Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1653 E. 2022/2351 K. 30.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1653
KARAR NO : 2022/2351

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :27/05/2021
NUMARASI :2015/162 Esas – 2021/419 Karar

DAVACILAR :1-… (T.C.No: …) – …
:2-… (T.C.No: …) – …
:3-… (T.C.No: …) – …
:4-… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :EPAŞ ENDÜSTRİ MAMULLERİ PAZARLAMA TİC. A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Ticari Şirket (Fesih ve Tasfiye), Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ :03/11/2015

KARAR TARİHİ :30/12/2022
KR. YAZIM TARİHİ :27/01/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 1987 yılında kurulduğunu, davalı şirket sermayesinin 24.000.000,00-TL olduğunu ve diğer aile şirketlerinin de kurulmasını sağladığını ve her biri 5.000,00-TL değerinde 4.800 paya ayrıldığını, toplam 4.800 paya ayrılmış olan hisselerin 1536 paya tekabül eden kısmının müvekkillerine ait olduğunu, müvekkillerinin davalı şirkette %32 paya sahip olduklarını, şirketin geri kalan paylarının dağılımının ise %16 pay …’na, %16 pay …’na, %20 pay …’na, %8 pay …’na, %8 pay ise …’na ait olduğunu, şirket paydaşları arasındaki güven ilişkisinin zedelendiğini, ortaklığın devamının çekilmez hale geldiğini, paydaşlar arasında görülen soruşturma ve davaların bu olguları desteklediğini, 2013 yılında müvekkillerinden … ve …’ nun babası …’ nun ise eşi olan … nun vefat etmesi ile şirkette tüm dengelerin değiştiğini, başlarda müvekkilleri tarafından diğer pay sahiplerine duyulun saygı, sevgi ve aile bağları nedeniyle pek çok konuda müsamaha gösterildiğini, olumsuz ve baskıcı davranışların tolere edildiğini, her seferinde müvekkillerinin haklarının ihlal edildiğini, şirket içerisindeki pozisyonlarının yok sayıldığını, güven ilişkisi zedelenmesi sonucunda müvekkillerinin de bulunduğu pay sahipleri arasında pek çok soruşturma ve dava oluştuğunu, Gebze 4. Asliye Hukuk Mahkemesin’nin 2015/28 Esas sayılı dosyasından görülen 03/07/2015 tarih 2015/334 Karar sayılı kararı ile karara bağlanan dosyada yer alan bilirkişi raporunda “ortaklar arasında saygı, sevgi ve itimat kalmadığı, yıllara şamil birliğin devamında fayda kalmadığının” raporda belirtildiği, grup şirketlerden Eyüboğlu Gayrimenkul ile ilgili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/11507 soruşturma sayılı dosyanın devam ettiğini, yine müvekkillerinin ticari faaliyetlerinin engellenmesi, tehdit ve hakaret suçlarından Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/2201 ve 2015/2200 soruşturma sayılı dosyalarının yürütüldüğünü, şirket pay sahiplerinden … tarafından Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/307 Esas sayılı dosyasında şirketin feshi ve kayyım atanması için dava açıldığını, dosya kapsamında alınan 01/04/2015 tarihli bilirkişi raporunda “şirketin feshi için haklı nedenlerin mevcut olduğu, ortaklar arasında husumetin bulunduğunun” belirtildiği, yine şirket pay sahibi …’nun Gebze 2.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/184 Esas sayılı dosyasında grup şirketlerden olan Epaş End…A.Ş. hakkında şirketin feshi ve kayyım atanması için dava açtığını, müvekkillerinden … ve …’nun babaları … vefat etmeden önce diğer kardeşler arasında husumet bulunduğunu, büyükbaba … müteveffa … ve … arasında 03/06/2013 tarihli tasfiye protokolü imzalandığını, bu protokolle “2014 yılı mayıs ayından sonra Epaş şirketler grubunun ortaklar arasında fark gözetilmeden şahıslar ve şirketler adına olan taşınmazlar ve diğer şeyler dahil olmak üzere tüm değerlerin ve şirketlerin taksim edilmek üzere tasfiye edileceği” kararlaştırıldığını, bu tasfiyeye şirket ortaklarının üzerinde bulunan tüm değerlerinin de tabi olacağının kararlaştırıldığını, aynı şekilde 01/10/2000 tarihinde imzalanan protokolde bulunduğunu, protokoller uyarınca … ve … adına kayıtlı olan malvarlıklarının da dahil olmak üzere şirket adına kayıtlı malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir konulması gerektiğini, şirket ortaklarından … ve … tarafından sadakat ve rekabet hükümlerine aykırı davranılarak 20/04/2015 tarihinde Epaş Petrol Enerji Otomotiv San. ve Tic. A.Ş, 22/04/2015 tarihinde Eyüboğlu Metal ve End. Mamülleri San ve Tic. A.Ş, 24/04/2015 tarihinde Epaş Metal Enerji ve End. Mamülleri San. ve Tic. A.Ş’nin kurulduğunu, bu şirketlerinin faaliyet alanı ile davalı şirketin amaç ve konusunun benzerlik taşıdığını, şirketlerin esas sözleşmesi ve fiilen icra ettikleri işler incelendiği takdirde rekabet yasağına aykırılık teşkil ettiğinin anlaşılacağını, yine şirket ortaklarından … ve …’nun Epaş Grubu şirketine ait gayrimenkulleri kendi kurmuş oldukları şirkete aktardıklarını, şirketin mal varlığını şahsi menfaatlerine göre azalttıklarını, şirketin sevk ve idaresinin iyi yapılmadığı gibi grup şirketlerin mal varlıklarının azaltıldığını, gerçekte herhangi bir mal alışverişi olmaksızın çek, senet alışverişi yoluyla davalı şirketin fiktif olarak borç altına sokulduğunu, bu yolla gerçekte olmayan borçların ödenmesi suretiyle para çıkışı sağlandığını, gerçekte ticari işlem olmadığı halde kendilerine veya ilişkili gerçek veya tüzel kişilere çek, senet, avans, depozito ve teminat alıp verdiğini, emsalinden daha yüksek faiz oranlarıyla davacı şirketin borçlandırıldığını, şirket kar payının düşük gösterildiği ve kuruluştan beri kar dağıtımının yapılmadığını, bu durumun hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu beyanla davalı şirket yönetim kurulu üyeleri …, …’nun şirketi temsil ve iade yetkilerini kullanmalarının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, pay sahipleri arasındaki protokoller uyarınca, …, … ve davalı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller hakkında ihtiyati tedbir kararı verilerek devir ve temlikinin önlenmesine, şirketin bu süre içerisinde organsız kalmaması için kayyım veya kayyım heyeti atanmasına, şirketin haklı nedenle tasfiyesine, mahkeme şirketin tasfiyesine karar vermez ise müvekkillerine paylarının gerçek değerlerinin ödenmesiyle müvekkillerinin davalı şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 11/12/2015 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından müvekkili şirket aleyhine haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan usule aykırı bir dava ikame edildiğini, davacıların, davalı şirket zımmında olay veya iddia ortaya koymak yerine işbu davaya emsal olamayacak, tarafı oldukları veya olmadıkları davalar ve olaylardan yola çıktıklarını, davalı şirkette genel kurul kararlarının güçlü bir çoğunlukla alındığını, davalı şirketin genel kurul tutanakları incelendiğinde, 2013 yılı genel kuruluna gelene kadar davalılar dahil ortakların birlikte hareket ettiği ve yönetim lehinde olumlu oylar kullandığı, 2013 yılından itibaren … ve dava dışı …’nun karşı oy kullandığı, bir kısım davalıların miras bırakanı …’nun vefat tarihinden önceki son genel kurulda yine yönetimle birlikte oy kullanmış olduğu, hatta 2014 genel kurulunda … mirasçılarını temsilen oy kullanan davacı …’nun da yönetim lehine oy kullandığının görüleceğini, özetle … mirasçısı davacıların işbu dava tarihine kadar tüm genel kurullarda yönetimle birlikte çoğunlukla hareket ettiklerini, bir kısım davacıların işbu dava tarihine kadar her daim kar payı dağıtılmaması yönünde oy kullanmış diğer davacının ise 2013 yılına kadar kar payı dağıtılmaması yönünde oy kullandığını, bu durumda şirketin uzun yıllardır kar payı dağıtmamasının dayanağı olan genel kurul kararlarında davacıların da imzalarının bulunduğunu, davacıların kendi meterafık kusurları ile meydana gelen haklı sebebe dayanarak fesih isteminin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacıların uzun yıllar boyunca katılmış olduğu kararlar sebebi ile davalı şirketi ve dava dışı kimseleri suçlamasının maddi gerçekliğe, hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kuruluştan beri kar dağıtılmaması iddiası ile şirketin tasfiyesi talebinin hem dayanaksız hem de yersiz olduğunu, davacıların davalarını kar payı alamamaları üzerine bina ettiklerini, davacıların haklı sebep oluşturabilmek gayreti ile dilekçelerinde güven ilişkisini zedeleyen olaylar kapsamında taraf oldukları veya olmadıkları bir kısım davalardan bahsettiklerini, davacıların şikayeti ile başlatılan Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/2200 soruşturma numaralı soruşturmasında şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacıların taleplerine dayanak kılmaya çalıştığı 03/06/2013 tarihli ve 01/10/2000 tarihli davacı vekilince aslı gibidir dahi yapılmayan fotokopilerin sözde tasfiye protokolleri adı altında haksız taleplere dayanak kılınmasının hukuka aykırı olduğunu, davacıların dava dışı … ve …’nun sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı yönündeki iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıların yönetim kurulu üye sayısının ikiye indirilmesine izafe ettikleri suçlamaların gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde yer almayan yeni vakıalar ve yeni deliller ileri sürmesine muvafakat etmediklerini bu sebeple davacıların şirketinin feshine, yöneticilerin azline, tedbir ve kayyım atanması taleplerinin reddine, verilmiş bulunan kayyım atanmasına ilişkin kararın kaldırılmasına, davacıların şirket ortaklığından çıkarılmalarına karar verilemesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davacıların şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davalarının kabulü ile, Gebze Ticaret Sicil Müdürlüğü 11680 sicil numarasında kayıtlı olan davalı …’nin fesih ve tasfiyesine, Tasfiye memuru olarak Mali müşavir …’nin atanmasına, tasfiye masraf avansı olarak şimdilik 7.500,00.-TL ile tasfiye memuru ücreti olarak aylık 3.000,00.-TL’den şimdilik 5 aylık ücret toplamı olan 15.000,00.-TL’nin karar kesinleştiğinde davacı tarafça Mahkememiz veznesine yatırılmasına, karar kesinleştiğinde ve yukarıdaki madde uyarınca tasfiye memur ücreti ile tasfiye masraf avansı yatırıldığında tasfiye memuruna görevinin tebliğine, tasfiye memur ücreti ve masraflarının tasfiye memuru tarafından tasfiye giderlerine eklenmesine, tasfiye memuru olarak atanan mali müşavir …’nin kararın kesinleşmesi sürecinde denetim kayyımı olarak atanmasına, denetim kayyımı için aylık 1.000,00.-TL ücret takdirine, 5 aylık ücret toplamı 5.000,00.-TL yatırıldığında kayyımın görevinin derhal tebliğ edilerek görevine başlatılmasına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece yapılan yargılamada müvekkil şirket lehine somut ve sabit maddi gerçeklik, hak ve hakkaniyet, müvekkil şirket aleyhine göz ardı edilmiş olup, davalı müvekkil şirket aleyhindeki kararın aşağıda belirtilen sebeplerle istinafı zarureti hasıl olduğunu; davacıların, davalının ve üçüncü şahısların ortak yararı ve feshin son çare olması ilkesi gözetilmediğini, pay değerlerinin hesaplanmasının son aşamasına gelinmesine rağmen şirketin son mali durumu hakkında bir bilirkişi raporu dahi almadan tüm ara kararlardan vazgeçilmesi ve dosya kapsamından uzaklaşması ve şirketin tasfiyesine karar vermesi hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirketi halen yönetenler hakkında şikayet ve ceza kararı olmamasına rağmen mahkemenin ortaklar arasındaki takipsizlikle sonuçlanan şikayetleri nazara alması ve uzun süredir müvekkil şirketin yönetiminde bulunmayan … ve … hakkında ceza kararı bulunduğunu iddia etmesi hukuka ve maddi gerçekliğe aykırılığını, hali hazırda gerek … gerekse … yönünden haksız rekabet sebebiyle verilmiş bir ceza kararı bulunmadığını, şirketin mal varlıkları tam olarak muhafaza edildiğini, 2015 yılında açılan davadan sonra taşınmazların kaydında tedbir kararı bulunduğundan aksi düşünülse dahi varlıkların eksilmesi mümkün olmadığı, bu taşınır ve taşınmaz mal varlıklarının etkin ve sürdürülebilir kıymet takdiri sürecinin oluşturulmaması, müvekkil şirkete atfedilebilecek bir kusur olmadığını, müvekkil şirket usulüne uygun tutmuş olduğu defter ve kayıtlarını inceleme günlerinde eksiksiz olarak hazır ettiği, makul sürenin aşılmasının bir sebebi de davacıların reddi hakim talebi olduğunu, delil niteliği olmayan ve aslı sunulmayan yazılara itibar edildiğini, davacıların kayyım atanma talepleri reddedildiğini, para hareketleri tek yönlü ve hatalı değerlendirildiğini, yerel mahkeme gerekçeli kararda 01.12.2017 tarihindeki bilirkişi raporuna itibar ettiğini açıklamakta fakat şirketin son mali durumu ve ortaklığın feshi veya devamında yarar olup olmadığına dair bir rapor aldırmadığı, kararın dayanak yaptığı 25.951.238,00.-TL’nin halen nerede olduğu, beyanında bulunarak, davacıların davasının reddine, mümkün olmadığı takdirde davacıların ortaklıktan çıkarılmalarına karar verilmesini talep ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket bakımından “fesih için haklı sebep” olgusunun tekemmül ettiği ve kabul edilebilir tek seçenek olan fesih çözümünün tatbikinin mutlak gereklilik olduğu hususlarında tereddüt bulunmadığını, fesih yerine “davacı müvekkillerin ayrılmalarına izin verilmesi” seçeneğinin tatbiki bakımından emredici nitelikte bulunan karar tarihindeki gerçek değer ödenmesi imkansız olduğundan fesih tek çare olarak ortada kaldığından, mahkemenin “fesih ve tasfiye” hükmü isabetliliğini, eski yöneticiler hakkındaki ceza hükmü hakkındaki istinaf mahkemesi kararı sadece uzlaştırma yaptırılması hakkında olup, esasa ilişkin sanıklar hakkında lehe herhangi bir tespit içermemekte olduğundan haksız rekabet eylemlerini ika ettikleri sabit olduğunu ayrıca yönetim kurulu üyelerinin değişmesi de eldeki dava bakımından hiçbir değişiklik yaratmamakla zira çoğunluk pay sahipleri ve eski yönetim kurulu üyeleri olan … ve …, muhtemelen genel kurullardaki ibra oylamalarında yönetim kurulu üyelerinin kendileri ve diğer üyeler hakkında yapılan ibra oylamasındaki oy kullanma yasağını aşabilmek için için, % 0,5’er hisse sahibi kıldıkları çocukları … ve …’nu yönetim kurulu üyesi yaptıkları, halbuki yönetimin kontrolü bütünüyle … ve …’na aitliğini beyan ederek, davalı yanın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2021 Tarih – 2015/162 Esas – 2021/419 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, fesih ve tasfiyenin kabul edilmemesi halinde ortaklık payının alınarak ortaklıktan çıkma istemine dayanmaktadır.
İlk derece mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacıların hissedar olduğu davalı şirketin 1987 yılında kurulduğu, davalı şirket sermayesinin 24.000.000,00-TL olduğu, diğer aile şirketlerinin de kurulmasını sağladığı ve her biri 5.000,00-TL değerinde 4.800 paya ayrıldığı, toplam 4.800 paya ayrılmış olan hisselerin 1536 paya tekabül eden kısmının davacılara ait olduğu, davacıların, davalı şirkette %32 paya sahip oldukları, şirketin geri kalan paylarının %16 pay …’na, %16 pay …’na, %20 pay …’na, %8 pay …’na, %8 pay ise …’na ait olduğu, şirket paydaşları arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği, ortaklığın devamının çekilmez hale geldiği, paydaşlar arasında görülen soruşturma ve davaların bu olguları desteklediği belirtilerek, davalı şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller hakkında öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi, şirketin bu süre içerisinde organsız kalmaması için şirkete kayyım veya kayyım heyeti atanması ile şirketin haklı nedenle tasfiyesi olmadığı takdirde şirket paylarının gerçek değerlerinin ödenmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan kayıtların incelemesinde; davalı şirketin, Gebze Ticaret Sicil Memurluğu’nun 11680 sicil numarasıyla kayıtlı olduğu, şirket sermayesinin 24.000.000,00TL olduğu, bu sermayenin %32’sinin davacılara ait olduğu görülmüştür.
Dosya arasına alınan 17/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı şirketin incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresi içerisinde yapılmış olmakla birlikte, envanter defterlerinin usulüne uygun şekilde yazılmamış olmasından dolayı delil kudretine haiz görülmediği, davalı şirketin inceleme konusu yapılan dönemler itibariyle; faaliyet gösterdiği sektör ve bu sektörün genel durumu dikkate alındığında faaliyet sonuçlarının sermaye devir hızı bakımından oldukça başarılı, inceleme konusu yapılan tüm dönemlerde sektörel karlılık oranı yönünden yetersiz olsa dahi kar elde ettiği, davalı şirket varlık unsurlarından özellikle duran varlıklarında herhangi bir azalma görülmediği, duran varlık unsurlarında dönemler itibariyle artan bir seyir izlediği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan, davalı şirket adına kayıtlı olan … Mah. … ada, … parsel sayılı taşınmazın rayiç değerinin tespitini konu alan 18/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; keşif tarihi itibariyle davalı şirkete ait tesisin 20.000.000,00-TL rayiç bedelden alıcı bulabileceği, dava tarihindeki değerinin ise yine piyasa rayiçlerine göre 17.000.000,00-TL olarak tespit edildiği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 01/12/2017 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; grup şirketleri arasında para akışının bulunduğu, Epaş Endüstri Pazarlama ve Tic. A.Ş’nin hesaplarından, iddia edilen, ortaklık dışı şirketlerden; Epaş Petrol Enerji Oto. San ve Tic. A.Ş’ye 206 adette toplam 1.184.816.726,74-TL, 3 adette toplam 5.144.750-Euro, Epaş Metal Enerji ve Endüstri Mam. San. Tic. A.Ş.’ye 75 adette toplam 64.424.002,76-TL ve Eyüboğlu Metal ve Endüstri Mam. San. Tic. A.Ş.’ye 36 adette toplam 25.951.238-TL para aktarıldığına dair dosya kapsamında işlemlere rastlanıldığı, bunların dışında gerçek ve tüzel kişilere yapılan havale, EFT, virman vb. işlemlerin ticari işlemlerden kaynaklanan para transferleri olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 28/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davaya konu A-B-C-D Blokları dükkan ve mesken olarak kullanılan bağımsız bölümlerin güncel rayiç (22/02/2019 tarihli) değerinin toplam 12.099.593,48TL olduğu yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 15/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu taşınmazın güncel tarih olan 15/03/2019 tarihi itibari ile değerinin 436.606,00-TL olabileceği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.

Dosya arasına alınan 16/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … Apt.’nın tapunun; … İli, … İlçesi, … Mah., … Mevkii, … pafta, 300.00 m² alanlı, arsa nitelikli … parsel sayılı kat irtifaklı ana gayrimenkulde Bodrum kat 80/1560 arsa paylı mesken nitelikli tamamı 01/04/2015 tarih ve 8805 yevmiye ile Epeş Endüsri Mamülleri Pazarlama ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı 1 nolu bağımsız bölümün; keşif tarihi olan 29/08/2019 tarihi itibariyle güncel rayiç değerinin 200.000,00-TL ve … İli, … İlçesi, … Mah., … Sokak üzerinde 12 dış kapı nolu 3 parsel üzerinde … Evleri … kapısından girilince … DE dış kapı nolu … Blok, tapunun … İli, … İlçesi, … Mah., … Mevkii, … ada, 109.332,58 m2 alanlı üç adet dükkanı olan ve 48 bloktan oluşan betonarme apartmanlar ve arsası nitelikli kat mülkiyetli 3 parsel sayılı ana gayrimenkulde B2-36 Blok zemin kat 3/2562 arsa paylı daire nitelikli, tamamı 01/04/2015 tarih ve 5660 yevmiye ile Epeş Endüsri Mamülleri Pazarlama ve Tic. A.Ş. adına kayıtlı 3 nolu bağımsız bölümün keşif tarihi olan 29/08/2019 tarihi itibariyle güncel rayiç değerinin 300.000,00-TL olacağı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; parsellerin olduğu gibi kullanılması halinde getirebileceği net geliri ve taşınmazın değerini etkileyen bütün unsurlar dikkate alınarak dava tarihi itibariyle 2,91-TL/m² alacağı ile buna göre parsellerin ayrı ayrı değerlerinin 0 ada 652 parsel 13.095-TL, 0 ada 1334 parsel 18.188-TL, 0 ada 1568 parsel 14.496-TL olacağı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 16/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … İli, … İlçesi, … Mah., … Ada, … parsel, zemin kat, … nolu bağımsız bölüm hakkında; taşınmazdaki ortaklığın satış yoluyla giderilebileceği ve satışa esas değerin toplamda 230.000,00-TL olacağı yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 20/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde, … Kat, … nolu bağımsız bölüm olup, tapuda … İlçesi, …Mahallesi, … Ada, … parselde kayıtlı binada … arsa paylı … Kat … nolu bağımsız bölümün keşif tarihi itibari ile serbest piyasa rayiçleri ile değerinin 170.000,00-TL olabileceği yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 13/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … İli, … Mah., … Cad., … ada, … parsel, … nolu bağımsız bölümün değerinin keşif tarihi itibariyle 140,000,00 TL, … İli, … Mah., … Cad., … ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümün değerinin keşif tarihi itibariyle 210.000,00-TL olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 10/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu … İli, … İlçesi, … Mah., … ada, … parselde yer alan Armada City 1. Etapdaki davaya konu taşınmazların keşif tarihi itibariyle değerlerinin … Blok, … 11, 23 nolu bağımsız bölüm için 435.000,00-TL, … Blok, … Kat, 1 nolu bağımsız bölüm için 380.000,00-TL, … Blok, … Kat, 2 nolu bağımsız bölüm için, 380.000,00-TL, … Blok, … … , … nolu bağımsız bölüm için 350.000,00-TL, … Blok, Kat …, … nolu bağımsız bölüm için 315.000,00-TL, … Blok, Kat …, … nolu bağımsız bölüm için 315.000,00-TL, toplamda 2.175.000,00-TL olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 03/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu … İli, … İlçesi, … Mah., … ada, … parsel, … kat, 1 nolu bağımsız bölümün konumu, yüzölçümü, imalatında kullanılan malzemeler, ısınma durumu, yıpranmışlık seviyesi, yollara ve merkeze olan uzaklığı, imar durumu, manzara ve mevkisi, kamu hizmetlerinden faydalanma imkanları, sosyal imkanları, kira getirisi gibi kriterler göz önüne alındığında, keşif tarihi itibariyle değerinin 560.000,00-TL, … İli, … İlçesi, … Mah., … ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümün konumu, yüzölçümü, imalatında kullanılan malzemeler, ısınma durumu, yıpranmışlık seviyesi, yollara ve merkeze olan uzaklığı, imar durumu, manzara ve mevkisi, kamu hizmetlerinden faydalanma imkanları, sosyal imkanları, kira getirisi gibi kriterler göz önüne alındığında, keşif tarihi itibariyle değerinin 545.000,00-TL, … İli, … İlçesi, … Mah., … ada, … parsel, … kat, … nolu bağımsız bölümlün konumu, yüzölçümü, imalatında kullanılan malzemeler, ısınma durumu, yıpranmışlık seviyesi, yollara ve merkeze olan uzaklığı, imar durumu, manzara ve mevkisi, kamu hizmetlerinden faydalanma imkanları, sosyal imkanları, kira getirisi gibi kriterler göz önüne alındığında, keşif tarihi itibariyle değerinin 350.000,00-TL olduğu yönünde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; davalı şirket ile grup şirketleri ve davalı şirket ortak ve yöneticileri hakkında mahkememizde görülen birden çok derdest ve karara çıkmış davalarının bulunduğu, bu durumunda ortaklar arasında geçimsizliğe delalet ettiği, ortakların birlikte bu şirketi işletip yürütmelerinin fiilen ve hukuken mümkün olmadığı, tüm bu sebeplerle; davanın açılmasında haklı sebeplerin oluştuğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne şeklinde karar verilmişse de verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğundan söz edilemez..
6102 sayılı TTK’nın 530. maddesinde “Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir.” hükmüne, aynı yasanın 531, maddesinde ise” Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 531. maddesinde; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu hüküm uyarınca sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay sahipleri ancak haklı sebeplerin varlığını kanıtlamaları halinde şirketin feshine karar verilmesini isteyebileceklerdir. Haklı nedenler kanunla tanımlanmadığı için her somut olayın özelliğine göre mahkemelerce takdir edilecektir. Mahkemece haklı sebeplerin varlığı halinde, asıl olan şirketin devamlılığı olduğundan feshin en son çare olarak dikkate alınmalı fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilmesi gerekmektedir.
Dosya kapsamındaki delillere göre; davacıların, davalı şirkette %32 oranında pay sahibi oldukları, ortaklık ilişkisinin diğer ortakların iş ve işlemleri nedeniyle sürdürülemez hal aldığını ileri sürerek fesih isteminde terditli olarak bulunulduğu, TTK’nın 530 ve 531. maddelerinde yer alan koşulların gerçekleşip gerçekleşmediğinin eldeki davada tam olarak tespit edilemediği, davalı şirketin ortaklık yapısı ve ortak sayısı, şirketin mali durumu, mal varlığı itibariyle faaliyetine devam etmesinin mümkün görülmesi, asıl olanın şirketin devamlılığı ve feshin son çare olarak uygulanmasının gerekmesi karşısında, ilk derece mahkemesince, ortaklığın giderilmesine yönelik alternatif çözüm yolların değerlendirilmesinin gerektiği halde bunun yapılmaması doğru olmamış kararın bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/05/2021 tarih, 2015/162 Esas ve 2021/419 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı hakkında düzenlenen 15/09/2021 tarihli ve 31,60-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 30/12/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*