Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1826 E. 2022/1559 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1826 – 2022/1559
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1826
KARAR NO : 2022/1559

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/06/2021
NUMARASI : 2020/144 Esas – 2021/550 Karar

DAVACI-
KARŞI DAVALI : ABC INTERNATIONAL BANK PLC – E
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
DAVALI –
KARŞI DAVACI : 2-CİHAN MADEN VE METAL ÜRÜNLERİ SANAYİ TİCARET A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVA TÜRÜ : İtirazın İptali
KARŞI DAVA : Tazminat (Sözleşmeye Aykırılık)
DAVA TARİHİ : 21/02/2020
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 14/10/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın ” Kredi Alan” sıfatıyla davalı şirkete ve ” Garantör” sıfatıyla şirket Yönetim Kurulu üyesi ve münferiden imza yetkisi olan diğer davalı … arasında 27/02/2012 tarihinde … numaralı kredi sözleşmesi imzalandığını ve söz konusu kredi sözleşmesine istinaden, davacı banka tarafından kredi tahsis edildiğini, davalı tarafından imzalı ve kaşeli 28/02/2012 tarihli Disbursement Repuest (Kredi taksidinin serbest bırakılması talepli) dilekçe ile davacı banka tarafından tahsis edilen krediden 1.300.000,00.-Euro’luk kısmının Gerd Worff Marschinenfabrik GmbH’ye davalı şirketin almış olduğu cihazlar ve mühendislik hizmetine ilişkin olarak gönderildiğini, davalının kullanmış olduğu krediye ilişkin olarak Euler Hermes Kreditversicherungs-AG’ye 22/03/2012 tarihinde davacı banka tarafından 369.863,50.-Euro komisyon ücreti ödendiğini, yine tahsis edilen krediden davalı tarafından imzalı ve kaşeli 28/07/2012 tarihli Disbursement Repuest (Kredi taksidinin serbest bırakılması talepli) dilekçesi ile müvekkili banka tarafından tahsis edilen krediden ikinci 1.300.000,00.-Euro’luk dilimin Gerd Worff Marschinenfabrik GmbH’ye davalı şirketin almış olduğu cihazlar ve nakliye hizmetlerine ilişkin olarak gönderildiğini, ancak davalı şirketin bahsi geçen kredi sözleşmesi ve kullanılan krediler uyarınca, 27/08/2013 tarihinde 296.986,35.-Euro anapara borcu taksidi, 30.251,77.-Euro akdi faiz olmak üzere toplam 327.238,12.-Euro tutarında ödemeyi zamanında yapmadığını, kredi sözleşmesinin 14.2 (a) maddesi uyarınca bu ödemenin 27/08/2013 tarihinden itibaren 5 iş günü içinde yapılmadığından davalıların 02/09/2013 tarihi itibariyle hiçbir ihbar veya ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düştüğünü, böylelikle davalı Cihan Maden ve Metal Ürünleri San. Tic. A.Ş.’nin kullanmış olduğu 2 adet 1.300.000,00.-Euro olmak üzere 2.600.000,00.-Euro ana para, 369.863,50.-Euro komisyon ücreti olmak üzere kredi sözleşmesi uyarınca toplam 2.969.863,50.-Euro borç tutarının muaccel hale geldiğini, yine bahse geçen kredi sözleşmesinin maddeleri gereği temerrüde düşülen tarihe kadar geçen kısa sürede işlemiş 30.251,77.-Euro faiz ve 6.259,14.-Euro taahhüt ücreti ödemesi gerekiyor ise de davalılar tarafından bugüne kadar davacıya ödeme yapılmadığını, açılan Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/43395 Esas sayılı takip dosyasına davalıların haksız ve kötüniyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, bahsi geçen kredi sözleşmesinin, davalı Cihan Maden’in, Gerd Worff Marschinenfabrik GmbH adlı Alman firmasından satın almış olduğu ekipmanın finansmanına yönelik bir sözleşme olduğunu beyanla; davalarının kabulü ile davalı borçlular tarafından Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/43395 Esas sayılı dosyası tahtında başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve takibin devamına, davalı şirketin takibe vaki haksız itirazı nedeniyle %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar-karşı davacılar vekilinin sunmuş olduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; icra inkar tazminatına ilişkin hiç bir talebin arabuluculuk tutanağında yer almadığının somut olduğunu, arabuluculuğa başvurmanın dava şartı olduğu işbu ticari uyuşmazlıkta da arabuluculuk tutanağında yer almayan bir hususun/alacak kaleminin/tazminat talebinin de bu tutanağa dayanılarak dava konusu yapılamayacağını, bu nedenle davacının arabuluculuk görüşmesinde iletmediği ve arabuluculuk tutanağında yer almayan bir husus/kalem olan icra inkar tazminatı kalemininin dava konusu edemeyeceğinden, dava şartı bulunmayan inkar tazminatı talebinin reddini talep ettiklerini, yine davacının dava konusu yaptığı sözde alacaklarının zamanaşımına uğradığını, davacı tarafından ortada sözleşmesel ve reel olarak geçerli hiçbir neden yokken, makinelerin davalıya sevkiyatının engellendiğini, üretici firmaya yapılacak ödemelerle ilgili kredinin geri kalan bölümünün kullandırılmadığını ve ödemelerin yapılmadığını, davacının, yasal ve reel gerçekleri göz ardı ederek tamamen keyfi uygulamaları ile davalıya telafisi imkansız zarar verdiğini, davacının, davalı …’a yönelttiği bütün taleplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ile … arasında şeklen ve hukuken geçerli bir kefalet ilişkisi bulunmadığını, işbu mesnetsiz ve hukuka aykırı davanın … yönünden ayrıca reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği faiz talebinin haksız alacak iddiasına dayalı ve geçersiz olduğunu, böylesine fahiş, belirsiz bir oran ve meblağda faiz işletme ve takip başlatma hakkına yasal düzenlemeler karşısında sahip olmadığını bu nedenle faiz istemlerine de ayrıca itiraz ettiklerini, öncelikle haksız ve kötü niyetli itirazın iptali davasının reddi ile davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, dava gider ve ücreti vekaletin davacı uhdesine bırakılmasını talep ettiklerini, karşı dava yönünden; taraflar arasındaki sözleşmeye ve hukuka aykırı hareket ederek, müvekkilin zararına o tarihe kadar yapılan yatırımların, ödemelerin karşılıksız kalmasına sebebiyet veren, müvekkilinin bu makinelerin alımı ile yapacağı işler sonucunda elde edeceği geliri engelleyen davacının, davalının uğradığı tüm zararlardan sorumlu olduğunu beyanla; sair hak, alacak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, kısmi davalarının kabulüne, haksız fiilin gerçekleştiği tarih olan 12.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal yasal faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan şimdilik 100.000,00-TL’nin tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Asıl Dava Yönünden;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,KISMEN REDDİNE, Davalı borçluların Gebze 4.İcra Müdürlüğü’nün 2019/43395 Esas sayılı dosyasına yaptıkları itirazlarının 2.969.863,50.-Euro asıl alacak ve 465.020,79.-Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.434.884,29.-Euro alacak için iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, hüküm altına alınan Euro cinsi asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda TC Merkez Bankasının 1 yıllık Euro cinsi ticari mevduata uyguladığı faiz oranında faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı borçlular itirazlarında haksız olduğundan takip konusu edilen ve hüküm altına alınan 3.434.884,29.-Euro toplam alacağın takip tarihindeki kur karşılığı olan 22.020.356,21.-TL’nin %20’si olan 4.404.071,24.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine,
3-Davacı alacaklının takip yapmakta kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden, davalıların kötüniyet tazminatı isteminin reddine,
1-Karşı davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; asıl dava yönünden dava şartı ve zamanaşımına ilişkin usuli itirazlarının bulunmasına rağmen bu itirazların dikkate dahi alınmadığını; hükme esas alınan bilirkişi raporunda açıkça maddi hatalar ve yanılgılı hukuki tespitler bulunduğunu; karşı dava yönünden; sayın mahkemece hiç incelenmeyip davacı tarafa tebliğe dahi çıkartılmamış, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuyla tamamen çelişen …’in mütalaasında da değerlendirilmiş ve haklı, hukuka uygun bulunduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı-karşı davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı şirket ile davalı … tarafından davacı bankanın alacağı kabul edilmiş olmakla, istinaf taleplerinin reddi gerektiğini; bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen rapor davacı bankanın haklılığını ispat ettiğini beyan ile; karşı tarafların istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2021 Tarih – 2020/144 Esas – 2021/550 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl Dava; kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Karşı dava; sözleşmenin haksız feshedildiği gerekçesiyle tazminat istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı şirket ile dava dışı Gerd Worff Marschinenfabrik GmbH şirketi arasında 17/01/2011 tarihinde “Soğuk Haddeleme Ütüleme Ünitesi” makineleri satışına ilişkin sözleşme yapıldığı, bu sözleşmenin finansmanı için davalı şirket ile davacı banka arasında 27/02/2012 tarihinde genel kredi sözleşmesi yapıldığı ve diğer davalının bu sözleşmeye kefil olduğu, davacı banka tarafından bu sözleşme nedeniyle dava dışı Euler Hermes Kreditversicherungs-AG’ye 22.03/2012 tarihinde 368.863.50 Euro komisyon ödendiği, davacı bankanın 28/02/2012 tarihinde 1.300.000,00 Euro ve 28/07/2012 tarihinde 1.300.000,00 Euro olmak üzere dava dışı satıcı şirkete iki taksitin ödendiği, davalı şirketin 07/09/2012 tarihinde Gebze 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/569 Esas sayılı dosyası ile iflasın ertelenmesini talep etmesi nedeni ile davacı bankanın dava dışı şirkete taksit ödemelerini durdurduğu, davalının davacı bankaya kredi geri ödemesinin ilk taksiti olan 27/08/2013 tarihli taksiti ödememesi üzerine davalının temerrüte düştüğü gerekçesi ile davalıya Kadıköy 30. Noterliği’nin 17/09/2013 ve 50971 yevmiye nolu ihtarnamesini gönderdiği, borcun ödenmemesi üzerine Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/43395 Esas sayılı icra takibini başlattığı, davalıların süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi üzerine eldeki davayı açtığı; davalıların, davalı …’in geçerli bir kefaleti olmadığı, davacı bankanın taksit ödemesini yapamaması nedeni ile dava dışı satıcı şirketin ikinci yüklemeyi yapmayarak makineleri göndermediği, iflasın ertelenmesi talebinin banka ile aralarındaki sözleşmede yazılı temerrüt halleri arasında sayılmadığı ve iflas ile aynı mahiyette olmadığı gerekçesi ile sözleşmenin feshinde davacının kusurlu olduğunu belirterek davanın reddini, karşı davada ise sözleşmenin davacı tarafından haksız olarak feshi nedeni ile makinelerin teslim edilmediği ve maddi zarara uğradığı gerekçesi ile maddi zararının tahsilini talep ettiği; ilk derece mahkemesince deliller toplandıktan sonra bilirkişi heyetinden 18/03/2021 tarihli rapor alındığı ve rapor hükme esas alınarak asıl davanın kısmen kabulü ile davacı lehine icra inkar tazminatına, karşı davanın reddine karar verildiği, karara karşı davalılar vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; asıl davada davalıların temerrüte düşüp düşmediği ve temerrüte düştüler ise kusurun kimde olduğu ile varsa davacı alacağının ne kadar olduğu ve davalı …’ın kefaletinin geçerli olup olmadığı, karşı davada ise davalıların tazminat alacağı olup olmadığı noktalarındadır.
1-Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
Eldeki uyuşmazlıkta, davacı karşı davalı banka Alman tabiiyetine bağlı yabancı bir şirkettir. Taraflar arasındaki kredi sözleşmesi Almanya’da imzanlanmış olup davacı karşı davalının sözleşmedeki yükümlülüğünün ifa yeri Almanya olduğu gibi davalının da edimini Almanya’da ifa etmesi gerekmektedir. Bu hali ile davada yer ve kişi bakımından yabancılık unsuru bulunmaktadır.
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk Ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’nun (MÖHUK) 2. maddesinde; ” (1) Hâkim, Türk kanunlar ihtilâfı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku re’sen uygular. Hâkim, yetkili yabancı hukukun muhtevasının tespitinde tarafların yardımını isteyebilir.
(2) Yabancı hukukun olaya ilişkin hükümlerinin tüm araştırmalara rağmen tespit edilememesi hâlinde, Türk hukuku uygulanır.
(3) Uygulanacak yabancı hukukun kanunlar ihtilâfı kurallarının başka bir hukuku yetkili kılması, sadece kişinin hukuku ve aile hukukuna ilişkin ihtilâflarda dikkate alınır ve bu hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır.
(4) Uygulanacak hukuku seçme imkânı verilen hâllerde, taraflarca aksi açıkça kararlaştırılmadıkça seçilen hukukun maddî hukuk hükümleri uygulanır.
(5) Hukuku uygulanacak devlet iki veya daha çok bölgesel birime ve bu birimler de değişik hukuk düzenlerine sahipse, hangi bölge hukukunun uygulanacağı o devletin hukukuna göre belirlenir. O devlet hukukunda belirleyici bir hükmün yokluğu hâlinde ihtilâfla en sıkı ilişkili bölge hukuku uygulanır.” hükmü bulunmaktadır.
MÖHUK’nun 24-(1) maddesinde ise; “Sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tâbidir. Sözleşme hükümlerinden veya hâlin şartlarından tereddüde yer vermeyecek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerlidir.” hükmü bulunmaktadır.
Bu hükümlere göre yabancılık unsuru taşıyan davalarda mahkemece, MÖHUK’ta düzenlenen kamu düzeninden kaynaklanan istisnalar dışında tarafların seçtikleri hukuku re’sen uygulaması gerekmektedir.
Eldeki uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki 27/02/2012 tarihinde genel kredi sözleşmesinin 21.3. maddesinde “İşbu Sözleşme Almaya Federal Cumhuriyeti’nin yasalarınca uygulanıp yorumlanır.” hükmü bulunmaktadır. Davacı taraf, davasını Türk Mahkemesinde açtığından ve davalı tarafça yetki itirazı ileri sürülmediğinden artık Türk Mahkemesi tarafından uyuşmazlığın tarafların seçtiği hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir (m.24/1). Bu kapsamda, sözleşmenin feshinde tarafların kusuru, temerrüt ve davalı …’ın kefaletinin geçerli olup olmadığı yönünden sözleşmenin Alman hukukuna göre yorumlanıp çözülmesi gerekir. Bu nedenle davalı karşı davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir (Yabancılık unsuru içeren davalarda uygulanması gereken hukukun belirlenmesi ve uygulanmasına ilişkin bkz. Yargıtay 11. HD.24/03/2008 tarih, 2007/2089 E., 2008/3738 K., Yargıtay 11. HD., 27/04/2016 tarih, 2015/7816 E., 2016/4745 K., Yargıtay 11. HD., 07/10/2020 tarih, 2019/83 E., 2020/3914 K.).
Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş; sözleşmede tarafların seçtiği hukuk olan Alman hukukunun belirlenmesi, gerekirse bu konuda taraflardan yardım alınması (m.2), bu aşamadan sonra gerekirse Alman hukukunu da bilen bir bilirkişinin de katılımı ile önceki bilirkişi heyetinden ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi olmalıdır.
2-Kaldırma nedenine göre diğer istinaf istemleri incelenmemiştir.
Bu nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gereği kaldırılmasına, diğer istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalıların; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle sınırlı olarak 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2021 Tarih – 2020/144 Esas – 2021/550 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harçlarının, talepleri halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip ….
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*