Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1239 E. 2021/1360 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1239
KARAR NO : 2021/1360

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/02/2021 Tarihli İhtiyati Tedbir Kararı
NUMARASI : 2021/93 Esas

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/
DAVACILAR : 1-… (T.C. N:…)
2-… (T.C. N:…) –
VEKİLİ : Av. … –
KARŞI TARAF/DAVALI : … (T.C. N:…) –
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Şirket Müdürünün Azli, Tazminat
TALEP : İhtiyati Tedbir
DAVA TARİHİ : 15/02/2021

KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 27/09/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkillerinin davalı ile birlikte Teknobil Medikal şirketinin kurucularından olduğunu, davalının şirkete yetkili olduğunu, şirketin amacının hastane, klinik, poliklinik, laboratuvar ve doktor muayenehaneleri ile sağlık kuruluşlarının ihtiyaçları olan her türlü malzemelerin pazarlanması, alınıp satılması, ithalat ve ihracat yapmak olduğunu, müvekkillerinin davalıya ihtarat çıkartarak şirket merkezinde toplanmak üzere olağanüstü toplantı çıkarması talep ettiklerini, ancak herhangi bir olumlu sonuç elde edemediklerini, temsile yetkili müdür olarak davalının sorumluluğu söz konusu loup gerekli özen ve yükümlülüğü göstermediğini, şirketin faaliyet alanı ile ilgili bugüne kadar yapılmış tek işi olan Sivas Devlet Hastanesi 22 istasyonluk pnömatik kan tüpü taşıma işinin karşılığı olan 300.000,00-TL’nin tamamının şirketin tek yetkili müdürü olan davalı tarafından diğer pay sahiplerinin onayı olmadan hibe edilerek bu yönde fatura kesildiğini, davalının basiretli bir iş adamı gibi davranmamış olduğunu, şirket müdürlüğü ile alakalı üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirmediğini, TTK 235/1 maddesi hükmü gereğince dava sonuçlanıncaya kadar davalının yönetim-temsil yetkisinin kaldırılarak tedbiren kayyım atanması gerektiğini, davalı tarafından şirket zarara uğratılmış olduğundan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL tazminatın şirkete ödenmesi gerektiğini beyan ederek dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren …’ın müdürlüğünün kaldırılarak öncelikle şirket ortağı …’ın kayyım atanmasına, davalının şirket müdürlüğü yetkisinin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şirketin uğramış olduğu zararlarına karşılık şimdilik 10.000,00-TL tazminatın ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 16/02/2021 TARİHLİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; “… Davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine …” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlık konusu bir hak bulunmakta olup, talep edilen kayyum atanması yönünde tedbir talebinin sebepleri dosya kapsamında mevcut olup, hem hak hem de sebeplerin yaklaşık ispat seviyesinde ispatının söz konusu olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Karşı taraf davalı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle; tedbir talebi alınması için yaklaşık ispata elverişli deliller sunulmuş ve bu deliller üzerine ihtiyati tedbir talep edilmiş olması gerektiğini, lakin davacılarca yalnızca beyanlardan ibaret iddialarla tedbir talep edildiğini, dolayısıyla tedbir talebinin reddinin yerinde olduğunu belirterek; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/93 Esas sayılı 16/02/2021 Tarihli ihtiyati tedbir kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; şirket müdürünün azli, şirket zararlarının tazmini ve kayyım atanması istemlerine ilişkindir.
Derdest dava kapsamında davalı şirket müdürünün yetkisinin kaldırılarak şirket ortağı/davacı …’ın şirkete kayyım olarak atanması talebi üzerine ilk derece mahkemesinin 16/02/2021 tarihli ara kararıyla talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
TTK’nın 630-(2) maddesi; “her ortak, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebilir” hükmü düzenlenmiştir.
TTK’nın 625. ve 626. maddelerine göre; müdürler görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kuralı çerçevesinde gözetmekle yükümlüdürler. Müdürler, kanunların ve şirket sözleşmesinin genel kurula görev ve yetki vermediği bütün konularda görevli ve yetkilidirler.
TTK’nın 630. maddesinde; geçici hukuki koruma konusunda özel bir hüküm bulunmadığından, genel hüküm olan HMK’nın 389. vd. maddeleri uygulanmalıdır.
TTK’nın 235-(1) maddesinde; “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde temsil yetkisi, bir ortağın başvurusu üzerine, mahkemece kaldırılabilir. Gecikmesinde tehlike bulunan hâllerde mahkeme temsil yetkisini ihtiyati tedbir olarak kaldırıp bu yetkiyi bir kayyıma verebilir. Kayyımın atanmasını, görevlerini, mahkemece verilen temsil yetkisini ve bunların sınırlarını, mahkeme resen tescil ve ilan ettirir.” hükmü bulunmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 389-(2) maddesi; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.”.
6100 sayılı HMK’nın 390. maddesi; “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” hükmünü içermektedir.
Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri; ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında; yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara karar verilirken, haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/01/2013 tarih 2012/17605 Esas 2013/49 sayılı kararında belirtildiği üzere, şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirket müdürünün azli davalarında verilecek tedbirlerin şirketin hayatını devam ettirebilmesinde sakınca doğuracak mahiyette olmaması gerekir.
Bu bağlamda, davacının azil için gösterdiği nedenlere yönelik olarak tarafların iddia ve savunmaları, dosya kapsamındaki mevcut delil durumu gözetildiğinde; talebe konu tedbir istemleri yönünden gerekli olan yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmemesi, davacının özen yükümlüğüne aykırılık ve şirket menfaatinin gözetilmediğine, diğer deyişle, haklı sebep olgularına yönelik iddialarının varlığı ve kapsamının yargılamayı gerektirmesi karşısında, ilk derece mahkemesince, bu doğrultudaki gerekçelerle verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı, davacının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Karar başlığında; davacılar vekilinin adresinin yazılmaması İİK’nın 260. ve kıyasen uygulanması gereken HMK’nın 391-(2) maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati tedbir talep eden davacıların istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; İhtiyati tedbir talep eden davacıların İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacılar tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacılara iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*