Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/152 E. 2021/1773 K. 22.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/152 – 2021/1773
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/152
KARAR NO : 2021/1773

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2020
NUMARASI : 2019/469 Esas – 2020/372 Karar

DAVACI : SOMPO SİGORTA A.Ş. – .
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- KARAN YAPI PROJE VE İNŞAAT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. …
2- ..

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 06/11/2019

KARAR TARİHİ : 22/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 21/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı Karan Yapı Proje ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti’ye ait, … plakalı aracın …’un sevk ve idaresinde olduğunu; 14/06/2017 tarihinde … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybettiğini; çok yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini; zarara uğrayan araç sahiplerine 59.964,00-TL hasar tazminatı ödendiğini; sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu; direksiyon hakimiyetini kaybettiği sırada önce dava dışı … plakalı motosiklete ardından … plakalı araca daha sonra park halindeki … plakalı araçlara çarparak sebebiyet verdiğini; kusurlu sayıldığını; … plakalı araç sahibine rücu edilmesi gerektiğinin tespit edildiğini belirterek; davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren yasal faizi ile 59.964,00-TL tutarlı alacağın, davalılardan rücuen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, davalının tüm menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafca aynı konuda açılmış Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/171 E. sayılı davası bulunduğunu; … isimli araç sürücüsünün ehliyeti olduğunu; Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü personeli polis memurları tarafından hazırlanan Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre davaya sebebiyet veren trafik kazası 14/06/2017 günü 11:40’ta meydana geldiğini; davacı şirkete ait aracın kaza anındaki sürücüsü/şirket çalışanı …’un, davaya sebebiyet veren trafik kazasının gerçekleşmesinin akabinde kaza mahalline 200 – 250 metre mesafede bulunan Kocaeli Devlet Hastanesi’nde kan değerlerini ölçüldüğünü; davacı, davalı şirkete ait aracın sürücüsü/şirket çalışanı …; kazanın akabinde derhal Devlet Hastanesinde bulunduğunu; kazanın meydana geliş saati ile istem saati arasında geçen süre 49 dakika olmasına rağmen; kaza sonrası yaşanan travma, emniyet yetkililerinin olaya müdahalesi ve yapılması zorunlu açıklamalar/gereken prosedür, hastaneye intikal, hastanedeki başvuru işlemleri göz önüne alındığı zaman; istemin en kısa sürede/ivedilikle yapıldığı anlaşıldığını; ilgili raporda …’ un Etanol (mg/dl) değeri 25 olarak ölçüldüğünü; kazanın meydana geldiği Gazanfer Bilge Bulvarından aşağı yönde kamyon tipi araçların inişinin yasaklanması, bu duruma ilişkin yamaç başına uyarı levhaları konularak kamyon tipi araçların başka istikametten inişinin yönlendirilmesi; 2017 yılının Eylül ayında gerçekleştirilmiş bir husus olduğunu; 2017 yılının Eylül ayında, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Tuana Evleri’nden Erenler Cedit Konutlarına dönen viraja, Erenler Cedit Konutları önündeki Dörtyol ağzına, Akçakoca Evlerinin karşısına denk gelen viraja ve Ana Kavşağın yanındaki üst geçidin hemen üstüne olmak üzere (4) adet uyarı levhası yerleştirildiğini; davalıya ait aracın da karıştığı kaza neticesinde meydana gelen olaylar; toplumsal yaşam, ticaret hayatı, günlük gereksinimler, ulaşım ihtiyacı gibi yaşamın sirkülasyonu içerisinde gerçekleşebilme rizikosu bulunan olaylar olduğunu, sonucunda ağır bir hastalık veya ölüm haricinde; dava konusu kaza gibi basit yaralanmalar ve hafif maddi hasarların oluştuğu trafik kazaları günlük yaşamda her sürücünün, yayanın başına gelebilecek riskler olduğunu belirterek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın Reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kazanın alkolün etkisi ile gerçekleşmediği yönünde vermiş olduğu karar, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu; başkaca bir şarta gerek olmaksızın sürücünün mevzuattaki yasal promil sınırı üzerinde miktarda alkollü iken araç kullanması sırasında kazanın meydana gelmiş olması halinde sigortacının rücu hakkının varlığının kabulünün gerektiğini; davalı sürücünün, makul bir sürücüden uyması beklenen bu yasağa uymayarak alkollü iken araç kullanması nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketinin davalılara karşı rücu hakkının varlığı sarih olup, yerel mahkeme’in farklı bilirkişi heyetinden yeniden rapor alınması taleplerini dikkate almayarak, haksız, mesnetsiz ve taraflı bilirkişi raporuna dayanarak vermiş olduğu karar, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararı, usul ve yasaya uygun olup hukuki ve yerinde olduğunu; olayısıyla kararın kaldırılmasını gerektirecek hiçbir sebep olmadığı gibi istinaf incelemesini gerektirecek durum da söz konusu olmadığını; rücu hakkını içeren istinaf talebi, ilk derece mahkemesinin verdiği kararda da belirtilen ve yukarıda izah edilen sebeplerden dolayı dayanaktan yoksun olduğunu beyan ile; davacı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/09/2020 Tarih – 2019/469 Esas – 2020/372 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; trafik kazasından kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı, davalı şirkete ait … plaka sayılı aracın dava dışı …’un sevk ve idaresinde iken 14/06/2017 tarihinde yaptığı kaza nedeniyle hasara uğrayan araç sahiplerine ödenen tazminatın sürücünün alkollü ve ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle rücuan tahsilinin talep edildiği, davalının davanın reddini istediği, mahkemece nörolog, makine mühendisi ve hesap bilirkişisinden oluşan heyetten alınan 09/04/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda sürücünün %100 kusurlu olduğu ancak kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği ve sürücünün ağır kusurlu sayılamayacağının belirtildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre;
“-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması,
-Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması,
-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması,
-Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi,
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri” rücu sebebi olarak kabul edilmiştir.
Eldeki uyuşmazlıkta, nörolog, makine mühendisi ve hesap bilirkişisinden oluşan heyetten alınan 09/04/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; sürücünün %100 kusurlu olduğu ancak kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği ve sürücünün ağır kusurlu sayılamayacağının belirtildiği anlaşılmıştır. Raporda belirtildiği gibi, davacının yapılan ölçümlere göre kaza anında 0,37 promil alkollü olduğu, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesine göre hususi araçların 0,50 promil, diğer araçların 0,20 promilden fazla alkollü iken sürülmesi yasak olup, davalı sürücünün aracın niteliğine göre yasal sınırın üzerinde alkollü olduğu görülmektedir. Ancak rizikonun teminat dışı kalması için bu durum yeterli olmayıp aynı zamanda kazanın salt alkolün etkisinde meydana gelmesi lazımdır. Bilirkişi raporunda ise kazanın salt alkolün etkisinde meydana gelmediği belirtilmiştir. Diğer yandan ağır kusur, Yargıtay içtihatlarında kasta yakın kusur olarak değerlendirilmiş olup (“Dairemizin yerleşmiş içtihadlarına göre (28.04.2003 gün, 2002/11908 E, 2003/4189 K) bir özel hukuk kavramı olan ağır kusur kast olmamakla birlikte kasta yakın bir kusurun varlığını ifade etmekte olup…” Yargıtay 11. HD., 22/01/2010 tarih, 2009/12834 E., 2010/644 K.) eldeki uyuşmazlıkta bu yönde de bir delil bulunmamaktadır. Bu hale göre, rizikonun teminat dışı olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/10/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.
….
Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip…
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*