Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1667 E. 2022/211 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1667
KARAR NO : 2022/211

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/07/2021
NUMARASI : 2020/37 Esas – 2021/398 Karar

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –

DAVA TÜRÜ : Alacak
DAVA TARİHİ : 22/01/2013
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 01/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacının börek işi yapan ve franchising veren bir şirket olduğunu, börek üretiminin talepleri karşılamaması üzerine davalı şirket ile temasa geçerek baklava yufka ve börek makinesi sipariş ettiklerini, makine ücretinin 25.000,00-Euro’sunun çek yolu ile peşin verildiğini, 75.000,00-Euro’sunun ise finansal kiralama sözleşmesi ile asıl firma olan Yunanistan şirketi Elin SA’ya ödenmesi konusunda anlaşıldığını davacının bu güne kadar finansal kiralama sözleşmesi uyarınca 20.000,00-TL para ödediğini, tüm bu anlaşmalardan sonra makinenin Derince’de davacıya teslim edildiğini, ancak davacının makinanın kurulumundan sonra çalıştırmak istemesi üzerine hiç bir şekilde istediği ürünü alamadığını, makinaya konulan en kaliteli unların dahi yufka aşamasına gelmeden zayi olduğunu, bu durum üzerine temasa geçilen satıcı şirket yetkililerince Sistein (E920) isimli maddenin kullanılması gerektiğinin bildirildiğini, ancak daha sonra bu maddenin Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca insan sağlığına çok zararlı olduğu için yasaklanmış bir madde olduğunu öğrendiklerini, bu nedenlerle 25.000,00-€ peşin ve 75.000,00-€ finsansal kiralama ile kiralanan Elin marka yufka makinasının ayıplı mal olduğunu, müvekkilinin bu malı satın alarak büyük bir zarara uğradığını, söz konusu maldaki ayıbın gizli ayıp olduğunu, davalıya bu hususta ihtarname çekildiğini ancak bu güne kadar hiçbir cevap verilmediğini, anlatılan nedenlerle öncelikle finansal kiralama şirketine yapacakları ödemelerin dava sonuna kadar tedbiren ödenmemesine karar verilmesini, makinanın iadesine ve davacıya ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek bankalarca uygulanan en yüksek mevduat faizi ile iadesine karar verilmesini, davalı şirkete ödenen 25.000,00-€ ödemenin davalıdan tahsiline, finansal kiralama sözleşmesine istinaden ödenen bedellerin ve bugünden sonra ödenecek miktarların davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; yetki ve husumet itirazlarda bulunarak dava konusu makinada sorumluluklarını gerektirecek herhangi bir ayıbın bulunmadığını, var olduğu iddia edilen ayıpların üretim kaynaklı olmayıp, kullanımdan kaynaklandığını, davacının bu makinayı davalıdan değil, finansal kiralama firmasından aldığını, makinanın mülkiyetinin finansal kiralamada olduğu, hukuki sorumlu olan kişinin finansal kiralama şirketi olduğunu, davalının edimini yerine getirdiğini ve makinayı teslim ettiğini, iyi ürün alamamaın makinayı kullanan kişilerin işi bilmemelerinden kaynaklandığını, davacının makina temizliğini iyi yapmadığını, ayrıca süresi içerisinde herhangi bir ayıp bildiriminde bulunulmadığını beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yalnızca sonuç kısmına riayet ederek bilirkişinin hukuki değerlendirme yapamayacağı gerçeğine rağmen, bilirkişinin yanlış kanaatle ulaştığı hukuki değerlendirmeye göre hüküm kurduğunu; iki tane çelişkili rapor mevcutken birine itibar edilmesi hukuka aykırı olduğunu; yeni bir rapor alınarak yeniden hüküm kurulması gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yargı denetimine uygun, objektif olarak hazırlanan bilirkişi raporuna ve yargılama sürecinde toplanan delillere göre davacının iddialarında haksızlığı sabit olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/07/2021 Tarih – 2020/37 Esas – 2021/398 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; malın ayıplı olması nedenine dayalı bedel iadesi ve zararın tazmini talebine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, finansal kiralama yoluyla davalı Elin Food Processing Machineray’ya İzafeten Mertem Dış Ticaret Mümessilik Pazarlama A.Ş.’den bir adet dava konusu yufka ve börek makinesi 06/07/2012 tarihli sözleşme ile satın aldığı, makinenin ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşmenin feshi, bedel iadesini talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince 20/02/2019 tarih 2014/863 esas 2019/102 karar sayılı karar ile, davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine dairemizin 06/12/2019 tarih 2019/1002 esas 2019/1309 karar sayılı kararı ile eksik inceleme nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma sonrasında 15/10/2020 tarihinde uygulamalı keşif yapıldığı ve 10/11/2020 ve 02/02/2021 tarihli bilirkişi heyet raporu alındıktan sonra davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, dava konusu malın gizli ayıplı olup olmadığı ve davacı yararına ayıp nedeniyle seçimlik hakları kullanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasındadır.
Satış sözleşmesinde ayıba ilişkin hükümler 6098 sayılı TBK’nın 219 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 219. maddesine göre; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur. Aynı Kanun’un 222. maddesine göre; satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayıp, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK’nın 227-(1) maddesinde; “Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1).
Kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi raporunda; hamurda L-Sistein katkı maddesinin kullanılması halinde istenilen ürünün ayıpsız bir şekilde üretildiği, bu maddenin Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yasaklı maddelerden olmadığı ve helal sertifikasının bulunduğu belirtilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede makinede üretim esnasında kullanılacak hamurun içeriğine ve katkı maddesi olup olmayacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Davacı tarafından dava konusu makinenin L-Sistein veya başka bir katkı maddesi olmaksızın üretim yapması gerektiğine dair bir Türk Standardı da sunulmuş değildir. Diğer yandan, hamura katıldığında istenilen şekilde üretim yapılmasını sağlayan L-Sistein katkı maddesinin yasaklı madde olmadığı Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca dava dosyasına bildirilmiştir. Bu belirlemeler karşısında dava konusu malın ayıplı olduğu söylenemez. Mal ayıplı olmadığından davacı yararına seçimlik hakları (m.227) kullanma koşulları oluşmamıştır. Bu açıklamalar uyarınca ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığından istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
03/02/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*