Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1471 E. 2022/1129 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1471
KARAR NO : 2022/1129

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/04/2021
NUMARASI : 2020/7 Esas – 2021/267 Karar

DAVACI : … –

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA TÜRÜ : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 27/05/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 25/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında bir kısım mal ve ürünlerin davacıya gönderilmesi hususunda görüşmeler yapıldığını, görüşmeler neticesinde davalının, davacıya proforma faturada yeralan ürünleri göndermesi, davacının da bu ürünler karşılığında 106.100.-Amerikan Doları ve ayrıca nakliye bedeli olarak toplam 18.625.-Amerikan Doları (Toplam 124.725.-USD) ödemesi konusunda anlaşma sağlandığını, söz konusu proformada yeralan ürünler ve nakliye bedelleri için davalı banka hesabına 23.08.2017 tarihinde 51.375.-USD ve 22.09.2017 tarihinde 73.350.-USD (Toplam 124.725.-USD) gönderildiğini, davacının anlaşılan tüm bedeli gönderilmesine karşın, davalının, davacıya proforma faturadaki ürünlerden sadece 1-2-3-6-7 numara ile gösterilen ürünleri gönderdiğini ancak (4) ve (5) numarada sayılı ürünleri göndermediğini, noterden ihtarname keşide edildiğini, gönderilmeyen ürün bedeli ve nakliye ücreti için ödenen toplam 86.500.-Amerikan Dolarının iadesinin talep edildiğini, söz konusu ürünlerin (2) seneyi aşkın bir süredir teslim edilmediğini beyan ederek; davalıya gönderilen 86.500.-Amerikan Dolarının, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte iadesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; satıma konu ürünleri taşıyan geminin Yunanistan donanması tarafından tutuklandığını, ceza yargılamasına devam olunduğunu, ürünlerin Girit adasındaki askeri üste bulunduğunu, davalının davaya konu malları sözleşme çerçevesinde Yunanistan’daki yetkili makamlar nezdinde takip ettiğini, davacının talebi taşımaya ilişkin teslim edilmeyen yüke ilişkin olduğundan bir yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, aralarındaki ticari münasebet devam ettiği için takas mahsup talepleri olduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … 1-Davanın KABULÜ ile;
86.500,00-USD’nin 31/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyadaki bir hukuk katliamından ibaret bilirkişi raporu esas alınarak tüm ulusal ve uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir karar verdiğini; davalı şirketin taşıyan sıfatı olmadığı gibi taşıyanla herhangi bir bağlantısı da olmadığını; dolayısı ile gemide başka ne taşındığı ile ilgili herhangi bir bilgisi de pek tabii bulunmamakla birlikte, bu konuda bir bilgisinin olması da hayatın olağan akışında mümkün olmadığını beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı tarafça, istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 Tarih – 2020/7 Esas – 2021/267 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; alacak istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının davalıdan satın aldığı malların bir kısmının teslim edilmemesi nedeni ile eldeki davayı açtığı davalının davanın reddini istediği, ilk derece mahkemesince bilirkişi raporu alındıktan sonra davanın kabulüne karar verildiği karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davalının teslim borcunu ifa edip etmediği, hasar ve yararın davalıya geçip geçmediği noktasındadır.
Davacının, davalıdan, davalının düzenlediği 16/08/2017 tarih, DM-160817-1 referans nolu proforma fatura ile 15/11/2017 tarih 192531 seri nolu fatura içeriğindeki malları satın aldığı, faturada belirtilen 57 m³ yarı römork ve 115 m³ depolama tankı cinsi malların taşındığı gemiye el konulması üzerine davacının fiilen teslim almadığı sabittir. Davalı, malların gemiye yüklenmesi ile malların teslim edildiğini ve hasar ve yararın davacıya geçtiğini savunmaktadır. Davacı ise satışın CFR satış olması nedeni ile hasardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürmektedir.
Davalı satışın incoterms satış hükümleri çerçevesinde yapıldığını belirtmiş ise de, proforma faturada satışın CFR teslim şekilli olduğunun yazılı olduğu ve navlun bedelinin tahsil edildiği görülmektedir. Bu nedenle satışın CFR teslim şekilli satış olduğu, hükme esas alınan 25/03/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda da satışın CFR teslim şekilli satış olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; CFR teslim şekilli sözleşmelerde, satıcı tüm masraf ve riskleri üstlenerek malları yükleneceği limana kadar getirir, gümrük işlemlerini yaptırır ve navlun ücretini ödeyerek yüklemeyi gerçekleştirir. Bu andan itibaren navlun dışındaki malla ilgili tüm masraf ve riskler alıcıya aittir. Satıcı, taşıma acentesi ile sözleşme yaparak varış limanına kadar olan navlun ücretini öder. Malların gemi küpeştesine geçmesinden sonra navlun dışında meydana gelen tüm masraf ve riskler alıcıya aittir.
Eldeki uyuşmazlıkta, davalının nakliye bedellerini tahsil ederek malları gemiye yüklediği sabittir. Esasen taraflar arasında malların gemiye yüklendiği konusunda uyuşmazlık da bulunmamaktadır. Davacı, malların gemiye yüklenmekle davalının teslim borcunun bitmediğini ileri sürmekte, davalı ise teslim borcunun ifa edildiğini savunmaktadır. Oysa açıklandığı üzere, satışın CFR teslim şekli ile yapıldığı, davalının da malları gemiye yükleyerek teslim borcunu ifa ettiği, satış sözleşmesi kapsamında hasar ve yararın alıcıya geçtiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin ilk kabulü ile bilirkişi heyetinin ilk değerlendirmesi de bu yöndedir. Ancak bilirkişi raporunda, davalının 6102 sayılı TTK’nın 921., 926., 1278. maddeleri uyarınca taşıma komisyoncusu olduğu gerekçesi ile hasardan taşıyıcı gibi sorumlu olduğu belirtilmiş, ilk derece mahkemesince de bu değerlendirme benimsenerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 119-(1)-e) bendinde dava dilekçesinde “davacının iddiasının dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında açık özetleri” ile birlikte belirteceği ve 141. maddesinde “dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilemeyeceği” hüküm altına alınmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı, satışın CFR satış olduğunu belirterek malın teslim edilmediği iddiasını ileri sürmüş ve vakıa olarak satış sözleşmesine ve malın teslim edilmemesine dayanmıştır. Gerek dava dilekçesinde gerekse cevaba cevap dilekçesinde davalının taşıma komisyoncusu (TTK m. 921) olduğunu ileri sürmemiş ve davalının ifa sorumluluğunu taşıma komisyoncusunun ve taşıyanın sorumluluğu hükümlerine dayandırmamıştır. Bu değerlendirme iddianın genişletilmesi yasağı başladıktan sonra ilk kez bilirkişi raporunda yapılmış ve ilk derece mahkemesince de taşıyanın sorumluluğu hükümlerine göre davanın kabulüne karar verilmiştir. Oysa davalının iddianın genişletilmesine dair açık muvafakati olmadığı gibi taşıma komisyoncusu olarak taşıyan gibi sorumlu olduğuna ilişkin bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. İlk derece mahkemesince 6100 sayılı HMK’nın 141. maddesindeki emredici hükme aykırı olarak dilekçeler aşamasında ileri sürülmeyen taşıma hükümlerine göre davanın kabul edilmesi doğru olmamıştır.
Uyuşmazlık satış sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirildiğinde de; yukarıda belirtildiği üzere CFR teslim şekline göre malların gemiye yüklenmesi ve gemi küpeştesinden geçmesinden sonra davalı teslim borcunu ifa etmiş ve hasar ve yarar davacı alıcıya geçmiş olmakla davalının satış sözleşmesi kapsamında teslim borcunu ifa ettiğinden hasardan sorumluluğunun kalmadığının kabulü gerekmiştir. Bu nedenle davanın reddi gerekirken kabulü doğru olmadığından, hükmün kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin yeni hüküm kurmak gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE;
1-)Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/04/2021 Tarih – 2020/7 Esas – 2021/267 Karar Sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın REDDİ ile,
b-Alınması gerekli maktu 80,70 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 8.837,23 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 8.756,53 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
ç-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 42.923,88-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,

c-Davalı tarafından yapılan 162,10-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 43,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 205,10 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalıya iadesine,
e-Davalı hakkında düzenlenen 06/07/2021 tarihli ve 26.511,66 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince Ankara 22. İcra Dairesi’nin 21/06/2021 tarih – 2021/7182 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
g-Kararın 6100 sayılı HMK’nın’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/05/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*