Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/183 E. 2021/1788 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/183 – 2021/1788
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/183
KARAR NO : 2021/1788

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :25/02/2020
NUMARASI :2018/205 Esas – 2020/113 Karar

DAVACI :KOCAELİ GÜVEN SEYAHAT TİC. LTD. ŞTİ. – ..
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :1-…
VEKİLLERİ : Av… & Av. ..
:2–PETROL OFİSİ ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. ..
DAVANIN KONUSU :Tazminat
DAVA TARİHİ :04/04/2018
KARAR TARİHİ :25/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ :24/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı… plakalı Mercedes-Benz, M2 sınıfı dizel aracına 21.02.2018 tarihinde ve saat 12:37’de Haşimoğlu Petrolden aldığı 53,71 litrelik 269,09 TL tutarında M10V/MAX EURODZL yakıtı aldığını, yakıt aldıktan bir gün sonra (22.02.2018) aracının gürültülü ve sarsıntılı bir şekilde çalışarak duman atıp stop ederek arıza yaptığını, aracın çekici marifeti ile Mercedes-Benz Özel Servisine götürüldüğünü ve burada yapılan incelemede 4 adet dizel enjektörünün arızalandığını ve bu arızanın yakıt kaynaklı olduğunun özel Servisin hazırladığı 07/03/2018 tarihli raporda belirtildiğini, fazlaya ilişkin hakları sakları kalmak kaydıyla 24.593,10 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Petrol Ofisi A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı taraf bir zarar uğramış olsa bile bu zararın gideriminden müvekkilinin sorumlu olmadığını, müvekkilinin dava konusu talep yönünden taraf sıfatı bulunmadığını, dava konusu yakıtın davacının aracına diğer davalı tarafından doldurulduğunu, müvekkili tarafından diğer davalıya satılan akaryakıtın tüm teknik kriterlerine uygun olduğunu, davacının iddialarının gerçekleri yansıtmadığını ve tutarsız olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; olaya konu akaryakıtı diğer davalı Petrol Ofisi A.Ş. den aldıklarını, Petrol Ofisi’ nin ülke çapında faaliyet gösteren ve ülkenin en büyük akaryakıt şirketlerinden biri olduğunu, Petrol Ofisi’ nin bayilerinin sattığı akaryakıtları devamlu surette uydu üzerinden ve de günlük olarak kontrol ettiğini, davacının şikayeti üzerine müvekkiline ait olan istasyonda Petrol Ofisi tarafından yapılan analizle yakıtların TS EN 590 standartlarına uygun olduğunun tespit edildiğini, bu sebeple davacının aracında meydana gelen arızanın müvekkiline ait istasyondan alınan yakıta bağlı olmasının mümkün olmadığını, davacının iddiasının sadece bir öngörü olduğunu, davacıya ait aracın 2012 model olduğunu, gerek aracın yaşı gerekse km’sinin düşünüldüğünde arızanın anlık yakıttan kaynaklanmadığının ortada olduğunu belirterek; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkil Kocaeli Güven Seyahat Tic. Ltd. Şti.’ne ait, … plakalı araçta anlık konumunu gösteren cihaz bulunduğu, 21/02/2018 ve 22/02/2018 tarihlerinde aracın anlık konumunu gösteren hız raporu ekte sunulduğunu ayrıca söz konusu araçta yakıt-taşıt tanıma sistemi de bulunmakta olup Automatic Filo Yönetim Sisteminin 01/01/2018 -26/02/2018 tarihleri arasındaki yakıt alımlarını gösteren veri dökümü de sunulduğunu, müvekkile ait araçta meydana gelen arızanın oluşmasında davalılardan alınan yakıttan kaynaklandığının ortada olduğunu, arızanın kullanılan yakıttan kaynaklandığını alınan her raporda bilirkişi heyetince vurgulandığını, raporda değinilmeyen teknik bir hususu mahkemenin gerekçe gösterilerek davanın reddedilmesi hukuka aykırı olduğu gibi teknik bir hususun bilirkişiler tarafından değerlendirilme ilkesine de aykırı olduğunu, tüm belge ve raporlardan müvekkile ait aracın arızalanmasına davalıya ait istasyondan alınan akaryakıtın sebep olduğu hususunu ve illiyet bağının ispatlandığını beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı Petrol Ofisi A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı taraf arasında hukuki bir ilişki bulunmadığından davacı tarafından iddia edilen hususlar karşısında müvekkil şirketin taraf olarak sorumluluğu bulunmadığını ( Yargıtay 19. HD, 2014/13086 E. – 2014/17014 K. EK:1 ), dava konusu olayda, diğer davalı Hamşioğlu Petrol tarafından araca ikmali yapılan yakıt nedeniyle zararın vuku bulduğu yönünden en önemli koşul olan illiyet şartı gerçekleşmediğini, Yargıtay’ın müstakar kararlarında görüleceği üzere, illiyet bağının ispatlanamadığı her tür durumda, zarar tazmini hukuki sebepten yoksun olacak ve talebin reddi gerekeceğini, davacının iddiası, müvekkil şirket tarafından; diğer davalı Hamşioğlu Petrol’e dağıtımı yapılmış yakıtın, araca yüklenmesi sonrasında araçta gelen zararın, bu yakıt kaynaklığı olduğu noktasında toplandığı oysa bilirkişi raporları ile diğer davalı Hamşioğlu Petrol tarafından yüklemesi yapılan yakıta bir kusur atfedilmediğini, 08.01.2020 tarihli bilirkişi 2. ek heyet raporunda da görüleceği üzere ve dolayısıyla araçta yakıttan kaynaklı meydana gelen bu zararın, diğer davalı Hamşioğlu Petrol tarafından yüklenen yakıttan kaynaklanmadığı dosyaya sunulan bilirkişi raporları ile de sabit olduğunu, davacı davasını ispat edemediğini beyan ederek, davacının istinaf taleplerinin usulden ve esastan karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2020 Tarih – 2018/205 Esas – 2020/113 sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; akaryakıt sözleşmesi uyarınca araçta oluşan tamir bedelinin tazmini istemine ilişkindir
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının… plakalı Mercedes-Benz, M2 sınıfı dizel aracına 21.02.2018 tarihinde ve saat 12:37’de Haşimoğlu Petrolden 53,71 litre ,269,09 TL tutarlı M10V/MAX EURODZL yakıtı aldığı, yakıt aldıktan bir gün sonra (22.02.2018) aracın gürültülü ve sarsıntılı bir şekilde çalışarak duman atıp stop ederek arıza yaptığı, aracın çekici marifeti ile Mercedes-Benz Özel Servisine götürüldüğü ve burada yapılan incelemede 4 adet dizel enjektörünün arızalandığı ve bu arızanın yakıt kaynaklı olduğunun bildirildiği, bunun üzerine davacının eldeki davayı açtığı ve davalılardan 24.593,10 TL talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 17/05/2019 tarihli raporda; araçtaki arızanın nedeninin dava konusu araçta kullanılan yakıttan kaynaklandığı, araçtan alınan yakıt numunesinin standartlara uygun olmadığı, araçtan alınan numunenin kirlilik oranının yüksek olması enjektörlerin arızalanmasına neden olacağı, araca davalı tarafından faklı bir yakıtın (benzin vb.) konulmadığı, aracın kullanım hatası, km’si, yaşı veya bakım periyodları ile ilgili kusurların 4 enjektörün hepsinin birden arıza yapmasına neden olamayacağı, araca verilen yakıt esnasında tanktaki su miktarının normal olduğu, ancak İstasyondan alınan test numunelerinin alındığı tarihin kaza tarihinden farklı olması Petrol Ofisinden alınan yakıt özelliklerinin karşılaştırılmasında hatalı sonuçlar verebileceği şeklinde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların itirazı üzerine mahkemece aynı bilirkişilerden iki farklı ek rapor aldırıldığı. Dosya arasına alınan 08/01/2020 tarihli ek raporda; dava konusu aracın deposundaki yakıtın bir şekilde kirlendiği, yakıtın kirlilik seviyesi ve su içeriği yüksek olmasının arızaya neden olduğu, davalı firmaya ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin özellikleri dikkate alındığında standartlara uygun olduğu ve dava konusu arızaya neden olamayacağı, diğer yandan numune alım tarihi ve arızanın oluşma tarihi arasındaki sürenin uzun olması davalı tarafın istasyonundan alman numunelerin hatalı sonuçlara neden olabileceği, bu durumun davalı tarafın istasyonundan davacının öncesi ve sonrasında yakıt alımı yapan araçlar ile ilgili bir şikayetin olup olmadığının tespiti ile netliğe kavuşabileceği ve istasyondan alınan yakıt numunesinin bu yol ile de doğrulanabileceği şeklinde kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada; davacının davaya konu… plakalı Mercedes-Benz, M2 sınıfı dizel araç ile davalılardan Haşimoğlu Petrolden 21.02.2018 tarihinde 53,71 litre M10V/MAX EURODZL yakıt aldığı, yakıt aldıktan bir gün sonra (22.02.2018) aracın gürültülü ve sarsıntılı bir şekilde çalışarak duman atıp stop ederek arıza yaptığının görülmesi üzerine, aracın özel yetkili servise götürüldüğünün ve burada yapılan incelemede 4 adet dizel enjektörünün arızalandığı ve bu arızanın yakıt kaynaklı olduğunun bildirildiği görülmüş, ilk derece mahkemesince; dosya kapsamında yer alan bilirkişi ek ve kök raporları doğrultusunda davacının aracında meydana gelen arıza ve hasarın dava konusu araçta kullanılan yakıttan kaynaklandığı hususunda ihtilaf olmadığı ancak davacının davalıya ait istasyondan 21/02/2018 tarihinde yakıt aldığı aracın 22/02/2018 tarihinde arızalandığının iddia edildiği, davalıya ait istasyonda satılan akaryakıt nedeniyle arızalanan başka araçlar bulunup bulunmadığının bilinmediği ya da davacıya ait aracın arızalanmasına davalıya ait istasyondan alınan akaryakıtın sebep olduğu hususunun ve illiyet bağını ispata yeterli delilin dosyada bulunmaması kanaati ile ispat olunamayan davanın reddine şeklinde hüküm kurulmuş olduğu görülmüştür.
Dosya arasına alınan 08/01/2020 tarihli ek raporda da belirtildiği gibi, dava konusu aracın deposundaki yakıtın bir şekilde kirlendiği, yakıtın kirlilik seviyesi ve su içeriği yüksek olmasının arızaya neden olduğu, davalı firmaya ait akaryakıt istasyonundan alınan numunenin özellikleri dikkate alındığında standartlara uygun olduğu ve dava konusu arızaya neden olamayacağı, diğer yandan numune alım tarihi ve arızanın oluşma tarihi arasındaki sürenin uzun olması davalı tarafın istasyonundan alman numunelerin hatalı sonuçlara neden olabileceği, bu durumun davalı tarafın istasyonundan davacının öncesi ve sonrasında yakıt alımı yapan araçlar ile ilgili bir şikayetin olup olmadığının tespiti ile netliğe kavuşabileceği belirtilmiş olması ile olaydan hemen sonra davalının istasyonundaki yakıt deposundan numune alınıp laboratuvar ortamında karşılaştırma yapılmaması, dolayısıyla davacının aracındaki kirli olduğu belirtilen yakıt ile akaryakıt istasyonundaki yakıtın aynı olduğunun belirlenmemesi, bu hususta bir tespit bulunmaması karşısında; bu haliyle davacının aracında meydana gelen zararın davalı taraftan alınan yakıttan meydana geldiği davacı tarafça ispatlanamamıştır.
İzah edilen nedenlerle; ilk derece mahkemesince verilen istinaf incelemesine konu kararda; toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya münderacatı değerlendirildiğinde, usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ve davalı Petrol Ofisi A.Ş.’nin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Katip…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*