım için faiz işlemeyeceğini, somut olayda davacı tarafça her ne kadar mahsup edilen miktarın haricinde tüm alacağının rehinle temin edilmiş olduğu iddiası ile alacak talebinde bulunulmuş ise de bu talebin haksız olduğunu, zira davacı banka ile yapılan sözleşme ve bu kapsamda yapılan taşınmaz devirleri ile davacı bankanın rehinle temin edilmiş herhangi bir alacağı kalmadığını, ayrıca davacı tarafça da dava dilekçesinde belirtilmiş olduğu üzere Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/931 Esas sayılı dosyasına sunulan konkordato komiser raporlarında davacı banka ile yapılan görüşmeler sonucunda borcun tamamının varlık borç takası yoluyla kapatılmasının kabul edildiğini, taşınmaz devir işlemlerinin gerçekleştirildiği, davacı banka tarafından teminat değerini aşacak şekilde 296.000,00-TL tutarında ilave alacak talebinin haksız olduğu ve konkordato nisabına katılmasının hukuken mümkün olmadığı tespit ve değerlendirmesinde bulunulduğunu bu nedenlerden davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hukuka aykırı Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/333 E. 2021/491 Karar sayılı ilamın bozulmasını, davasının bilirkişi raporu doğrultusunda kabulüne verilmesini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/06/2021 tarih, 2020/333 Esas – 2021/491 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nın 308/b maddesi gereğince açılan çekişmeli alacak talebi istemine yöneliktir.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bilindiği üzere, konkordatoya ilişkin hükümler İİK’nın 285. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi başlıklı İİK’nın 288. maddesine göre; (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./16. Md.); “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.”
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı İİK’nın 294. maddesine göre (Değişik madde: 28.02.2018-7101 S.K./22. md); “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zaman aşımı ve hak düşüren müddetler işlemez, 206. maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” hükümleri getirilmiştir.
Konkordatonun taraflar için bağlayıcı hâle gelmesi, geçici mühlet kararından önce başlamış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş olan hacizleri hükümden düşürür (m. 308/ç). Borçlu mühletten önce doğan borçlarını, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinde öngörülen ödeme planı çerçevesinde ödemek imkânına kavuşur. Bu itibarla konkordato, borcun yenilenmesini gerektirmemekte, ancak ödeme şekil ve şartlarında önemli değişiklikler meydana getirmektedir. Bu değişikliğin şeklini ve içeriğini, asliye ticaret mahkemesince tasdik edilerek kesinleşen konkordato ödeme projesi belirler. Bu açıklamalara göre borçlu, mühletten önce doğan borçları için artık takip edilmemekte ve borçlarını ödeme konusunda fevkalâde elverişli bir hukukî statüye kavuşmaktadır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, mühletten sonraki dönemde komiserin onayı olmadan borçlunun üstlendiği borçlar da konkordatoya tâbidir [(m. 308/c-II) Altay/Eskiocak s. 44 vd.]. Nitekim aynı ilkelere Hukuk Genel Kurulunun 03.03.2022 tarihli ve 2021/(15)6-772 E., 2022/240 K, 10.03.2022 tarihli ve 2021/(15)-966 E., 2022/283 K. sayılı kararlarında da değinilmiştir.
Eldeki dosyada Bankacı, Finans Uzmanı bilirkişiden aldırılan, davalının davacı Banka nezdinde kullandığı 4100117042 risk numaralı krediye ilişkin sözleşme ile ipotek rehin sözleşmeleri incelenmek suretiyle tanzim edilen 21.05.2021 tarihli ek raporda;taraflar arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesinin 3. maddesi kapsamında, davacı banka tarafından davalıya 26.07.2016 tarihinde 2.725.000,00-TL tutarında 4100117042 BCH kredisi açıldığı, ilgili kredi hesap hareketleri yeniden incelendiğinde,26.04.2018 risk bakiyesinin 5.977.000,00-TL olduğu, 29.06.2018 ve 01.10.2018 tarihlerinden faiz ve BSMV tahsilatları yapıldığı, davalı risklerine karşılık davacı banka teminatında bulunan Gayrimenkullerin satışına kadar en son 01/10/2018 tarihine kadar faiz tahsil edildiği, davacı beyanı ve BCH kredi hesap hareketleri karşılaştırıldığında; davacı banka tarafından 7.100.000,00-TL ipotek bedelinin 21.06.2019 tarihinde hesaba alacak kaydedildiği, 584.198,49TL KGF kredisinin mahsup edildiği,(Kalan Bakiye:6.515.301,51-TL),öncelikle 21.06.2019 tarihine kadar işleyen faiz 794.941,00-TL ve 39.747,05TL BSMV nin tahsil edildiği, kalan banka alacağının 5.681.113,46-TL olduğu, 5.977.000,00-TL BCH kredi ana para tutarının mahsup edildiğinde ise, 295.886,54TL anapara riskin açıkta kaldığı,ilgili Kanun hükmü yönünden dava konusu BCH kredisi değerlendirildiğinde, kredinin teminatında gayrimenkul rehini olduğu için, faiz işlemesinin 21.06.2019 tarihine kadar devam edebileceği ancak, söz konusu gayrimenkulün 7.100.000,00-TL değerinde olması sebebi ile bu tutarı aşan 295.886,54-TL’nin rehinsiz alacak olacağı bildirilmiştir,
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapıla yargılama sonucunda; “..Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan rapordan, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 3. maddesi kapsamında davacı banka tarafından, davalıya, 26.07.2016 tarihinde 2.725.000,00-TL tutarında 4100117042 BCH Kredisi açıldığı, ilgili kredi hesap hareketleri yeniden incelendiğinde; 26.04.2018 Risk bakiyesinin 5.977.000,00-TL olduğu, 29.06.2018 ve 01.10.2018 tarihlerinden faiz ve BSMV tahsilatları yapıldığı, davalı risklerine karşılık, davacı banka teminatında bulunan gayrimenkullerin satışına kadar en son 01.10.2018 tarihine kadar faiz tahsil edildiği, davacı banka tarafından taraflar arasında yapılan anlaşma gereğince 7.100.000,00-TL ipotek bedelinin 21.06.2019 tarihinde hesaba alacak kaydedildiği, 584.198,49-TL KGF Kredisi mahsup edildiği, (kalan bakiye: 6.515.801,51TL), öncelikle 21.06.2019 tarihine kadar işleyen faiz 794.941,00TL ve 39.747,05TL BSMV tahsil edildiği, kalan alacağının 5.681.113,46-TL olduğu, 5.977.000,00-TL BCH Kredi Ana Para tutarının mahsup edildiğinde ise 295.886,54-TL anapara riskin açıkta kaldığı, ipotek edilen gayrimenkullerin 7.100.000,00-TL değerinde olması sebebi ile bu tutarı aşan 295.886,54-TL’nin rehinsiz alacak olacağı anlaşılmıştır.
İİK. madde 294/3’e göre, “Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden, itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur.” denilmektedir. Maddenin gerekçesinde bu sonuçların geçici mühlet bakımından da geçerli olduğu belirtilmiştir. Bu düzenleme gereğince alacak rehinli değilse, geçici mühlet kararı ile birlikte alacağa faiz işlemesinin durması gerekecektir.
Tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi rapor ve ek raporu, konkordato dosyasında atanan kayyım görüş ve raporu ve İİK’nın 294. maddesi dikkate alınarak, davacı bankanın kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağı için ipotekle temin edilen kısmı aşan miktar için faiz işlemesinin durması gerekmektedir. Ayrıca davacı banka tarafından yapılan mahsuplaşma işleminde ise 21/06/2019 tarihine kadar işleyen faiz ve BSMV tahsilatları yapıldıktan sonra anapara mahsubu işleminin yapıldığı, Mahkememizin 14/11/2018 tarihi ara kararı ile 3 ay süre ile geçici mühlet kararı, 14/02/2019 tarihi itibariyle 1 yıl süre ile kesin mühlet kararı vermiş olduğu dikkate alınarak yapılan mahsuplaşma işleminin hatalı olduğu anlaşılmış olup, davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş,karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Verilen bilgiler ışığında; HMK’nın m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf ve mahkeme denetimine ve hüküm kurmaya elverişli oluşuna, davacı bankanın davalıya açtığı BCH kredisi yönünden faiz işlemesinin, kredi teminatı ve banka lehine ipotekli gayrimenkulün taraflar arasındaki gayrimenkul durum risk tasfiyesine ilişkin sözleşme uyarınca, 21.06.2019 satış tarihine kadar devam edebileceğinin, gayrimenkulün 7.100.000,00-TL değerinde olması sebebi ile bu tutarı aşan 295.886,54-TL’nin rehinsiz alacak haline geldiğinden, İİK’nın 294. maddesi uyarınca, banka alacağına faiz işlemesinin bu tarih itibarıyla durduğunun anlaşılmasına, HMK’nın m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davalı …’ın T.C. numarasının yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/10/2022


Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*