Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1950 E. 2022/1801 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1950
KARAR NO : 2022/1801

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/06/2021
NUMARASI : 2019/917 Esas – 2021/530 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : …
DAVALI : DETAY DANIŞMANLIK BİLGİSAYAR HİZMETLERİ SANAYİ VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – Alemdağ Cad. No:81 K:2-3-4-5 Kısıklı Üsküdar/İSTANBUL
VEKİLİ : …
DAVANIN KONUSU : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/09/2019

KARAR TARİHİ : 14/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 11/11/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında davalı tarafça Gebze 4. İcra Dairesi 2018/32507 sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve müvekkiline hukuk dışı borç yüklendiğini böylece 20/06/2019 tarihinde zorla ödettirilerek dosya infaz ile kapandığını, müvekkilinin ilk aşamada ödeme emri tebligatını kendisi tebellüğ alamamış olduğunu, eşi …’un tebliğ aldığını, eşinin o dönemlerdeki rahatsızlığı nedeniyle tebligatı kendisine teslim edememesinden ötürü icra takibinden habersiz kaldığını, böylelikle tebligat her ne kadar kanunen usulüne uygun yapılmış kabul edilse de, müvekkili için şanssız bir biçimde bir hastalık neticesinde kesinleştiğini, takibin kesinleşmesine müteakip kötü niyetli olarak ve müvekkilini ödemeye mecbur bırakmak için, müvekkilinin bütün mal varlığına (araçlarına vs.) davalı tarafından haciz koydurulduğunu, konulan bu hacizlerden dahi habersiz olan müvekkili, bu hacizlerden ancak üzerine kayıtlı aracının her şeyden habersiz bir biçimde satışını yapmak istediğinde haberdar olduğunu, müvekkilinin davalı taraf ile hiçbir alacak verecek ilişkisi yokken, işbu parayı sırf araç satış işlemini yapacağı kişiyi verdiği sözden dolayı mağdur etmemek adına hacizlerin kalkması için cebri icra tehdidi altında 20/06/2019 günü ödemek zorunda kaldığını ve böylece dosya yine aynı gün infaz ile kapandığını, müvekkilinin davalıya böyle bir borcu bulunmadığını, davalı/alacaklı taraf müvekkiline karşı bir iş veya hizmette bulunmadığını, başka bir edimi yerine getirmediğini zira taraflarına bir fatura dahi gönderilmediğini, taraflarına karşı yapılan icra takibi ilamsız nitelikte olup herhangi bir belgeye dahi dayandırılmadığını, davalı kesinlikle bu parayı hak edecek herhangi bir edimde bulunmadığını, davalıdan fatura dahi teslim alınmadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile, müvekkilinin borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 9.926,95 TL’nin ödeme tarihi (aynı zamanda icra dosyası infaz tarihi) olan 20/06/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdatı sonucu müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın Kabulüne, 9.926,95 TL’nin 20/06/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararında hükmün gerekçesinin açıklanmadığını, bilirkişi raporunun eksik inceleme ve hatalı kanaatler ile tanzim edildiğini ve hüküm kurmaya elverişli olmayan bir rapor olduğunu, 19.03.2020 tarihli rapor ile dosya kapsamında yer alan ikinci rapor beraber incelendiğinde 13.11.2020 tarihli raporun dosya kapsamında yer alan tüm maddi ve somut vakıa ile çeliştiğini belirterek; istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 Tarih – 2019/917 Esas – 2021/530 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra tehdidi altıda ödenen bir miktar paranın istirdat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı aleyhine, davalı tarafça Gebze 4. İcra Dairesi 2018/32507 sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takip üzerine davacının takipteki borcu icra tehdidi altında ödediği, borçlu olmadığı haldi sırf icra tehdidi altında ödemek zorunda kaldığı 9.926,95 TL’nin ödeme tarihi (aynı zamanda icra dosyası infaz tarihi) olan 20/06/2019 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 19.03.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının ve davacının dava konusu dönemlerine ait yasal defterlerinden ve tüm dosya kapsamından yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda; davalının 2016 ila 2019 yılı yasal defterlerinin e-defter kapsamında olduğu ve sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, davacının ise tarafına sunulan yasal defterlerinin 2017 ve 2018 yılına ait olduğu davacının tacir olarak işletme esasına tabi olduğu ancak dava konusu faturanın 2016 yılı olması nedeniyle davacının 2016 yılı yasal defterlerinin incelenmesi gerektiğini, davalının yasal defterlerinde 2016 yılında 1 adet faturanın 3.799,72 TL.- olarak kayıtlarda yer aldığı, 2019 yılı sonunda … tarafından davalı vekilinin hesabına 20.06.2019 tarihinde geçen 9.094,40 TL.- lik tutardan icra masrafları vs den sonra 3,799,72 TL sinin 2019/12. ayda (Aralık) kayıtlara alındığı ve davalının yasal defterlerine göre davacıdan kalan borç/alacağın 2019 yılı sonunda sıfır (0) olduğu alacağın kalmadığını, davacının 2016 yılı yasal defterlerinin olmadığı … adıyla Uluçınar Vergi Dairesinde … nosu ile … faaliyet adresinde olduğu, burada ilk işe başlama tarihinin 2017 yılında olması nedeniyle 2016 yılı yasal defterinin var olmaması sebebiyle incelenemediği, bu adresteki iş yerine ait ilk işe başlama tarihli 2017 ve 2018 yılı işletme defterinde davalının adına/ünvanına rastlanmadığından bu faaliyet adresindeki yasal defterlere göre borç/alacak tutarının olmadığını, davacının dava konusu fatura dönemi 2016 yılında, faaliyet adresi ile faturadaki vergi dairesinin (vergi no aynı) 2017 ve sonrası dönemde farklı olduğu fark edildiğini, davacının bilirkişi tarafına sunulan yasal defterlerindeki ünvanla faturadaki ve sözleşmedeki ünvanların da farklı olduğu görülünce, davacının 2016 yılında başka bir faaliyetinin olduğu kanaatine varıldığını, davacının daha önce faaliyet gösterdiği … adresindeki İlyasbey Vergi Dairesindeki … nolu Oğuzlar Grup (kulis dergisi) … mükellefiyetine ait 2016 dönemine ait 2016 yılı yasal defterinin incelenmesi gerektiği anlaşılınca davacıya ulaşılamaya çalışılmış ancak ulaşılamadığından incelenemediğini, eldeki mevcut verilere göre davacının davalıya herhangi bir borç alacak ilişkisinin olmadığını, davalının ise sözleşmeye dayalı olarak verilen hizmet için davacıdan 1 adet fatura karşılığı l.180 Euro bedeli 3.799,72 TL.- Türk lirası karşılığı alacağı olduğu ve bunun da icra yoluyla tahsil edilip 2019 yılı sonunda borç/alacak ilişkisinin sona erdiği şeklinde görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına aldırılan 13.11.2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; hukuki durumun değerlendirilmesi ve her türlü nihai takdir mahkemeye ait olmak üzere; davacının 2016 yılı incelenen yasal- defterlerinden ve tüm dosya kapsamandan yapılan inceleme, tespit ve değerlendirmeler sonucunda; davacının 2016 yılı yasal defterlerine göre davalının düzenlemiş olduğu hizmet faturasının muhasebe departmanına ulaşmadığından kayıtlara alınmadığını, davalının faturasının e-arşiv faturası olduğu ve davacının e-mail adresine gönderilip gönderilmediğinin dolayısı ile faturanın teslim edilip/edildiğinin tespit edilemediğini, davacının 2016 yılı incelenen, yasal defterlerinde davalının adına rastlanmadığından, yasal defterlere göre davacının davalıya herhangi bir borcu/alacağı olmadığı şeklinde görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
Somut davada, ilk derece mahkemesince; incelenen tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; davacının, davalıya borçlu olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne şeklinde karar verilmişse de; verilen kararın isabetli olmadığı, ayrıca mahkemece verilen kararda, hükmün gerekçesinin yasal mevzuata uygun olarak yazılmadığı da görülmüştür.
Bilindiği üzere; HMK’nun 6100 sayılı HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/1. maddesinin (c) bendinde de;
“Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri” ile aynı maddenin 2. fıkrasında “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır.
Anayasa’nın 141. maddesinin amir hükmü gereğince tüm mahkeme kararların gerekçeli olması gerekir. Bu nedenlerle; mahkeme kararları tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri mutlaka kapsamalıdır. Gerekçe, doyurucu olmalı, kararın neden, nasıl, hangi hukuki gerekçeyle ve hangi deliller değerlendirilmek suretiyle verildiği hususlarını içermelidir.Tarafların o dava ve talep yönünden hukuk düzenince hangi nedenle haklı ya da haksız olduğunu anlayıp değerlendirilebilmeleri ve istinaf dairesinin hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçenin bulunması 6100 Sayılı HMK’nın 2004 sayılı İİK’nın ve Anayasada gösterilen düzenleme karşısında zorunludur.

Öte yandan; tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, eldeki mevcut verilere göre, davalının, davacı ile aralarındaki sözleşmeye dayalı olarak verilen hizmet için davacıdan 1 adet fatura karşılığı l.180 Euro bedeli 3.799,72 TL. Türk lirası karşılığı alacağı olduğu ve bunun da icra yoluyla tahsil edilip 2019 yılı sonunda borç/alacak ilişkisinin sona erdiği anlaşıldığına göre artık bu aşamada davacının davalıdan ödediği bu bedeli eldeki dava ile tekrar istemesi doğru değildir, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı kanaatle davanın kubulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Gerekçeli karar başlığında; davalının adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davalı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 22/06/2021 tarih, 2019/917 Esas ve 2021/530 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gerekli maktu 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 169,53 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 88,83 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c)Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
ç)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
c)Davalı tarafından yapılan 162,10-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 62,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam 224,80 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davalının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
e)Davalı hakkında düzenlenen 15.10.2021 tarihli ve 508,57 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
e)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/10/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*