Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1858 E. 2021/1972 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1858 – 2021/1972
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1858
KARAR NO : 2021/1972

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2021 Tarihli İhtiyati Haciz Kararına İtirazın Reddi Kararı
NUMARASI : 2021/578 Esas

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN/DAVACI : GÜRÇELİK MAKİNE ENDÜSTRİYEL OTOMASYON SİSTEMLERİ SANAYİ TİCARET A.Ş. -.
VEKİLİ : Av….
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN/DAVALI : TPM ENDÜSTRİYEL OTOMASYON ELEKTRONİK MÜHENDİSLİK NAKLİYE MAKİNE SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. .
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
DAVA TARİHİ : 04/08/2021

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 18/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin davalı borçludan (4) adet makine satın aldığını, bu alım satıma ilişkin davalı borçlunun 15/06/2020 tarihinde düzenlediği faturanın [2.258.052,72 TL bedelli, TPM2020000000048 nolu] ekte yer aldığını, fatura bedelinin 2.258.052,72 TL olmasına rağmen davalı tarafın yaptığı tahsilatın 2.378.052,72 TL olduğunu, faturanın düzenlendiği tarihte davalı tarafından düzenlenen tahsilat makbuzundan anlaşılacağı üzere 31/07/2020 tarihli, Ziraat Bankası A.Ş., 0013766 seri numaralı 120.000,00 TL bedelli çekin davalı adına cirolandığını, davalının aldığı çeki en erken 31/07/2020 tarihinde bankaya ibraz edebileceğini, paraya ihtiyacı olduğunu aksi takdirde makineyi yetiştiremeyeceğini ifade ederek çek bedelinin kendisine eft ile ödenmesini talep ettiğini, karşılığında çeki davacıya iade edeceğini bildirdiğini, davacı tarafından 17/06/2020 tarihinde eft ile çek bedeli olan 120.000,00 TL’yi davalıya ödendiğini, buna rağmen, davalı tarafın ilgili çeki davacıya vermekten imtina ettiğini, tabiri caizse davacıyı oyaladığını, hatta ilgili çeki bankaya ibraz ederek 04/08/2020 tarihinde yeniden 120.000,00 TL tahsilat yaparak sebepsiz zenginleştiğini, davacının bu tespit üzerine cari hesap mutabakatı hazırladığını, nitekim davalı yanın bakiyesinin 0 olduğunu iddia ettiğini ve mutabık olmadığını şerh düşerek ilgili metni imzaladığını, oysaki, ekte de sunulan 17/06/2020 tarihli 120.000,00 TL eft 31/07/2020 tarihli 0013766 seri numaralı çeke istnaden yapıldığını, Gebze İcra Dairesi’ nin 2021/12980 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun takipten sonra da borcunu ödemediğini ve borcun tamamına itiraz ettiğini, takip konusu alacağın, likit alacak olduğunu, bu durumda likit alacağa haksız şekilde itiraz eden borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekeceğinin Yargıtay Kararlarıyla da sabit olduğunu, dolayısıyla davalı yanın likit alacağa karşı yaptığı haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67-(2) maddesi gereğince davalı aleyhine takip konusu miktar üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, davalının adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3.kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haczine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 11/08/2021 tarihli ara karar ile; ” … Alacaklının ibraz ettiği dilekçe ve ekinde bulunan belgeler incelendiğinde İİK’ nun 257 vd. maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla harca esas değer olan 133.975,89.-TL’ nin %15’i teminat karşılığında İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN KABULÜNE; Borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının İHTİYATİ HACZİNE .. ” karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili 16/08/2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; davalının ihtiyati hacizden 13/08/2021 tarihinde haricen haberdar olduğunu; davacının davasını ve ihtiyati haciz talebini 15/06/2020 tarihinde düzenlediği 2.258.052,72 TL bedelli, TPM2020000000048 nolu faturaya ilişkin yaptığı çek ve eft havaleye dayandığını; ne davalı verdiği çekin faturaya istinaden verdiğini; ne de iddia ettiği üzere banka yoluyla gönderdiği paranın iş bu çek bedeli dolayısıyla ödendiğine ilişkin olduğuna dair hiçbir yazılı delil sunamadığını; çek bakımından iddialar değerlendirildiğinde yasa ve yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere kambiyo taahhüdünün mücerret borç ilişkisi doğurdoğunu; bir mücerret borç ilişkisinde o borcun neye dayandaığını kambiyo taahütünde bulunan davacının ispat etmesinin gerektiğini; Yargıtay kararlarında da malum olduğu üzere banka yoluyla gönderilen ve açıklama bulunmayan ödemelerde ispat yükünün ödemeyi yapan tarafa ait olduğunu; her ne kadar davacının ödemeyi ilgili çeke istinaden yaptığını iddia etmiş olsa da buna ilişkin yazılı delil göstermediğini; yalnızca afaki iddialarda bulunduğunu; dolayısıyla yalnızca davacının afaki iddilarına dayanarak yazılı delil ile ispat sınırında olan iddilar bakımından sadece davacının beyanına dayanarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; ihtiyati haczin ivedilikle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ 03/09/2021 TARİHLİ ARAKARARI ÖZETİ:
Mahkemece 03/09/2021 tarihli ara karar ile; ” … Mahkememizin 11/08/2021 tarihli ihtiyati haczin kabulüne ilişkin karara yapılan itirazın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerek dava dosyasının somut durumu gerekse yüksek yargı kararları dikkate alındığında, davacının bahsettiği “ödeme mutabakatını” ispat edemediği gibi gerek “sebepten mücerret olan çeke yönelik iddiasını” gerekse de “açıklaması bulunmayan banka dekontuna” yönelik alacaklı olduğu iddiasını yaklaşık ispat kurallarına göre dahi ispat edemediğini; ihtiyati haciz koşulları oluşmadığından bu evraklar üzerinden alacağın varlığına dair kanaat oluştuğundan bahisle ihtiyati haciz kararı verilmesi usule ve yasaya aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; doğacak zararlara karşı teminat yatırılmış olup kanunun öngördüğü şekilde prosedür işlendiğini; davalının, kötü niyetle davacı şirketi bunca zarara uğratmış olmasına rağmen gelinen şu aşamada teminatla güvence altına alınmış olan bu karara itiraz etmesi yersiz olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/578 Esas sayılı 03/09/2021 Tarihli İhtiyati Haciz Kararına İtirazın Reddi kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; fatura karşılığı alınan (4) adet makine için davalının fazla tahsilat yaptığı gerekçesiyle alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece, ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalı arasında makine satışına dair sözleşme yapıldığı, davacının makine bedelini ödemek için davalıya verdiğini belirttiği 120.000,00 TL bedelli 17/06/2020 tarihli, 0013766 seri nolu çeki bedelinin önce bankadan EFT yolu ile ödendiği, daha sonra davalının bu çeki takas merkezinden tahsil ettiği, makine bedeli için verilen diğer çeklerin vadesinde ödendiği ve davalıya 120.000,00 TL fazla ödeme yapıldığını belirterek bu miktar kadar ihtiyati haciz talep ettiği, ilk derece mahkemesince talebin kabulüne karar verildiği, itiraz üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonunda 03/09/2021 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verildiği, karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 257-(1) maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir”.
İİK’nın 257-(2) maddesi; “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder”.
İİK’nın 258-(1) maddesi; ” … Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur … ” hükmü düzenlenmiştir.
Rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın var olması halinde ihtiyati hacze karar verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şart olmayıp alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Başka bir söyleyişle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekli ve yeterlidir.
İİK’nun 265-(1) maddesindeki; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere,mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” şeklindeki hüküm ile itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta, taraflar arasında makine satışına daire sözleşme olduğu, davalının makine bedeli için verilen çekleri vadesinde ödendiği, çekler dışında bankadan EFT yolu ile 120.000,00 TL’lik bir ödeme daha yaptığı, buna göre davalının çek ödemesi dışında ödemesinin olduğu, davalının banka ödemesinin başka bir borç için ödendiğini ileri sürdüğü ancak mevcut delil ve belgelere göre davacının bu ödemenin mükerrer olduğuna dair yaklaşık ispat yükünü yerine getirdiği kanaatine varıldığından ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
Karar başlığında; davacı ve vekilinin adreslerinin yazılmaması ile davalı vekilinin adresinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; ihtiyati hacze itiraz eden davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
18/11/2021


Başkan…
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip…
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*