Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1697 E. 2022/1262 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1697 – 2022/1262
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1697
KARAR NO : 2022/1262

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/04/2021
NUMARASI :2020/851 Esas – 2021/318 Karar

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :1-…
:2-RÜZGAR VİNÇ İŞLETMELERİ VE PROJE TAŞIMACILIĞI LOJİSTİK HİZMETLERİ DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ …
:3-…
:4-…
VEKİLİ : Av. …
DAVA :Limited Şirket Hissesinin İptali ve Tescili
DAVA TARİHİ :18/08/2020

KARAR TARİHİ :10/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ :30/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …’in davacı … ile …’in babası olduğunu, …, …, …’in kardeş olduklarını ve kendi adlarına ve çocukları adlarına aile şirketleri kurduklarını, aile şirketlerinin ekonomik sıkıntıya düşmesi, bankalardan kredi kullanma imkanlarının olmaması, tefecilerden para kullanmak zorunda kalmaları üzerine kendi aralarında Avukatlık Kanunu madde 35/A uyarınca uzlaşma tutanağı düzenlediklerini ve 06.05.2016 tarihli protokolü imza ettiklerini bu protokol ile borç ve alacakların tasfiyesi tarafların ya da aile fertlerinin paydaş olduğu şirket hisseleri devrine yer verildiğini, tefecilerden alınan para karşılığı verilen senet ve çeklerde davacı …’in babası …’in cirosu bulunduğu için …’in kızı … ve oğlu … hisselerini devrettiğini, ticari faaliyetlerin ve liman hizmetleri işinin devamı için …’in oğlu … adına Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti. kurulduğunu, aile şirketlerinin ağırlıklı iş alanı liman hizmetleri olduğunu ve bu iş Ağır Lojistik Liman Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yürütülmekte olduğunu, Ağır Lojistik Liman Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’deki …, … hisseleri öncelikle …’in oğlu …’e ve …’in kızı …’a devri yapıldığını, Ağır Lojistik Liman Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin liman hizmetleri işi ile birlikte bu şirket adına İstanbul Ticaret Odasında tescilli makineler yeni kurulan Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti.’ye devredildiğini, Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin ekonomik zorluklar nedeniyle …’in oğlu … adına kurulmuş bir aile şirketi olduğunu, …, … ve … çocukları adına kurulmuş bir adi ortaklık olduğunu, 1/3 hissesi … kızı …’e 1/3 hissesi … kızı …’a, 1/3 hissesi … çocukları olan davalılara ait olduğunu, davalı … adına kurulmuş olan Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti.’deki hisselerin 1/3 ünü … kızı davacı …’e 1/3 ünü … kızı …’a devretmesi gerekirken kardeşleri … ve …’a hisse devri yapmış tüm taleplere rağmen davacı … adına ve diğer … kızı …’a hisse devri yapılmadığını, anlaşma koşullarına aykırı davrandıklarını, hisse devirlerinin yapılmadığını, bu nedenlerle Rüzgar Vinç İşletmeleri ve Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Tic. Ltd. Şti.’deki davalılar …, …, … adına kayıtlı olan hisselerin 1/3’ünün iptali ile davacı … adına tesciline veya …, …, … arasında 1136 sayılı Avukatlık Kanunu madde 35/A uyarınca yapılan 06.05.2016 tarihli protokol dikkate alınarak aile şirketlerinin borç ve alacaklarının tasfiyesi, hisse devirlerinin vs sırf ekonomik krizi atlatmak için … çocukları olan davalılar adına olan hisselerin şirketin adi ortaklık niteliğinde olduğunun kabulü ile davacının 1/3 oranında ortaklığının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK 329 maddesi gereğince, haksız ve kötüniyetli davanın başkaca işlem yapılmasızın reddine, HMK 107 maddesi gereğince belirsiz alacak davası açılmayacağı gibi HMK 109 gereğince de bölünebilir bir alacak talebi olmadığından, dilekçede belirtilen şirketin değeri üzerinden, harcın ikmaline hisse rayiç değer tespitinden sonra, tespit edilecek rakam üzerinden harcın ikmaline, aksi halde Harçlar Kanunun 30 ve 32 maddeleri gereğince işlem tesisine, davanın reddine, HMK 119, 194 ve 328 maddelerine aykırı dava dilekçesinin reddi ile usul ve yasaya uygun dilekçe verilmemesi halinde dilekçenin reddine, davacı yanın davalıların her birinin hangi nedenden dolayı sorumlu olduklarını, davanın hangi neden ve gerekçelerle hangi kişilere açıldıklarını bildirmek üzere, kesin süre verilmesine, esasa girilmesi halinde ise usul ve yasaya aykırı davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin delillerin toplanasına karar vermesi gerekirken ön inceleme celsesinde delillerin toplanması ve eksikliklerin giderilmesi taleplerini reddettiğini, yerel mahkemenin inceleme yapmadan, delilleri toplamadan ve değerlendirmeden karar verdiğini, davalı Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti.’nin sermaye artırımı ile sermayesini 3.000.000,00-TL’den 15.000.000,00-TL’ye çıkardığını, şirketin hisselerinin 1/3’ü ve dava değeri de 1.000.000,00-TL’den 5.000.000,00-TL’ye çıktığını, harcın 5.000.000,00-TL üzerinde tamamlatılması ve davanın 5.000.000,00-TL üzerinden devam edilerek davayı kazanmamız durumunda 5.000.000,00-TL üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yerel mahkemece harcın tamamlatılması için muhtıra tebliğ etmediğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/04/2021 tarih, 2020/851 Esas – 2021/318 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ortaklık iddiasına dayalı olarak açılan şirket ortaklık payının iptali ile tescili, olmadığı takdirde şirketin adi ortaklık niteliğinde olduğunun kabulü ile 1/3 oranında ortaklığına karar verilmesi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacının eldeki dava ile, davalı gerçek kişilerin ortağı olduğu Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti’nin gerçekte kardeş olan …, … ve … çocukları adına kurulduğunu ve şirket paylarının, 1/3 hissesi … kızı …’e 1/3 hissesi … kızı …’a, 1/3 hissesi … çocukları olan davalılara ait olduğunu belirterek davalı gerçek kişilerin şirket ortaklık payının 1/3 nün iptali ile adına tesciline olmadığı takdirde şirketin adi ortaklık niteliğinde olduğunun kabulü ile 1/3 oranında ortaklığına karar verilmesini talep ettiği, davalıların davanın reddini istediği, mahkemece davacı tarafın delillerini yasal ihtarata rağmen sunmaması, davalıların sonradan delil sunulmasına muvafakat etmemesi karşısında mevcut delil durumuna göre ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasanın 13. Maddesi ile değişik 139. Maddesi uyarınca; dilekçelerin verilmesinden ve ön incelemeye ilişkin bu madde öncesine ait incelemeyi yapan mahkemenin tayin edilecek ön inceleme duruşması için çıkaracağı davetiyeye (ç) bendi uyarınca “Davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içerisinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacaklarına karar verileceği” hususunu ihtar etmesinin gerektiği belirtilmiştir.
Bu bağlamda mahkemece yetkisizlik kararı sonrası düzenlenen tensip tutanağının (9) nolu ara kararı doğrultusunda davacı vekili adına çıkarılan davetiyenin 6100 sayılı HMK’nın 139. maddesinde yer alan ihtaratları içerecek şekilde düzenlendiği ve davetiyenin davacı vekiline elektronik ortamda 13/01/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ancak davacı tarafından dava dilekçesinde gösterilen iddialara yönelik delil ve belgelerin sunulmadığı görülmektedir.
6100 sayılı HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Eldeki davada; davacı tarafından dava tarihi itibariyle 3.000.000.-TL nominal değerdeki davalı Rüzgar Vinç İşletmeleri Proje Taşımacılığı Lojistik Hizmetleri Dış Ticaret Ltd. Şti’nin davalılar adına olan ortaklık paylarının 1/3 ‘ünün dava dilekçesinde ileri sürülen olgulara istinaden iptali ile adına tescili olmadığı takdirde şirketin adi ortaklık niteliğinde olduğunun kabulü ile 1/3 oranında ortaklığına karar verilmesini talep etmiş, talebin belirlenen bu haline göre, kesin delillerle (yemin, ikrar, senet, mahkeme hükmü) ispatının gerektiği, HMK’nın 203. maddesinde yer alan tanıkla ispat koşullarının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı tarafından iddiasını ispata yarar delillerin dava dilekçesi ile bilikte veya usulüne uygun verilen ihtaratlı kesin süreye rağmen sunulmaması ayrıca yemin deliline dayanılmaması sebebiyle mahkemece davanın mevcut delil durumuna göre reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Öte yandan, ticaret sicile kayıtlı olan tüzel kişiliğe haiz davalı şirketin adi ortaklığa dönüştürülmesinin mümkün olmaması, her davanın açıldığı tarihteki durum ve koşullara göre değerlendirilmesinin gerekmesi ve dava konusunun değeri para ile ölçülebilen niteliği karşısında mahkemece ikmal edilen nispi harç üzerinden yargılamanın yürütülmesi ve dava değeri üzerinden davalılar lehine karar niteliğine göre nispi vekalet ücreti takdirinde de isabetsizlik görülmemiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca; alınması gereken 80,70-TL nispi istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.10/06/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır


Üye…
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*