Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1335 E. 2022/1052 K. 16.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1335
KARAR NO : 2022/1052

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :27/04/2021
NUMARASI :2020/388 Esas – 2021/327 Karar

DAVACI :DENİZBANK A.Ş.
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :25/09/2020

KARAR TARİHİ :16/05/2022
KR. YAZIM TARİHİ :15/06/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil Denizbank A.Ş. Körfez Şube Müdürlüğü tarafından dava dışı borçlu … davalı borçlu kefil … aleyhine taraflar arasında akdedilen işletme tahsisli ticari ihtiyaç kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi alacaklarından dolayı 15.716,75 TL, 1.796,00 TL, 8.767,00 TL, 40.037,97 TL tutarlarda genel haciz yoluyla ilamsız icra takipleri başlatıldığını, davalının 02/07/2019 tarihinde her bir icra dosyasında borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünce de 03/07/2019 tarihinde tüm icra dosyalarının durdurulmasına karar verildiği, davalı müteselsil kefil sıfatıyla imza attığını, davalı borçlu kefil olarak imza ettiği Genel Kredi Sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödemeleri yapılmadığından bahisle hesabı kat edildiğini ve borçluya Beyoğlu 48. Noterliği 10/05/2019 tarih ve 65734 yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini belirterek, borçlunun icra takip dosyalarına yaptığı itirazların iptaline, borçlunun takip konusu borcu 2019/98049 esas sayılı dosya için %38,70, 2019/98051 esas sayılı dosya için %78,75, 2019/98054 esas sayılı dosya için %28,80 ve 2019/98053 esas sayılı dosya için %31,80 oranında faiziyle ödemeye ve her bir takip için alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı taraf müvekkil aleyhine öncelikle haksız icra takibine giriştiğini, ardından da huzurdaki haksız davayı açtığını, Kocaeli 8. İcra Dairesi 2019/98049, Kocaeli 8. İcra Dairesi 2019/98051, Kocaeli 8. İcra Dairesi 2019/98053 ve Kocaeli 8. İcra Dairesi 2019/98054 Esas sayılı icra takiplerine karşı yasal süresi içerisinde yapmış oldukları itiraz dilekçelerinde müvekkilin davacı tarafa dava konusu oluşturan bir borcu bulunmadığını, davacı taraf müvekkilin kefil sıfatı ile icra takibine konu kredi borçlarından sorumlu olduğunu iddia etmekteyse de işbu iddiayı kabul etmediklerini, müvekkilin kefil sıfatı bulunmadığını, kefil sıfatının oluşmasına ilişkin yasal şartlar gerçekleşmediğini, ayrıca davacı tarafın icra takibinde talep etmiş olduğu faiz oranları hukuka aykırı olacak şekilde fahiş nitelikte olduğunu, davacı taraf her ne kadar genel kredi sözleşmesi ile işbu faiz oranının kabul edildiğini iddia etmekteyse de TBK kapsamında genel işlem koşulu niteliğinde imza edilmiş olduğu açıkça ikrar edilen faize ilişkin sözleşme hükümlerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın Genel Kredi Sözleşmesi içeriğinde faizin de düzenlenmiş olduğunu açıkça beyan etmesi de haklılığımızı ortaya koymakta olduğunu, bankalarca yapılan sözleşmelerde müşterilere onlarca sayfa okutulmadan, gereği gibi açıklanmadan ve müzakere edilmeksizin imzalatılmakta ve müşterilerin yasal hakları kısıtlandığını, davacının bahsetmiş olduğu kredi sözleşmesinde Genel Kredi Sözleşmesi şeklinde nitelendirilen sözleşmenin TBK kapsamındaki genel işlem koşuluna girdiği ve müzakere edilmeden imza edildiğini, dava konusu icra takibine işletilen faizi de kabul etmediklerini, davaya konu alacak yargılamaya konu edilmeksizin icraya konulamayacağından huzurdaki davada icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği açık olup davacının icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin de reddi gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu alacak zamanaşımına uğramış olup eksik borç niteliğinde olan ve dava etme hakkı bulunmayan tüm alacak taleplerinin esasa girilmeden reddedilmesini, öncelikle zamanaşımına yönelik itirazımızın kabulü ile davacının davasının esasına girilmeden reddine aksi kanaat hasıl olur ise davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile davalının temerrüt tarihi olan 17.05.2019 tarihinde asıl alacağın kefalet tutarı olan 60.000,00-TL’si kadar, temerrüt tarihi olan 17.05.2019 tarihinden itibaren asıl alacak tutarının 60.000,00-TL kısmına işleyecek temerrüt faizi bakımından sorumlu olacak şekilde, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98054 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 28.549,28-TL asıl alacak, 2.571,04-TL işlemiş faiz, 128,55-TL BSMV, 177,04-TL masraf olmak üzere toplam 31.425,91-TL üzerinden, asıl alacak olan, 28.549,28-TL’ye takip tarihinden itibaren %28,80 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan 31.425,91-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98053 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 7.819,88-TL asıl alacak, 662,79-TL işlemiş faiz, 22,15-TL BSMV olmak üzere toplam 8.504,82-TL üzerinden, asıl alacak olan 7.819,88-TL’ye takip tarihinden itibaren %31,80 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan 8.504,82-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98051 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 1.100,00-TL asıl alacak, 186,67-TL işlemiş faiz, 9,33-TL BSMV olmak üzere toplam 1.296,00-TL üzerinden, asıl alacak olan 1.100,00-TL’ye takip tarihinden itibaren %67,50 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan 1.296,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98049 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 13.649,45-TL asıl alacak, 1.115,70-TL işlemiş faiz, 55,79-TL BSMV olmak üzere toplam 14.820,94-TL üzerinden, asıl alacak olan 13.649,45-TL’ye takip tarihinden itibaren %38,70 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, hüküm altına alınan 14.820,94-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, hüküm tarihinde kabul edilen miktar üzerinden alınması gerekli ‭‭‭‭‬‭3.828,61-TL harçtan peşin alınan 1.053,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.774,64 ‭-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına …, ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın zamanaşımına uğramış olması nedeniyle, davanın esasa girilmeden reddedilmesi gerekirken, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi hukuka aykırılığını esasa yönelik ise müvekkilin davacı tarafa dava konusu oluşturan bir borcu bulunmamakla, müvekkilin kefil sıfatı bulunmamakta kaldı ki kefil sıfatının oluşmasına ilişkin yasal şartlar gerçekleşmediği ayrıca davacı tarafın icra takibinde talep etmiş olduğu faiz oranları hukuka aykırı olacak şekilde fahiş nitelikte bulunduğunu, 07.04.2021 tarihli bilirkişi raporu kabul edilemez nitelikte olduğu, eksik inceleme sonucu oluşturulmuş olup raporda herhangi bir kanuni gerekçeye dayanmaksızın hatalı tespitlere varıldığını ayrıca davaya konu alacak yargılamaya konu edilmeksizin icraya konulamayacağından huzurdaki davada icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği açık olup davacının icra inkar tazminatına ilişkin taleplerinin de reddi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ederek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/04/2021 Tarih – 2020/388 Esas – 2021/327 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacı tarafından, dava dışı borçlu … ile davalı borçlu … aleyhine taraflar arasında akdedilen işletme tahsisli ticari ihtiyaç kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan kredi alacaklarından dolayı 15.716,75 TL, 1.796,00 TL, 8.767,00 TL, 40.037,97 TL tutarlarında genel haciz yoluyla ilamsız icra takipleri başlatıldığı, davalının, her bir icra dosyasında borca, faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine başlatılan takiplerin durduğu, duran takiplerin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın niteliğine uygun tüm deliller dosya arasına alınmıştır.
İlk derece mahkemesince alınan 07/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile dava dışı asıl kredi borçlusu … arasında 27/12/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinin akdedilmiş olduğu, kefalet limitinin 60.000,00 TL olarak belirlenmiş olduğu, davalı kefilin 17/05/2019 tarihinde temerrüde düştüğü, davalı kefil 17/05/2019 temerrüt tarihi itibariyle davacı Banka alacağının 60.000,00 TL kısmından sorumlu olup, 17/05/2019 temerrüt tarihinden itibaren asıl alacak tutarının 60.000,00 TL kısmına işleyecek temerrüt faiz bakımından sorumluluğunun sınırsız olduğunu, faiz oranları farklı olan 4 ayrı kredi çeşidinin oluşturması nedeniyle davalı kefilin takip tarihi itibariyle sorumluluk tutarının tespitinin yapılamadığını, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/98054 Esas sayılı dosyasında taksitli ticari kredi niteliğinde olan söz konusu davacı banka alacağı ile ilgili olarak 31/05/2019 takip tarihi itibariyle takipte talep edilen toplam 39.860,93 TL, taraflarınca hesaplanan toplam 39.769,46 TL fark 91,47 TL olduğu görüldüğünü, söz konusu kredinin %19,20 akdi faiz oranı ile %50 fazlası %28,80 temerrüt faiz oranının taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi şartları ve mevzuata uygun olduğu, takip tarihinden sonra çeşitli tarihlerde toplam 8.612,06 TL tutarında tahsilat yapıldığı, dava tarihi itibariyle tespit edilen davacı Banka alacak tutarının toplam 43.854,77 TL olduğu, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nünn 2019/98053 esas sayılı dosyasında takipte talep edilen toplam 8.767,04 TL, taraflarınca hesaplanan toplam 8.504,82 TL fark 262,22 TL olduğu, davacı Bankanın söz konusu krediye uyguladığı aylık %2,25 akdi faiz oranı ile yapılandırma tarihindeki ve takipte talep edilmiş olan yıllık %31,80 temerrüt faiz oranının TCMB tarafından belirlenen faiz oranları seviyesinde ve mevzuata uygun olduğu, asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren %31,80 oranında işleyecek temerrüt faizi talebinin de uygun olduğu, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/98051 esas sayılı dosyasında takip talep edilen toplam 1.796,00 TL, taraflarınca talep edilen 1.778,12 TL fark 17,88 TL olduğu, %45 oranın akdi faiz oranı olarak uygulanabileceği, akdi faiz oranının %50 fazlası %67,50 oranının temerrüt faizi olarak uygulanabileceği, takip talebinde asıl alacak tutarına takip tarihinden itibaren işleyecek %78,75 oranındaki temerrüt faizinin uygun olmadığı, takip edilebilecek temerrüt faiz oranının %67,50 olabileceği, takip tarihinden sonra 24/10/2019 tarihinde söz konusu davacı Banka alacağının anaparasına mahsuben 500,00 TL tahsilat yapıldığı, dava tarihi itibariyle Bankanın söz konusu krediden olan alacak tutarının toplam 2.451,55 TL olduğu, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2019/98049 esas sayılı dosyasında takip talep edilen toplam 15.716,75 TL, taraflarında hesaplanan 15.708,33 TL fark 8,42 TL olduğu, söz konusu kredinin %25,80 akdi faiz oranı ile %50 fazlası %38,70 temerrüt faiz oranının taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi şartları ve mevzuata uygun olduğu,takip tarihinden sonra 09/09/2019 tarihi itibariyle söz konusu davacı Banka alacağının anaparasına mahsuben 895,91 TL tahsilat yapıldığı, dava tarihi itibariyle toplam 22.252,79 TL alacak tutarı olduğu şeklinde görüş belirtildiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince; ” dosya arasına getirtilen belgeler, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98049 Esas, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98051 Esas, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98053 Esas, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98054 Esas sayılı takip dosyaları, banka kayıtları, davacı tarafından davalı borçluya gönderilen kat ihtarı, dosya kapsamından alınan denetime elverişli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından, davacı tarafından davalı tarafa karşı Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98049 Esas sayılı dosyası ile, toplam 15.716,75-TL üzerinden icra takibi yapıldığı,davalı tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, davacı tarafından davalı tarafa karşı Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98051 Esas sayılı dosyası ile, toplam 1.796,00-TL üzerinden icra takibi yapıldığı,davalı tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, davacı tarafından davalı tarafa karşı Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98053 Esas sayılı dosyası ile, toplam 8.767,04-TL üzerinden icra takibi yapıldığı,davalı tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, davacı tarafından davalı tarafa karşı Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98054 Esas sayılı dosyası ile, toplam 40.037,97-TL üzerinden icra takibi yapıldığı,davalı tarafından borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, dosya içinde bulunan belgeler incelendiğinde, davacı banka ile dava dışı … arasında 27.12.2017 tarihli K200691219 numaralı Genel Kredi Sözleşmesi İmzalandığı, davalının dava dışı … ile davacı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine, kefalet sözleşmesi ile söz konusu genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı asıl kredi borçlusu …’in kullandığı ve/veya kullanacağı nakdi ve/veya gayrinakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlarına 27.12.2017 tarihinde 60.000,00-TL limitle müteselsil kefil olduğu, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98054 E sayılı dosyasına konu alacağın, dava dışı …’in 28.12.2017 tarihli 52.500,00-TL bedelli 36 ay vadeli ticari krediden kaynaklandığı, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98053 E sayılı dosyasına konu alacağın, dava dışı …’in 5101 18** ****2044 numaralı bonus business kredi kartı borcunu olan 8.706,19-TL’yi 27.12.2018 tarihinde 12 ay vadeli yapılandırmasına ilişkin borcundan kaynaklandığı, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98051 E sayılı dosyasına konu alacağın, dava dışı …’in karşılıksız kalan El 2248518 seri numaralı çekin yasal sorumluluk tutarı olan 1.600,00-TL ‘den kaynaklandığı, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98049 E sayılı dosyasına konu alacağın, dava dışı …’in 18.02.2019 tarihli 14.500,00-TL bedelli 24 ay vadeli ticari krediden kaynaklandığı, borçların ödenmemesi üzerine hesap kat edilerek Beyoğlu 48. Noterliği 10.05.2019 tarihli 65734 numaralı ihtarnamenin davalıya gönderilerek, borçların ödemesi için 1 gün süre verildiği, ihtarnamenin davalıya 15.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği görülerek, dosya kapsamından alınan denetime elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamına uygun olması nedeni ile davalı tarafın rapora itirazları yerinde görülmeyerek, davalının temerrüt tarihi olan 17.05.2019 tarihinde kefalet tutarı 60.000,00-TL den sorumlu olduğu, temerrüt tarihinden itibaren asıl alacak tutarının 60.000,00-TL kısmına işleyecek temerrüt faizi bakımından sorumlu olduğu görülerek, davalının temerrüt tarihi olan 17.05.2019 tarihinde asıl alacağın kefalet tutarı olan 60.000,00-TL si kadar, temerrüt tarihi olan 17.05.2019 tarihinden itibaren asıl asıl alacak tutarının 60.000,00-TL kısmına işleyecek temerrüt faizi bakımından sorumlu olacak şekilde, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98054 Esas sayılı dosyasına konu alacak için davalı tarafından takip tarihinden sonra çeşitli tarihlerde toplam 8.612,06-TL tahsilat yapılmış olduğu görülerek, bu miktar yönünden itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından,hukuki yarar 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115. maddesine göre mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiğinden bu tutar yönünden dava şartı noksanlığından usulden reddine, takip talebindeki taleplerle bağlı kalınarak,%28,80 temerrüt faiz oranlarının hukuka ve taraflar arasında akdedilmiş sözleşme hükümlerine uygun olduğu görülerek, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98054 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 28.549,28-TL asıl alacak, 2.571,04-TL işlemiş faiz, 128,55-TL BSMV, 177,04-TL masraf olmak üzere toplam 31.425,91-TL üzerinden, asıl alacak olan 28.549,28-TL’ye takip tarihinden itibaren %28,80 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 31.425,91-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/98053 E sayılı dosyasına konu alacak için talep edilen %31,80 temerrüt faiz oranlarının hukuka ve taraflar arasında akdedilmiş sözleşme hükümlerine uygun olduğu görülerek, davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98053 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 7.819,88-TL asıl alacak, 662,79-TL işlemiş faiz, 22,15-TL BSMV olmak üzere toplam 8.504,82-TL üzerinden, asıl alacak olan 7.819,88-TL’ye takip tarihinden itibaren %31,80 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 8.504,82-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98051 Esas sayılı dosyasına konu alacak için davalı tarafından takip tarihinden sonra 24.10.2019 tarihinde 500,00-TL tahsilat yapılmış olduğu görülerek, bu miktar yönünden itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından,hukuki yarar 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115. maddesine göre mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiğinden bu tutar yönünden dava şartı noksanlığından usulden reddine,takip talebindeki taleplerle bağlı kalınarak, davacının takip talebinde talep etmiş olduğu %78,75 faiz oranının uygun olmadığı, talep edilebilecek temerrüt faiz oranının %67,50 olacağı kanaatine varılarak,davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98051 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 1.100,00-TL asıl alacak, 186,67-TL işlemiş faiz, 9,33-TL BSMV olmak üzere toplam 1.296,00-TL üzerinden, asıl alacak olan 1.100,00-TL’ye takip tarihinden itibaren %67,50 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 1.296,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98049 Esas sayılı dosyasına konu alacak için davalı tarafından takip tarihinden sonra 09.09.2019 tarihinde 895,81-TL tahsilat yapılmış olduğu görülerek, bu miktar yönünden itirazın iptali davası açmasında hukuki yarar bulunmadığından,hukuki yarar 6100 sayılı HMK’nun 114/1-h maddesi uyarınca dava şartı olup aynı Kanunun 115. maddesine göre mahkemece yargılamanın her safhasında kendiliğinden gözetilmesi gerektiğinden bu tutar yönünden dava şartı noksanlığından usulden reddine,takip talebindeki taleplerle bağlı kalınarak, talep edilen %38,70 temerrüt faiz oranlarının hukuka ve taraflar arasında akdedilmiş sözleşme hükümlerine uygun olduğu görülerek davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/98049 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin, 13.649,45-TL asıl alacak, 1.115,70-TL işlemiş faiz, 55,79-TL BSMV olmak üzere toplam 14.820,94-TL üzerinden, asıl alacak olan 13.649,45-TL’ye takip tarihinden itibaren %38,70 oranında temerrüt faizi işletilerek devamına,fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 14.820,94-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatını davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” gerekçeleriyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine karar verilmiştir.
Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası ile alacaklı, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m. 67/1). Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme iddialarının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirdiği itiraz sebepleri dışında, itirazın iptali davasında başka itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamışken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur (Hukuk Genel Kurulunun 09.02.2011 tarih ve 2011/13-29 E., 2011/56 K., 23.05.2018 tarih ve 2017/19-910 E., 2018/1111 K. sayılı kararları).
Sonuç itibariyle, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödemeler yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. Takipten sonra, ancak davadan önce yapılan kısmi ödeme miktarı bakımından dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığından dava reddedilse veya kısmi ödeme miktarınca dava açılmasa bile, kısmi ödemenin yapıldığı icra takibi kendi yasal prosedürü içerisinde devam edecek, hatta asıl borç kalksa bile faiz ve ferileri yönünden takip sürebilecek, salt bu nedenle icra dosyasının kapanmasından söz edilemeyecektir.
1-Genel işlem koşulları 6098 sayılı TBK’nın 20.-25. maddesinde düzenlenmiş ve 20. maddesinde; bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla, önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir, şeklinde tanımlanmıştır.

TBK’nın 21. maddesine göre; “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkanı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.
Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır”.
Genel işlem koşullarına ilişkin bu hükümler, ekonomik olarak güçlü konumda olan tarafça önceden hazırlanan sözleşmelere katılma yolu ile giren ekonomik olarak güçsüz olan kişi aleyhine edimler arasında aşırı dengesizlik olması halinde bu kişilerin ekonomik varlığının korunmasına yönelik olarak düzenlendiği söylenebilir.
Somut olayda; davanın ticari kredi niteliğinde genel kredi sözleşmesi olması, dosya kapsamı delillere göre faiz türü ve oranına ilişkin hükümlerin geçerli olması karşısında davalının genel işlem koşullarının yazılmamış sayılması gerektiğine yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
2-6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun müteselsil kefalet başlıklı 586. maddesinde; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
Davalı vekili, davalının kefaletinin olmadığını, olsa bile geçerli olmadığını ileri sürmüş ise de; dosyada bulunan delillere göre; davalının , davacı banka ile dava dışı … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi nedeniyle 60.000,00_ TL limitle kefil olduğuna ilişkin 27/12/2027 tarihli kefalet sözleşmesini imzaladığı, kefalette eş rızasının da bulunduğu, bu şekilde geçerli kefaletinin bulunduğu, genel kredi sözleşmesinin imzalanmasından sonra ve bu sözleşme kapsamında kullandırılan krediden kaynaklanması nedeni ile davalı/ kefilin bu borçlardan sorumlu olduğu anlaşıldığından bu istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
3-Davalı vekili, davalının borcunun bulunmadığını ileri sürmüş ise de; dosya kapsamı deliller, denetlemeye elverişli bilirkişi raporu, icra dosyaları, kat ihtarı hep birlikte göz önüne alındığında, davalının hükümde belirtilen miktarlarda kefaletten kaynaklanan borcu olduğu sabit görüldüğünden, davalının borcun olmadığına yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
4-Davalı vekili, bilirkişi raporunun eksik incelemeye dayalı olduğunu ve hükme esas alınmasının hatalı olduğunu ileri sürmüş ise de; ilk derece mahkemesince davanın türüne göre toplanması gereken delillerin toplandığı, bilirkişi raporunun somut deliller esas alınarak düzenlendiği, bilirkişi raporunun denetlemeye elverişli ve hükme esas alınmaya yeterli olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir.
5-Davalı vekili, dava konusu alacağın daha önceden yargılama konusu yapılmadan icra takibine konulamayacağını ve bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67-(2) maddesine göre; bu davada, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu, takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. Borçlunun icra inkar tazminatı ödemekle yükümlü tutulması için diğer şartların yanında itirazının haksızlığına karar verilmesi gerekli ve yeterli olup, kötüniyetli olması gerekli değildir.
Davanın genel kredi sözleşmesine kefaletten kaynaklanan itirazın iptali davası niteliği, icra inkar tazminatına karar verilmesi için daha önceden alacağın yargı kararı ile tespit edilmesi şeklinde bir şartın gerekmemesi, her ne kadar, davacı bankanın alacağının belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmışsa da, davalının kefil olduğu miktarın ve kullanılan kredi miktarlarının belirli olması nedeniyle borç davalı yönünden belirlenebilir nitelikte olduğundan ve alacak genel kredi sözleşmesinden kaynaklandığından davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 3.828,61 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 1.025,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 2.803,61 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/05/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Üye-…
¸e-imzalıdır


Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*