Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1665 E. 2022/1248 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1665 – 2022/1248
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1665
KARAR NO : 2022/1248

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/07/2021
NUMARASI :2020/132 Esas – 2021/424 Karar

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVA :İtirazın İptali (Alacağın Temlikinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :27/02/2020

KARAR TARİHİ :10/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ :27/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, sahibi olduğu Cafesketch isimli işletmesini 11/04/2017 Bürosam Mobilya Dekorasyon İnş. San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirkete devrettiğini, işletme devrinde Bürosam Mobilya Dekorasyon firmasının taahhüt ettiği ödemeleri zamanında yapamayınca ve ekonomik durumu kötüye gidince işletmeyi 16/08/2018 tarihli sözleşme ile davalı …’e devrettiğini, bu devre karşılık ödeme olarak 1.400.000,00-TL tutar üzerinde anlaşmaya varıldığını, bu bedelin 500.000,00-TL’sinin devir tarihinde nakden alındığını, geri kalan bedelden 500.00,00-TL’nin ise 20/12/2018 tarihinde ödenmesinin sözleşmeye göre kararlaştırıldığını, davalının işletmeyi Bürosam Mobilya unvanlı şirketten ilk devraldığında bir süre adi ortağı üzerinde şirketi tutmuşsa da daha sonra tüm vergi kayıtları ve sigortasıyla kendi üzerine aldığını, davacının Bürosam Mobilya unvanlı şirketin davalıdan olan alacağını 900.000,00-TL olarak Kocaeli 4. Noterliği’nin 20/11/2019 tarihli alacağın devri sözleşmesiyle devraldığını, bunun üzerine ise Bürosam Mobilya ile … arasındaki sözleşmeye göre 20/12/2018 tarihli alacak için davalıya Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/146412 Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız bir biçimde itiraz ettiğin, beyan ederek; haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalıdan olan alacağa karşılık 200.000,00-TL bedel için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulü ile; Kocaeli 8. icra dairesinin 2019/146412 esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptali ile 500.000,00-TL asıl alacak üzerinden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takibin devamına, takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi işletilmesine, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalının cevap dilekçesi verme imkanının kısıtlandığını, buna bağlı olarak da delillerini sunamadığını, işbu ilamsız takibe … vekili olarak itiraz edildiğini, bu nedenle işbu davadaki tüm tebligatların da taraflarına yapılması gerektiğini ancak tebligatların davalı asile yapıldığını, bu nedenle de asile yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, sözleşmeye konu mülkün işletme devrinin Bürosam Mobilya Dekorasyon İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından davalı …’e yapılmadığını, alacağın devri sözleşmesinin davalıyı bağlamadığını, HMK md. 190 gereği ispat yükü iddiada bulunan ve kendi lehine hak çıkacak olan davacıda olduğunu ancak davacının böyle bir borcun varlığını ispatlayamadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun bir şekilde davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından dosyaya cevap verilmediğini, davalının esasa ilişkin istinaf sebepleri de açıkça hukuka aykırı ve gerçek dışı beyanlar olduğunu belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2021 tarih, 2020/132 Esas – 2021/424 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; işletme devrinden kaynaklanan ve temlik alınan alacağa yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacının, davalı ile dava dışı Bürosam Mobilya Dekorasyon İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 16/08/2018 tarihli sözleşme ile ticari işletmenin davalıya devredildiğini ve bu devirden kaynaklanan 900.000,00-TL Bürosam Mobilya Dekorasyon İnş. San. Tic. Ltd. Şti alacağının Kocaeli 4. Noterliği’nin 20/11/2019 tarih ve 16559 yevmiye numaralı alacağın devri sözleşmesi ile devralındığını ileri sürerek temlik alınan işletme devir bedeline yönelik Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/146412 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe yönelik davalı itirazın iptaline karar verilmesini talep ettiği, davalının ise vekili aracılığı ile duruşmadaki beyanında; devralma işleminin dava dışı … tarafından yapıldığını ve temlik edene borcunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istediği, mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller uyarınca temlik eden tarafından iş yerinin davalıya devredilmesi, alacağın devrine konu alacağın mevcut olması sebebiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesi ve duruşma günü yasa uyarınca taraflara tebliğ edilir. İlgili taraf dilerse davasını bizzat kendisi takip eder isterse vekil tayin ederek vekili aracılığı ile takip edebilir. Vekil vekaletname aslının veya onaylı suretini sunmadan davayı takip edemez. Gerçekten de icra takibine borçlu vekili sıfatıyla itiraz eden vekilin borçlu aleyhine açılan bir davada borçlu vekili olduğunun kabulüne hukuken olanak yoktur. İtirazın iptali davasında vekile yapılan tebligat asile yapılmış bir tebligat olarak kabul edilemez. Bu halde davalı asile doğrudan dava dilekçesinin Tebligat Kanunu 10 ve devamı maddeleri hükmüne göre tebliği bundan sonra asilin tevkil edeceği vekilin huzurunda davaya devam edilmesi gerekir. Dava dilekçesinin davalı asile tebliğ edilmemesi savunma hakkını kısıtlar(Yargıtay 3. HD. 08/02/2012 tarih, 2011/21679 E.2012/2707 K.). Hakkında icra takibi yapılan borçlu vekil aracılığı ile takibe itiraz etmiş olsa dahi, alacaklının açtığı “itirazın iptali davası” bakımından borçlunun takibe itiraz aşamasında tayin ettiği vekilin bu davada da yetkili bulunup bulunmadığının davanın açılması sırasında belirli olmadığından dava dilekçesinin vekil yerine asile tebliği gerekir(Yargıtay 3. HD. 08/02/2012 tarih, 2011/21679 E.2012/2707 K, Yargıtay 7. HD. 27/12/2016 tarih, 2016/36084 E. 2016/21866 K, Yargıtay 11. HD. 12/04/2010 tarih, 2010/3509 E. 2010/4053 K, Yargıtay 19. HD. 02/04/2013 tarih, 2013/1857 E.2013/5691 K.). Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu itirazın iptali davasında dava dilekçesinin davalı asile tebliği gerektiğini kabul etmektedir (YHGK 11/03/2015 tarih, 2013/19-1679 E.2015/1014 K.).
Eldeki davada, davalı aleyhine yapılan ilamsız icra takibine davalı vekili aracılığı ile itiraz etmiş ise de; mahkemece dava dilekçesinin asile tebliğine ilişkin yapılan tebligat geçerlidir ve bu durum savunma hakkını kısıtlar mahiyette de değildir. Yukarıda da belirtildiği gibi aksi durumun bulunması hali, yani vekilin yetkili olup olmadığı belli olmadığından vekile dava dilekçesinin tebliğ edilmiş olması savunma hakkını kısıtlardı. Bu hali ile ilk derece mahkemesince dava dilekçesi ve ön inceleme duruşma davetiyesinin asile usulüne uygun tebliğ edilmesi karşısında, davalının aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, davalı ile dava dışı Bürosam Mobilya Dekorasyon İnş. San. Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen imzası davalı tarafından açıkça inkar edilmeyen 16/08/2018 tarihli sözleşmede; devre konu işletmenin bulunduğu (6) adet dükkanın 16/07/2018 tarihinde saat 08:00 itibariyle davalıya teslim edildiği, işletmenin devir bedelinin 1.400.000,00-TL olarak belirlendiği ve bu bedelin 500.000,00-TL’sinin 16/07/2018 tarihinde nakit olarak alındığı, 500.00,00-TL’nin ise 20/12/2018 tarihinde ödeneceğinin davalı tarafından taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, işletmeye ait celp edilen resmi kayıtlara göre halihazırda iş yeri davalı tarafından işletilmektedir. Bu halde, davaya konu alacağın kaynağını oluşturan işletmenin, alacağı temlik eden tarafından davalıya devrinin gerçekleştirilmiş olduğu ve davacının dava konusu ettiği miktarda davalıdan alacağının bulunduğunun anlaşılmasına göre mahkemece karar yerindeki gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizliğin bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca; alınması gereken 34.155,00-TL nispi istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 8.538,75-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 25.616,25-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.10/06/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*