Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1828 E. 2022/1617 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/1828
KARAR NO :2022/1617

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :25/02/2021
NUMARASI :2019/1189 Esas – 2021/141 Karar

DAVACI :… (T.C. NO: …) –
VEKİLİ :Av. … –

DAVALILAR :1- … (T.C. NO: … ) –
:2- … (T.C. NO: …)
VEKİLİ :Av. … –

DAVA :Ticari Şirket
DAVA TARİHİ :23/12/2019

KARAR TARİHİ :19/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ :26/09/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılar arasında Kartal 15. Noterliğinin 18.04.2017 tarih ve 17072 yevmiye numaralı muamelesi ile Nedjm İnfak Makina ve Dış Ticaret Limited Şirketi unvanlı sermaye şirketinin kurulduğunu, şirketin kuruluş sermayesi 300.000,00-TL olup, her bir ortağın 100.000,00-TL sermaye koymayı taahhüt ettiğini, şirketin 19.04.2017 tarihinde Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde tescil ve ilan edilerek Çerkeşli OSB Mah. İMES 17. Cad. Küçük San. Sit. C-4 34/2 Dilovası/KOCAELİ adresinde faaliyete başladığını ve halen faaliyetlerine davalı ortakların yönetiminde devam ettiğini, şirketin kuruluş esas sözleşmesiyle her üç ortağın münferit müdür sıfatıyla şirketi idare ve temsil için atandığını, buna göre …’ın müdür, …’ın müdür, …’ın müdürler kurulu başkanı sıfatıyla münferiden şirketi yönetme hakkı ve temsil yetkisine sahip olduğunu, şirketin kuruluşundan bu yana fiilen tamamen davalı müdürler … ve … tarafından yönetildiğini ve temsil edildiğini, müvekkili …’ın müdür sıfatıyla şirketi yönetme hakkı ve temsil yetkisine sahip olmasına rağmen Cezayir vatandaşı olması ve Türkiye’de ticari hayatı bilmemesi sebebiyle yönetim hakkı ve yetkisini fiilen hiç kullanamadığını, bu hususun gerek şirketin yönetimi ve temsiline dair belge ve kayıtlar, gerekse şirketin ticari faaliyetleri sebebiyle düzenlenen belge ve kayıtlarla da sabit olduğunu, davalı müdürler/ortakların faaliyet süresi boyunca şirketteki yönetim hakkını/görevini ve temsil yetkisini kötüye kullanarak şirketi, piyasayı ve şirketin diğer ortağı olan davacı müvekkilini zarara uğrattıklarını, davalı müdürlerin yönetim hakkı/görevleri ve temsil yetkisini kötüye kullandıkları/ihlal ettikleri, özen ve bağlılık yükümlülüklerini ağır derecede ihlal ettikleri ayrıca şirketle haksız rekabete girdiklerini, davacının …’ın şirketin faaliyetlerine vakıf olmadığı, şirketin faaliyetlerine dair belge ve kayıtlara ulaşmasının diğer ortaklar/müdürler tarafından engellendiği için ihlalin kapsamını tam olarak tespit etmenin mümkün olmadığını, ihlalin kapsamının ancak Mahkememizce şirkete ait defter ve kayıtların celbi ile yapılacak bilirkişi incelemesiyle daha isabetli şekilde tespit edilebileceğini, tarafların eşit miktarda hisseyle ortak oldukları şirkette davalı müdürlerin kanun ve şirket esas sözleşmesinden kaynaklanan yönetim hakkını/görevini yerine getirmemesi (bilakis yönetim hakkını/görevini ağır derecede kötüye kullanmaları), özen ve bağlılık yükümlülüklerini ağır derecede ihlal etmeleri ve şirketle haksız rekabete girmeleri sebebiyle davalı müdürlerin/ortakların şirketteki yönetim hakkı/görevi ve temsil yetkilerinin konu hakkında yasal düzenleme vazeden 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 630. maddesi gereği kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini, yargılamanın devamındaki gecikmeye bağlı telafisi güç yahut imkansız neticelerin/hallerin önlenmesi için (şirketin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi, biriken borçların ödenmesi, ortaklara taahhüt ettikleri sermaye borçlarını ödettirmek için gerekli kararların alınması ve takibinin yapılması, ortakların devam eden yönetim haklarını kötüye kullanması ve şirketle haksız rekabet dair fiillerin yargılama süresince bertaraf edilmesi) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 389. maddesi ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 403 ve 427 maddeleri gereği ihtiyati tedbir hükümleri çerçevesinde tedbiren yönetici kayyım görevlendirilmesi gerektiğini, beyanla ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile dava süresince şirketin hakkıyla yönetilmesi ve meydana gelmesi muhtemel telafisi güç/imkansız zararların önlenmesi için tedbiren Nedjm İnfak Makina ve Dış Ticaret Limited Şirketi unvanlı şirket hakkında müdürlerin yetkisinin kaldırılması ve yerlerine ‘yönetici kayyım’ atanmasına, davalılar … ve … …’ın Nedjm İnfak Makina ve Dış Ticaret Limited Şirketi’ndeki yönetim hakkı/görevi ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalılar … ve …’ın ilk olarak, 2015 yılında İstanbul İli Tuzla İlçesinde 2 adet cnc makinesiyle, “… İnfak Makina” isimli küçük çaplı bir işletme kurduklarını, davalılar tarafından İnfak Makine isimli şirket kurulalı henüz 1.5 yıl geçmişken, Davacı … … tarafından davalılara ortaklık teklif edildiğini, Cezayir vatandaşı olan davacının, sermayesi ve yurt dışı bağlantılarının olduğunu, ortak bir şirket kurdukları takdirde kendisinin şirkete sermaye koymak, davalıların da işin ehli olmaları ve halihazırda bu işi yapmaları sebebiyle, hizmetlerinden faydalanarak kısa sürede işi büyütüp, kazanç sağlayabileceklerini söyleyerek, davalıları ortaklığa ikna ettiğini, halihazırda kendi kurdukları işletmede zaten bu işi yapan davalılar davacının sermaye koyma ve yurt dışı bağlantısı kurma teklifini cazip bularak, ortaklığı kabul ettiklerini ve davacının yönlendirmesi ile “Nedjım İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.”ni kurduklarını, davalıların ticari işletme bilgi ve tecrübeleri sınırlı olduğu için, kendi deyimiyle, bu işin okulunu okumuş olan (Davacı üniversitede ekonomi eğitimi aldığını beyan etmiştir) ve yıllardır ticaretle uğraştığı için tecrübeli olan davacıyı daha yetkin görerek, onun talimat ve yönlendirmelerine uyduklarını, bu itibarla 2017 yılında kurulan Nedjım İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’de davalıların makineleri kullanmak suretiyle bedenen çalıştığını, davacının ise gerekli gördüğü zamanlarda iş yerine gelerek şirketi yönettiğini, davacı tarafça dava dilekçesinde ileri bu suçlamaların fiili ve yasal karşılıklarının bulunmadığını, kabulünün mümkün olmadığını, davacı ile davalıların tanıştığı sırada, davacının Türkiye’de yurt dışından sipariş aldığı konteyner imalatı için bulunmakta olup, ürünün yapılması ve ihracatına dair tüm süreci kendi başına yürüttüğünü, davacının ticarete ve Türkiye şartlarına yabacı bir kişi olmayıp, tanıştıklarında davalılardan çok daha büyük kapsamlı işlerle uğraşmakta olan bir tacir olduğunu, davacının yabancı statüsünde olduğu için şirketle ilgili evrak ve kayıtları imzalamak istememesi nedeniyle çoğu evrakta davalıların imzası bulunduğunu, ancak evrak ve belgelere ulaşmasının engellenmesinin söz konusu olmadığını, davacının da şirketin banka hesabının internet şifresi de dahil her türlü bilgiye vakıf ve bizzat kullanan bir kişi olduğunu, Nedjım İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin kuruluş aşamasında, mevzuat gereği ortaklık paylarının 1/4’ünün davalılar tarafından yerine getirildiğini, hatta bu aşamadaki ödemenin davacı tarafından davalılara borç olarak verildiğini, daha sonra yine davacı tarafından davalılar aleyhine başlatılan icra takibiyle tahsili suretiyle iade alındığını, davacının şirkete rahatça giriş çıkış yapabilen, banka hesapları üzerinde inceleme ve tasarruf yetkisi olan bir kişi olup, şirket kuruluşundan bu yana dilediği işlemi icra edebildiğini, dilediği belgeyi edinebildiğini, davacı tarafın şirket kayıtlarına ulaşılamadığı iddiasının gerçeğe yansıtmadığını, dava konusu şirket Nedjım İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin hâlihazırda vergi borcundan başka bir borcu bulunmadığını, davalıların, şirketin kuruluşundan sonra malvarlıklarını artırmadığını, lüks harcamalar yapılmadığını yani zenginleşmediklerini, hatta ödenmemiş bağ-kur, ev kirası, kuruluş için yakınlarından aldıkları borçlar gibi şahsi borçları bulunduğunu, davacının ise herhangi bir zarara uğramadığını, sadece tahmin ettiği kara kavuşmadığını, şirkette bulunan CNC makinelerinin davalılar tarafından şahsen kullanıldığını, davalıların hem şirketin ortağı hem de işçisi olarak çalıştığını, bu sebeple, şirkete kayyım tayin edilmesi için ortada hukuki bir fayda bulunmadığını beyanla, tedbir talebi hakkında verilen ara kararın devamına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik incelemeye dayalı kusurlu bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hükmü hukuka aykırı hale getirdiğini, yerel mahkeme davacının yönetici ortak olarak davalı şirket müdürleriyle birlikte sorumlu olduğunu kabulünün fiili durum karşısında davanın reddi gerekçesi haline getirilemeyeceğini, yerel mahkemenin her ne kadar davacının da genel kurulu toplantıya davet edebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş ise de, bu kabulün hukuken sakat ve yanılgılı olduğunu, yerel mahkemesinin davacı şirketi yönetme hakkının bulunduğu ve şirketin yönetiminden kendisinin de sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hükmü hukuka aykırı hale geldiğini, mahkemesinin davacının da şirketi yönetme hakkının bulunduğu ve şirketin yönetiminden kendisinin de sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hükmününde hukuka aykırı hale geldiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2021 tarih, 2019/1189 Esas – 2021/141
Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari şirkette yönetim hakkı ve temsil yetkisinin kaldırılması istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda;”….Mahkememizin 09/07/2020 tarihli celse 3 nolu ara kararı ile; İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak; dosyanın resen seçilecek bir mali müşavir bilirkişiye tevdii ile tarafların ortak olduğu şirkete ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda davalı tarafın kötü yönetim gösterip göstermediği, şirketi zarara uğratıp uğratmadığı hususlarında rapor düzenlenmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi sunmuş olduğu 02/11/2020 tarihli raporunda özetle; NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd.Şti.’nin 2017-2018-2019 ve 2020 yıllarına ait yapılan defter incelemesinde; dava konusu şirket ortaklarından …’ın 31/12/2017 tarihi itibariyle 100.000,00-TL tutarındaki sermaye borcunun 25.000,00-TL’sini ödediğinin, diğer ortak …’un 31/12/2017 tarihi itibariyle 100.000,00-TL tutarındaki sermaye borcunun 25.000,00-TL’sini ödediğinin ve son olarak … …’in ise 31/12/2017 tarihi itibariyle 100.000,00-TL tutarındaki sermaye borcunun tamamını ödemiş olduğunun tespit edildiğini, yapılan incelemeyle 31/12/2019 tarihi itibariyle şirket ortaklarından …’un sermaye borcunun 50.000,00.-TL’ye düştüğünün, diğer ortak …’ın ise sermaye borcunun 75.000,00-TL olarak kaldığının ve yine yapılan incelemeyle dava konusu NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti. ortaklarından … ile …’un 30/03/2020 tarihi itibariyle şirkete olan 75.000,00-TL tutarındaki sermaye borçlarını ödemiş olduğunun ve her ikisinin de 30/03/2020 tarihi itibariyle NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye sermaye borçlarının olmadığının tespit edildiği, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 2018 ve 2019 yılı 501-Ödenmemiş Sermaye Hesabının incelenmesi ile ortaklar … ERTURAHAN 501-Ödenmemiş Sermaye Hesabına 2018 yılında “Sehven Sermaye Düzeltme” açıklamasıyla 25.000,00-TL, diğer ortak …’un 201-Ödenmemiş Sermaye Hesabına 50.000,00-TL ödeme kaydı yapılmadığının ancak bu kayıtların 2019 yılında “Sehven Düzeltme Fişi” açıklamasıyla düzeltildiğinin tespit edildiği, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde, şirketin 03/04/2018 tarihinde Karbonil Metal Kimyevi Maddeler San. Tic. A.Ş.’den 03/04/2018 tarih ve 133179 fatura numarası ile “Freze Makinası” açıklamasıyla 90.000,00-TL+16.200,00-TL KDV= 106.200,00-TL tutarında demirbaş alımı yapıldığının, alınan makinenin 03/04/2018 tarihinde …plakalı araçla işletmeye sevk edildiğinin, makinenin … tarafından teslim alındığının ve şirketin alınan demirbaşının 58 yevmiye numarası ile ticari defterlerine işlenmiş olduğu ve borç tutarının 30/05/2018 tarihi itibariyle ödenmiş olduğunun ve davacı tarafından sahte fatura iddiasına ilişkin herhangi bir emareye rastlanmadığı, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin 131.01 Ortaklardan Alacaklar Hesabının incelenmesinde; 2018-2019 yıllarında ortaklardan …’a 186.111,10-TL tutarından, diğer ortak …’a ise 133.500,00-TL tutarında gerek maaş ödemesi ve gerekse gıda ve petrol ödememeleri adı altında ödemeler yapıldığı, son ortak … …’e ise 2019 yılında 96.000,00-TL tutarında maaş ve başkaca ödemeler yapıldığının saptandığı ancak yapılan maaş ödemelerine ilişkin alınmış herhangi bir yönetim kurulu kararına rastlanmadığı, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin gerek 331.01.Ortaklara Borçlar Hesabının ve gerekse şirketin dosya içeriğinde bulunan ve Ziraat Katılım Bankasına ait ekstrelerinin incelenmesi neticesinde davacı tarafça verildiği iddia edilen 28.000,00-USD tutar ile 24.000,00-EURO tutara ilişkin herhangi bir kayda rastlanmadığı, NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd.Şti ‘nin 30/09/2020 tarihli Uluçınar Vergi Dairesine ait Borç Detay Listesi incelendiğinde, şirkete ait vergi borç toplamının 235.925,28-TL olarak tespit edildiği, YTTK’nın 617/1 maddesi; “Genel kurul müdürler tarafından toplantıya çağrılır. Olağan Genel Kurul toplantısı, her yıl hesap döneminin sona ermesinden itibaren üç ay içinde yapılır. Şirket sözleşmesi uyarınca gerektikçe genel kurul olağanüstü toplantıya çağrılır.” hükmü gereğince ortak sayısı ve büyüklüğü ne olursa olsun bütün limited şirketlerin her yıl olağan genel kurul toplantısı yapmasının zorunlu olduğu, ancak yapılan incelemeyle dava konusu NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin kurulduğu 2017 yılından itibaren 2018-2019 ve 2020 yıllarında da genel kurul yapmamış olduklarının tespit edildiği yönünde görüş bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, ticari defter ve kayıtlar, bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların her birinin NEDJM İnfak Makina ve Dış Tic. Ltd. Şti.’nin kurucu ortağı olduğu, davacı ve davalıların şirketi tek başlarına temsil ve ilzam yetkisinin bulunduğu, taahhüt edilen sermayelerin ödendiği, kayıtlara işlenmediği iddia edilen makinenin kayıtlara işlendiği, sahte fatura iddiasına dair bir delil bulunmadığı, davacının şirket yöneticisi olması nedeni ile şirket yönetiminden davalılarla birlikte sorumlu olduğu, kayıtlara işlenmediği iddia edilen ödemelerin davacı tarafından da kayıtlara işlenebileceği, davacının da bu konuda sorumlu olduğu, kurulduğundan beri genel kurulu yapılmayan şirketin davacı tarafından genel kurula çağrı işlemlerinin yapılabileceği, şirketin vergi borcunun bulunmasının pandemi koşullarında kötü yönetim olarak değerlendirilemeyeceği, davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6102 sayılıTTK.’nun 625. ve 626. maddelerine göre; müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidirler.
TTK’nın 630-(2) maddesi; “her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir” hükmünü düzenlenmiştir.
TTK’nın 630/2. maddesi uyarınca her ortak, haklı nedenlerin varlığı halinde limited şirket yöneticilerinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını mahkemeden talep edebilirler. Anılan maddenin sonraki fıkrasında ise; yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesinin veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesinin haklı sebep olarak kabul olunacağı düzenlenmiştir. Bu durumda, davacının öncelikle şirket müdürünün azli veya temsil yetkisinin sınırlandırılmasını gerektiren haklı sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekmektedir. Ayrıca haklı sebebin hiç şüphesiz dava tarihi itibariyle mevcut olması gerekmektedir.
Somut olayda; bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler doğrultusunda kurulan hüküm ve gerekçesinde davacı vekilinin diğer istinaf nedenlerinin karşılandığı da gözetildiğinde; verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
19/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*