Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1637 E. 2022/1227 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1637 – 2022/1227
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1637
KARAR NO : 2022/1227

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2020
NUMARASI : 2019/308 Esas – 2020/416 Karar

DAVACI : ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- …

DAVA TÜRÜ : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/07/2019

KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 29/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen bir numaralı davalının maliki olduğu, iki numaralı tarafın sürücüsü olduğu … plakalı aracın 22.10.2017 tarihinde %50 kusurlu sürücü iki numaralı davalının sevk ve idaresinde iken Yurtiçi Nakliyeci Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile davacı şirkette sigortalı emtianın nakliyesini yapan … plakalı araca çarpması sonucu sigortalı emtianın hasara uğradığını, yapılan incelemeye ve ekspertiz raporuna göre hasara uğrayan sigortalı emtia için sigortalı S.S. Sumotaş Lojistik Taşıma ve İşletme Kooperatifi’ne 02.01.2018 tarihli 38.136,00 TL ve 12.02.2018 tarihli 6.864,00 TL olmak üzere toplam 45.000,00 TL hasar tazminatı için Yurtiçi Nakliyeci Sorumluluk Sigorta Poliçesi teminatından ödendiğini, toplamda ödenen 45.000,00 TL hasar bedelinin trafik kazası tespit tutanağı ve eksper raporunda belirlenen davalıların kusur ve sorumluluk miktarları olan %50’lik kısmı olan 22.500,00 TL’nin iş bu davanın konusu yapıldığını, kusur oranları ve hasar miktarının değişmesi halinde fazlaya ilişkin tüm talep ve dava haklarını saklı tuttuklarını, davacı şirketin sigortalısına yaptığı ödeme ile TTK’nın 1472. ve devamı maddeleri uyarınca sigortalısının haklarına kanuni halef olduğunu ve iş bu ödenen rücuen tazminat davasını açtığını, tüm bu nedenlerle; 22.500,00 TL maddi tazminatın ödeme tarihi olan 12.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, mahkeme masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, … plaka numaralı aracın trafik kaydı üzerine üçüncü kişilere devir ve temlikinin önlenmesi amacı tebligat icra edilmeksizin ve teminatsız olarak tedbir konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davasını yetkisiz mahkemede açtığını, davalının aracını 31/12/2016-31/12/2017 tarihleri arasını kapsayan 32047138 poliçe no ile Halk Sigorta AŞ.’ye Zorunlu Mali Mesuliyet sigortası yaptırdığını, bu nedenle davaya sigorta şirketini dahil etme zorunluluğu doğduğunu, davacının dava dilekçesinde yer alan beyanlarını kabul etmediklerini, davacının dilekçesinde bahsedilen trafik kazası sonrası tutulan tespit tutanağında herhangi bir kusur oranından bahsedilmemişken davacı yanın %50 oranındaki kusur isnadını neye göre yapıldığının bilinmediğini, söz konusu tespit tutanağında …’nun sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kusurlu olduğunun ifade edildiğini, bu nedenlerle; bu kusur oranını ve kazada kusurlu olduklarını da kabul etmediklerini, dava konusu olayda … plakalı dorse ve çekicinin arkadan çarpma neticesinde asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkiline ait aracın işletilmesine kaza oluşumu bakımından herhangi bir kusuru olmadığı için söz konusu tazminattan da sorumlu olmayacağını, davacı yanın uygunsuz şekilde avans faizi talebinde bulunduğunu, asıl alacak yönünden haklı olacağı varsayılsa bile hükmedilecek faizin faizin yasal faiz olması gerektiğini, tüm bu nedenlerle; davalı müvekkilinin tespit tutanağında kusurlu olduğu hususu belirtilmediğinden kusur incelemesinin yaptırılmasına, davacının ortaya çıkan zararları davalının eylemiyle bir ilgisi olmayıp tamamıyla diğer davalının ihmal ve kusuru sonucu olduğu hususunun incelenmesine, uyuşmazlık konusu zararlar ve miktarlarına ilişkin tespitlerin mahkeme tarafından yaptırılmasına ve açılan davanın tarafları yönünden reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KABULÜNE,
2-Toplam 22.500,00 TL tazminatın davalılardan 12.02.2018 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalıya ait aracın işletilmesinde kaza oluşumu bakımından herhangi bir kusuru olmadığı için söz konusu tazminattan da sorumlu olmaması gerektiğini; dosyadaki Bilirkişilerce düzenlenen raporun ek raporla düzeltilmesi mümkün olmadığından hukuka, mantığa aykırı raporun hükme esas alınmaması gerektiğinden, Mahkeme denetimine elverişli olacak şekilde bu konuyla ilgili Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinden rapor aldırılmasını talep ettiklerini; davacı tarafından 22.500,00 TL talep edilmekte ise de talep edilen tazminat fahiş olup, bu tutarın Genel Şartlara uygun olarak hesaplanıp hesaplanmadığı ve sovtaj bedelinin düşüp düşmediği yerel mahkemece tespit edilmediğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; tazminatı ödeyecek durumunun olmadığını; ödemeyi gerektirecek bir durumunda söz konusu olmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 Tarih – 2019/308 Esas – 2020/416 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; Yurtiçi Nakliyeci Sorumluluk poliçesinden kaynaklı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca açılmış rücuan tazminat davasıdır.

İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.

Dosyanın incelemesinde; davacı sigorta şirketine Yurtiçi Nakliyeci Sorumluluk poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı araç ile davalı …un işleteni, davalı …’nün sürücüsü olduğu … plaka sayılı arasında 22.10.2017 tarihinde karıştıkları kaza ile rizikonun gerçekletiği, davacının sigorta lehtarına 45.000,00 TL ödeme yaptığı, eldeki dava ile davalıların %50 kusurlu oldukları gerekçesi ile ödenen tazminatın 22.500,00 TL’sinin halefiyete dayalı olarak davalılardan rücuan tahsilini talep ettiği, davalıların kusur oranına itiraz ederek davanın reddini istedikleri, ilk derece mahkemesince 23/06/2020 tarihli bilirkişi raporu alındığı, davalıların %50 kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalıların istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
1-Kamu düzeni yönünden yapılan istinaf incelemesinde;
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra, hukuken sigortalının yerine geçerek, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilecektir. Bu durumda da, görevli mahkeme, sigortalı ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki içeriğine göre belirlenecektir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 Tarihli Esas 37, Karar 9 sayılı kararı, “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklindedir.
Eldeki uyuşmazlıkta; sigortalı araç maliki ve sürücüsü ile davalıların tacir olmadığı, davanın haksız fiilden kaynaklandığı anlaşılmakla davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup, kaza Gölcük ilçesinde meydana geldiğinden dosyanın Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden kararın kaldırılarak yeni hüküm verilmesi gerekmiştir.
2-Kaldırma nedenine göre diğer istinaf istemleri incelenmemiştir.
Açıklanan gerekçelerle; davalıların istinaf isteminin kamu düzeni gereği (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle sınırlı olarak kabulüne, diğer istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair dairemizce yeni hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davalıların ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle sınırlı olmak üzere KISMEN KABULÜNE;
2-)Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/10/2020 Tarih – 2019/308 Esas – 2020/416 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılan davanın dava şartı (görev) yokluğu nedeniyle HMK’nın 114-(1)-c) ve 115-(2) maddeler gereğince USULDEN REDDİNE,
Dairemiz kararı kesin nitelikte olduğundan, HMK’nın 20. maddesi uyarınca bu kararının tebliğ tarihinden itibaren (2) haftalık kesin süre içinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Gölcük Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde ilk derece mahkekmesince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
b-6100 sayılı HMK’nın 331-(2) maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
c-6100 sayılı HMK’nın 331-(2) maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkemece verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda karar verilmesine,

3-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Karar Harçlarının talepleri halinde ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
b-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
c-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
ç-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
f-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/06/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*