Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/141 E. 2021/1796 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/141 – 2021/1796
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/141
KARAR NO : 2021/1796

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :05/11/2020
NUMARASI :2020/36 Esas – 2020/463 Karar

DAVACI :TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş. -.
VEKİLLERİ :Av…. & Av. …& Av. … .
DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Genel Kredi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :06/06/2017

KARAR TARİHİ :25/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ :24/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı bankanın Baç Şubesi ile Aslan Lojistik Turz. Met. Otom. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesini davalı müşterek borçlu-mütessil kefil olarak imzaladığını, imzalanan sözleşmeye istinaden borçlu firma hakkında Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3966 Esas sayılı dosyasından menkul rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini ve borçlu kefil aleyhine de Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3971 Esas sayılı dosyasından Genel Haciz Yolu ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3971 Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafından takibe ve borca itiraz edildiğini ve bu itirazın taraflarına tebliğ edilmediğini, itirazı taraflarınca haricen öğrenildiğini, borçlu tarafın itirazının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan sebeplerden dolayı davanın kabulü ile Kocaeli 2. İcra Müdürülğü’nün 2017/3971 Esas sayılı dosyasında borca ilişkin yapılan itirazın iptaline icra takibinin talep edilen miktar ve temerrüt faiz oranı üzerinden devamına, davalının haksız itirazı sebebiyle alacaklarının %20’sinden aşağı olamamak üzere icra inkâr tazminatı ile mahkumiyetine karar verilesini, talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … ilamsız takip yoluyla gönderilen ödeme emrine; ödeme emrindeki borca, faize ve yetkiye itiraz ettiklerini, genel yetki kuralları gereğince ihtiyati haciz başvurularında yetkili mahkemenin, aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme de görülmesi gerektiğini, oysa davalının ikametgah adresinin Üsküdar/İstanbul olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemeleri olduğuğu, takip talebinde bulunan T. İş Bankası’na borcu bulunmadığını, borçlu olduğunu teşvik edici herhangi bir resmi sözleşme veya kambiyo evrakının olmadığını ve şirket hisselerini 30/01/2014 tarih 8497 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı üzere Emel Safa Hasseini’ye devir ettiğini, devir tarihi itibariyle diğer borçlular adına doğmuş ve doğacak tüm borçlardan sorumlu olmadığına dair 27/03/2017 tarihinde Kartal 23. Noterliği 08369 nolu yevmiye ile ihtarname çekildiğini ve bankaya tebliğ edildiğini, bankanın buna rağmen haciz kararı aldırmasının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, karşı tarafın yasal durumu bilmesine rağmen ihtiyati haciz kararına dayanarak kötü niyetli olarak başlattığı icra takibi neticesinde müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zarar da gözetilerek asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere İİK uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilerek alacağın davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kabulüne davalının Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3971 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 99.266,43 TL üzerinden ve bu meblağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek %28,08 oranındaki temerrüt faizi ile birlikte devamına, Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3966 Esas sayılı dosyasında rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yürütüldüğünden tahsilde tekerrür oluşturulmamasına, alacak likit olduğundan İİK 67/2. madde uyarınca 99.266,43 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatına davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme kararı, Sakarya BAM 7. HD 2019/1063 E. – 2019/1358 K. sayılı bozma kararı karşı direnme mahiyetinde verildiğini zira yerel mahkemenin ilk bozma kararına dayandırdığı gerekçeleri değiştirerek bozma kararına direnmesi açık bir hukuksuzluk olduğunu, bozma kararından sonra davanın kabulü için gerekçesini değiştirmiş olması mahkemenin tarafsızlığına da gölge düşürdüğünü, dava dosyasında aldırılan ilk raporda bilirkişi, müvekkilin sorumluluğunu hisse devri öncesi kullandırılan ve halen ödenmeyen kredi tutarı kadar olduğunun altını çizdiği ancak mahkeme hakimi takdirin kendisinde olduğu gerekçesiyle bilirkişiye istediği hesaplamayı ek raporda yaptırdığı, akabinde bozma kararından sonra da gerekçesini değiştirerek yine davanın kabulü kararı verdiğini, mevcut durum hukuka ve yasaya aykırı olup kabul edilebilir olmadığını, bozma öncesi dava aşamasında ek rapora yazılı itirazlarını sunduklarını ayrıca müvekkilin şirket yetkilisi olduğu dönemde müteselsil kefil olarak bankaya vermiş olduğu kefaletlerin tamamı şirket yöneticisi olması nedeniyle verilmiş olup şahsi olarak kendisini de borçlandıracak, süresiz ve şartsız bir hukuki içerikte olmadığı kaldı ki; bozulan yerel mahkeme kararı gerekçesinde kefalet sözleşmesi gereği davalı müvekkilin sorumluluğunun 80.000 TL ile sınırlı olduğu belirtilmesine rağmen verdiği kararda müvekkilin 99.266,43 TL üzerinden borçlu olduğunun tespit etmesi bile verilen kararın ne kadar özensiz ve hakkın özünü zedeler şekilde verildiğinin açık delili olup bozmadan sonra yerel mahkemece verilen direnme kararında davalı müvekkilin kefalet limitinin artırıldığı bilirkişi raporunda belirtilmişse de bu durum inandırıcı olmaktan uzak olduğu zira müvekkilin 4 gün ara ile kefalet limitini iki katından fazla artırması hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu beyan ederek, tehiri icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının bozulmasına, dosyanın alanında uzman bilirkişi heyetine tevdi edilerek, müvekkil tarafından davacı bankaya imzalayıp verdiği tüm sözleşmelerin hukuki geçerlilik durumu, borcun kapsamı, derdest icra dosyası dikkate alınarak alacağın rehin ve tahsilat durumu konularında hüküm kurmaya elverişli bir heyet raporu aldırılmasına, karşı tarafın yasal durumu bilmesine rağmen İhtiyati Haciz kararına dayanarak kötü niyetli olarak başlattığı icra takibi neticesinde müvekkilin uğradığı maddi ve manevi zarar da gözetilerek asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere İİK uyarınca kötü niyet tazminatına hükmedilerek alacağın davacıdan tahsiline, davanın reddine, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın verilen kararı bir direnme kararı olarak nitelendirerek, kararın hukuka aykırı olduğunu iddia etmesi mesnetsiz olduğunu; davalı …’ın kefaletten kaynaklı sorumluluğu 80.000,00 TL olmayıp dosya kapsamında düzenlenen muhtelif tarihli bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere 130.266,00 TL olup iş bu sebeple ise yerel mahkemenin verdiği kabul kararı direnme mahiyetinde değili hukuka ve hakkaniyete uygun bir karar olduğunu, yerleşik Yargıtay kararları ile de sabit olduğu üzere davalının kefaleti şirket ortaklığına bağlı bir kefalet olmayıp kendi adına kişisel kefalet olup davalının şirket ortaklığından ayrılması ise kefaleti ve kefaletten doğan şahsi sorumluluğunu sona erdirmeyeceğini, davalı taraf uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesini tamamen kendi istek ve iradesi ile imzalamış ve bu sebeple sözleşmeden kaynaklı olarak kefalet sorumluluğu bulunmadığı, davalı tarafın uyuşmazlığa konu borcun teminatı olarak müvekkil bankaya ipotekli herhangi bir taşınmazı bulunmadığı gibi rehinli aracı da mevcut olmadığı, rehinli olan araçlar ise dava dışı şirkete ait olan araçlardır ki bu husus davalının kefil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, davalının sorumluluğu kefil sıfatıyla olup; kefilin sorumluluğuna gidebilmek için İİK. m. 45 uyarınca önce rehne başvuru zorunluluğu da olmadığı, bu kural ancak borçlu firma açısından hüküm ifade eder ve yerel mahkeme kararında da tahsilde tekerrür oluşturuşmaması hususuna açıkça yer verildiği beyan ederek, haksız ve hukuka aykırı olarak süreci uzatmak maksatlı davalı yanın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/11/2020 Tarih – 2020/36 Esas – 2020/463 sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacak için yapılan icra takibine itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı bankanın Baç Şubesi ile Aslan Lojistik Turz. Met. Otom. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesini davalının müşterek borçlu-mütessil kefil olarak imzaladığı, imzalanan sözleşmeye istinaden borçlu firma hakkında Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3966 Esas sayılı dosyasından menkul rehininin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığı, borçlu kefil aleyhine de Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3971 Esas sayılı dosyasından Genel Haciz Yolu ile ilamsız icra takibinin başlatıldığı, Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2017/3971 esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiği belirtilerek, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karar karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasında bulunan Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü 2017/3966 ve 2017/3971 takip sayılı dosyalarının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrine karşı davalı borçlunun süresinde itiraz ettiği ve davacının davasını kanunda belirtilen bir yıllık süre içerisinde usule uygun olarak açtığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, bankacı bilirkişiden rapor alınmış,28/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Kocaeli 2. İcra Dairesinin 2017/602 Esas sayılı dosya kapsamında davalıdan müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla talep olunacak alacak miktarı 31.406,71 TL asıl alacak, 385.81 TL temerrüt faizi olmak üzere toplamda 31.792,52 TL si nakit borç 2.820,00 TL’si gayrinakit borç bulunduğunun tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Mahkemece, dosya ek rapor alınması hususunda dosya yeniden aynı bilirkişiye tevdi edilmiş, 12/10/2018 tarihli ek raporda; 1.ihtimale göre (hisse devri ve davalının şirket müdürlüğünden ayrılışı itibariyle sorumlu olduğu borç); Kocaeli 2.İcra Dairesinin 2017/602 Esas sayılı dosyası kapsamında davalıdan müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile (hisse devir olan 30/01/2014 tarihine kadar kullanılan krediler için) talep olunacak alacak miktarı 44.089,14 asıl alacak, 505,51 TL faiz olmak üzere nakit 44.594,65 TL’si ve 2.820,00 TL gayrinakit olmak üzere toplamda 47.414,65 TL’si olduğu, 2. ihtimale göre (hisse devri göz önüne alınmaksızın davalının ortaya çıkacak borcu) Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/602 Esas sayılı dosyası kapsamında davalıdan müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile talep olunacak alacak miktarı 340.108,49 TL asıl alacak olmak üzere 5.257,53 TL faizi ile birlikte 345.366,02 TL’si nakit 2.820,00 TL’si gayrinakit olmak üzere toplamda 348.186,02 TL borç bulunduğunun tespit edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Somut davada, ilk derece mahkemesince; davalı … şirket hisselerini devrettiğinden borçtan sorumlu olmadığını savunsa da, davanın tarafları arasındaki temel hukuki ilişki Genel Kredi Sözleşmesine dayanmakta olup davalı sözleşmede kabul ettiği müteselsil kefalet nedeniyle sorumlu tutulmaktadır. Şirketin yapısının ve ortaklık durumunun 3. kişilere karşı sorumluluğa doğrudan bir etkisi olmayacak olup iç ilişkide ortakların rücu edebilecekleri hak ve alacaklar bakımından sonuç doğuracaktır. Bankacı bilirkişinin de her iki raporunda tespit ettiği üzere banka ile dava dışı Aslan Loj. Tur. Met. Otom. ve Gıda San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan GKS uyarınca müteselsil kefil davalının tüm borçlardan sorumlu olduğu, bankacı bilirkişinin ek raporunda belirtilen ikinci ihtimalin dosya kapsamı delillere uygun ve denetlenebilir olduğu, açıklandığı üzere sorumluluğun şirket ortaklık yapısına dayanmayıp kredi sözleşmesindeki kefalete dayanmakta olduğu, davalının kredi sözleşmesi kapsamında önce 70.000,00 TL kefalet limitiyle sorumluluk aldığı, daha sonradan bu limiti 80.000,00 TL artırdığı, borcun asıl borçlu tarafından ödenmediği, borçların hesabı ve uygulanan faizin oranında talebin sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davacı vekilinin takip dosyasında gayrı nakdi depo talebinin bulunmadığı anlaşılmış, temerrüt faizinin takip talebinde birden fazla borçlu görünmekle davalı borçlu hakkında net olarak hangi oranın uygulanmasının talep edildiği anlaşılmadığından davalının lehine belirlenmesi gerektiği, davacının davasını 99.266,43 TL harca esas değer üzerinden açtığı ve bu miktar üzerinden itirazın iptalinin talep edildiği, belirlenen %28,08 temerrüt faizinin yasa ve sözleşme hükümlerine uygun olduğu, davalının haksızlığını karar verilip alacağın likit olması da dikkate alındığında icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu, bu şekilde ilk derece mahkemesince taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin dosya kapsamı delillerle usul ve yasa hükümlerine uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 6.780,88 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 1.695,02 TL’nin mahsubu ile bakiye 5.085,86 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/10/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*