Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1933 E. 2022/1788 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1933
KARAR NO : 2022/1788

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2021
NUMARASI : 2020/275 Esas – 2021/412 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
:……
VEKİLİ :……

DAVA TÜRÜ : Tazminat (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020

KARAR TARİHİ : 14/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 25/10/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; … sevk ve idaresinde bulunan … plakalı aracı ile Susurluk istikametinden Bandırma istikametine doğru seyir halindeyken Göbel ilçesine dönmek için kavşağa girdiği esnada Bandırma istikametinden Susurluk istikametine gitmekte olan …’un sevk ve idaresindeki müvekkilinin …’e ait … Plakalı, Ford Kamyon Cargo 2524 (6×2) markalı 2005 model CKM1 Tipi Dizel ticari aracın sol ön kısmı ile …’ın sevk ve idaresindeki aracın sağ yan ön kısmının çarpışması sonucu maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, … isimli kişinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkilimize ait olup … tarafından kullanılan ticari … plakalı 2005 model Ford marka kamyona (tanker) 03/01/2020 tarihinde çarpması neticesinde, müvekkilinin aracının tamamen kullanılamaz hale gelerek pert işlemine tabi tutulduğunu, davacının kaza yapan aracını Balıkesir Susurluk’tan Kocaeli Körfez’e getirmek için 6.500,00-TL çekici ücreti ödediğini, sonrasında karşı taraf Sigorta Şirketinin Kocaeli’de anlaşmalı servisinin bulunmadığını belirterek, bu nedenle aracın İstanbul Sultanbeyli’deki anlaşmalı İstek Onarım Merkezine gönderilmesini istemesi üzerine, davacının aracını Sultanbeyli’deki anlaşmalı servise götürdüğünü, bunun için 2.500,00 TL çekici ücreti ödediğini, araç perte ayrıldıktan sonra aracın üzerindeki tank HABAŞ’a ait olduğu için, İstanbul Sultanbeyli’ye tank söküm ekibi götürüldüğünü, tank söküldükten sonra Kocaeli Körfez’e getirildiğini, müvekkilinin bu işlemler için de tank sökme ücreti 1.000,00 TL; tankın vinç ile aktarılması ücreti 700,00 TL ve çekici ücreti 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.200,00 TL daha masraf yapılmıştır. Neticeten, 2.500,00 TL çekici ücreti ile birlikte yapılan mezkur masraflar toplamı 5.700,00 TL olduğunu, davacıya ait … Plakalı araca, davalı “…” sigorta şirketi tarafından …… poliçe numarası ile kasko sigortası yapıldığını, davalı … Şirketi müvekkilinin aracına 66.502,00 TL piyasa rayiç bedeli belirleyerek, bu miktar üzerinden ödeme yapmış ise de (30.000 TL’si hasarlı aracın, belirlenen bu miktar üzerinden Sigorta Şirketi tarafından satılması suretiyle), belirlenen bedel, gerçek piyasa rayiç bedelinin çok altında olduğunu, müvekkilin aracıyla aynı aracın 120.000,00-TL olması karşısında müvekkiline kasko poliçesinden kaynaklı araç rayiç değerinden fahiş oranda çok daha düşük bir meblağ ödendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; Kasko sigorta poliçesinden kaynaklı … plakalı aracın eksik ödenen rayiç değeri olan şimdilik 5.000,00-TL ile davacı tarafından yapılan toplam 5.700,00-TL çekici ve diğer masrafların, pert total ve rayiç bedel- hasar tazminat mutabakatının tanzim edildiği tarih olan 05/02/2020 tarihinden itibaren işletilecek reeskont avans faizi davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; tarafların sigorta sözleşmesine hangi mahkemenin yetkili olacağına ilişkin yetki şartı koymaları HMK’nın 17. maddesi uyarınca mümkün olduğunu, Kasko Sigortaları Genel Şartları c.8. maddesindeki yetki koşulu taraflar arasında yapılan bir yetki sözleşmesi niteliğinde olduğunu, müvekkil şirket merkezi Ümraniye/İSTANBUL olduğundan dava yetkisiz mahkemede açıldığını, davayı kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte 03.01.2020 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonun çarpışması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazanın oluşumunda … plakalı araç sürücüsü …’ın 2918 sayılı KTK’nın 57/1-a maddesinde belirtilen kuralı ihlal ettiği, diğer araç sürücüsü …’in herhangi bir kural ihlalinin bulunmadığı tespit edildiğini, davacı …’in, kaza nedeniyle aracında meydana gelen hasar neticesinde davalı … şirketine yapmış olduğu başvuru sonrasında; ……… nolu Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalanan aracının Pert-Total (Tam ziya) işlemine tabi tutulması ve Piyasa Rayiç Bedelinin (İkame bedeli) 66.502,00 TL (KDV dahil) üzerinden, hasarlı haliyle 30.000,00 TL sovtaj bedeli üzerinden değerlendirilmesi, rayiç bedelinden sovtaj tutarının mahsubu sonucu kalan bakiye tutarı olan 36.502,00 TL’den sonuçlandırılması hususunda mutabakat sağlandığını ve 05.02.2020 tarihinde pert total ve rayiç bedel mutabakatı, hasar tazminat ödemesi makbuz, ibraname ve temliknamesi imzalandığını, bahsi geçen “PERT TOTAL VE RAYİÇ BEDEL MUTABAKATI, HASAR TAZMİNAT ÖDEMESİ MAKBUZ, İBRANAME VE TEMLİKNAMESİ”ne ilişkin olarak davacıya 14.02.2020 tarihinde 36.502,00 TL tutarında ödeme yapılmış olup, davacı tarafından da kabul ve beyan edildiğini, yapılan bu ödeme ile davalı … şirketi ilgili poliçeden doğan tüm sorumluluğunu yerine getirmiş ve başka bir sorumluluğu kalmadığını, poliçe tanzim tarihi itibariyle amir Genel Şartlar’a uygun olarak hesaplanan tazminat bedeli ödenmiş olup, ödenmesi gereken bir bakiye söz konusu olmadığını, davacı, yapılan ödemeye rağmen, işbu davayı açarak maddi kazanç sağlama niyetinde olduğunu, sigorta şirketleri maddi kazanç sağlama aracı değildirler ve sigorta poliçesinde belirtilen teminat bedeli, tamamı ödenmesi gereken tutar anlamına gelmediğini, tüm bunlara rağmen davacı yararına aksi bir hüküm kurulmasının, Türk Borçlar Kanunu’nun 77. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme doğuracağını, davacı tarafından rayiç bedel 120.000,00 TL olarak belirtilmiş ise de; bunun gerçeği yansıtmadığı ve fahiş derecede gerçek rayicin üzerinde olduğu, internet sitesinden alınan birkaç ilana atıfla rayiç bedel belirlenmesinin uygun olmayacağını, aynı zamanda rayiç bedel araştırması yapılırken aracın kilometre bilgisi de göz önünde bulundurulmadığını, dolayısı ile davacı tarafından belirlenen fahiş rayiç bedelin ve talep edilen bakiye pert total/rayiç bedelin tarafımızca kabulü mümkün olmadığını, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesine, davalı … şirketi aleyhine açılan haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” …
1-Davanın Kabulü ile,
2-15.897,99-TL tazminatı, 5.700,00-TL masraf olmak üzere toplam 21.597,99-TL’nin 05.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile sigorta şirketi için poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, davalıdan alınarak davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; rayiç bedel araştırması yapılırken aracın kilometre bilgisinin de göz önünde bulundurulmadığını; aynı zamanda, bilirkişiler tarafından yapılan hesaplamada, davalı … şirketi tarafından yapılan ödeme tenzil edilmediğini; bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf bilirkişi raporunda aracın gerçek değerinin fahiş belirlendiğini iddia etmekte ise de bilirkişiler tarafından belirlenen rayiç değer nazara alındığında belirtilen bedelin davacının gerçek zararını karşılayacak ya da davacının tekrardan eşdeğer bir araç almasını sağlayacak tutarda bir bedel olmadığını; halihazırda davacı, pert olan aracının yerine aynı özelliklerde piyasadan başka bir araç almak isterse bilirkişilerin hesaplamış olduğu bedelden kat ve kat daha fazla para ödeyeceğinin aşikar olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 Tarih – 2020/275 Esas – 2021/412 Karar
sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; kasko poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacıya ait … plaka sayılı aracın 03/01/2020 tarihinde karıştığı çift taraflı maddi hasarlı trafik kazasında hasarlanması nedeniyle eksik ödenen hasar bedeli ile çekici bedelinin tahsili için eldeki davanın açıldığı, davalının zararın karşılanması nedeniyle davacının bir alacağı olmadığını belirterek davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişiden rapor alındıktan sonra davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
1-Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Taraflar da, yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir. TTK’nın 5. maddesinde; “aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmü yer almaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5-(3) maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.
Eldeki dava kasko poliçesinden kaynaklandığından anılan hüküm (m.4) kapsamındaki mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Başka bir söyleyişle, kasko poliçesinden kaynaklanan davalarda sigortalı araç işletenin sıfatına göre dava tüketici işleminden kaynaklanan dava (6502 sayılı TKHK m.3), ticari dava yahut genel mahkemelerde görülmesi gereken dava olabilmektedir. Bu nedenle öncelikle davacının tacir olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Sigortalı araç ticari sınıfta olup trafik kaydında ve sigorta poliçesinde ticari olarak kayıtlı ise de bu kayıt idari bir kayıt olup araç malikinin sadece bu kayıt nedeniyle TTK. anlamında tacir olduğu söylenemez. Bu nedenle öncelikle davacının gerçek kişi tacir olup olmadığının tespiti için Ticaret Sicilinden, Vergi Dairesinden, Meslek Odalarından davacı ile ilgili kayıtların getirtilmesi, gerekirse mali müşavir bilirkişiden davacının tacir sayılan kişilerden olup olmadığı konusunda rapor alınması, bu aşamadan sonra davacının tacir olduğu anlaşılır ise davanın esasına girilmesi, davacının tacir olmadığı anlaşılır ise davacının aracı niteliği gereği mesleki faaliyeti kapsamında kullandığı düşünülerek esnaf olduğu anlaşılır ise Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince, açıklanan şekilde araştırma yapılarak sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.
2-Kabulü göre de;
Çekici ücretinden sigorta şirketinin sorumlu olup olmadığının gerekçede değerlendirilmeksizin kabul edildiği görülmektedir.
İlk derece mahkemesince yapılması gereken, poliçe ve ek klozlar incelenerek çekici ücretinin teminat kapsamında olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre bir karar vermek ve gerekçeli kararda kararın dayandığı gerekçeleri açıklamak olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 Tarih – 2020/275 Esas – 2021/412 Karar
sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince Körfez İcra Dairesi’nin 02/08/2021 Tarih – 2021/1057 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın (nakit/teminat mektubu) yatırana iadesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
14/10/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*