Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1401 E. 2021/1478 K. 22.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1401 – 2021/1478
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1401
KARAR NO : 2021/1478

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/09/2020
NUMARASI : 2018/822 Esas – 2020/373 Karar

DAVACI : ASFORM MATBAACILIK KIRTASİYE VE BİLGİSAYAR SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. -..
VEKİLİ : Av. …
FERİ MÜDAHİLLER : 1-AVRASYA TÜNELİ İŞLETME İNŞAAT VE YATIRIM A.Ş. …
VEKİLİ : Av. …
: 2-DENİZBANK A.Ş. – .
VEKİLİ : Av. BURAK AVLAR –
: 3-DESTANBUL YAPI DEKORASYON MOBİLYA TEKSTİL TURİZM TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. …
: 4-T. HALK BANKASI A.Ş. .
VEKİLİ : Av. …
: 5-ORFİN FİNANSMAN A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
: 6-OTOKOÇ OTOMOTİV TİCARET VE SANAYİ A.Ş.
VEKİLİ : Av.
: 7-ÖZ YEŞİL GÖNEN GIDA SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ.
VEKİLİ :Av.
: 8-T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI
VEKİLİ : Av.
: 9-ŞEKERBANK TÜRK A.Ş.-
VEKİLİ : Av.
: 10-T.C. ZİRAAT BANKASI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
: 11-TÜRK EKONOMİ BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
: 12-TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
: 13-TÜRKİYE GARANTİ BANKASI A.Ş
VEKİLİ : Av. …
: 14-TÜRKİYE İŞ BANKASI A.Ş.
VEKİLİ : Av.
: 15-VAKIF KATILIM BANKASI A.Ş. –
VEKİLİ : Av.
: 16-T. VAKIFLAR BANKASI T.A.O. –
VEKİLİ : Av. ..
: 17-YAPI KREDİ FACTORING A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
: 18-YAPI VE KREDİ BANKASI A.Ş.-
VEKİLİ : Av. ..
: 19-T.C. ZİRAAT BANKASI A.Ş.-
VEKİLİ : Av.
: 20-ANADOLUBANK A.Ş.-
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Konkordato
DAVA TARİHİ : 15/10/2018

KARAR TARİHİ : 22/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 22/09/2021

Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/09/2020 Tarih, 2018/822 Esas – 2020/373 Karar sayılı kararına yönelik yapılan istinaf incelemesi neticesinde; Dairemizin 03/02/2021 Tarih, 2020/1861 Esas 2021/207 Karar sayılı kararı, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2021/4430 Esas – 2021/2814 Karar sayılı kararı ile bozulması üzerine dosyanın yukarıda yer alan esasa kaydı sonrası yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin 2004 yılından beri faaliyette bulunduğunu, davacının yapmış olduğu yatırımlar ile bölgede söz sahibi olduğunu, davacı şirketin iştigal konuları içerisinde yaptığı ticaretlerde piyasa şartları neticesinde satışlarının bir kısmının vadeli çek ve senetlerle gerçekleştiğini, bir kısmının ise açık hesap gününde havale şeklinde gerçekleştiğini, ürün tedarik aşamasında ise alımların büyük bir kısmının kısa vadeli çek nakit havale şeklinde gerçekleştiğini, finans kuruluşlarının faiz oranlarını fahiş oranlarda yükseltmesi neticesinde işletmelerinin nakit akışı sorunlarıyla karşı karşıya kalmasına sebep olduğunu, davacı şirketin devam eden işleri neticesinde piyasadan yüklü miktarda alacağını tahsil edemediğini, yaşanan gecikmeler neticesinde davacı şirketin kendi ödemelerini yapmakta zorluklar yaşadığını, kurların ve faiz oranlarının yükselmesinin kredi ve hammadde maliyetlerini arttırmasının davacı şirketi olumsuz anlamda etkilediğini, davacı şirketin bu denle zorlu şartlar ile karşılaşmasına rağmen işletme faaliyet alanlarından hiçbir tanesini kapatmadığını, hiçbir personeli işten çıkarmadığını ve ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ettiğini, davacı şirket adına kayıtlı olan gayrimenkullerin bulunduğunu, bu süreç içerisinde gayrimenkullerini nakde çevirerek işletme sermayesini güçlendirerek daha kısa sürede iyi sonuçlara ulaşacağını, bu sebeple İİK.’nın 286. maddesinde belirtilen eksiksiz olarak hazırlanmış olması sebebi ile 287. maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, İİK’nın 287/2. maddesi gereğince geçici komiser atanmasına, davacı şirketin İİK.’nın 297/2. maddesi doğrultusunda malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, İİK’nın 288/I maddesine göre geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından, mühlet içinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın davacı şirket aleyhine her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, davacı şirketin aktifinde bulunan menkul ve gayrimenkuller ile 3. kişilerin şirketler lehine alacaklılara tahsis ettiği rehin ve ipotek işlemlerine ilişkin rehnin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takiplerde satışların durdurulmasına, şirket aleyhine yapılmış ve yapılacak her türlü takipteki muhafaza, teslim ve tahliyeye dair icrai işlemlerin durdurulmasına, geçici mühlet içerisinde yapılacak inceleme sonucu 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine, İcra İflas Kanununda belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacının davasının reddine, davacı şirket lehine mahkememizce verilen kesin mühlet kararının kaldırılmasına, mahkememizce verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına, komiserin görevinin derhal sonlandırılmasına, …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; konkordato projemiz alacaklılar tarafından kabul edildiğini; kaydi borçlar arasında yer almayan ve bizzat ödemekle yükümlü bulunmadığı kefalet borcunun nisaba dahil edilerek yeniden hesaplama yapılması neticesinde çıkan sonuca göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu; davacı şirket, konkordato mühleti içinde tüm yükümlülüklerini eksiksiz bir şekilde yerine getirdiğini; belirterek; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Feri Müdahil T. Garanti Bankası A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; konkordato dosyalarında komiserler tarafından sadece borçluların sunmuş olduğu belgeler, defterler üzerinde inceleme yapıldığını ve bu durumun sorun oluşturduğunu; komiserlik sadece borçluların sunmuş olduğu defterler üzerinden inceleme yaptığı için defterlerde yer almayan şirket kredi kart alacaklarını, gayrinakdi riskleri (çek, teminat mektubu, kmh, dts, komisyon, poliçe vb. ) görmediğini; davacı firma bugüne kadar hiçbir ödeme yapmadığını; teklif dahi etmediğini; mevcut borçları kapsamında projesini yerine getirebilecek durumda da olmadığını; davacının kötüniyeti açık olduğunu belirterek; davacının istinaf başvurusunun reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
Feri Müdahil Türkiye Finans Katılım Bankası A.Ş. Vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; bugüne kadar davacı şirket tarafından davalı şirkete olan borçlarının tasfiyesi ile ilgili borçlu şirket ile görüşmeler yapıldığını; bir sonuç alınamadığını; davacı şirketin iyileştirme projesinin bu haliyle uygulanabilirliği bulunmadığını; İlk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın hukuka uygun ve yerinde olduğunu belirterek; davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddini talep etmiştir.
Feri Müdahil Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. Vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının, konkordato projesinin alacaklılar tarafından kabul edilmesine rağmen aksi yönde karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiği iddiası oldukça isabetsiz olduğunu; zira davacının iddia etmiş olduğu komiser raporu, yerel mahkemenin de detaylıca izah ettiği üzere kefalet borçları nisaba dahil edilmeden tanzim edildiğini; dolayısıyla (32) alacaklıdan (20)’sinin projeyi kabul etmesi komiser raporunun hukuka aykırı olarak tanzim edildiği gerçeğini değiştirmeyeceğini belirterek; davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/09/2020 Tarih – 2018/822 Esas, 2020/373 Karar sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; 2004 sayılı İİK’nın 285 vd. maddelerinde düzenlenen konkordato istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, konkordato talebinde bulunan şirket yönünden İİK’nın 302-(3) maddesinde belirtilen nisapların sağlanmaması nedeniyle tasdik koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile konkordato davasının reddine karar verilmiş, karara karşı, konkordato talep eden borçlu şirket vekili, süresi içerisinde istinaf yoluna başvurmuştur.
İlk derece mahkemesi kararına yönelik borçlunun istinaf başvurusu hakkında Dairemizin 03/02/2021 Tarih, 2020/1861 Esas 2021/207 Karar sayılı kararı ile borçlunun üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan borçların rehinli alacak olması gerektiği değerlendirilerek adi alacaklar yönünden nisabın sağlandığı kabulü ile borçlunun istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve borçlunun; konkordatoya tabi adi alacaklılar yönünden projesinin tasdikine karar verilmiş, kararın alacaklı Yapı Kredi Bankası A.Ş. vekili tarafından temyizi sonrası, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 2021/4430 Esas – 2021/2814 Karar sayılı kararı ile Dairemiz kararı üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacaklar yönünden adi alacak olarak kabul edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekçesi ile bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bozma sonrası Dairemizin yeni esasına kaydedilen istinaf başvurusunun yapılan açık yargılaması sırasında bozma ilamına uyma kararı verilmiştir.
Uyuşmazlık, borçlu şirketin kefaletinden kaynaklanan borçlarının nisaba dahil edilip edilmeyeceği ile üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan alacakların niteliği ( adi alacak mı rehinli alacak mı) üzerine olduğu anlaşılmıştır.
Bu bağlamda; İlk derece mahkemesince, borçlu şirketin, iştirakinde bulunan Mesa Tarımsal Ürünler Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti ve Mirat Mühendislik Yapı San. A.Ş’nin Yapı Kredi Bankasından kullandıkları kredi sebebiyle kefaletinin bulunduğu, alacaklılar nisabının hesaplanmasında iştirak şirketlerinin kredi borçlarına olan kefaletten kaynaklanan borçlarının da gözetilmesi gerektiği belirtilerek, bu durumun sonucu olarak nisabın sağlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 586-(1) maddesine göre; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, alacaklı banka tarafından asıl borçlu Mesa Tarımsal Ürünler Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti ve Mirat Mühendislik Yapı San. A.Ş yönünden borcun ödenmesi hususunda ihtarnamenin tebliğ edilmesi sebebiyle borçların kefil olan borçlu şirketten de istenebilir hale geldiği, bu sebeple, mahkemece istenebilir hale gelen kefaletten kaynaklanan borcun nisaba dahil edilmesinde isabetsizlik bulunmadığından bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Öte yandan, uyma kararı verilen bozma ilamında da belirtildiği üzere; üçüncü kişi rehniyle teminat altına alınan alacaklar konkordatoda adi alacak olarak nitelendirilerek nisaba dahil edilmelidir. Bu halde; ilk derece mahkemesince borçlunun üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan banka alacaklarını adi alacak olarak kabul etmesi ve bu durumun sonucu olarak mahkemece, borçlu şirket alacaklıları ile yapılan alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü görüşmelerinde İİK.’nun 302 maddesinde yer alan konkordatonun tasdik için gereken nisabın sağlanmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Ayrıca, üçüncü kişi ipoteği ile teminat altına alınan taşınmazların süreç içerisinde cebri icra kanalı ile satılması veya borcun ipotek borçlusu üçüncü kişi tarafından ödenmesi alacaklılar toplantısından önce gerçekleşmediğinden gözetilemeyeceği, bunun yanında, kayyım raporlarına göre dairemizce verilen tasdik kararı sonrası proje kapsamında ödemelerinin gerçekleştirilmemesi karşısında borçlunun bozma sonrası ileri sürülen beyanlarının hukuki dayanaktan yoksun olduğu değerlendirilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacı/borçlunun İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Kayyım …’ın görevinin 22/09/2021 karar tarihi itibariyle sona erdirilmesine
3-Bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6- Davanın niteliği uyarınca alacaklılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın 6100 sayılı HMK’nın’nın 359-(3) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
Dair Davacı Vekili Av. …, borçlu şirket yetkilisi …, Feri Müdahil Vekili Av. … ve TEB vekili Av. …’ın yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde Dairemize veya Dairemize gönderilmek üzere ilk derece mahkemesine dilekçe verilmek suretiyle Yargıtay’ın ilgili Hukuk Dairesince incelenmek üzere TEMYİZ yasa yoluna başvurma hakkı bulunduğuna oy birliği ile karar verildi.
22/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.
….
Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*