Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1371 E. 2021/1367 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1371
KARAR NO : 2021/1367

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/05/2021 (ara karar)
NUMARASI : 2021/303 Esas (derdest dosya)

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN/DAVACI : İSHAKOĞLU GIDA NAKLİYAT VE İNŞAAT SANAYİ VE DIŞ TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … & Av. … –
KARŞI TARAF/DAVALI : … (T.C. No: …)

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
DAVA/TALEP TARİHİ : 26/04/2021

KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 01/10/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili bulunduğu şirketin lastik un ve şeker satışı yapan piyasada bilinen bir firma olduğunu, şirketin 2019-2020 yılları içerisinde, borçlunun sahip olduğu iş yerine un satışı yaptığını, müvekkili bulunduğu şirket ile borçlu arasındaki ticari ilişki nedeniyle davalı/borçlunun müvekkili olduğu şirkete 33.750,00.-TL cari hesap alacağı bulunduğunu, davalı/borçlunun daha önce her ne kadar bir kısım ödemeler yapmışsa da müvekkilinin 33.750,00 TL tutarındaki alacağını ödemediğini, davalı /borçlu tarafından müvekkil şirketin alacağının ödenmemesi nedeni ile davalı aleyhine Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/25746 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı /borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibini sürüncemede bırakma amacıyla 24/07/2020 tarihinde icra takibine itiraz edildiğini, bu nedenle haksız ve mesnetsiz itirazın iptaline karar verilmesini, müvekkil şirket alacağının semeresiz kalmaması amacı ile davalı yönünden teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde uygun bir teminat mukabilinde davalı/borçlunun menkul, gayrimenkul ve 3. kişilerdeki alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … ihtiyati haciz talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati haciz talep eden/davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece; “faturaya konu malların, aleyhine ihtiyati haciz talep edilen tarafa teslim edildiğine dair herhangi bir delil sunulmadığı” belirtildiği ancak dosyaya sunulan cari hesap ekstresi, bir kısım faturalar ve kısmi tahsilat makbuzlarından da anlaşılacağı üzere davalı/borçlu ile müvekkil şirket arasında bir ticari ilişki bulunduğu açıkça ortadayken başkaca delillerin sunulmamış olduğu bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olması hukuka aykırı olduğu zira söz konusu kısmi tahsilatlara ilişkin makbuzların varlığı fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiğini açıkça ortaya koyduğunu, müvekkil şirketin davalı/borçlu yandan alacaklı olduğu sabit olmakla, söz konusu makbuzlar ile yaklaşık ispat koşulu sağlanmış olup ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmekte iken aksine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme 04/05/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/303 Esas 04/05/2021 tarihli ara kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Talep; faturalardan ve cari hesaptan doğan alacak nedeni ile ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Derdest dava kapsamında davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi üzerine ilk derece mahkemesinin 04/05/2021 tarihli ara kararıyla ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İİK’nın 257-(1) maddesi “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.”
İİK’nın 257-(2) maddesi “Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.”
İİK’nın 258-(1) maddesi” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir.
İhtiyati haciz kararı, geçici hukuki koruma tedbirlerinden olduğu için durumun gerektirdiği hallerde karşı taraf dinlenmeden (İİK m. 258) ve tüm deliller toplanmadan yaklaşık ispat şartı yeterli görülerek de verilebilir. Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Kanunda açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü; hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez.
Ancak; kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde; tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez.
Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir.
Tam ispatın arandığı durumlarda bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Geçici hukuki korumalarda; bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür; bu çerçevede, aslında ispat ölçüsü bakımından HMK’unda bir yenilik getirilmemekle birlikte; “yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış; ayrıca, burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından, davalı aleyhine Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/25746 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı; davalı/ borçlunun itirazı üzerine icra takibinin durduğu ve eldeki itirazın iptali davasının açıldığı; taraflar arasında alım-satıma ilişkin ticari ilişki bulunduğu, talep dilekçesinin ekinde alacağın varlığı ve muaccel olduğuna ilişkin yaklaşık ispat boyutunda kanaat oluşturacak fatura konusu malların aleyhine ihtiyati haciz talep edilen tarafa teslim edildiğine ilişkin imzalı sevk irsaliyeleri, cari hesap mutabakatı, teyit mektubu gibi zincirleme delillerin dosyaya ibraz edilmediği, davalının icra takibinde borca itiraz ettiği, ileri sürülen tahsilatların hangi faturalar veya ticari ilişkiye ait olduğunun bu aşamada belli olmadığı, faturaların davalıya tebliğ edildiğine veya ticari defterlerine kaydedildiğine, BA formları ile beyan edildiğine ilişkin bu aşamada bir delil bulunmadığı, bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı, mahkemece istinaf istemine konu miktar yönünden ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinde usul, yasa ve dosya kapsamı delillere aykırı bir yön bulunmadığı, ihtiyati haciz talep eden/ davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; ihtiyati haciz talep eden/davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; İhtiyati haciz talep eden/davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/09/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*