Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/177 – 2021/1774
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/177
KARAR NO : 2021/1774
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/09/2020
NUMARASI : 2018/63 Esas – 2020/419 Karar
DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ASMAK MONTAJ ELEKTRİK MAKİNE METAL ÇELİK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2018
KARAR TARİHİ : 22/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde fotokopisi sunulmuş olan Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. İzmit Şubesi’ne ait 0107451 seri nolu keşide yeri Kocaeli olan 31/12/2017 keşide tarihli 35.000,00 TL bedelli çekin keşideci …tarafından düzenlenerek davacıya teslim edildiğini; nakit paraya olan ihtiyacı sebebiyle davacının, davalı şirket ortağı … ile …’e ait … nolu telefon ile irtibat kurduğunu; dava dışı şirket ortağı …’ın davacıya kendisinin Kıbrıs’ta olduğunu; çeki soruşturduğunu çekin sağlam olduğunu ve çeki sekreteri …’e teslim etmesi halinde 03/10/2017 tarihinde kendisine 30.000,00 TL vereceğini beyan ettiğini; 25/09/2017 tarihinde …’a çeki teslim eden davacıya, taahhüt edilen 03/10/2017 tarihinde herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi teslim edilen çekin de iade edilmediğini; davacının çekini vermeyen ve aynı zamanda kendisini tehdit eden davalı şirket ortağı ve yetkilisi … hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla (2017/775 muh.) tefecilik, yağma ve dolandırıcılık suçlarından dolayı 02/11/2017 tarihinde şikayette bulunulduğunu; yukarıda arz edilen nedenlerle gerekli faaliyet belgesi olmaksızın borç para verme işleri yapan davalı Şirket Ortağı …’ın, davacıya para vermediği gibi çekini iade etmeyerek kendisinin mağduriyetine neden olduğunu; dava konusu çekin davalı şirket ortağına verilmiş olması nedeniyle Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017 /874 Esas sayılı dosyası ile … aleyhine menfi tespit davası açıldığını; sayın mahkemeye dava konusu çekin ibraz edildiğini ve son cirantanın davalı şirket olması nedeniyle verilen tedbir kararına itiraz üzerine 22/01/2018 tarihinde kaldırıldığını; davacının yukarıda arz edildiği üzere ne davalı şirket ile nede davalı şirket ortağı ve yetkilisi … ile bir ticari ilişkisi olmadığını; şirket yetkilisi … tarafından teslim alınan çekin kendisi tarafından şirket adına cirolanmak suretiyle verilecek olan ihtiyati tedbir kararının da önüne geçilmek istendiğini; yukarıda arz edilen nedenlerle dava konusu çekin kötü niyetle tedavüle konulması ve davacıya bu sebeple mağdur edilmesi nedeniyle davacının, davalıya borçlu olmadığının tespiti, dava konusu çekin istirdadı amacıyla tedbir talepli olarak iş bu davanın açılması zorunluluğunun hâsıl olduğunu, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada davacının iddialarının tamamen gerçeğe aykırı olup hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını; davacının açmış olduğu bu davadan kısa bir süre önce de yine sayın mahkemenizde Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/874E. Sayılı dosya ile davacı şirketin yetkilisi … aleyhine tedbir talepli olarak dava açtığını ve söz konusu davaya yapmış oldukları itirazlar neticesinde mahkemenizin 22/01/2018 tarihli ara kararı gereğince tedbir kararına karşı yapmış oldukları itirazın kabul gördüğünü; 6762 sayılı TTK’nın 599. maddesine göre Kanunun bu maddesinin dikkate alınarak davacı tarafından açılan davanın ve taleplerin yersiz ve usul ve yasaya aykırı olduğunun açıkça belli olduğunu, yukarıda izah edilen ve re’sen nazara alınacak nedenlerle; itirazlarımız cihetinde açılan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; nakit temin etme saikiyle hareket eden davacının çeki teslim etme nedeni çok açık olduğunu; sayın mahkemece davacının tanık dinletme talebinin ve davalı şirket ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi talebinin reddi ve ayrıca soruşturma dosyasının kesinleşmesinin beklenmemesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; kanunun açık düzenlemesinde de yer aldığı üzere, davacı tarafın talebi senetle ispat zorunluluğu kapsamında olduğunu; hal böyleyken de davacı tarafın taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunun kabulü gerektiğini; davacı taraf salt soyut beyanlarıyla işbu davayı ikame etmiş ancak iddiasını ispatlar nitelikte bir yazılı delil yerel mahkeme dosyasına sunamadığını beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 Tarih – 2018/63 Esas – 2020/419 Karar sayılı karar ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; çekin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı, dava dışı keşideci Mehmet Karabal’dan T. Vakıflar Bankası T.A.O. İzmit Şubesi’ne ait 0107451 seri nolu 31/12/2017 keşide tarihli, 35.000,00 TL bedelli çeki aldığını, paraya ihtiyacı olması nedeniyle çeki davalıya ciro ederek karşılığında 30.000,00 TL alma konusunda anlaştıklarını, davalının çeki teslim aldıktan sonra bedelini ödemediğini belirterek çekin istirdadını talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, çekin bedeli ödenmeden iktisap edilip edilmediği ve istirdadının gerekip gerekmediği noktasındadır.
Davacı, dava dışı şirket ortağı …’ın davacıya kendisinin Kıbrıs’ta olduğunu; çeki soruşturduğunu çekin sağlam olduğunu ve çeki sekreteri …’e teslim etmesi halinde 03/10/2017 tarihinde kendisine 30.000,00 TL vereceğini beyan ettiğini; 25/09/2017 tarihinde …’a çeki teslim eden davacıya, taahhüt edilen 03/10/2017 tarihinde herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi teslim edilen çekin de iade edilmediğini belirterek çekin aldatma yolu ile iktisap edildiğini ileri sürmüştür.
6098 sayılı TBK’nın 36. maddesine göre; “Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.
Üçüncü bir kişinin aldatması sonucu bir sözleşme yapan taraf, sözleşmenin yapıldığı sırada karşı tarafın aldatmayı bilmesi veya bilecek durumda olması hâlinde, sözleşmeyle bağlı değildir”.
Bilindiği üzere, “hile”(aldatma); genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 36/1. (818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı gibi; taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse, yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def’i veya dava yoluyla da kullanılabilir.
Bu açıklamalar doğrultusunda eldeki olay incelendiğinde, davacının iddialarının kanıtlanması için tanık deliline müracaat ettiği, iradenin sakatlanması haline tanık dinlenebileceği ancak davacının iddialarına konu olayın 6098 sayılı TBK’nın 36. maddesinde düzenlenen aldatma (hile) düzeyine ulaşmadığı (benzer olay için bkz. Yargıtay 19. HD. 07/05/2009 tarih, 2008/7788 E., 2009/4205 K.,) bu nedenle tanık dinletme talebinin reddinin yerinde olduğu görülmüştür.
Diğer yandan davacının yemin deliline de dayandığı ancak mahkemece davacıya yemin hakkının hatırlatılmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece davacıya yemin delili hatırlatılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 Tarih – 2018/63 Esas – 2020/419 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2021
…
Başkan…
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Üye…
¸e-imzalıdır.
…
Katip…
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*