Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1225 E. 2022/747 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1225
KARAR NO : 2022/747

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2021
NUMARASI : 2020/424 Esas – 2021/120 Karar

DAVACI : … (T.C. No: …) –
DAVALILAR : 1-BARANSAN PROFİL MAKİNE ALÜMİNYUM METAL SAN. VE TİC. A.Ş. –
: 2-…
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 08/08/2020

KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 04/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …’nde %15 oranında hissedarı olduğunu, ağabeyi davalı …’ın, müvekkiline, payını devretmesi karşılığında pay bedeli ve kâr payı alacaklarını ödeyeceğini belirttiğini, müvekkilinin de ağabeyi olan davalı …’a güvenerek payını devretmeye karar verdiğini, daha sonra Gebze 11. Noterliğinden 16497 yevmiye no’lu genel kurul kararıyla pay devri yapılmaya çalışıldığını, ancak bu işlemin geçersiz olduğunu, hem usulen hem de esasen geçersiz olan bu işlem sonucu müvekkilinin şirketin hissedarı olduğunun tespiti gerektiğini, …’ın ise müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, genel kurul kararı ile yapılmaya çalışılan pay devrinin geçersiz olduğunu, pay senedi çıkarılmamış anonim şirket paylarının devrinin, alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu, pay devirlerinin yazılı bir sözleşme ile devredilmesi gerekirken, ekte sundukları genel kurul kararı ile yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkili hakkında yapılan pay devri adı altındaki genel kurul kararının hukuka aykırı olduğunu ve pay devrinin iptali gerektiğini, müvekkilinin şirket ortağı olduğunun tespitini gerektiğini, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için pay devrinin geçerli olduğu kabul edilirse dahi bu pay devri için müvekkiline ödenecek payın değeri ve kâr payı alacağının kendisine ödenmediğini, Yargıtay kararlarında da sabit olduğu üzere: anonim şirketlerde pay senedi çıkarılmamış hisselerin devri alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu, dolayısıyla bu payların devrinin yazılı olarak yapılması gerekli olup genel kurul kararıyla yapılan pay devirlerinin geçerli olmadığı ve bunun üzerinden zaman geçmiş olmasının ise hakkın kötüye kullanılması olarak kabul edilemeyeceğine ilişkin kararlar verildiğini, bir pay devrinin geçerli olabilmesinin bir diğer şartının da pay karşılığı bedelin pay sahibine verilmesi olduğunu, Yargıtay’ın da bir kararında hukuka uygun bir pay devri karşılığında yapılması gereken taşınmaz devrinin yapılmaması çerçevesinde pay devrini geçersiz kabul ettiğini, davalı …’ın Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı 2019/15353 Soruşturma No’lu dosyasında verdiği ifadesinde müvekkiline ve kardeşi…’a 20.000.000,00 TL (Yirmi Milyon Türk Lirası) değerinde gayrimenkulü borcuna karşılık verdiğini iddia ettiğini, ancak bu şekilde bir gayrimenkulun kesinlikle müvekkiline verilmediğini, iddia ettiği bu miktarın aslında müvekkiline vermesi gereken borcunu açığa çıkardığını, bu borcun kaynağının davalı Baransan Şirketindeki müvekkilinin kar payı alacakları ve hisse devri alacağı olduğunun anlaşıldığını, çünkü davalı … ile müvekkili arasında başka bir borç ilişkisi bulunmadığını beyanla öncelikle davalıların mal varlıklarına devretmelerinin önlenmesi bakımından tedbir konulmasına, geçersiz olarak yapılan pay devrinin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin tekrar aynı pay oranında şirket ortağı olarak tesciline, aksi kanaat halinde pay devrinin geçerli kabul edilmesi halinde müvekkilinin ödenmeyen pay bedelinin pay devir tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinden …’ın, diğer davalı ve müvekkili olan Baransan A.Ş.’nin kurucusu olduğunu, davacı … ile dava dışı Sayın…’ın ise müvekkili Mirseddin ile anne-baba bir kardeş olduğunu, müvekkillerinden …’ın, yaşça davacıdan oldukça büyük olduğunu, uzun yıllardan beri ticaretle uğraştığını, ilk gençlik yıllarından bu yana babası ve davacı dahil tüm kardeşlerinin geçim yükünü de aldığını, müvekkili …’ın, yıllar önce diğer müvekkili Baransan A.Ş. firmasını kurarken, gerek kanuni zorunluluk gereği hissedar sayısı ve gerekse de davacının kendi öz kardeşi olması nedenleri ile davacıya da şirket hissesinden %15 pay sahipliği gösterdiğini, şirketin diğer hissedarlarının da o tarihte müvekkili …’ın çocukları ve dava dışı diğer kardeşi… olduğunu, tüm bu hususların müvekkili şirketle ilgili ticaret sicil kayıtları, defter ve diğer ticari kayıtlar ile de sabit olduğunu, müvekkili … ile davacı arasında, babalarının vefat etmesinden sonra, miras meselesi yönünden anlaşmazlıklar çıktığını, müvekkili …’ın, babasının sağlığında, kendi kazancının büyük kısmı ile edindiği menkul ve gayrimenkul mallarını da babasının adına yaptırdığını, babasının vefat etmesinden sonra da müvekkili Mirseddin’in, bu durumu sorun yapmadığını, babası adına olan tüm malvarlığının müvekkili, davacı kardeşi ve dava dışı kardeşi arasında paylaştırıldığını, kardeşler arasındaki miras paylaşımı yapılırken, taraflar arasındaki tüm ortaklıkların da bu aşamada sona erdirildiğini, baştan itibaren müvekkili tarafından kurulan davalı Baransan A.Ş.’deki davacının %15 hissesinin de, davacı tarafından bedeli karşılığı müvekkiline satılıp devredildiğini, müvekkili ile davacı arasındaki gerek miras paylaşımı ve gerekse de kardeşler arasındaki tüm ortaklıkların giderilmesi için Gebze Ticaret Odası Başkanı, daha önce bir ilçede belediye başkanlığı yapan bir kişinin ve esnaf olan kişilerin aracı olduğunu, taraflar arasındaki tüm ekonomik bağların, bahsi geçen bu aracı kişilerin eliyle, aracılar huzurunda yapıldığını, davacı ile müvekkili arasında paylaşılmayan mirası-miras dışı hiçbir hak ve alacağın kalmadığını, davacının, şirket hissesini müvekkillerinden …’a devrettiği hususu; şirketin resmi kayıtları, genel kurulu ve yönetim kurulu karar defterleri, pay defterleri, noter evrakı, davacının beyanı, davacının imzası, müvvekilinin imzası, herkese karşı bağlayacı olan ticaret sicil kayıtları ile de sabit olduğunu, davacının yaklaşık 5 yıl geçtikten sonra, eldeki davayı açmasının nedeninin ise; davacı ve müvekkili Mirseddin’in amca çocuğu ve aynı zamanda davacının kayınbiraderi olan kişi tarafından yaklaşık 2 yıl önce, müvekkili Mirseddin’in 7 kurşunla yaralanması olayı neticesinde müvekkilinin, davacının da bu yaralama olayı içinde olabileceği şüphesiyle şikayetçi olmasından kaynaklandığını, müvekkillerden …’ın, bu kurşunlama olayı neticesinde aylarca hastanede yattığını ve ölümden döndüğünü, bu olaylar nedeni ile ilgili kişiler hakkında Gebze 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/345 E. sayılı dosyası ile dava açılmış olduğunu, dava dosyasının halen derdest olduğunu, müvekkillerinden … ile davacı arasında yapılmış olan işlemin tarihinin; 2015 yılının 8. Ayı olduğunu, Türk Ticaret Kanunun ilgili hükümlerinde öngörülen ” 2 yıllık zamanaşımı” süresi geçtikten sonra eldeki davanın açıldığını, bu nedenle -davacının iddalarının kabulü anlamına gelmemek kaydı ile- davanın her iki müvekkil açısından da öncellikle zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının iddiasına göre, şirket hisselerini müvekkillerinden Mirsedddin Baran’a satıp bedelini almadığını, oysa iddia ettiği pay bedellerini diğer müvekkili olan Baransan A.Ş.’den talep etmesi, eşyanın tabiatına aykırı olduğunu, bu nedenle davanın şirket olan müvekkili yönünden öncellikle husumetten reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının iyi niyetli olmadığını, maddi ve hukuki gerçeğe aykırı ve tamamen iyi niyetten yoksun olarak açımış olan iş bu mesnetsiz davanın her iki müvekkil yönünden ayrı ayrı reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; anonim şirket hisse devrini tamamlayan yönetim kurulu defteri, pay defteri ve diğer evraklarda davacı adına atılan imzaların sahte olduğu yönündeki iddiaları değerlendirmeden ve bu yönde bilirkişi incelemesi yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, dava anonim şirket pay devrinin geçersizliği ve ortaklığın devam ettiğin tespiti yanında, devrin geçerliliğinin kabulü halinde ise devir bedelinin taraflarına ödenmesi şeklinde terditliyken, bu hususta olumlu veya olumsuz herhangi bir karar verilmediği ve delilleri toplanılmadığını, tanık olarak dinletecekleri kişi listesini sunmuş olmalarına rağmen dikkate alınmamış ve devir geçerli kabul edilse dahi pay bedeli ve kâr payının ödenip ödenmediği hususunda hiçbir araştırma yapılmadığını, davalı taraf, davaya konu pay devrine ilişkin savunmalarında kendi içinde bütünleşemeyecek şekilde çelişkiye düşmüş ve mahkemece bilirkişi incelemesi ile bu çelişki giderilmeden hüküm oluşturulduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf, dava dilekçesinde hiçbir şekilde “sahtecilik ve zorla imzalatma” hususlarını dile getirmediği hatta tarafların akraba olduklarını ve kendilerinin güvene dayalı olarak hisselerini devrettiğini, davacının iyi niyetli olmadığını, davacının pay bedelinin ödenmesi yönünde hüküm tesis edilmediği şeklindeki beyanları da izaha muhtaç olduğunu, davacının iddiasının genişletilmesine muvafakkat edilmemiş ve nedenleri de ayrıntılı anlatıldığını, kaldı ki, davacı davasını açarken “temlik sözleşmesi olmadığı iddiasına” bulunmuş iken, geçersiz olan ikinci dilekçesinde ise bu kez “sahtecilik” iddiasında bulunduğunu beyan ederek, kötü niyetli olan davacının istinaf talebinin ve davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 18/02/2021 Tarih – 2020/424 Esas – 2021/120 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; anonim şirket pay devrinin geçersizliğinin tespiti ve pay oranında şirket ortaklığının tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacının, …’nde %15 oranında hissedarı olduğu, davalı …’ın, davacıya payını devretmesi karşılığında pay bedeli ve kâr payı alacaklarını ödeyeceğini belirttiği, davacının da ağabeyi olan davalı …’a güvenerek payını devretmeye karar verdiği, daha sonra Gebze 11. Noterliğinden 16497 yevmiye no’lu genel kurul kararıyla pay devrinin yapıldığı, ancak bu işlemin geçersiz olduğu, hem usulen hem de esasen geçersiz olan bu işlem sonucu davacının, şirketin hissedarı olduğunun tespiti gerektiği, belirtilerek, geçersiz olarak yapılan pay devrinin geçersizliğinin tespiti ile davacının tekrar aynı pay oranında şirket ortağı olduğunun tespiti, aksi kanaat halinde pay devrinin geçerli kabul edilmesi halinde davacıya ödenmeyen pay bedelinin pay devir tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş ise de eksik inceleme ile karar verilemez.
Buna göre;
Mahkemece yapılan yargılamada; dosya davacısının talepleri yönünden yargılama yapıldığı ve nihayetinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Ancak dairemizce yapılan istinaf incelemesinde; dosyada, davacının usulüne uygun şekilde bildirmiş olduğu delillerin tam ve eksiksiz olarak dosya içerisine alınmadığı ve böylelikle tüm delillerin eksiksiz olarak toplanıp sağlıklı ve hukuka uygun bir şekilde karar verilmediği görülmüştür.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; öncelikle, dosya davacısının bildirdiği ve davanın diğer tarafınca bildirilen delillerin tam ve eksiksiz olarak dosyaya kazandırılması; yine, bunun yanı sıra taraflar arasında olduğu belirtilenn Gebze Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/15353 Soruşturma No’lu dosyası ile Gebze 2.Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/345 E. sayılı dosyasının fiziki olarak dosya arasına alınarak değerlendirilmesi ve oluşacak kanaate göre bir karar verilmesi olmalıdır. tüm bu açıklanan hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle karar verilmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan;
Terditli (kademeli) davalarda (6100 sayılı HMK mad. 111), davacı aynı davalıya karşı aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini aralarında aslilik ve fer’ilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Terditli davalardaki taleplerden biri asıl taleptir; ikincisi fer’i taleptir. Davacı, ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister, yardımcı talebini ise asıl talebin reddedilmesi ihtimali için yapar. Mahkeme de, davacının asıl talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’i talebi inceleyemez ve karara bağlayamaz.
Somut olayda, davacı dava dilekçesinde anonim şirket hisse devrinin geçersiz olduğunun tespiti ,bu payların adına tescilini, mümkün olmaması halinde devredilen payların bedelinin tespit edilerek bu bedelin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının asli talebi olan anonim şirket hisse devrinin geçersiz olduğunun tespiti hakkında karar verilmiştir.
O halde, mahkemece, yukarıda bahsedilen ilkeler ışığında, davacının fer’i talebi olan devredilen pay bedellerine ilişkin gerekli inceleme, araştırma yapılmalı gerektiğinde bu konuda konusunda uzman bilirkişiden rapor alınarak devredilen payların bedelleri tespit edilmeli, sonrasında HMK 297. madde uyarınca, davacının terditli talepleri hakkında ayrı ayrı olumlu-olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususlar göz önüne alınmadan karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2021 tarih, 2020/424 Esas ve 2021/120 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 05/04/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*