Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1606 E. 2021/1659 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1606
KARAR NO : 2021/1659

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : SAKARYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 11/06/2021 Tarihli İtirazın Reddi Kararı
NUMARASI : 2020/209 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI : KEREM ÖRME VE TEKSTİL ÜRÜNLERİ SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. ….
İHTİYATİ TEDBİRE
İTİRAZ EDEN/DAVALI : 1- … (T.C. NO:…) – ..
VEKİLİ : Av. … -…
KARŞI TARAF/
DAVALI : 2- … (T.C. NO:…) .
VEKİLİ : Av. … .

DAVA TÜRÜ : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 10/07/2020

KARAR TARİHİ : 07/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 13/10/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu talep dilekçesinde; icra takibinde borçlu olarak gözüken ve davacı şirketin eski yetkilisi ve diğer borçlu …tarafından eski tarihli bono düzenlendiğini, işbu bonoya yine işbu şahıs tarafından müvekkili şirket adına da kefil olarak imza atıldığını, işbu şahısla diğer davalıların dahil olduğu bir kurguda organize bir şekilde planlı ortaklık oluşturularak yeni tarihte düzenlenip eski tarihliymiş gibi gösterilen senetlerle davacı şirketten haksız ve hukuka aykırı şekilde menfaat temin etmek amacıyla işbu bonolara ilişkin ihtiyati haciz kararı alındığını, Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2102 Esas sayılı dosyasından yapılan takibin tedbiren durdurulmasına, davacı şirketin araçları, gayrimenkulü, sair tüm menkul malları ile banka hesaplarına konulan hacizlerin fekkine, muhafaza altına alınan menkullerin taraflarına iadesine, talebin kabul görmemesi halinde davacıya ait davalı (alacaklı) tarafından haczedilen Sakarya, Arifiye, Hanlıköy mahallesi, Seyit Aliler mevkii, (Sakarya OSB, 9. Cad) 449 ada, 20 parselde bulunan ve senet meblağlarını karşılamaya fazlasıyla yetecek miktarda bulunan gayrimenkul üzerinde bulunan haciz kalmak kaydıyla, davacı açısından telafisi mümkün olmayacak zararlar meydana gelmemesi ve davacı şirketin sahtecilik işlemi sebebiyle daha fazla mağdur olmaması ve ticari faaliyetlerine devam edebilmesi açısından işbu gayrimenkul üzerindeki haciz dışında sair tüm hacizlerin fekkine, araçların, haczedilen tüm menkullerin ve bilgisayarların davacıya iadesine, bankalardaki hacizlerin fekkine, davacının, davalılara borçlu olmadığının tespitine, senetlerin iptaline, sonradan geçmişe yönelik senet düzenlenmek suretiyle davacının ticari faaliyetini bitirmeye yönelik Sakarya 1. İcra Müdürlüğü’nün 2020/2102 E sayılı dosyasından yapılan takibin iptaline, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 05/04/2021 tarihli ara karar ile; ” … Davacı vekilinin tedbir talebinin kabulü ile İcra İflas Kanunun 72/3 mad. gereğince takip konusu alacağın %15’i oranında teminat yatırılması karşılığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesine … ” karar verilmiştir.
İhtiyati tedbire itiraz eden … vekilinin beyan dilekçesinde özetle; davacının talepleri doğrultusunda verilmiş ihtiyati tedbir ara kararlarının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının haklı alacağının tahsilini kötü niyetle geciktirme olduğunu, davacının iddialarını kabul etmediklerini, davacının mahkemeyi yanılttığını, davacının ileri sürdüğü senetlerin mürekkep yaşına dair tespitleri içeren bilirkişi raporu olduğunu, iş bu raporda dava konusu senetlerin mürekkep yaşlarının 12-18 ay aralığında olduğunun tespit edildiğini, sahtelik iddiasının olduğunu, iş bu raporun ATK Başkanlığından alındığını, bono üzerindeki mürekkep yaş incelemesi yapılmasının teknik olarak mümkün olmadığını, tedbir talebinin uygunluğunun denetlenmesi ve sonrasında hüküm kurulması gerekirken doğrudan talebin kabulüne karar verilmesinin isabetli olmadığını, yargılama boyunca davacı tarafın bononun unsurlarına hiçbir itirazda bulunmadığını, imzasını da kabul ettiklerini, mahkemenin 05/04/2021 tarihli ara kararı ile verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının gerekçesinin açıklanmadığını, alacaklı tarafından ihtiyati haciz dosyasına yatırılan teminatın amacının borçlunun ihtiyati haciz dolayısıyla meydana gelebilecek olan zararlarının telafisi olduğunu, takip kesinleştiği için ortada ihtiyati hacizden ve bundan ötürü doğabilecek zarardan söz edilmesinin mümkün olmadığını, açılan menfi tespit davasında teminatın iadesine engel olmadığını, ihtiyati haciz teminatı üzerine konulan tedbirin derhal kaldırılması gerektiğini, borçlu tarafından ihtiyati haciz kararına karşı açılmış bir tazminatı davası yok ise ihtiyati haciz teminatının açmış olduğu menfi tespit davası bu teminatın iadesine engel teşkil etmemekte olduğunu, mahkemeden verilen 05/04/2021 ve 06/04/2021 tarihli ara kararları ile verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarının kanuna ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına aykırı olması sebebiyle bu ara kararlardan rücu edilmesini, Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/27 D.iş sayılı dosyasına yatırılmış olan teminatın taraflarına iadesine, haksız ve hukuka aykırı ve mesnetsiz iddialarla ikame edilmiş olan huzurdaki davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 11/06/2021 TARİHLİ ARA KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davalı … vekilinin 05/04/2021 tarihli ara kararına yapmış olduğu itirazın REDDİNE … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden/davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbire itiraz eden/davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davayı ikame etmesindeki amaç haklı alacağımızın tahsilini kötü niyetle geciktirmek olduğunu; davacı tarafından ileri sürülen iddiaların hepsi haksız ve mesnetsiz olup mahkemeyi yanıltma amacı taşımakta olduğunu; somut olayda ihtiyati tedbir kararı verilmesi için gerekli olan şartlar mevcut olmadığını; bu sebeple yerel mahkemece 05/04/2021 tarihli ara karar ile verilmiş olan ihtiyati tedbir kararı hukuka aykırı olduğunu; ihtiyati haciz teminatı üzerine konulan tedbirin derhal kaldrılması gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalının takibe koymuş olduğu senetlerin gerçekte sonradan düzenlendiği ve geçmiş tarihlerin atıldığı açıkça ispat olunduğunu; davalıların da suç unsuru mahiyetindeki işbu kurgunun bir parçası olduğu çok açık olduğunu; anılan nedenlerle davacı şirketin daha fazla zarar görmemesi ve en azından bu güne kadar görmüş olduğu zararların bir kısmının telafi edilebilmesi amacıyla verilen tedbir kararları son derece yerinde ve hatta yetersiz kaldığını; zira davacının zararları çok daha fazla olduğunu; bu çerçevede yapılan haksız istinaf başvurusunun reddi gerektiğini beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2020/209 Esas sayılı 11/06/2020 tarihli itirazın reddi kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
Talep; İİK’nın 72-(3) maddesi uyarınca tedbir istemidir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
1-05/04/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazın reddi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Dosyanın incelemesinde; ilk derece mahkemesince talebin reddine dair verilen kararın istinafı üzerine dairemizin 04/02/2021 tarih, 2021/13 E. 2021/239 K. Sayılı kararı ile kararın kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince istinafa konu kararlar ile taleplerin kabulüne, itiraz üzerine itirazların reddine karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez ise de, 2004 sayılı İİK’nın 72-(3) maddesi gereğince borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istemek mümkündür.
Davacı dava dilekçesi ile icra takibinin tedbiren durdurulmasını istemiş, mahkemece de tedbir koşulları değerlendirilip takip tarihinden sonra tedbiren icra takibinin durdurulamayacağı gerekçe gösterilerek tedbir talebi reddedilmiş, dairemizin kaldırma kararında, çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince İİK’nın 72-(3) maddesi gereğince takip konusu alacağın %15 oranda teminat yatırılması karşılığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesi gerekirken bu hususta değerlendirme yapılmamasının doğru olmadığını belirtilmiş, bu kez ilk derece mahkemesince İİK’nın 72-(3) maddesi gereğince takip konusu alacağın %15 oranda teminat yatırılması karşılığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmiştir.
İlk derece mahkemesince, dairemiz kararı gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası kapsamında İİK’nın 72-(3) maddesi gereğince takip konusu alacağın %15 oranda teminat yatırılması karşılığında icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde verilen kararda usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığından bu karara yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin ihtiyati haciz dosyasındaki teminatın tedbiren alacaklıya iade edilmemesi talebi yönünden istinaf başvurusunun incelenmesinde;
Takip alacaklısının takipten önce Sakarya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/27 D.İş sayılı dosyasında teminat karşılığı ihtiyati haciz kararı alarak bu karara istinaden takibe geçtiği, davacının ihtiyati haciz dosyasında yatırılan teminatın üzerine tedbir konulması ve tedbiren alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir talep ettiği, ancak mahkemece bu tedbir talebi konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmediği, dairemizin kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince 05/04/2021 tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının bu talebi İİK’nın 72. maddesin de düzenlenen tedbirlerden ayrı bir talep olup genel hükümlere göre incelenmesi gerekir.
İhtiyati tedbir, 6100 sayılı HMK’nın 389. vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
HMK’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
6100 sayılı HMK’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde, geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada, normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
İİK’nın 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verildiğinde, aynı Kanun’un 259. maddesine göre; “ihtiyati haciz isteyen alacaklı hacizde haksız çıktığı taktirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan mesul ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 96 ncı maddesinde yazılı teminatı vermeye mecburdur.”
Bu hükümde de açıkça belirtildiği üzere bu teminatın amacı borçlunun yahut üçüncü bir kişinin ihtiyati haciz nedeniyle uğrayacakları muhtemel zararı tazmin etmek olduğundan, aleyhine ihtiyati haciz kararı verilen davacı borçlu lehine, bu teminat üzerine ihtiyati tedbir konulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin bu kararına yönelik istinaf isteminin de reddi gerekmiştir.
3-Karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması ile davalıların T.C. Kimlik numaralarının yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; ihtiyati tedbire itiraz eden/davalı … vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; İhtiyati tedbire itiraz eden/davalı …’nın İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/10/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*