Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1303 E. 2022/1007 K. 13.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1303
KARAR NO : 2022/1007

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :22/10/2020
NUMARASI :2018/183 Esas – 2020/433 Karar
DAVACI/
KARŞI DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. …
DAVALI/
KARŞI DAVACI :UZMANLAR PLATFORM HİDROMEKANİK MAKİNA OTO. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ :Av. …
ASIL DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
ASIL DAVA TARİHİ :22/03/2018
KARŞI DAVA :Tazminat (Ayıp Nedenine Dayalı)
KARŞI DAVA TARİHİ :30/04/2018

KARAR TARİHİ :13/05/2022
KR. YAZIM TARİHİ :13/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı şirketin talebi üzerine malzeme sağladığını, talep edilen işleri yaptığını, davacı-karşı davalının alacağına istinaden davalı-karşı davacı tarafa fatura kesip teslim ettiğini, davalı-karşı davacı tarafın faturalardan ve cari hesaptan kaynaklı 06/03/2018 tarihli cari hesap ekstresinde gözüken 8.259,00-TL bakiye borcu kaldığını ve borcun ödenmediğini, davacı-karşı davalının cari hesap ekstresi ve faturalardan doğan bakiye alacağının tahsili için Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13706 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı-karşı davacının alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak borca ve yetkiye itiraz ettiğini, davacı-karşşı davalı ile davalı-karşı davacı arasında yetki sözleşmesi imzalanmadığını, tarafların adreslerinin Kocaeli olduğunu, davacı-karşı davalının edimini ifa yerinin de Kocaeli olduğunu beyanla itirazın iptali ile takibine devamına, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalının icra takibini cari hesaba dayandırdığını bu nedenle davacı-karşı davalının yazılı cari hesap sözleşmesini dosyaya sunması gerektiğini, davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya borcu olmadığını davacı-karşı davalının tedarik ettiği malzemelerin ayıplı olması nedeniyle bilakis davacıdan alacaklı olduğunu, davacı-karşı davalının davalı şirkete hidrolik hortum tedarik ettiğini, davalı-karşı davacının bu hidrolik hortumları Kartepe-Kocaeli’de kurulu fabrikasında sepetli platform üretiminde kullandığını, davacı-karşı davalı tarafından temin edilen hidrolik hortumlarda yağ kaçağı nedeniyle ayıp olduğunun sepetli vinçleri satın alan müşterilerin şikayetleri üzerine öğrenildiğini ve yapılan test ve incelemelerde hortumların gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığını, tedarikçi firmanın derhal bilgilendirildiğini ve ayıplı malların iade alınarak cari hesaptan mahsup edilmesi gerektiğinin izah edildiğini, davacı-karşı davalının fabrikaya gelerek hortumları inceleyip kul yapısı olur böyle şeyler diyerek mağduriyeti gidereceğini beyan ettiğini, buna ilişkin elektronik yazışmalar olduğunu, Noter kanalıyla davacı-karşı davalıya ihtar çekildiğini, davalı-karşı davacının müşteri şikayetlerine maruz müşterilerine ücretsiz servis hizmeti vermek, hortumları ücretsiz değiştirmek zorunda kaldığını ve prestij kaybı yaşadığını, davalı-karşı davacının davacı-karşı davalının tedarik ettiği malzemelerden ötürü uğradığı zarar ziyan hesap edildiğinde borçlu olmaktan öte alacaklı olduğunu, karşı dava neticesinde yapılacak inceleme ve değerlendirme sonucunda ortaya çıkacak alacaklarının takas ve mahsubunu talep ettiklerini, davalı-karşı davacının müşterilerinin sepetli platform siparişlerini iptal ettiğini, bir kısım müşterilerine süresinde teslim edemediği platformlar yerine sektörde üretim yapan diğer firmalardan mecburen platform kiraladığını ve kiralama hizmet bedeli ödemek zorunda kaldığını, uğranılan zararların davalının ticari defterlerinde ve faturalarla kayıtlı olduğunu beyanla şimdilik 1.000-TL maddi tazminatın faiz ve ferileriyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulü ile, Davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/13706 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, Alacak likit olduğundan 8.259,00 TL üzerinden hesap edilecek %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Karşı davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı-karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; borca itirazının haklılığı dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarıyla ortaya çıktığını, karşı davanın kabulü ve esas davanın reddi gerekirken aksi yönde hüküm tesis edilmesinin hatalı olup bozmayı gerektirdiğini, ayıp ihbarının Noter kanalıyla yapılması şart olmayıp, yerel mahkemenin süresinde Noter kanalıyla ayıp yapılmadığı gerekçesiyle karşı davayı reddetmesinin kanuna ve usule aykırı olduğunu, davacının söz konusu ayıptan haberi bulunmakta olup davacıyla defalarca kez iletişime geçildiğini ancak davacı tarafın kötü niyetle icra takibine giriştiğini, icra takibinin cari hesap alacağına dayandırılmış ise de cari hesap ilişkisinin varlığı davacı tarafından ispatlanmadığını, cari hesap ilişkisinin varlığı kabul edilse dahi bu kez ilgili cari hesap ekstresinin davalı-karşı davacıya tebliğ edilmediğini, bu durumun TTK m.89/2’deki ve TTK m.94’teki amir hükümlere aykırılık teşkil eden usuli bir eksik olduğunu, ayrıca cari hesap ekstresinin icra dosyasına da sunulmadığını, davacı-karşı davalının kusurlu olduğu ve satılan malların ayıplı olduğunun bilirkişi marifetiyle tespit ettirilmesi karşısında davalı-karşı davacının ayıplı mal nedeniyle uğradığı zararın tespit edilerek icra takibinde yazılı miktardan mahsubu ile takibini iptaline karar verilmesi gerekmekte iken davanın kabulüne karar verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı-karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.

DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2020 tarih, 2018/183 Esas – 2020/433 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava; açık hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, karşı dava ise; açık hesaba konu emtianın ayıplı olması nedeniyle uğranılan zararın giderilmesi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı-karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı-karşı davalı tarafından Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13706 Esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı-karşı davacı aleyhine açık hesap ilişkisinden kaynaklı 8.259,99-TL alacağın tahsili için başlattığı takibe yönelik itiraz üzerine asıl davanın açıldığı ve davalı-karşı davacının itirazının iptalinin talep edildiği, davalı-karşı davacının ise, açık hesap alacağını inkar ederek, 20/09/2017 tarihli faturaya konu mallar yönünden ayıp iddiasında bulunarak ayıp nedeniyle uğranılan zararların takibe konu alacaktan takas ve mahsubunu sonrasında karşı dava ile bakiye zararın giderilmesini talep ettiği, mahkemece incelenen taraf defterleri uyarınca davalı-karşı davacının kendi defterlerine göre davacı-karşı davalıya 8.259,99 TL borçlu gözükmesi, ayıp nedenli zarar yönünden ise, 6102 sayılı TTK’nın 23/1.c fıkrası ile 18/3 maddesi gözetilerek noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile süresi içerisinde ayıp ihbarının yapılmamış olması sebebiyle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ”İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddesine göre; taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez.
Ayrıca ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı savunması defi niteliğinde olup bu hususun davacı-karşı davalı tarafından ileri sürülmesi gerekir. Basit yargılama usulüne tabi eldeki davalarda, davalı tarafından cevap ve karşı dava dilekçesinde teslim edilen malzemelerin ayıplı olduğu iddiası maddi vakıa olarak ileri sürülmüş, karşı dava dilekçesi davacı-karşı davalıya 10/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davacı-karşı davalının, karşı dava dilekçesine yönelik cevap dilekçesi sunmadığı, ilk kez 25/09/2019 tarihli beyan dilekçesinde süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını savunulduğu anlaşılmaktadır. Bu durum savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağına aykırı olduğundan artık davalının ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına dair savunmasının dinlenilmesi mümkün değildir(Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 13/01/2020 tarih E: 2016/29435 K: 2020/31).
Öte yandan, mahkemece ayıp ihbarının TTK’nın 18/3 maddesine yapılması gerektiği belirlemesi yapılmış ise de; TTK m.18/3’deki tacirler arasındaki bildirim usulleri geçerlilik şartı değil ispat şartıdır. Kaldı ki ayıp ihbarı TTK 18. maddesinde sayılan işlemlerden değildir. Bu nedenle mahkemenin bu yöndeki kabulü de doğru görülmemiştir(Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 06/04/2021 tarih, E: 2020/4077, K:2021/3351).
Bu durumda mahkemece ayıp nedenli uyuşmazlığa konu edilen 20/09/2017 tarihli faturaya konu malzemelerin tür ve miktar itibariyle keşif mahallinde incelenen malzeme ile uyumlu olup olmadığı ile sair yönlere dair rapora yönelik davacı-karşı davalının itirazlarına yönelik makine mühendisi bilirkişiden ek rapor alınarak, sonrasında davalı-karşı davacının zarar miktarının tespitine yönelik talebi yönünden usuli işlemlerin tamamlanması neticesinde taraf iddia ve savunmalarına göre oluşacak kanaate göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı ve eksik değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın kaldırılması gerekmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacı-karşı davalı vekilinin adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle; davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı-karşı davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/10/2020 tarih, 2018/183 Esas ve 2020/433 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince davalı-karşı davacı vekilince Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13706 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın davalı-karşı davacıya iadesine,
9-Davalı-karşı davacı hakkında düzenlenen 26/04/2021 tarihli ve 464,42-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.13/05/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*