Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1229 E. 2022/720 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1229
KARAR NO : 2022/720

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/03/2021
NUMARASI :2019/538 Esas – 2021/213 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :…. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Tazminat (Kasko Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/12/2019

KARAR TARİHİ :04/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :03/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıya ait BMC marka Otobüsün 06.04.2018 tarihinde davalı … şirketi tarafından sigortalandığını, davacıya ait aracın 05.09.2018 tarihinde park halinde bulunduğu boş araziden çalındığını, bu hususa ilişkin gerekli mercilere başvuru yapıldığını, davacı tarafından 03.04.2019 tarihinde davalı … şirketine ”kasko poliçesi şartları uyarınca araç bedelinin tarafımıza ödenmesi” hususunda başvurulduğunu, fakat davalı şirketin yapılan görüşmeler neticesinde talebi haksız ve yersiz olarak reddettiğini, davacı ile davalı arasında imzalanan sigorta poliçesinin 4 nolu ”teminat hakkında genel bilgiler” başlıklı maddesinin 4.1 nolu ”teminat özeti” ile ilgili fıkrasında da denildiği üzere tüm risklerin teminat dahilinde olduğunu, davacının aracının davacının emniyeti suistimali söz konusu olmaksızın boş arazide park halinde iken çalındığını, dolayısı ile davalının iş bu poliçeden doğan teminat bedelini ödememesinin herhangi bir haklı gerekçeye dayanmamakta olduğunu, tüm bu nedenlerle; müvekkiline ait BMC marka aracın çalınması nedeni ile meydana gelen zarar bedeli olan şimdilik bilinen 30.000,00-TL’nin 0001-0210-23095677 nolu kasko sigorta poliçesine dayalı olarak davalı Allianz Sigorta Şirketi’nce temerrüt tarihinden itibaren uygulanacak reeskont faizi ile tanzim edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın 05.09.2018 tarihinde meydana geldiği iddia edilen hırsızlık olayında davalı şirkette sigortalı bulunan otobüsün çalındığını belirttiğini, söz konusu olaya istinaden davalı şirketten zarar bedelinin talep edildiğini, söz konusu aracın sigorta şirketi nezdinde kasko sigortasıyla sigortalandığını, davacı tarafından aracında meydana geldiği iddia olunan araç hasarı talebinin reddine karar verilmesini talep ettiğini, söz konusu hasar talebinin sigorta ettirenin TTK ilgili hükümleri ve kasko sigortası genel şartları gereği yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ve araştırma raporunda görüleceği üzere beyan ile kazanın uyumsuz olması sebebiyle reddedildiğini, bununla birlikte davacının icra borçlarının çok olması, ifade tutanaklarından anlaşılacağı üzere aracı satma şamasında olması ve bozuk motor aracın çalınmasının saçma taşınmasının da zorluğu göz önüne alındığında tarafsız ekiplerce yapılan araştırma neticesinde kurgulanmış bir olay olduğunun anlaşıldığını, araştırma raporu ve kaza zaptından da anlaşılacağı üzere davanın reddinin gerektiğini, kasko sigortası genel şartlarında da belirtildiği üzere kazanın beyan ile uyumsuz olması nedeni ile iş bu dava konusu talebin teminat dışı olarak kabul edilmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle; davanın reddine, davacının davasını ispatı halinde davalı şirketin öncelikler fer’ilerden sorumlu tutulmasını, olmaz ile asıl alacak yargılama giderleri ile vekalet ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, toplam 65.000,00 TL tazminatın davalı … şirketinden 14/04/2019 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsil edilerek davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … şirketi tarafından yapılan araştırma raporu neticesinde elde edilen hukuki ve maddi tespitler karşısında sigorta şirketinin rizikonun farklı şekilde gerçekleştiğinin ispat ettiğinin ve davacının rizikoyu iyi niyet kurallarına aykırı olarak bildirdiğinin kabulü ile davanın reddi gerekirken gerekçeli kararda yapılan tespit ve değerlendirmelerde bu hususların göz ardı edilmek suretiyle kaza ile ilgili çelişkiler giderilmeden davanın kabulüne karar verildiğini, fakat konu araştırma raporu derinlemesine incelendiğinde araştırma raporundaki verilerin uzman bilirkişi tarafınca düzenlendiği esasa alınmadan karar verilmesinin hukuka aykırılık oluşturduğunu, hal böyleyken olayın çelişkileri aydınlatılmadan karar verilmiş olması ve yapılan tespit ve değerlendirmelerin esasa alınmadan karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, davada kabul edilmesi gerekenin yasal faiz olup avans faizine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … şirketinin davacının zararına karşılamamak için hukuki dayanak ve gerçeklikten yoksun bahaneler sunduğunu, davalının zararın teminat kapsamı dışında olduğunu gösterir bir delil sunamadığını, sigorta hukuku konusunun esas itibariyle TTK’da düzenlenmekle birlikte sigorta sözleşmesinden ve poliçesinden doğan ve sigorta şirketine yöneltilebilecek tüm tazminat taleplerinin ticari iş sayıldığını ve avans faizi istendiğini, nitekim sigorta şirketini tazminat ödemekle yükümlü kılan poliçe ve sigorta sözleşmesinin TTK’da düzenlenen hususlar olduğunu, riski ortaya çıkaran faktörün haksız fiil mi yoksa sözleşmeye aykırılık mı olduğunun sigorta şirketini ilgilendiren bir husus olmadığını, kaldı ki davacının aracının ticari bir araç olup BMC marka bir otobüs olduğunu ve hatlı yolcu taşıması yapıldığını belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2021 tarih, 2019/538 Esas – 2021/213 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacının çalınan aracı nedeniyle teminat bedelinin kasko poliçesi kapsamında tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı kasko sigorta poliçesi ile davalı nezdinde sigortalı bulunan aracın sigorta geçerlilik süresi içerisinde park halinde bulunduğu mahalden çalındığını belirterek eldeki dava ile poliçe kapsamındaki hasarın davalıdan tahsilinin talep ettiği, davalının hasarın belirtilen şeklinde gerçekleşmediğini, olayın kurgu olduğunu ileri sürerek hasarın teminat dışı kaldığından davanın reddine karar verilmesini istediği, mahkemece hasarın teminat dışı kalmasını gerektirir halin ispat edilememesi sebebiyle hasar bedeli olarak belirlenen 65.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş karara karşı davalı istinaf yoluna başvurmuştur.
Uyuşmazlık, kasko sigortalı aracın çalınması olgusuna dayalı hasar tazminatından davalının sorumlu olup olmayacağı üzerine olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 1409-(1) maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. Bununla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK’nın 1446-(2) maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat yükü sigortalıya geçer.
Dosya kapsamı delillere göre, davaya konu kasko sigortalı aracın poliçe geçerlilik süresi (06/04/2018-06/04/2019) içerisinde 05/09/2018 tarihinde park halinde bulunduğu mahalden sigortalının bilgisi ve rızası olmaksızın alındığı dolayısıyla sigorta teminatı içerisinde yer alan çalınma halinin gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Bu halde, rizikonun belirtilen şekilde gerçekleşmediği, ve hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü üzerinde bulunan davalı tarafından ispatının gerekmesine rağmen bu nitelikte delilin sunulmaması karşısında mahkemece hasarın sigorta teminatı içerisinde kaldığına dair kabulde yasaya aykırılık görülmemiştir.
Öte yandan, davanın sigorta poliçesine dayalı ticari dava niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla 3095 Sayılı Kanunun 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2. maddesi uyarınca T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranının uygulanmasının istenebilmesi mümkün olup, mahkemece davacının sigorta şirketinden olan alacağına avans faizi uygulamasında isabetsizlik görülmemiştir. Bu hali ile ileri sürülen istinaf nedenlerine göre mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından aksine dair davalı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 4.440,15-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 1.110,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 3.329,85-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,

6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*