Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1605 E. 2022/1309 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1605 – 2022/1309
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/1605
KARAR NO :2022/1309

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :03/03/2021
NUMARASI :2020/335 Esas – 2021/164 Karar

DAVACI :TÜRKİYE HALK BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :GÜLERYÜZ NALBURİYE MÜHENDİSLİK İNŞAAT VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. …

DAVA :Alacak
DAVA TARİHİ :17/08/2020

KARAR TARİHİ :13/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ :24/06/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/568 Esas sayılı dosyasından 15/10/2018 tarihinde konkordato başvurusunda bulunduğunu, firmaya 16/10/2018 tarihinde geçici mühlet, 16/01/2019 tarihinde kesin mühlet kararı verildiğini, 08/07/2020 tarihinde ise konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, konkordato kesin mühlet kararından sonra konkordato komiserliği tarafından 18/07/2019 tarihli ilan ile alacaklılara alacaklarını bildirmeye davet edildiğini, davacı banka tarafından da geçici mühlet tarihi olan 16/10/2018 itibarıyla davacının alacağının 2.865.048-TL, kesin mühlet tarihi olan 16/01/2019 itibarıyla davacının alacağının 3.269.728,44-TL, davet ilanının yapıldığı 18/07/2019 tarihi itibarıyla davacının alacağının ise 4.111.734,79-TL olduğu bildirildiğini, firma tarafından konkordato başvurusunda bulunulan mahkeme dosyasından davacının alacağına haksız şekilde itiraz edildiğini ve herhangi bir gerekçe ileri sürülmeksizin 16/10/2018 tarihi itibarıyla 2.645.000-TL tutarındaki kısmının kabul edildiğini, her iki tutar arasında 220.048,00 TL fark olduğunu belirterek davanın kabulü ile davalının 220.048,00-TL borçlu olduğunun tespitini ve söz konusu bedelinin faizi ile birlikte ödenmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/568 Esas sayılı dosyasında taraflarınca konkordato başvurusunda bulunulduğunu, 16/01/2019 tarihinde kesin mühlet kararı verildiğini, 08/07/2020 tarihinde ise konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, davacı bankanın alacak miktarının konkordato tarihi itibari ile belirlenmesi gerektiğini, teminatlı ve teminatsız alacakların ayrı ayrı değerlendirilip tüm teminatlara kıymet takdiri yapılması gerektiğini, hükümet komiseri tarafından yapılan değerlendirmedeki alacak miktarının doğru olduğunu, iş bu davanın davacı bankanın iddialarının aksine yasal süresi içinde ikame edilmediğini, bu nedenle reddinin gerektiğini, iş bu dava kapsamında yapılacak bilirkişi incelemesi ile iddialarının ispatlanacağını, tespit ve alacağın belirlenmesi hükümet komiseri tarafından yapılmış olduğundan davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, Toplam 220.048,00-TL’nin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/568 Esas sayılı konkordato davasında hazırlanan projeye esas alınmak üzere davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordato sürecinde bir alacağı çekişmeli hale getirme yetkisinin borçluya ait olduğunu, borçlunun bilançosunda kayıtlı olmayan veya bilançoda bildirilenden farklı miktarda kaydolunması talep edilen bir alacak bildirimi alan komiser, alacağını kaydetmeden önce borçlunun bu alacaklar hakkındaki görüşlerini alacağını, Komiser, dosya kapsamında bildirilen alacakları kaydetmekle ve denetlemekle görevli olduğunu, borçlunun kabul ettiği alacak kaydı talebinin doğrudan konkordato nisabına dahil olacak ve bu konuda komiserin denetim dışında müdahalesinin olamayacağını, borçlunun itirazına uğrayan alacaklar ise çekişmeli hale geleceğini, dolayısıyla, bu davanın açılmasına yanlış/gerçeğe aykırı ilk beyanları neticesinde davalı firmanın sebebiyet vermiş olduğunu, bu davanın açılmasından davalı sorumlu olup, davalının kabul ettiği davada mahkeme masraflarından da sorumlu olacağının aşikar olduğunu, dolayısıyla “Alınması gerekli 15.031,47-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.757,87-TL harcın mahsubu ile kalan 11.273,60-TL harcın davacıdan alınarak” şeklindeki karara itiraz etme zarureti hasıl olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih, 2020/335 Esas – 2021/164 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK.’nın 308/b maddesi gereğince konkordatonun tasdikinden sonra açılan çekişmeli alacağa ilişkin alacak istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı taraf; Davalı Şirketin 15/10/2018 tarihinde konkordato başvurusunda bulunması üzerine, 16/10/2018 tarihinde geçici mühlet, 16/01/2019 tarihinde kesin mühlet kararı ve 08/07/2020 tarihinde ise konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, 2.865.048-TL olarak bildirilen alacağa davalının haksız şekilde itiraz edildiğinden, 16/10/2018 tarihi itibarıyla 2.645.000-TL tutarındaki kısmının kabul edildiğini beyanla, her iki tutar arasındaki 220.048,00-TL fark yönünden davalının 220.048,00-TL borçlu olduğunun tespitini ve söz konusu bedelinin faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise, hükümet komiseri tarafından yapılan değerlendirmedeki alacak miktarının doğru olduğunu, iş bu davanın davacı bankanın iddialarının aksine yasal süresi içinde ikame edilmediğini, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda;”….Taraf vekillerinin dosyaya sunmuş oldukları beyan dilekçelerinde; davalı tarafın 29/09/2020 tarihli protokol kapsamında protokolde belirtilen miktar üzerinden borç ve davanın kabul edildiğini, bu doğrultu da karar verilmesini ve vekalet ücreti ile yargılama giderinin müvekkili üzerine bırakılmamasını talep ettiği, davacı vekilinin davalı tarafından asıl alacak tutarının kabul edildiğini, borçlular ve konkordato kayyımı tarafından müvekkili bankaya olan borçluluk durumları, kat ihtarnameleri ve sözleşmelerin kabul edildiğini, yargılama giderinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ettiği görülmüştür.
Mahkememizin 03/03/2021 tarihli duruşmasında davacı vekilinin taraflarca 29/09/2020 tarihli protokol düzenlendiğini ve bu protokolün eki olan ödeme tablosu dahil olmak üzere birlikte imza altına alındığını, davalı tarafın kabul işlemi de bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmesini, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, yargılama giderine ilişkin takdirin mahkemeye bırakıldığını beyan ettiği, davalı vekilinin sunulan protokol ve ekinde tabloda yer alan imzaları kabul ettiklerini, yazılı beyanda belirttikleri üzere davayı da kabul ettiklerini, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür.
Davalı tarafın açılan davayı kabul ettiklerine ilişkin usule uygun dilekçesi gereği HMK’nın 308. maddesi doğrultusunda yargılamanın tek taraflı irade beyanı gereği sona erdirilmesinin ve davanın kabulünün gerektiği, yargılama giderleri bakımından HMK’nın 312/2. maddesinin uygulanması gerektiği değerlendirilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. …” şeklindeki gerekçeyle, davanın kabulüne, toplam 220.048,00-TL’nin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/568 Esas sayılı konkordato davasında hazırlanan projeye esas alınmak üzere davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine…” karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı HMK’nın “Feragat ve kabul hâlinde yargılama giderleri” başlıklı 312. maddesinde;
MADDE 312- (1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir.
(2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” hükümleri yer almaktadır.
492 sayılı Harçlar Kanununun 22. maddesinde ise:
“Davadan feragat,davayı kabul ve sulh”
Davadan feragat, davayı kabul ve sulh,muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa,karar ve ilam harcının üçte biri, daha sonra ise üçte ikisi alınır” denilmiştir.
Buna göre; kabul durumunda, dava davalının kabul (iradesiyle) işlemiyle sona erdiğinden, mahkemenin artık esas hakkında bir karar vermemesi, kabul işlemine işaret ederek ve bu çerçevede yargılama giderlerini belirleyerek, usûle ilişkin bir kararla (esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına) davayı bitirmesi gerekir.
Yargılama giderleri belirlenirken dikkate alınması gereken düzenlemeler, Hukuk Muhakemeleri Kanununun madde 312, Harçlar Kanununun 22. ve Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinin 6. maddesidir. Buna göre, kabul beyanında bulunan davalı, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir; kabul talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir (HMK’nın madde 312, I). Davayı kabul, muhakemenin ilk celsesinde vuku bulursa, karar ve ilâm harcının üçte biri, daha sonra olursa üçte ikisi alınır (Harçlar Kanunu madde 22).
Somut olayda ise; işbu davanın açıldığı 17/08/2020 tarihinden sonra taraflarca, 29/09/2020 tarihli borç yapılandırma protokolü imzalandığı, tarafların 2.757.323,46-TL kredi borcu ile 85.708,39-TL avukatlık ücreti alacağının taksitlendirilmesi hususlarında anlaştıkları,davalının 19/02/2021 tarihli beyan dilekçesinde;..”Tarafımızca işbu 29/09/2020 tarihli protokolde belirtilen miktar üzerinden borç ve dava kabul edilmekte olup işbu husus doğrultusunda karar verilmesini talep ediyoruz. Müvekkil aleyhine ilam vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini; dosyaya sunulan protokolde belirtilen miktar üzerinden, davanın kabulüne yönelik beyanımız doğrultusunda karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep ederiz…” şeklinde beyanda bulunduğu,davalı vekilinin 18/02/2021 tarihli ilk duruşmada açılan davayı kabul etmediklerini beyan ettiği, dolayısıyla davayı kabulün ilk celseden sonra vuku bulduğu, yerel mahkemece hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde her ne kadar; “Alınması gerekli 15.031,47-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.757,87-TL harcın mahsubu ile kalan 11.273,60-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,” şeklinde karar verilmiş ise de,hükmün anılan Kanun maddelerine aykırı olarak tesis edildiği ayrıca; Konkordatoda amacın, elinde olmayan nedenlerle işleri iyi gitmeyen, mali durumu bozulmuş olan ve borçlarını ödeyip faaliyetlerini devam ettirmek isteyen dürüst borçluyu koruyarak mali durumunun iyileşmesini sağlamak ve alacaklıların, borçlunun muhtemel bir iflasına nazaran, daha fazla ölçüde alacaklarına kavuşma olanağı yaratmak olmasına, konkordato ile içinde bulunduğu mali koşullara göre borçluya borçlarını belirli bir oran veya vadeyle ödeme imkanı verilmesine ve konkordato projesinin tasdikiyle birlikte alacaklılar arasında eşitlik esasına dayalı bir ödemenin sağlanmasına ve alacaklılar arasında herhangi bir ayrım yapılmaksızın benzer durumda bulunan bütün alacaklıları kapsayan adil ve dengeli bir ödeme planının ortaya konulmasının amaçlanmasına göre, hüküm fıkrasının 2 nolu bendinde; “Toplam 220.048,00-TL’nin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/568 Esas sayılı konkordato davasında tasdik edilen konkordato projesine dahil edilmesine ” yerine “Toplam 220.048,00-TL’nin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/568 Esas sayılı konkordato davasında hazırlanan projeye esas alınmak üzere davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,” denilmiş olması da hatalı görülmüş olmakla birlikte, buna ilişkin HMK’nın 353/1-b.2 fıkrasına göre “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı taktirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise, düzelterek yeniden esas hakkında”, duruşma yapılmaksızın karar verilir, düzenlemesine göre, buna ilişkin hükmün kaldırılarak hüküm kurulması gerektiği düşünüldüğünden, davacı vekilinin sadece hükmün 3. Fıkrasına yönelik istinaf başvurusunda bulunduğu da dikkate alınarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve hüküm fıkrasının 3. bendindeki nispi karar ve ilam harcı düzeltilmek suretiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b-2 madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE;
1-)Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/03/2021 tarih, 2020/335 Esas – 2021/164 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KABULÜ ile,
b-Toplam 220.048,00-TL’nin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/568 Esas sayılı konkordato davasında tasdik edilen konkordato projesine dahil edilmesine,
c-Alınması gerekli 15.031,47-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.757,87-TL harcın mahsubu ile kalan 11.273,60-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
ç-Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı ve 3.757,87-TL peşin harç olmak üzere toplam 3.812,27-TL harcın ve 48,50-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-HMK’nın 120. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, şeklinde düzelterek yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan 162,10-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 76,00-TL posta masrafı olmak üzere toplam 238,10-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e-Davalı hakkında düzenlenen 09/09/2021 tarihli ve 11.273,60-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/06/2022


Başkan…
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*