Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1375 E. 2022/228 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1375
KARAR NO : 2022/228

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :30/12/2020
NUMARASI :2015/119 Esas – 2020/859 Karar

DAVACI :BAŞKENT NAKLİYAT PETROL İNŞAAT TAAHHÜT TİCARET VE SANAYİ LTD. ŞTİ. – Şirinyalı Mah. Gündüz Cad. No:38 Körfez/KOCAELİ
VEKİLİ :Av……
DAVALI :… -…..
VEKİLİ :Av……
DAVA :Tazminat (Haksız Fesihten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :20/10/2015

KARAR TARİHİ :07/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :25/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasında 01/01/2014 tarihli nakliye sözleşmesinin akdedildiğini, 01/01/2014 tarihli sözleşme uyarınca davacı şirketin, davalı yanın üretmiş olduğu tüm ürünleri Karadeniz Bölgesi hariç tüm bölge müşterilerine nakliyesi görevini üstlendiklerini, davacı şirketin sözleşme ile yüklenmiş olduğu edimi usulüne uygun ifa etmesine rağmen davalı yanın Gebze 11. Noterliğinin 29/05/2014 gün ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeyi haksız ve kötü niyetli olarak feshedildiğini, davalı yanın tek taraflı olarak fesih bildiriminde bulunduğu ihtarnamesinde, davacı şirketin 01/01/2014 tarihli sözleşmenin 8.9.11.13 madde hükümlerine açıkça aykırı davrandığını beyan ettiğini, davalının sözleşme gereği ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün daha çalışması gerektiğini ancak bu sürede davacı ile davalının çalışmamasının sözleşmeye aykırı olduğunu, sözleşmenin 15. maddesine göre davalının sözleşmeyi feshi halinde müvekkilinin toparlanması için 75 gün süre verilmesi gerekirken bu sürenin de davacıya verilmediğini, davalının ihtarnamesine cevaben davacının Kocaeli 6. Noterliğinin 13/06/2014 tarih ve 239427 nolu cevabı ihtarname ile feshin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının sözleşmeye konu ifaya devam etmeye hazır olduğunu, aksi durumda menfi ve müspet zararların tazmini için yasal yollara başvuracaklarının bildirildiğini, sözleşmeyi süresinden önce sona erdiren ve temerrüde düşen davalının, davacının uğradığı zararları talep etme hakları olduğunu, sözleşmede yapılacak işin muayyen bedelinin 2.500.000,00-TL olarak belirlendiğini, davacının 2014 yılının 2. yarısında bir önceki yıldaki verileri ile kıyasla gelir kaybına uğradığını, davalının işlerinin yürütülmesi için istihdam edilen personellerin maliyetinin zarar kalemlerinden olduğunu beyan ve iddia etmiş ve bu nedenler ile davanın kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik 10.000,00-TL zararın tazminine ve temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözleşmenin nasıl fesih edileceğinin 01/01/2014 tarihli sözleşmede açıkça belirgin olduğunu, davalının, davacının sözleşmede belirtilen fesih sebepleri saklı kalarak 15 gün önceden yazılı olarak ihbarda bulunması ile her zaman fesih edebileceğini, davacının iddia ettiği gibi fesih maddesinde 75 günlük klozun söz konusu olmadığını, davacının sözleşmedeki birçok maddeye aykırı davrandığını, gizlilik ve teminat hükmüne, sadakat ve daha birçok maddeye aykırı davrandığını, ayrıca bunun davacıya ihbar edilmesine gerek olmadığını, davacının davalının da genel müdür olarak çalışan … ile işbirliğine girdiğini, sadakat ve gizlilik maddesine açıkça aykırı davrandığını, sadece bunun bile sözleşmenin feshine yeterli olduğunu, davacının her zaman erken ödeme talep ettiğini, hep borçlu olduğunu, davalının işlerin aksamaması için kredi ile borçlandığını, davacının dilekçesindeki iddiaların gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının kredi masrafları ve personel giderlerinin davalıya yansıtmaya çalıştığını, tarafların aralarındaki ticari ve hukuki ilişkinin sözleşmedeki 3. madde ile sınırlı olduğunu, davacının araç giydirme bedelinden dolayı bir kaybının söz konusu olmadığını, birkaç saatte ve kimyasal maddeler ile tek yıkamada davalının sorumlu tutulamayacağını, sözleşmenin haklı sebeple fesih edildiğini beyan ve iddia etmiş, davacı tarafından açılan haksız ve kötü niyetli davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/749E.-2017/362K. sayılı dosyasının eldeki dosya için hukuki durumları gereği emsal niteliğinde kabul edilemeyeceğini, eldeki dosya kapsamında gelinen aşamaya dek 5 bilirkişi raporu alındığını, dosya kapsamında alınan tüm bilirkişi raporlarında yapılan ortak tespitin sözleşmenin haksız şekilde feshedildiği, davacının oluşan zararını isteyebileceği, araçların logo ve giydirme sökülme işlemleri için yapılması gereken masrafın davalıdan talep edilebileceği olduğunu, yerel mahkemece alınan raporların ve yapılan tespitlerin tamamı göz ardı edilerek davanın reddine karar verildiğini, feshe konu sözleşmeye aykırılık iddialarının somutlaştırılmadığını ve ispatlanamadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf nedenlerinin tamamının mesnetsiz olup hiç bir maddi gerçekliği ve hukuki dayanağı bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan davaya konu sözleşmenin tacirler arasında imzalanmış bir çerçeve sözleşmesi olup sözleşme sadece ve sadece taşıma için münferit sipariş verilmesiyle hüküm ve sonuç doğurduğunu, davalı şirket ve davacı şirket ile ticari ilişkinin sona erdirilmesi sonrasında 24/07/2014 tarihinde yapılan protokol ile karşılıklı olarak gayri kabili rücu olmak üzere tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, bu hususa davacının hiç bir itirazı da olmadığını, hal böyle iken huzurdaki davanın hukuken dinlenemez nitelikte olduğunu, davacının kötüniyetli ve haksız kazanç elde etme gayesine matuf akla gelebilecek maddi, müspet, menfi ve munzam zarar taleplerin tümünü içeren davasının hiçbir hukuksal ve maddi dayanağı bulunmadığını, davacının hukuk tarafından kabul edilebilir zarar kalemlerinin hepsini birden ve talep edilebilirliğini dahi değerlendirmeden, usul ve esasa aykırı bir şekilde aynı anda davaya konu etmesinin de hangisi tutarsa mantığı ile mesnetsiz dava açtığının açık kanıtı olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 30/12/2020 tarih, 2015/119 Esas – 2020/859 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin haksız feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı, tarafı olduğu 01/01/2014 tarihli sözleşme uyarınca davacının ürettiği ürünlerin Karadeniz bölgesi hariç diğer bölgelere nakliyat işini gerçekleştirdiğini, Gebze 11. Noterliğinin 29/05/2014 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğini, ancak feshin sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmesi sebebiyle haksız olduğunu ileri sürerek doğan zararlarının tahsilini talep etmiş, davalının ise, sözleşme koşullarına göre gerçekleştirilen feshin hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddini istediği, mahkemece, feshin sözleşme hükümlerine uygun gerçekleşmesi sebebiyle davacının taleplerinin yerinde olmadığı belirlemesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan 01/01/2014 tarihli sözleşmenin 3.3 maddesinde; ” İş bu sözleşme bir çerçeve sözleşme olup; ancak ve ancak sözleşme kapsamında münferit siparişlerin verilmesiyle somutluk kazanır. Bu sözleşmenin yapılmış olması CHRYSO’ya hiçbir şekilde sipariş verme yükümlülüğü getirmediği gibi sözleşmeye konu sevkıyat işini kısmen veya tamamen başka firmalara da yaptırma hakkını helal getirmez.” hükmü yer almaktadır.
Sözleşmenin söz konusu bu hükmü gereği taraflar arasında imzalanan sözleşmenin çerçeve sözleşme olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin bu niteliği gereği, taraflar gelecekte kurulması muhtemel münferit sözleşmelerin hükümlerini düzenlemiş olup, sözleşme hükümleri münferit sipariş verilmesiyle uygulanabilecektir. Öte yandan, belirtilen sözleşme hükmünde, davacının davalıya sipariş verme yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, davalının taşıma işini davacı dışında bir başka taşıyıcıya vermesi mümkündür.
Bu hale göre; taraflar arasındaki sözleşmenin belirlenen niteliği karşısında, davalının taşıma işini sözleşme süresince davacıya yaptırma yükümlüğü bulunmadığı gibi kalan sözleşme süresine göre taşıma işinin gerçekleştirilmemesi halinde yaptırım da sözleşme de yer almamaktadır. Bu nedenle, davalının Gebze 11. Noterliğinin 29/05/2014 tarih ve ……. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile taşımaya dair sözleşme ilişkisini sonlandırması sözleşmeye aykırı nitelikte görülmediğinden davacının davaya konu ettiği tazminat istemlerinin kabul edilmesi de mümkün değildir. Açıklanan bu sebeplerle, mahkemece karar yerindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalı vekilinin adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, mahkemece oluşa uygun, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporuna göre karar verilmiş bulunmasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca, davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca; alınması gereken 59,30-TL nispi istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan toplam 15,00-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 44,30-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ilamın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yasa yolu açık olmak üzere oy birliği karar verildi.07/02/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*