Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1829 E. 2022/1548 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1829
KARAR NO : 2022/1548

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/07/2021
NUMARASI : 2020/490 Esas – 2021/599 Karar

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : … (T.C. NO:…)
VEKİLİ : Av. … –

DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2020

KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından başlatılan icra takibi sonucunda icra takip dosyasından borçluya gönderilen ödeme emrinin 21/03/2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı borçlunun 27/03/2018 tarihinde takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacının faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için yapıldığını, borcun “para borcu” niteliğinde olduğunu, para borcunun götürülecek borçlardan olduğunu, kanun maddelerinde açıkça, para borcunun alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödenebileceği, bunun yanında takibe esas olan akdin yapıldığı yer icra dairesinin de yetkili olduğunun belirtildiğini, bu nedenle borçlu aleyhinde başlatılan takibin alacaklı şirketin adresinin bağlı olduğu yetkili Gebze İcra dairesinde başlatıldığını, davalı borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmesi gerektiğini, işbu dava açılmadan evvel Arabuluculuk Bürosuna başvuru yapıldığını, akabinde yapılan oturumlarda anlaşma sağlanamadığını ve neticede 09/10/2019 tarihli Arabuluculuk anlaşamama son tutanağı düzenlendiğini, her ne kadar davalı borçlu itiraz dilekçesinde davacı alacaklıya karşı böyle bir borcu olmadığını iddia etse de, davacı alacaklının cari hesaplarından, takibe konu faturadan ve işbu dava dilekçesi ekinde sundukları ambar teslim fişlerinden anlaşılacağı üzere davalı borçluya faturaya konu mal satışı gerçekleştirildiğini, takip konusu faturadaki satışa konu ürünlerin eksiksiz olarak davalı borçluya teslim edildiğini, ekli ambar fişlerinden de görüleceği üzere faturada yazılı; 720 kg, 1,50X55mm soğuk sac, 22/06/2017 tarihinde …plakalı araç ile, 3640 kg, 1,50X55mm soğuk sac, 11/07/2017 tarihinde …plakalı araç ile, 3680 kg, 0,60X129X269 mm soğuk sac, 17/07/2017 tarihinde … plakalı araç ile davalı borçluya teslim edildiğini, ambar teslim fişlerinde ürünleri teslim alan araç şoförlerinin isim ve imzalarının da yer aldığını, davacı alacaklının davalı borçluya gerçekleştirdiği satışa ilişkin faturanın davacının ticari defterlerine işlendiği gibi vergi dairesine de bildirildiğini, davalının takip konusu faturadan kaynaklı borcunu bildiği halde borcunu ödemeyerek takibe itiraz etmesi kötü niyetinin açık göstergesi olduğunu, müvekkilinin alacağının, takibe konu faturadan kaynaklı sabit, belirli bir alacak olup bu haliyle likit bir alacak olduğunu, davalı borçlunun likit alacağa haksız olarak itiraz ederek icra takibini durdurduğunu, bu haliyle takibe konu borcun likit bir borç olduğunu ve davalı borçlunun likit borca haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ederek davacı alacaklının alacağını tahsilini engellediğini, davalı borçlunun icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi sebebiyle dava konusu asıl alacağın %20’den az olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle; davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/8099 Esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı haksız itirazın asıl alacak miktarını oluşturan 33.205,20 TL yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takip tarihinden itibaren 33.205,20 TL asıl alacağa ticari avans faiz işletilmesine, takibe haksız ve kötü niyetli itiraz edilmesi nedeniyle davacı lehine davalı aleyhine, 33.205,20 TL tutarındaki asıl alacağın %20 sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında herhangi bir yazılı sözleşme olmadığı gibi yetki sözleşmesi de bulunmadığını, davaya konu faturayı ve borcu kabul etmemekle birlikte fatura alacağının tek başına para borcu olduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şöyle ki fatura ile kesinleşmiş bir alacak bulunmadığını, ancak yapılacak yargılama sonucu alacağın olup olmadığının belli olabileceğini, bu nedenle, TBK’nın 89. ve HMK’nın 10.maddesinin uygulama yeri bulunmadığını, davanın özel ve kesin yetki kurallarına tabi olmayan genel haciz yolu ilamsız icra takibi ile başlatılmış icra takibine itiraz neticesinde ikame edilmiş bir itirazın iptali davası olduğunu, davalının adresinin, Ankara’da olduğunu, bu nedenle söz konusu icra takibinde yetkili icra dairesinin Ankara İcra Daireleri olduğunu ve bu takibe ilişkin itirazın iptali davalarında yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını veya hak düşürücü süreden sonra dava açıldığını, davalının, davaya konu fatura ve borçtan haberdar olmadığı gibi faturaya konu herhangi malı da teslim almadığını, davalının AY Metal isimli işyerini 31.05.2017 tarihinde kapattığını ve ticareti terk ettiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, davalının, ticari faaliyetinin durmasından ve faaliyetlerine son vermesinden yaklaşık bir yıl sonra, davacı tarafından gerçeğe aykırı olarak oluşturulan, Gebze İcra Dairesi 2018/8099 Esas sayılı takibi ve davaya konu 16.02.2018 tarihli faturadan ve faturaya konu mallardan haberi bulunmadığını, davaya konu faturayı ve mal teslimini kabul etmediklerini, faturaya konu böyle bir mal tesliminin de davalıya hiç yapılmadığını, hiç bir şekilde kabul anlamına gelmemek üzere, davalının dosyaya sunduğu ve takibe konu faturanın tarihi 16.02.2018 olduğunu, yine davalının faturaya konu olan malları teslime dair delil olarak sunduğu belgelerin ise sırasıyla 22.06.2017, 11.07.2017,17.07.2017 tarihli olduğunu, faturanın düzenlenmesi sırasında uyulacak hususlara Vergi Usul Kanununun “Fatura nizamı” başlıklı 231 nci maddesinde yer verildiğini, söz konusu maddenin birinci fıkrasının (5) numaralı bendin de ‘Fatura, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır.’ denildiğini, diğer bir deyişle, davacının davaya konu ettiği faturanın hiç düzenlenmemiş sayılması gerektiğini, kaldı ki davacının davaya konu malları 2017 yılının 6 ve 7. aylarında davalıya teslim etmiş ise neden 7 gün içerisinde usulüne uygun olarak fatura kesmediğini, davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, tüm bu nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili Ankara Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, davanın hak düşürücü süre ve zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının davasının ve taleplerinin usulden ve esastan reddine, icra inkar tazminatı talebinin reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkûm edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme, kararını davalının akdi ilişkiyi inkar etmesine dayandırmış olup, karar bu yönüyle temelden hatalı olduğunu; davalı borçlu aleyhine açılan işbu davada dava konusu uyuşmazlığın çözümü için işin esasına girildiği, her iki tarafın ticari defterleri üzerinden bilirkişi raporu alındığı ve davacının davalıdan takip konusu asıl alacak kadar alacaklı olduğu ispat edildikten sonra davanın esasına ilişkin yorum yapılarak davanın yetkisizlikle usulden reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yetkiye ilişkin usulden ret kararı hukuka uygun olduğunu; davacının esasa ilişkin istinaf sebepleri yerinde olmadığını; dosya kapsamından da anlaşılacağı üzere davacı takibe ve davaya konu alacağını ispatlayamadığını beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/07/2021 Tarih – 2020/490 Esas – 2021/599 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; faturadan kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2018/8099 E. sayılı ilamsız icra takibi başlattığı, davalının ödeme emrine ve icra dairesinin yetkisine süresinde itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporları doğrultusunda davacının davalı ile sözleşme ilişkisini ispat edememiş olması bu nedenle olayda TBK’nın 89. maddesinin uygulama yerinin olmaması nedeniyle geçerli bir icra takibi bulunmadığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı ve takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı noktasındadır.
İcra dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir. İtirazın iptali davalarında; icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi durumunda; İİK’nın 50. maddesi uyarınca; öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK’nın 164. maddesi hükmü uyarınca; ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Dairesi’nin bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır.
İcra Dairesi’nin yetkisine yönelik itirazının incelemesi neticesi; mahkeme, icra dairesinin yetkili olduğuna karar verirse; borçlunun, icra dairesine yapmış olduğu yetki itirazı hakkında; Anayasa’nın 141/3 ve HMK’nın 27. maddesi uyarınca gerekçeli olarak icra dairesinin yetkisine vaki itirazın kaldırılmasına karar verilecektir ve bu kararını da taraflara tefhim veya tebliğ edecektir. Mahkeme yapmış olduğu inceleme neticesi; takip yapılan icra dairesinin yetkili olmadığına kanaat getirir ise, yetkili icra dairesinde yapılmış geçerli bir takip olmadığından, dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine, karar verilecektir (YHGK. 27/11/2013 Tarih ve E:2013/13-372 Esas – K:2013/1606 sayılı kararı).
İlamsız icra takibinde yetkili icra daireleri İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın yetkiye ilişkin 6. vd. maddelerine göre belirlenir. Yine 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre para alacaklarına ilişkin icra takibi alacaklının yerleşim yeri icra dairesinde de yapılabilir. Taraflar arasında bir ticari ilişkinin varlığı ispat edilemediğinde alacak bir para alacağına dönüşmeyeceğinden yetkili icra dairesi İİK’nın 50. maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca borçlunun takip tarihindeki yerleşim yeri icra daireleridir.
Eldeki uyuşmazlıkta; davacının düzenlediği faturalarda alıcı unvanının Ayhan Metal olduğu, davalının ticaret uncanın Şefika Aydoğmuş-Ay Metal olduğu, tarafların ticari defterlerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre faturaların davalının defterlerinde kayıtlı olmadığı ve BA-BS formu düzenlenmediği, davalının ticari faaliyetini 31/05/2017 tarihinde bitirdiği, mal teslim fişlerinde davalının veya çalışanlarının imzasının olmadığı, bu belirlemeler göre bu aşamada davacının bir ticari ilişkinin varlığını ve alacağın para alacağına dönüştüğünü ispat edemediği, ilk derece mahkemesince de aynı belirlemelerin yapıldığı anlaşılmıştır. Alacak para alacağına dönüşmediğine göre yetkili icra dairesi davalının yerleşim yeri icra dairesi olmakla, takip yetkisiz icra dairesinde yapıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*