Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/165 E. 2021/1889 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/165
KARAR NO : 2021/1889

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :05/10/2020
NUMARASI :2018/362 Esas – 2020/384 Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :POLTEKNİK ENDÜSTRİ ÜRÜNLERİ İNŞ. TUR. VE TİC. A.Ş. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :03/07/2018
KARAR TARİHİ :04/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :17/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisinin mevcut olduğunu, davalı tarafın anlaşma gereği davacı şirketten ürünleri teslim aldığı ancak ekte örnekleri sunulan 6 adet irsaliyeli fatura bedeli olan 322.721,95 TL’nin ekte sunulmuş olan cari hesap özetinde de görüleceği üzere 21.876,46 TL’sinin ödendiğini, geri kalan 300.842,49 TL’nin ödenmediğini, bakiye borç için çek verildiği ileri sürüldüğünün, çek çıkış bordrosundaki imzaların kesinlikle davacı şirket yetkilisine ait olmadığını, davalının bakiye borcu ödememesi üzerine Körfez İcra Dairesinin 2018/829 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek davalının haksız itirazının iptali ve takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini, alacağın sonuçsuz kalmaması bakımından borca yetecek tutarda borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına öncelikle teminatsız olarak, mahkeme aksi kanaatte ise belirlenecek teminat yatırılması suretiyle ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Takip konusu alacağın dayanak olarak gösterilen borç davalı şirket tarafından alacaklı firmaya 03/03/2017 keşide tarihli çekle ödendiğini, taraflar arasında tahakkuk eden faturalar gereği müvekkili şirket alacaklı şirket adına düzenlediği 03/03/2017 tarihli 300.842,49 TL tutarlı çeki alacaklı tarafa teslim ettiği ve işbu davanın konusu edilen borcunu da böylece ödediğini, söz konusu çekin daha önce alacaklı firma adına çekleri teslim alan kişiye imza karşılığında teslim edildiğini, davacının açmış olduğu davanın haksız ve yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulü ile davalının Körfez İcra Müdürlüğünün 2018/829 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 300.842,49 TL üzerinden devamına, hüküm altına alınana 300.842,49 TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işbu davada yerel mahkemenin kararına göre davalının belirtilen yüksek bedelli tutarı ikinci defa ödemek zorunda bırakıldığını, Adli Tıp Kurumunun inceleme konusu çekin arka yüzde bulunan 1. ciro imzasının kaşe imzası olduğuna kanaat getirmiş ise de bu durumun işbu davadaki uyuşmazlığa çözüm getirmediğini, davacı şirketin ticari defter ve belgelerine kayıt etmediği işbu çeki başka şirketlere sahte imza veya yetkisiz temsilci ile ciro edip çek bedelini de bankadan tahsil etmiş olabileceğini, davacı şirket cirosuna, davalının çeki teslim sonrası çeke herhangi bir dahili ve müdahalesi olmadığından cironun davacı şirket tarafından bilerek sahte veya yetkisiz temsilcisi tarafından atılmış olabileceği ihtimali karşısında çekte görünen şirketler arasında çek bedeli tutarı kadar ticari ilişkinin olup olmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde araştırma yapılmasının istenmede davalı şirketin hukuki yararı bulunduğunu, faize ilişkin itirazların yerel mahkemece değerlendirilmeksizin karar verildiğini, icra takibine konu uyuşmazlığın cari hesaba dayanan fatura alacağı olup taraflar arasında geçerli olan cari hesap mutabakatı da olmadığından alacak, tarafların ticari kayıtlarının incelenmesi ile yargılamayı gerektirdiğinden likit olmadığını, bu sebeple %20 icra inkar tazminatına da hükmedilmesinin hukuka uygun olmadığını, yerel mahkeme tarafından uyuşmazlığın çözümü için sorulması gereken sorularının yemin eda ettirilirken davacı tarafa sorulmadan eksik yemin eda ettirilerek uyuşmazlığa ilişkin hüküm verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/10/2020 tarih, 2018/362 Esas – 2020/384 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı bakiye alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından (6) adet irsaliyeli fatura karşılığı satılan emtianın bedelinden bakiye kalan miktara yönelik davalı aleyhine Körfez İcra Dairesinin 2018/829 esası üzerinden takip başlatıldığı, davalının süresi içerisindeki itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, davalının, bakiye borç miktarının dava dışı üçüncü kişi…’a borç miktarınca teslim edilen ve karşılığı hesabından tahsil edilen çek karşılığı ödendiğini, bu nedenle borcun bulunmadığını ileri sürdüğü, davacının ise, borcun ödenmediğini, üçüncü kişinin şirket ile ilgisinin bulunmadığını, çekin teslim almadıklarını ve çek üzerindeki cironun eli ürünü olmadığını ileri sürdüğü, mahkemece, ödemenin davacı kayıtlarında yer almaması, çekin teslim edildiği kişinin davacı çalışanı olmaması, çek üzerindeki cironunda davacıya ait olmaması ve davacı şirket yetkilisin uyuşmazlık konusuna yönelik yemini karşısında ödeme olgusunu ispat edemeyen davalının itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca alacak miktarınca davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmiştir.
Taraflar arasında satım ilişkisine konu ürünlerin teslim edildiği ve ürün bedeli üzerinde çekişme bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık, takibe konu edilen bakiye miktarın davalı tarafından ileri sürülen çek ile ödenip ödenmediği, dava dışı kişiye teslim edilen ve ödenen çekin ödeme olarak kabul edilip edilemeyeceği üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Davalı bakiye borç miktarı olan 300.842,49-TL’nin İş Bankası Yarımca Şubesine ait 3117979 nolu 300.842,49-TL bedelli çek ile ödendiğini, söz konusu çekin…’a teslim edildiğini ileri sürmüştür. Dava dışı üçüncü kişinin, davacı şirket ortağı ya da çalışanı olmadığı sabittir. Bu halde; ödemenin geçerli kabul edilebilmesi için çekin teslim edildiği…’ın davacı şirket adına çek teslim almaya yetkili kişi olması gerekmekte olup, yetkili kişi olduğu ise, şirketi temsile yetkisini içerir belge veya teamülün varlığının ispatı ile mümkündür.
Bu kapsamda, dosya kapsamı delillere göre; davalı tarafından dava dışı üçüncü kişinin çek teslim almaya yetkili kişi olduğuna dair ispata yarar delil sunulamaması, ödeme olgusuna dayanılan çek üzerindeki davacı cirosunun davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmaması ve çekin davacı defterlerinde de kayıtlı olmaması karşısında, mahkemece, dava dışı sonraki cirantanın (BNC Boru Demirçelik Ürün. Tic. Ltd. Şti) ticari defter ve kayıtları incelenmeksizin ve ispat yükü üzerine düşen davalıya sırası gelen yemin delilinin hatırlatılması sonrası, uyuşmazlık konusu ile sınırlı olarak davacı şirket yetkilisinin yemin edası sonrası davacı alacağına dair ödemenin ispat edilememesi gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı değerlendirilmiştir.
Öte yandan, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67-(2) maddesi uyarınca; icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için; borçlunun, takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının, alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması, alacağın likit ve belli olması gerekir. Bu kapsamda, somut olayda, alacak miktarı taraflar arasında ihtilaflı olmadığından ve alacak likit olduğundan, davalının itirazının haksızlığına karar verilip davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmesi koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Ayrıca, davalı tarafından ödeme emrinde faiz türü ve oranı yer almadığı ve buna dair uyuşmazlığın giderilmediği istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür. Davaya konu edilen icra takibindeki takip talebinde faiz türüne ve oranına yer verilmiş, ancak ödeme emrinde faiz türü ve oranına dair kaydın yer almadığı görülmektedir. Bu halde; takipten sonrası için uygulanacak faiz türü ve oranı ödeme emrinde yer almadığından dava konusu değildir. Bu nedenle, mahkemece hüküm yerinde takipten sonrasına dair uygulanacak faiz türü ve oranına dair karar verilmemesinde de isabetsizlik bulunmamakta olup, davalının bu yöndeki istinaf sebebinin de yerinde olmadığı değerlendirilmiştir(Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 2013 s.215).
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalı vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,

3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 20.550,55 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 5.137,64 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 15.412,91 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.04/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*