Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1313 E. 2022/265 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1313 – 2022/265
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1313
KARAR NO : 2022/265

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :03/02/2021
NUMARASI :2018/529 Esas – 2021/80 Karar

DAVACI
KARŞI DAVALI :GARANTİ FİNANSAL KİRALAMA A.Ş. –
A
VEKİLİ :Av.,,
DAVALI
KARŞI DAVACI :….
VEKİLİ :Av…..
DAVA TÜRÜ :Alacak
DAVA TARİHİ :20/10/2014

KARAR TARİHİ :07/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :14/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı …arasında, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu çerçevesinde, Beşiktaş 3. Noterllği’nde düzenlenen 25.01.2013 tarih, 02520 yevmiye, 54465 sözleşme numaralı Düzenleme şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, “‘Kocaeli İli Körfez İlçesi Yarımca Mahallesi, Harmanlar Mevkiinde Kain 1 ve 2 bağımsız bölüm ile 4’nolu bağımsız bölüm numaralı mesken olmak üzere toplam 3 adet gayrimenkul’un finansal kiralama yoluyla kiralandığını, davalı ile davacı arasında akdedilen söz konusu finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan 01.1l.2013 tarihli toplam 35.827,23-TL kira borcu ve 2.479,36-TL gecikme faizi borçlarını ödemeyerek temerrüde düştüğünü, davalıya Beşiktaş 3. Noterliği’nden, 15/07/2014 tarih ve 22953 yevmiye numaralı İhtarname gönderilerek, borçların 60 gün içinde ödenmesi ve ödenmediği taktirde sözleşmenin feshedileceği ihtar edildiğini, ihtarnamenin 18/07/2014 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini, kanuni süre içinde ihtarnamede belirtilen borç ödenmediğinden sözleşmenin feshedildiğini, İstanbul 6. Aslîye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/455 D. İş sayılı kararıyla tedbir verildiğini, İstanbul 11. İcra Müdürlüğü’nün 2014/27545 E. sayılı dosyası ile uygulanmak üzere icraya verildiğini, finansal kiralama sözleşmesine konu, toplam 3 adet gayrimenkulün tamamının aynen teslimine,sözleşme konusu yukarıda bilgileri yazılı taşınmaz için ilgili tapu sicil müdürlüğüne 6361 Sayılı Kanunun 22 madde hükmü gereğince tapu kütüğünün şerhler hanesine düşülen sözleşme şerhinin terkinine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, fiili imkansızlığın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek akdi faizi ile birlikte ekipmanların değerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın taşınmazın aynına ve üzerindeki haklara ilişkin dava olduğu, ilgili leasing şirketi ve müvekkili arasında 25/01/2013 tarihinde konusu gayrimenkul olan ve ödeme sonunda mülkiyetin kiracıya devredileceği ödeme sürecinde taşınmazın kullanımının kiracıya bırakıldığı bir sözleşme imzalandığı, davalının ödemelerini bir müddet düzenli olarak yaptığını, daha sonra ticari sıkıntı sebebiyle ödeme güçlüğüne düştüğünü, leasing şirketiyle yaptığı görüşme sonucu gayrimenkulü derhal boşaltırsa o ana kadar ödemelerin kendisine geri ödeneceği vaadiyle taşınmazı Ocak 2014’te boşaltarak tescil ettiğini, leasing şirketi vadinde durmamış müvekkili şirkete ödememe nedeniyle ihtarname gönderdiğini, fakat sözleşmenin feshi nedeniyle herhangi bir belge düzenleyip göndermediğini, leasing sözleşmesi konusu gayrimenkul, leasinge konu taşınır eşya makine gibi zilyetlikle beraber mülkiyeti kiracıya geçen kullanınca değeri düşen bir mal olmadığını, konumu itibariyle merkezi bir yerde olduğunu, finansal kiralama sözleşmesi klasik kira sözleşmesinden farklı olduğunu, kira bedelinin sadece kiracının malı kullanma yararlanma karşılığı kiralayana ödediği bedel olmadığını, sözleşme konusu taşınmazın alım, satım, sigorta, vergi masraflarının da davalı tarafından karşılandığını, davalı mülkiyeti kazanamadığına göre, bu bedellerin geri ödenmesi gerektiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mülkiyeti edinme için yaptığı ödemeler, alım, satım, sigorta vergi için ödediği masrafların yapıldığın günden itibaren işleyen faiziyle birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulü ile; taraflar arasında akdedilen Beşiktaş 3. Noterliğinde düzenlenen 25/01/2013 tarihli 02520 yevmiye, 54465 sözleşme numaralı düzenleme şeklinde Finansal kiralama sözleşmesinin feshine, Sözleşmeye konu olan Kocaeli ili, Körfez ilçesi, Yarımca Mahallesi, Harmanlar Mevkii, Zemin Kat, bağımsız bölüm, No:1, Zemin kat bağımsız bölüm No:2, zemin kat bağımsız bölüm No:4 sayılı bağımsız bölümler yargılama devam ederken tedbiren davacı şirkete teslim edildiğinden aynen teslim konusunda karar verilmesine yer olmadığına,karşı davanın ise reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karşı davalarının harç yatırılmadığı sebebiyle reddinin hukuka aykırı olduğunu, 10/10//2016’da karşı dava harcının yatırılmış olduğunu ve talepleri niteliği gereği davanın maktu harç yatırılarak açtıklarını, ileri sürdükleri ve delillendirdikleri, incelenmesini istedikleri tüm hususların davanın inkarının dile getirilmesi olduğunu, bu nedenle savunmalarının ve taleplerinin bu nedene dayanarak inceleme dışı bırakılması ve reddinin hukuka aykırı olduğunu, dosyaya sundukları belgeler sözleşme, sözleşme konusunun gayrimenkul oluşu ve kullanım amacı incelendiğinde sözleşmenin baştan geçersiz olduğunun görüleceğini, hukuken geçerli bir sözleşme var olsa bile gayrimenkullerin değeri, davalı karşı davacı tarafından ödenen meblağ karşılaştırıldığında davalı karşı davacı gayrimenkullerin tamamına yakın bir bedel ödemiş olduğunun görüleceğini, bedelin neredeyse tamamına yakınını ödeyen davalı karşı davacı ödeme yapmadığı sebebiyle hem gayrimenkulleri hem ödediği bedeli kaybetmesinin kabul edilemeyeceğini, gayrimenkullerin değeri tespit ettirildiği, değerleri yapılan tapu devri bedelleri tapudan sordurulduğu halde mahkemece davalı karşı davacının yaptığını, ödeme miktarı ve talebi karşılıklı edimlerin değeri göz önüne alınmadığını, bilirkişiye inceleme konusu yaptırılmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı- karşı davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı vekilinin bilirkişi raporuna ilişkin itirazları davayı sürüncemede bırakmak amacıyla yapılmış olduğunu, itirazlarının hiçbir hukuki değeri olmadığını, imzaladığı ve 1 yıl süresince ödeme yaptığı sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmesinin davalının kötüniyetini açıkça ortaya koyduğunu, sözleşmenin geçersizliğine ilişkin iddiaları objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğundan, reddedilmeye mahkum olduğunu, imzalanan finansal kiralama sözleşmesinin yasa ve usule uygun ve geçerli bir sözleşme olduğunu, davalı tarafın sözleşme yapılırken dava konusu taşınmazları değerinin üstünde fiyata davacı karşı davalı şirket tarafından satın alınmasını sağlandığını, taşınmazların gerçek değerinin dosyada mübrez bilirkişi raporunda yazan miktar olduğunu ayrıca, davalının taşınmazlarda bulunan sürgülü, katlanır cam sistemlerini söktüğünü, taşınmazlara zarar verdiğini, taşınmazlara ilişkin su borcunu bile ödemediğini, davalının hiçbir ödeme yapmadığı gibi, taşınmazları teslim edip kira şerhinin terkini için gerekli başvuruyu da yapmamış olduğunu, huzurdaki davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, bilirkişi raporunun davayı doğruladığını, yalnız huzurdaki davada dava konusu taşınmazların değerinin 420.000-TL olarak tespit edilmiş olduğunu, harcın bu bedel üzerinden tamamlanması gerektiğini, harcın tamamlanmasına müteakip dosyanın heyete tevdi yönünde karar verilmesini belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2021 tarih, 2018/529 Esas – 2021/80 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, finansal kiralama sözleşmesinin feshi nedeniyle aynen teslim/ alacak ve karşı dava tazminat istemlerine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş karara karşı davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 Sayılı HMK’ nın “Karşı davanın açılması ve süresi” başlıklı 133. maddesinde; “1) Karşı dava, cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe verilmek suretiyle açılır. (2) Süresinden sonra karşı dava açılması hâlinde, mahkeme davaların ayrılmasına karar verir.” denilmiştir.
Diğer yandan,HMK’ nın, “Dava Dilekçesinin İçeriği”nin düzenlendiği 119 maddesinin (1)-d bendinde; davanın konusu ve malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde gösterileceği hükme bağlanmış, anılan Yasa hükmünün 2. fıkrasında ise;
(2) Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” hükmüne yer verilmiştir.
Keza, HMK 31. maddesi ise, “Hâkimin Davayı Aydınlatma Ödevi” başlığı altında, “Hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir;soru sorabilir;delil gösterilmesini isteyebilir. ” denilerek, hakime davayı aydınlatma ödevi yüklemiştir.
Metinde görüldüğü gibi davacı ve davalının ad, soyad veya unvanları, davacının Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa yasal temsilcinin veya vekilin adı, talep sonucu ve davacı veya vekilinin imzası dava dilekçesinde bulunmuyorsa hakimin davacıya vereceği kesin süre içinde bunları tamamlamasını istemesi ve bunların tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar vermesi gerekir.
Ancak; mahkemenin adı, davanın konusu veya değeri, vakıaların özetleri ve bunların ne şekilde ispatlanacağı hususları ile dayanılan hukuki sebepler dava dilekçesinde belirtilmemiş ise davacıya kesin süre verileceğine ve bunların tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağına dair bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Belirtilen unsurların dava dilekçesinde bulunmaması tek başına davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yolunu açmaz. Böyle bir durumda hakim yargılamaya başlar ve eksik unsurun niteliğine göre farklı çözüm yolları ya da sonuçlar doğar. Mesela; vakıalara ilişkin eksiklikler tamamlanamazken,hukuki sebeplerin yazılmamış olması (hakimin hukuku kendiliğinden uygulaması ilkesi gereği) sonuca etki etmez. Dava değeri yazılmamış bile olsa hakimin bunu re’sen saptaması, alınacak harç miktarının tespiti bakımından şarttır. Vurgulamak gerekir ki yasadaki düzenleme, bu unsurlarda eksiklik halinde davacıya süre verilmeksizin (olağan süreci içinde) esasa girilmesini hedeflemektedir. (Hukuk Genel Kurulu, 2014/23-350 E., 2016/24 K.)
Kaldı ki, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre, dava konusunun gerçek değerini belirleyip bu değer üzerinden harç almak mahkemenin resen yapması gereken görevlerdendir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, asıl davanın dava dilekçesinin davalıya 10.04.2017 tarihinde tebliğ edildiği, 2 haftalık yasal süre sonundan itibaren geçerli olmak üzere cevap süresinin mahkemece 25.04.2017 tarihli kararla 2 hafta daha uzatılmış olduğu, bu suretle cevap süresinin (ve karşı dava açma süresinin) son gününün 08.05.2017 olduğu, ancak karşı dava dilekçesinin davalı tarafça mahkemeye teslim tarihinin 09.05.2017 olduğu, UYAP kayıtlarında da daha önceki tarihli bir karşı dava dilekçesi bulunmadığı görülmekle, HMK’nın yukarıda belirtilen 133/2.maddesi hükmü gereğince mahkemece karşı davanın ayrılmasına karar verilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmemiş olması,
Ayrıca; davalı-karşı davacı vekili davaya cevap dilekçesinde;sözleşme konusu taşınmazın alım, satım, sigorta, vergi masrafları da müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkili mülkiyeti kazanamadığına göre bu bedellerin geri ödenmesi gerektiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mülkiyeti edinme için yaptığı ödemeler, alım, satım, sigorta vergi için ödediği masrafların ,yapıldığı günden itibaren işleyen faiziyle birlikte geri ödenmesine karar verilmesini talep etmiş olup, dilekçede talep miktarı yönünden değer belirtilmediği halde,
HMK’nun yukarıda anılan hükümlerine göre, dava konusunun değeri davacıya açıklattırılmak suretiyle belirlenip, harcın tamamlanması gerekirken, bu eksiklikler tamamlanmaksızın ve gerekçede red nedeni açıklanmaksızın karşı davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Kaldırma sebeplerine göre davalı karşı davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının ise bu aşamada incelemesine gerek görülmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacı/karşı davalı vekilinin adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda anlatılan sebepler ve kamu düzeni nazara alınarak, Davalı/karşı davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince dava şartlarına aykırılık bulunması nedeniyle kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesi gerektiğine, davalı/karşı davacı vekilinin sair istinaf sebeplerinin ise bu aşamada incelenmesine gerek olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı/karşı davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/02/2021 tarih, 2018/529 Esas ve 2021/80 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı/karşı davacı hakkında düzenlenen 26/04/2021 tarihli ve 40.343,37 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
9-Davalı/karşı davacının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.07/02/2022


Başkan…
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*