Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1664 E. 2021/1887 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1664
KARAR NO : 2021/1887

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :12/02/2021
NUMARASI :2020/184 Esas – 2021/106 Karar

DAVACI :ÖZEL YALOVA MERKEZ SAĞLIK HİZMETLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… (T.C. No: …) –
VEKİLLERİ :Av. …
:Av. …
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/03/2020
KARAR TARİHİ :04/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :03/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında akdedilen 23/04/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi gereğince davalıya 100.000,00-TL havale edildiğini, sözleşmede 63 günlük sürenin ön görüldüğünü ancak sözleşme ile belirlenen hedefe ulaşılmadığı için paranın iadesinin davalıdan talep edildiğini ancak tüm çabalara rağmen paranın iade edilmediğini, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/146985 Esas sayılı dosyası başlatılan takibe de kötü niyetli olarak itiraz edildiğini beyan ederek; itirazın iptaline, takibin devamına ve kötü niyetli olarak itiraz edilmiş olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında iddia edilen hususun ticari bir iş olmayıp, bu nedenle tacirlere uygulanan kanun hükümlerinin uygulanamayacağını, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğundan bahisle görev itirazında bulunduklarını belirterek görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, esasa yönelik savunmalarında davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … mahkememizin görevsizliği sebebiyle açılan davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresinde talep halinde dosyanın görevli Kocaeli Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; avukatlık kanunu ile tüketici kanunundaki ilgili hükümlerce, avukatın dahil olduğu dava ve takiplerle ilgili uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğunu; yetki konusunda ise, ilamsız takiplerde ve bununla ilgili uyuşmazlıklarda HMK’nın genel yetki hükümlerine göre, borçlunun adresindeki yer icra daireleri ve mahkemeleri yetkili olduğunu, adresinin “Cevizli Mah. Kastamonu Sok. No: 26 D:6 Kartal/İstanbul” adresi olduğu da göz önünde bulundurulduğunda açılacak-itirazın iptali-davalarında yetkili mahkeme, ikametinin yetki çevresinde bulunan İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Daireleri olması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararı ilgili kısımlarına itiraz ederek, görevli Tüketici Mahkemeleri, yetkili yer mahkemesinin İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme dosyasında davalı tarafından usul ve yasaya aykırı şekilde yargılamayı uzatma amacı taşıyarak istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, yargılama konusu somut olayda yetkili mahkemeler Kocaeli Mahkemeleri ve görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, sunulan evrak ve sözleşme incelendiğinde, davalı ile müvekkil şirket arasında “hizmet alım” sözleşmesi kurulduğu açık olup BAM ve Yargıtay kararları incelendiğinde görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri ve davalı avukat ile müvekkil şirket arasındaki ilişkinin tüketici işlemi sayılamayacağı ve bu sebeple de davada görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemelerinin olması gerektiğinin görüleceğini beyan ederek, davalı yanın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/02/2021 Tarih – 2020/184 Esas – 2021/106 sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın, görevsizlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalı arasında 23/04/2019 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, imzalanan sözleşme gereğince davacının, davalıya 100.000,00-TL havale ettiği; sözleşmede, davalı tarafından yapılması kararlaştırılan hizmet için 63 günlük sürenin öngörüldüğü ancak sözleşme ile belirlenen sürede davalı tarafından üstlenilen hizmetin yerine getirilmediği, bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan ve davalıya havale edilen paranın iadesi için davacı tarafından Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/146985 Esas sayılı dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalı tarafından itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu, duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın görevsiz mahkemede açıldığından bahisle görevsizlik kararı verildiği, verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK 5. maddesi; “aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmünü içermektedir.
Aynı kanunun 4/1 maddesi ile, “her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın,

a) Bu kanunda,
b) Türk Medeni Kanununun….
Ön görülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır…” denilerek ticaret mahkemesinin bakacağı dava türleri olan ticari davaların neler olduğu gerek genel ilkesi, gerekse “a” bendinden “f” bendine kadar bentler halinde sayma sureti ile açıklanmıştır.
Buna göre ticaret mahkemesinde görülecek davaların, ya maddede numaralandırılarak altı bent halinde sayılan hususlardan kaynaklı dava olması, ya da her iki tarafın da tacir olup, davanın iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğması şartının maddede arandığı görülmektedir.
Bu nitelikteki bir dava her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğmamakta ise, 6100 sayılı HMK 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK 16. maddesi ile tüzel kişilerden kimlerin tacir sayılıp sayılmayacakları açıkça belirtilmiştir.
Taraflardan biri “tacir” değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın” ticari işletme” ile ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince; davacı tacir ise de, davalı tacir sıfatını taşımamaktadır, uyuşmazlık 6102 sayılı yasada düzenlenen bir husustan da kaynaklanmayıp, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş danışmanlık sözleşmesinden kaynaklanmaktadır, bu itibarla, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu tespit edilmekle, “mahkememizin görevsizliği sebebiyle açılan davanın usulden reddine,” şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021

Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*