Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1687 – 2021/1879
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/1687
KARAR NO : 2021/1879
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/10/2019
NUMARASI :2019/470 D.İş Esas – 2019/473 D.İş Karar
İHTİYATİ HACİZ KARARINA İTİRAZ EDEN
BORÇLULAR :1.
:2-GENÇER YAPI SANAYİ A.Ş. -.
:3-GENÇER METAL PAZARLAMA SANAYİ VE TİCARET A.Ş. -.
:4-GENÇER ALÜMİNYUM PROFİL SAN. VE TİC. A.Ş. -.
VEKİLİ :Av….
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :TURKLAND BANK A.Ş. -…
VEKİLİ :Av. ..
TALEP :İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ :02/10/2019
İTİRAZ TARİHİ :09/10/2019
KARAR TARİHİ :04/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talep eden karşı taraf ile borçlu şirket Gençer Alüminyum Profil San. ve Tic. A.Ş. arasında 6.000.000,00 TL bedelli kredi sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmeyi borçlular …, Gençer Yapı Sanayi, Gençer Metal Pazarlama müteselsil kefil olarak kabul edildiğini, karşı tarafın, ülkemizin mevcut ekonomik şartlarını dikkate almaksızın kredi sözleşmesindeki faizleri sürekli olarak arttırma eğilimine gittiğini, yapılandırma taleplerini reddettiğini, borçlu şirket hakkında alacak takibine başladığını, borçlu şirkete ciddi maddi zarar verdiğini, karşı tarafın borçlu şirketten kredi sözleşmesine dair ipotek alacağı olmasına, bankanın rehinle temin edilmiş bir alacağı bulunmasına rağmen alacağına dair ihtiyati haciz başvurusunda bulunduğunu, borçlu şirketin, borcuna dair alacağın yaklaşık 8 katı tutarında ipoteği olmasına rağmen hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, borçlunun borcunun bulunmadığını, takbik olunan ihtiyati hacizin usule aykırı olduğunu, karşı tarafın ihtiyati haciz başvurusuna dayanak olarak sunduğu ihtarnamede zaten borçlu Gençer Alüminyum … A.Ş.’den kredi sözleşmesine teminat olarak ipotek alacağı olduğunu kabul ettiğini, borç miktarının 4.163.830,04 TL olup asıl borçlu Gençer Alüminyum Profil San. ve Tic. A.Ş. tarafından karşı taraf bankaya verilen ipoteğin 32.500.000,00 TL tutarında olduğunu, ihtiyati haciz kararına dayanak kat ihtarı, borçlu …’e tebliğ edilmediğini beyanla tedbir taleplerinin kabulü ile verilmiş ihtiyati haciz kararının; İİK’nın 257. maddesi hükmüne açıkça aykırı olması, borçlu şirketin tüm ticari işleyişini durdurması, telafisi mümkün olmayan maddi zarara sebep olduğu hususları dikkate alınarak borçlular yönünden teminatsız olarak tedbiren durdurulması ile tatbik edilen tüm hacizlerin karar kesinleşinceye kadar kaldırılmasına ihtiyati haciz kararının tüm borçlular yönünden iptaline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 02/10/2019 tarihli 2019/470-473 D.İş sayılı kararı ile ihtiyati haciz talep edenin talebinin kabulü ile itiraz eden borçlular aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili itiraz dilekçesine özetle; borçlu şirket Gençer Alüminyum Profil San. ve Tic. A.Ş. tarafından verilen ipoteğin müteselsil kefillerin borcunun teminatı olmadığını, itirazların haksız olduğunu belirterek itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati hacze itiraz eden Gençer Alüminyum Profil San.ve Tic.A.Ş.’ın itirazının kabulü ile; mahkememizin 02/10/2019 tarihli 2019/470-473 D.İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haczin iş bu itiraz eden yönünden kaldırılmasına, İhtiyati hacze itiraz eden diğer itiraz edenlerin itirazlarının reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; borçlu şirketin defalarca kez 4.163.830,04 TL borcu %21 faizi, ilaveten avukatlık ücretleri ve yargı masrafları ile ödemeyi davalı bankaya teklif ettiğini, davalı bankanın devamlı olarak şifahi cevap vermesi sebebiyle Kartal 9. Noterliği’nin 06/04/2021 tarih 09791 yevmiye nolu ihtarı ile asıl borcu %21 faizi 5.200.000,00 TL, harç ve avukatlık ücretini de ilaveten ödemeye hazır olduğunu bankaya bildirdiğini, davalı bankanın %42 faiz talebine dair kredi sözleşmesinde aranan şartların da vuku bulmadığını çünkü sözleşme gereği borçlu şirketin ihtarla temerrüde düşürülmediğini, ihtarın açıkça usulsüz tebliğ edildiğini, ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati hacze itirazımızın reddi kararının hukuka aykırı olduğunu, asıl borçlu şirketin ödeme güçsüzlüğü içinde olmadığını, kredi borcunun 8 katı oranda ipotek verdiğini, dosyada mübrez bankanın 2016 yılındaki değerlemesine göre ipotekli fabrika ve arazisinin değeri 19.000,000,00 TL olduğunu, taşınmaz fiyatlarındaki artış sebebiyle belki bugün 50.000.000,00 TL olduğunu, böylesine bir halde ödeme güçsüzlüğünden bahsedilemeyeceğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
İhtiyati haciz talep eden vekili cevap ve istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece Gençer Alüminyum Profil San. ve Tic. A.Ş. itirazlarının kabulü ile bu borçlu yönünden ihtiyati haczin fekkine, diğer borçluların itirazlarının reddine karar verildiğini, mahkemece Gençer Alüminyum Profil San. ve Tic. A.Ş. yönünden de itirazın reddi gerekmekte olduğunu, İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itirazların tahdidi olarak sayıldığını, borçlu Gençer Alüminyum Profil San. ve Tic. A.Ş. itirazlarının yasa kapsamında değerlendirilebilecek bir itiraz olmadığını, kefil olan borçluların, asıl borçlu lehine verilen ipotek sebebi ile aleyhlerinde ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair talebinin Yargıtay yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu belirterek; borçluların istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının talepleri doğrultusunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 02/10/2019 tarih, 2019/470 D.İş Esas – 2019/473 D.İş Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, ihtiyati haciz verilmesine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; 02/10/2019 tarihli kararı ile teminat mukabilinde borçlular aleyhine ihtiyati hacze karar verilmiş, borçlular vekilinin itirazı üzerine itiraz müraafalı incelenerek 16/10/2019 tarihli ek karar ile; ” … Gençer Alüminyum Profil San.ve Tic.A.Ş. yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına, diğer itiraz edenlerin itirazlarının reddine … ” karar verilmiş, karara karşı, taraf vekillerince istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; ihtiyati haciz talep eden banka ile asıl borçlu Gençer Alüminyum Profil San.ve Tic. A.Ş. arasında 6.000.000,00-TL miktarlı Kredi Çerçeve Sözleşmesi imzalandığı; söz konusu kredi sözleşmesinin, diğer borçlularca müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı; kefalet limitlerinin ayrı ayrı 6.000,000,00-TL olduğu; borçlu ile imzalanan kredi sözleşmesi hükümlerinin yerine getirilmemesi sebebiyle, borçlu ve kefillere Kartal 15. Noterliği’nin 29/08/2019 tarih ve 28966 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesap kat edilerek muaccel hale gelen borcun ödenmesinin ihtar edildiği; ancak, söz konusu kredi borcunun ödenmemesi üzerine, ihtiyati haciz isteyenin başvurusu üzerine, mahkemenin 02/10/2019 tarihli ihtiyati haciz kararı verildiği, akabinde borçluların itirazı üzerine ise, asıl borçlu Gençer Alüminyum Profil San.ve Tic.A.Ş. yönünden ihtiyati haczin kaldırılmasına, diğer borçluların itirazlarının reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
İİK’nın 257-(1) maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi; “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nın 258-(1) maddesi; “… Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur … ” hükmü düzenlenmiştir.
Bu kapsamda, rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın var olması halinde ihtiyati hacze karar verilebilir. Asıl borçlu yönünden banka alacağının rehin ile temin edilmesi, bu borçlu yönünden rehinle temin edilmemiş alacağın bulunmaması nedeniyle mahkemece, asıl borçlunun itirazının kabulü kararında isabetsizliğin bulunmadığı, bu nedenle talep edenin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, itiraz eden diğer borçlular kredi borcuna müteselsil kefil olan borçlular olup, bu borçlulardan olan alacak rehin ile temin edilmemiştir.
İİK’nın 45. maddesi uyarınca; rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile, alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabilecek, rehinin tutarı borcu ödemeye yetmezse; alacaklı, kalan alacağını iflas ve haciz yoluyla takip edebilecektir. Anılan hüküm; rehin ile teminat altına alınan alacağın, borçlusuna ilişkin düzenlemeyi içermektedir. Bir başka anlatımla; ipotek, kefilin kefalet borcunun da teminatını oluşturmuyor ise İİK’nın 45. madde hükmü kefil hakkında uygulanamayacaktır.
Öte yandan; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun müteselsil kefalet başlıklı 586. maddesinde; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Alacak, teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvenceye alınmışsa, rehin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamaz. Ancak, alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla tamamen karşılanamayacağının önceden hâkim tarafından belirlenmesi veya borçlunun iflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi hâllerinde, rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabilir.” hükmü yer almaktadır.
Söz konusu bu düzenleme uyarınca; müteselsil kefil hakkında alacağın teslime bağlı menkul rehni (TMK’nın 939. mad.) veya alacak rehni (TMK’nın 954. vd. mad.) ile güvence altına alınması hâli hariç olmak üzere, asıl borçluya ve taşınmaz rehnini paraya çevirmeden başvurabilmek için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekmektedir. Alacağın teslime bağlı menkul rehni veya alacak rehni ile güvence altına alınması hâlinde rehnin paraya çevrilmesinden önce müteselsil kefil hakkında takip yapılamayacaktır.
Somut olayda; istinaf eden borçluların ihtiyati haciz talep eden banka ile dava dışı şirket arasında akdedilen Kredi Çerçeve Sözleşmesi’ni müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları, kefalet limitlerinin ayrı ayrı 6.000.000,00 TL olduğu, banka tarafından hesabın kat edildiği ve kat ihtarının borçlu şirkete ve kefillere tebliğ edildiği, talep edenin alacağın varlığını yaklaşık olarak ispat ettiği, alacağın muaccel olduğu ve müteselsil kefillerin borcunun rehin ile temin edilmemiş olduğu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince, itiraz eden müteselsil kefillerinin itirazın reddine dair kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, istinaf eden borçluların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkemece, karar başlığında; borçlu …’in T.C. kimlik numarasının yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; istinaf eden alacaklı ve bir kısım borçluların istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; alacaklı ve ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçluların İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli harç bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) ve 362-(1)-f) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/11/2021
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye…
¸e-imzalıdır
…
Katip…
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*