Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1660 E. 2022/1239 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1660
KARAR NO : 2022/1239

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2021
NUMARASI : 2020/88 Esas – 2021/378 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA TÜRÜ : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 04/02/2020

KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 01/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; 29/12/25019 tarihli genel kurulda sermaye artırımı ile 400.000 TL olan sermayenin 1.150.000,00 TL olarak artırılmasına karar verildiğini, … %22, … %19, … %22, …%10, …%22 ve … %5 olarak ortaklık yapısının düzenlendiğini, bununla birlikte gündemin 4. maddesi doğrultusunda sermaye artırım kararı alınarak ana sözleşmenin 6. maddesinin değiştirildiğini ve 400.000,00 TL olan sermayenin beheri 50,00 TL değerinde 23.000 paya karşılık 1.150.000,00 TL’ye arttırıldığını, sermaye artırım sonucu … 5310 paya karşılık 265.500,00-TL hisse oranı 23, …4370 paya karşılık 218.500,00 TL hisse oranı 18,95,… 5310 paya karşılık 265.500,00 TL hisse oranı 23, …2300 paya karşılık 115.000,00 TL hisse oranı 10, … 5310 paya karşılık 265.500,00 TL hisse oranı 23, … 400 paya karşılık 20.000,00 TL hisse oranı 1,74 olduğunu, sermaye artırım kararındaki amacın davacıyı zarara uğratmak, davacının ortaklıktaki kar, tasfiye payı ve oy oranlarını azaltmak amacı olduğunu beyan ederek 29/12/2019 tarihli sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının iptaline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; şirketin (6) ortaktan oluşan 1.150.000,00 TL sermayeli 2011 yılında kurulmuş bir şirket olduğunu, (10) doktor çalışmakta olup sigortalı çalışan sayısının (24) olduğunu, çalışanlara ayda 72.093,77-TL ödeme yapıldığını, kliniğe alınan (3) boyutlu görüntüleme cihazının diş hekimliğinde cerrahi alanında endikasyon ve planlama açısından çok önemli olduğunu, önceki cihazın (2) boyutlu olup hastaların bu nedenle görüntüleme merkezlerine sevk edildiğini, bunun da şikayet sebebi olduğunu ve hastaların vazgeçmelerine neden olduğunu, alınan cihazlarla klinikte digital laboratuvar oluşturularak teknisyen harcamaları ve zaman kaybının düşürülmesinin hedeflendiğini, amacın davacıyı zarara uğratmak olmadığını, teknolojinin yenilenmesi sebebiyle yeni cihazlar alındığını, örneğin sadece implant malzemesi alımı olarak yapılan bir kerelik ödemenin 10.000,00 TL olduğunu, aylık kira bedelinin 26.500,00 TL olduğunu, (25) kişi ve (10) doktorun çalışabilmesi için geniş bir bina tutulduğunu beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; söz konusu gerekçeli kararda dosya içeriğinde bulunan deliller adeta yok sayıldığını; maddi hakikate, hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırı olduğunu; dosyada mübrez bilirkişi raporları sermaye artırımı kararının yerindeliğini ve hukukiliğini ortaya koyabilecek nitelikte olmadığını; TTK’nın 462-(3) maddesi doğrultusunda (emredici hüküm) iç kaynakların tamamı sermayeye eklenmeden dış kaynaklardan artırım yapılması açıkça hukuka aykırı olup, mübrez bilirkişi raporlarında bu hususun dahi tartışılmadığını; sermaye artırım kararına hangi bilançoların esas alındığı ve şirketin aktüel mali durumunun sermaye artırımı gerektirip gerektirmediği, genel kurul toplantısından önce sermaye artırımının gerekli olduğunu gösterecek nitelikte bir ara bilançonun sunulup sunulmadığının incelenmediğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2021 Tarih – 2020/88 Esas – 2021/378 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı şirketin 400 paya karşılık %5 hisse ile ortağı olduğu, 26/12/2019 tarihli genel kurulun 3. maddesi ile diğer ortakların birbirleri arasındaki pay devirlerinin kabul edilerek pay defterine yazılmasına 4 nolu karar ile şirket ana sözleşmesinin sermayeye ilişkin 6. Maddesinin tadil edilerek şirket sermayesinin 1.150.000,00 TL’ye arttırılması ve yeni hisse oranlarının kararda yazılı şekilde belirlenmesine karar verildiği, davacının eldeki dava ile sermaye arttırımının iyi niyetle yapılmadığı, paya ilişkin haklarının sınırlandırıldığı ve sermaye arttırımında rüçhan hakkının kullandırılmadığını belirterek genel kurulun sermaye arttırımına ilişkin 4 nolu kararının iptalini talep ettiği, davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince iptal şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, 26/12/2019 tarihli olağan genel kurulun 4 nolu kararının iptal koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
İlk derece mahkemece, yapılan yargılama sonunda alınan 04/12/2020 havale tarihli ve 30/04/2021tarihli bilirkişi raporu ve diğer deliller kapsamında sermaye artırım kararının iyiniyetle yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 622. maddesi uyarınca; anonim şirket genel kurullarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri kıyas yoluyla limited şirketlerde de uygulanır.
6102 sayılı TTK’nın 446-(1)-a) maddesine göre, anonim şirketlerde genel kurul kararlarının iptalini isteyebilecek kişilerin, toplantıda hazır bulunup, karara olumsuz oy veren ve muhalefeti tutanağa geçirten kişiler olarak belirlendiği, aynı maddenin diğer bentlerinde, dava açabilecek diğer kişilerin sayıldığı anlaşılmıştır. Toplantıya katılıp alınan karara olumsuz oy vermek ve buna ilişkin muhalefeti toplantı tutanağına yazdırmak, iptali davasının açılması için dava şartıdır (HGK’nın 20.09.1985 tarih ve 11-59/725 sayılı kararı; “…eTK’nın 381. Maddesi gereğince genel kurul kararının iptali için alınan kararda muhalif kalınması, toplantı tutanağına muhalif kalındığının yazdırılması ve altının imzalanması gerekir. Bu husus dava şartıdır. Davacının gündemde seçim maddesi olmadığı şeklindeki beyanı anılan maddede gösterilen şartları kapsamamaktadır…” (İKİD 1987, S. 313, s. 4655-4656), Prof. Dr…., Prof. Dr. … İçtihatlı-Notlu Türk Ticaret Kanunu ve İlgili Mevzuat, Oniki Levha Yayınları, Güncelleştirilmiş 10. Bası, İstanbul 2014, s. 341).
Yerleşik Yargıtay kararlarına göre, sermayenin arttırılmasında pay hakkının sınırlandırıldığına ilişkin iddia ile rüçhan hakkının kullandırılmadığına dair iddianın butlan değil iptal sebebi olduğu (Yargıtay 11. HD., 25/11/2019 tarih, 2019/558 E., 2019/7493 K.; Yargıtay 11. HD., 15/11/2017 tarih, 2016/8898 E., 2017/6234 K.), iptal davası açılabilmesi için karara muhalif kalınarak muhalefet şerhinin tutanağa yazdırılması gerektiği, eldeki davada genel kurula davacının vekilinin katıldığı, vekilin genel kurulda sermayenin arttırılmasına ilişkin 4. karara muhalif kalmadığı ve muhalif şerhi yazdırmadığı, toplantı sonunda dilek ve temenniler bölümünde “genel kurulun şekline itiraz edildiği”nin yazılı olsa da bu ifadenin muhalefet şerhi içermediği anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi doğru olmadığından kararın kaldırılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle esastan reddine, yerel mahkemenin kararının kamu düzeni gereğince kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE;
1-)Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/06/2021 Tarih – 2020/88 Esas – 2021/378 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
b-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30-TL harçtan, peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90-TL harcın davacıdan alınmasına,
c-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
ç-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/06/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*