Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1845 E. 2022/1700 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1845 – 2022/1700
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1845
KARAR NO : 2022/1700

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2021
NUMARASI : 2020/806 Esas – 2021/592 Karar

DAVACILAR : 1-DOĞAL KATKI MALZEMELERİ VE TARIM ÜRÜNLERİ A.Ş.
2-INGREDIUM GIDA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1-IFF AROMA ESANS SANAYİ VE TİCARET A.Ş. –
2-IFF TURKEY AROMA VE ESANS ÜRÜNLERİ SATIŞ TİCARET A.Ş.
VEKİLİ : Av. …

DAVA TÜRÜ : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 14/12/2020

KARAR TARİHİ : 30/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 14/10/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava tarafları arasında iş ilişkisi başlamadan önce davacı Doğal Katkı A.Ş. dava dışı Cargill isimli şirket ile dava konusu aroma sektöründe çalışırken davalı şirket, davacı şirketin münhasıran kendileri ile çalışması karşılığında Türkiye bölgesini davacıya bırakarak çalışma teklifinde bulunduğunu, davacı şirketin, davalı şirkete güvenerek rakip şirketin aroma tek satıcılık işini bıraktığını ve tarafların “Türkiye bölgesinde”, “davalılar tarafından isimleri belirli bir grup uluslararası şirket saklı tutulduğundan sadece saklı tutulan bu bir grup uluslararası şirket hariç” kendine has, “adi ortaklık ilişkisine benzeyen” özel bir tek satıcılık iş ilişkisi kapsamında BK madde l’e uygun olarak 01.01.2011 tarihinden itibaren çalışmaya başladıklarını, davacı şirketler ile davalı şirketler arasında Türkiye bölgesinde tek satıcılık sözleşmesi bulunduğunu, kötü niyetli davalı şirketlerin bizzat yazışmaları ile davacılara ait tek satıcılık payesini ikrar ettiklerini ve çekişmesiz hale getirdikleri halde tazminat ödeme sorumluluğundan kurtulmak amacı ile bu payeyi davacılara vermediklerini, davacı şirketlerin, davalı şirketlere bugüne kadar 22 Milyon Euro’nun üzerinde bedel ödediğini, tarafların ticari defterleri ile bu durumun sabit olduğunu, davalı şirketlerden üretici konumunda olan IFF Aroma A.Ş, taraflar arasındaki yaklaşık 10 yıl süren, kendisine has bu tek satıcılık sözleşmesi iş ilişkisini, hiçbir neden göstermeksizin, güven ilkesine, verdikleri güven ve teşviklere, hakkaniyete aykırı olarak, sadece bir numaralı davacı için 3 ay eksik süre vermek suretiyle, haksız ve MK madde 2’ye, çelişkili davranma yasağına aykın olarak, kötü niyetli ve keyfi bir şekilde, 16 Aralık 2019 tarihli ve 40495 nolu ihtarnamesi (Kadıköy 32. Noterliği’nin 16.12.2019 tarih ve 40495 yevmiye sayılı ihtarnamesi ve 18 Aralık 2019 tarihli tebliğ şerhi) ile tek taraflı bir şekilde feshettiğini, davalı şirketlerin, taraflar arasındaki kendine özgü tek satıcılık iş ilişkisini bir davacı yönünden eksik süre vererek bir davacı yönünden hiç süre vermeyerek, sebep göstermeksizin, tek yanlı olarak haksız fesih ettiklerini ve fesih tarihinde davacılar tarafından aroma profili belirlendiğini ve artık sipariş aşamasına gelmiş olan bir kısım yeni iş ürünlerinin haksız fesihten sonra davalılar tarafından kullanılması ve ayrıca kullanılacak olması sebebiyle davacıların yoksun kaldığı kar bedellerini de tazmin etmesi gerektiğini, davalı şirketlerin, tek satıcılık iş ilişkisi döneminde, davacılara tahsis edilen Türkiye bölgesi içinde, doğrudan satış yapmama yükümlülüğünü, sadakat yükümlülüğünü ve tek satıcılık iş ilişkisini ihlal ettiklerini ve davacıların yoksun kaldığı kar bedellerini tazmin etmesi gerektiğini, davalı şirketlerin tek satıcılık sözleşmesini, haklı bir neden olmaksızın feshettiklerini, davalı şirketlerin davacı şirketlere denkleştirme bedeli ödemesi gerektiğini, davalı şirketlerin taraflar arasındaki açıklanan iş ilişkisini eksik süre vererek haksız fesih etmeleri sonucu davacı şirketlerin manevi zararları olduğunu bu nedenle; davalı şirketlerin her birinin davacı şirketlerle olan tek satıcılık iş ilişkisini fesih etmelerinin ayrı ayrı haksız fesih olduğunun tespitine, davalı şirketlerin davacı şirketler ile olan tek satıcılık iş ilişkisini sebepsiz, eksik süre vererek, haksız ve kötü niyetli fesih etmeleri nedeniyle, işbu haksız fesih sonucunda davacılardan Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri A.Ş. adına şimdilik 100.000 TL Davacı Ingredium Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına şimdilik 100.000 TL “toplamda her iki davacı adına şimdilik 200.000 TL maddi zararın” 18.12.2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazmini ve tahsiline, davalı şirketlerin iş ilişkisi dönemindeki hukuka aykırı faaliyetleri ve haksız ve kötü niyetli fesihleri sonucunda davacılardan Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri A.Ş. adına şimdilik 100.000 TL Davacı Ingredium Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına şimdilik 100.000 TL “toplamda her iki davacı adına şimdilik 200.000 TL yoksun kalınan karın” 18.12.2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazmini ve tahsiline, davalı şirketlerin davacı şirketler ile olan tek satıcılık iş ilişkisini haklı bir neden olmadan fesih etmeleri sonucu Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri A.Ş. adına şimdilik 100.000 TL Davacı Ingredium Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. adına şimdilik 100.000 TL “toplamda her iki davacı adına şimdilik 200.000 TL denkleştirme bedelinin” 18.12.2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazmini ve tahsiline, davalı şirketlerin davacı şirketler ile olan iş ilişkisini nedensiz, keyfi, eksik süre vererek, haksız ve kötü niyetli feshetmeleri sebebiyle, işbu haksız fesih sonucunda davacılardan Doğal Katkı A.Ş. adına 300.000 TL davacı Ingredium A.Ş. adına şimdilik 300.000 TL “toplamda her iki davacı adma şimdilik 600.000 TL” manevi zararın 18.12.2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tazmini ve tahsiline, davalıların haksız rekabet eylemleri ve hukuka aykırı diğer tasarruflan sonucunda davacılar lehine doğan ve doğacak diğer yasal hakların saklı tutulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerden İFF ile davacılardan DK arasında, aroma sektöründe dünya çapında üne ve büyüklüğe sahip müvekkili şirketin ürettiği aromaların, müvekkili şirket tarafından bildirilen müşterilere, dağıtım veya tedarik kanalıyla ulaştırılmak üzere 01.01.2011 tarihli yazılı bir Distribütörlük Sözleşmesi akdedildiğini, mezkur sözleşmenin 22. maddesinde taraflar ‘Yargılama ve tahkim’ başlığı altında sözleşmeden doğan uyuşmazlıklara Hollanda hukukunun uygulanacağını, dostane yolla çözülemeyen uyuşmazlıkların Rotterdam’daki Hollanda Tahkim Enstitüsü nezdinde sonuçlandıracaklarını açıkça hüküm altına aldıklarını, tahkim anlaşması akdeden bir tarafın, bu anlaşmayı göz ardı ederek uyuşmazlığın çözümü için mahkemeye başvuramayacağını, New York Sözleşmesinin tahkim anlaşmasının taraflarından birinin tahkim yoluna gitme taahhüdünden vazgeçerek uyuşmazlığın Devlet mahkemeleri önünde görülmesini seçmesi ihtimalini ortadan kaldırmayı amaçladığını, kanunun düzenlemesi karşısında taraflar arasında akdedilen sözleşmede uyuşmazlıklara ilişkin tahkim maddesi yer aldığından davalılardan DK’nın dava yoluna gitmesinin hukuken mümkün olmadığını, yan şirket INGREDIUM, … ailesinin borca batık ve iflas sürecinde olan şirketlerinden kalan borçlardan kurtulmak, bazı aile üyeleri ile organik ilişki kurulmasına engel olmak ve risk algısı düşük bir biçimde satış yapmak amacıyla kullanılmakta olup DK’nın bağımsız hareket etme yetisine haiz olmadığını, tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili şirketlerden IFF AROMA ile davalılardan DK arasında aroma sektöründe dünya çapında üne ve büyüklüğe sahip müvekkili şirketin ürettiği aromalan dağıtım veya tedarik kanalıyla ulaştırmak üzere 01.01.2011 tarihinde akdedilen Distribütörlük Sözleşmesi uyarınca, taraflar arasındaki ticari ilişki 2015 yılının sonlarına kadar devam ettiğini, bu tarihten sonra müvekkili şirket IFF AROMA’nın davacılar DK ve INGREDIUM ile hiçbir ticarî ilişkisi olmadığını, aynı şekilde bu tarihten sonra davacı DK’nın da davalı müvekkili şirketler ile ticari ilişkisi olmadığını, bu aşamada davacılardan DK, davalı müvekkili şirketler aleyhine karşı dava açmasının hukuken mümkün olmayıp, DK açısından müvekkili şirketler yönünden davanın zamanaşımı ve portföy tazminatı açısından hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddine karar verilmesini gerektiğini, müvekkili şirketlerin, dünyanın en büyük aroma ve esans üreticilerinden biri olan IFF INC’nin Türkiye’deki iştirakleri olduğunu, … ailesi tarafından kurulan şirketlerin ticari piyasada birçok kişiyi mağdur ettiklerini, davacıların müvekkili şirketlerin tek satıcısı olmadığını, davacıların müvekkili şirketlerin distribütörü olduklarını bizzat kendilerinin ikrar ettiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin geçerli olduğunu, distribütörlük sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından sözleşmeye uygun olarak feshedildiğini, davacılardan uğradıkları iddia ettikleri zararın ödenmesi talebinin haksız olduğunu, davacıların, müvekkili şirketler tarafından Türkiye bölgesi içinde doğrudan satış yapmama yükümlülüğünü, sadakat yükümlülüğünü ve tek satıcılık iş ilişkisini, beş müşteri özelinde ihlal ettiklerinden yoksun kaldıkları kar bedelini talep etmelerinin haksız olduğunu, davacıların denkleştirme tazminatı taleplerinin haksız olduğunu bu sebeple; HMK m, 31/1 uyarınca davacıların yoksun kalınan karara ilişkin taleplerinin açıklattırılmasına, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğinden, tahkim ilk itirazları gereği davacıların davasının usul yönünden davanın reddine, davanın DK yönünden hak düşürücü süre ve zamanaşımı sebebiyle reddine, haksız ve açıkça hukuka aykırı bir biçimde ikame edilen davanın esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Tahkim ilk itirazının kabulü ile; 6100 Sayılı HMK’nın 413/1. maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; doğrudan tahkimi ilgilendiren iki önemli delillerinin toplanmadığını, yerel mahkemenin İdare Mahkemelerinin görevine giren bir alanda davalıların Türkiye’de kurulduğunu açıklayarak kendi bu açıklaması ile tezat şekilde Türkiye’de Türk kanunlarına göre kurulan Türk şirketlerine yabancılık tabiiyeti vermesinin eşitlik ilkesine, adil yargılanma ilkesine, bir zümreye avrıcalık yapılmaması ilkesine fevkalade aykırı olduğunu; ilave olarak … …’nun davacı şirketlerde imza yetkisi bulunmaması vakıasının davalı şirketin imza yetkilisi ve üst düzey yöneticilerinin tanık beyanlarıyla ikinci kez teyit ve ispat edilmesine karşın, mahkemece bu delillerin de tamamen yok sayıldığını; ilk derece mahkemesi bilirkişi raporunun davacılara tebliğe dahi çıkarılmayarak adil yargılanma ve hukuki dinlenilme haklarının kısıtlandığını; beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacıların söz konusu iddialarına dayanak hukuki hiçbir gerekçe veya delil belirtmediğini; davalılar, davacıdan olan muaccel alacağının ödenmemesi üzerine iflas takibinde bulunmuş, iflas takibine davacıların haksız olarak itiraz etmeleri sebebiyle de muaccel alacağına ulaşmak için itirazın kaldırılması ve iptal davası açma zorunluluğu doğduğunu beyan ile; davacılar tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2021 Tarih – 2020/806 Esas – 2021/592 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; distribütörlük sözleşmesinin haksız feshedildiğinin tespiti, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Uyuşmazlık, taraflar arasında geçerli bir tahkim sözleşmesi (ya da tahkim şartı) olup olmadığı ve davada tahkim mercinin yetkili ve görevli olup olmadığıdır.
Davalı tarafın tahkim ilk itirazında bulunduğu anlaşılmakla; 6100 sayılı HMK’nın 117. maddesi gereğince öncelikle ilk itirazlar değerlendirilmiştir.
Mahkemece, tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davalı şirketlerin tahkim itirazlarında dayandıkları “Agreement Between IFF Aroma Esans Sanayi ve Ticaret A.Ş. and Bulutoglu Doğal Katkı Malzemeleri ve Tarım Ürünleri Ltd. Şti.” isimli sözleşmenin dilinin İngilizce olduğu, Tükçe nüshasının bulunmadığı, sözleşmeyi davacı adına … …’nun imzaladığı ve tahkimin sözleşmenin 22. maddesinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Tahkim sözleşmesi ya da asıl sözleşme içerisinde yer alsa dahi tahkim şartı asıl sözleşmeden bağımsız, ondan ayrı bir anlaşmadır. Bunun sonucu olarak tahkim şartının geçerliliği, esas sözleşmenin geçerliliğine bağlı değildir. Asıl sözleşmenin geçersiz olması tahkim sözleşmesi veya şartının geçerliliğini etkilemeyeceği gibi, tahkim anlaşmasının herhangi bir sebeple geçersiz olması asıl sözleşmeyi etkilemez ve onu geçersiz kılmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.02.2012 gün 2011/11-742 Esas, 2012/82 Karar sayılı ilamı). Bunun sonucu olarak asıl sözleşmenin geçerli olması, sayılması ya da geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde sayılması, ondan bağımsız olan tahkim anlaşması ya da şartının geçerli olması, sayılması ve geçersizliğini ileri sürmenin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun kabulünü gerektirmez (Yargıtay 15. HD., 05.11.2020 tarih, 2019/3156 E., 2020/2913 K.). Bu nedenle, istinaf incelemesi sözleşmenin 22. maddesinin geçerli olup olmadığı yönünden yapılmış olup, sözleşmenin diğer hükümlerinin geçerliliğine dair bir istinaf incelemesi yapılmamıştır.
İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkında 10.04.1926 gün 805 sayılı Kanun’un 1. maddesinde; “Türk tabiiyetindeki her nevi şirket ve müesseseler, Türkiye dahilindeki her nevi muamele, mukavele, muhabere, hesap ve defterlerini Türkçe tutmaya mecburdurlar.” denildikten sonra 4. maddede, “bu Kanun’un mevkii meriyete vaz’ından sonra birinci ve ikinci maddeler ahkamına muhalif olarak tanzim kılınmış olan evrak, vesaik, şirket ve müesseseler lehine nazarı itibara alınmaz.” hükmü getirilmiştir.

805 Sayılı İktisadi Müesseselerde Mecburi Türkçe Kullanılması Hakkındaki Kanun’un 1. maddesi Türkiye Cumhuriyet taabiyetindeki şirket ve müesseselerin ülke içindeki her türlü sözleşmeleri hesap ve defterlerini Türkçe olarak düzenlemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaksızın düzenlenen sözleşmeler ise aynı Kanun’un 4. maddesine göre geçersizdir (Yargıtay 11. HD., 05/02/2019 tarih, 2017/5003 E., 2019/842 K.).
Bu açılamalara göre, Türk tabiiyetindeki şirketlerin her çeşit sözleşmeyi Türkçe yapması zorunlu olduğundan, yabancı bir dilde yapılmış bir sözleşmenin (geçerli olup olmadığı tartışılmaksızın) tahkim şartına ilişkin kısmı geçersiz olacaktır.
Eldeki uyuşmazlıkta davalı şirketlerin Gebze Ticaret Sicili Müdürlüğüne kayıtlı Türk tabiyetine bağlı şirketler olması nedeni ile tahkim şartı içeren sözleşmenin Türkçe yapılması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşme Türkçe olmadığından 805 sayılı Kanun hükümlerine tahkim şartı geçerli olmayıp davaya bakma yetkisinin Türk Mahkemelerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacı İngredium Gıda Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi ile IFF Turkey Aroma ve Esans Ürünleri Satış Ticaret Anonim Şirketi arasında yazılı bir tahkim sözleşmesi olmaması ve sözleşmenin nispiliği ilkesi gereğince diğer şirketler arasındaki tahkim şartı geçerli olsa bile bu şirketler yönünden bağlayıcı olmayacağı düşünülmeden, bu şirketler yönünden de tahkim dava şartı nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı şirketlerin Türk tabiiyetindeki şirketler olmaları, bu şirketler yönünden 805 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasının gerekmesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin tahkim şartı bölümünün geçerli olmaması nedeni ile kararın kaldırılmasına karar verildiğinden, davacılar vekilinin diğer istinaf sebeplerinin incelenmesine gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesinin gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/07/2021 Tarih – 2020/806 Esas – 2021/592 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.
….
Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*