Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1223 E. 2022/231 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1223
KARAR NO : 2022/231

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :05/11/2018
NUMARASI :2017/809 Esas – 2018/891 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…)
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :… (T.C.No:…) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :15/11/2017

KARAR TARİHİ :07/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ :21/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının vekili ve aynı zamanda babası olan … bu sözleşmeye göre davalıya ait Gebze Center durağında faaliyet gösteren …plakalı aracın davacı tarafından aylık 2.750,00-TL+durak kirası ödenmek kaydıyla kiralandığını, kiraların düzenli olarak davalı tarafa ödenmekte iken 2014 yılı Ocak ayı içerisinde davalının babası ve vekili olan …’nin durakta buluan araçtan plakayı sökerek alıp gittiğini ve davacının aracı çalıştırmasına engel olduğunu o tarihten buyana ticari plakalı aracın davacıya teslim edilmediği gibi davacının davalı adına satın aldığı aracın da iade edilmediği ve sözleşme sırasında davacı tarafından düzenlenip davalı tarafa verilen 40.000,00-TL bedelli bononun da davacıya iade edilmediğini, davacının 2014 yılı Ocak ayından itibaren davaya konu ticari taksiyi çalıştıramayarak davalının eyleminden dolayı kar mahrumiyeti yaşadığından müvekkili tarafından davalının vekili …’ye sözleşmeden verilen 40.000,00-TL bono nedeniyle borçsuz olduğunun tespiti, davacı tarafından bu sözleşme gereği davalı adına satın alınan davalı tarafından iade edilmeyen 2009 model Fiat Albea marka aracın iadesini veya araç bedeli olan 18.000,00-TL’nin davacının mahrum kaldığı kar nedeniyle şimdilik 2.000,00-TL belirsiz alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının vekili … ile davacı arasında 14/09/2013 tarihinde araç kiralama ve çalıştırma sözleşmesi imzalandığını, tarafların 2.750,00-TL+durak kirasına anlaştıklarını, sözleşmenin (12+12) 24 ay için yapıldığını davacı tarafın iddia ettiği gibi 2009 model Fiat Albea araç alınıp taksi olarak çalıştırılmaya başlandığının doğru olmadığını, davacı kira ilişkisi devam ettiği sürede davalıya ait … plakalı 2006 model Fiat Albea aracı kullandığını, araç değişikliği olmadığını, kiraların düzenli olarak davalıya ödenmediğini, 2014 yılı Ocak ayı içerisinde plakanın davalının babası … tarafından söküldüğü aracın çalıştırılmasın izin vermediği iddiasının doğru olmadığını, davacı taraf ile davalının babasının hesap yaptıklarını ödenen kira bedelleri, araç yıpranma payı ve davalının uğradığı zararlar için toplam 40.000,00-TL olarak anlaşmaya varıldığını ve davalının babası …’ye sözleşme tarihinden teslim edilen 40.000,00-TL bedelli senet, ödenmeyen kira bedelleri, araç yıpranma payı ve davalının babasında bırakıldığını, senet bedelinin ödenmediğin, davalının alacağını alamadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın, davacı ile arasında sözleşme imzalanan vekile değil asile karşı açıldığını ancak kötü niyetli davalı tarafından babası ve vekili tarafından dava açıldıktan sonra bonoların icraya konulduğunu, MK. 2 gereği yerel mahkemece bu kötü niyetin korunmaması ve dava açıldıktan sonra bonoları icra takibine alacaklı olarak koyan …’nin davaya dahil edilmesi kabul edilmesi gerekirken davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının davaya konu bonolar nedeniyle ne davalı …’ya ne de onun babası ve vekili olarak bonoları teslim edilen …’ye borcu olmadığının açıkça ortada olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/11/2018 tarih, 2017/809 Esas – 2018/891 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kıymetli evrak niteliğindeki bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı vekili tarafından hükme yönelik süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuş, sonrasında 15/04/2021 tarihli dilekçe ile kanun yolu başvurusundan feragat edildiğine dair dilekçe sunulmuş ise de; 6100 sayılı HMK’nın 74. maddesi gereği vekil tarafından kanun yollarından feragat işleminin sonuç doğurması için vekile bu hususta özel yetkinin verilmesi gerekmektedir. İstinaf yolundan feragat isteminde bulunan davacı vekili Av. …’nün dayanak vekaletnamesinde kanun yolundan feragat özel yetkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, istinaf başvurusunun esasının incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda, taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasında ki ilişkiyi ifade eder. Sıfat; bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti, davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise; o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin; davacı veya davalı sıfatına sahip olup, olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def’i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re’sen nazara alınmasıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesine göre; taraf değişikliği talebi kural olarak, karşı tarafın rızasına bağlı olup, maddi hatadan kaynaklanan, dürüstlük kuralına aykırı olmayan dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir, yanılgıya dayalı olması halinde taraf değişikliği talebi; karşı tarafın rızasına bağlı olmaksızın hakim tarafından kabul edilir.
Somut olayda; davaya konu edilen 14/09/2013 tanzim tarihli, 40.000,00-TL bedelli senet metninden davacının keşideci, dava dışı …’nin lehtar/hamil olduğu anlaşılmaktadır. Bir başka deyişle, davaya konu senetten kaynaklı alacak hakkı ile davalı … arasında ilişki bulunmamaktadır. Diğer yandan, davacının taraf değişikliği talebine davalı rızası göstermemiş, ayrıca tarafın yanlış gösterimi, maddi hatadan kaynaklı, kabul edilebilir bir yanılgıya da dayalı değildir. Bu nedenlerle, davalının hak sahipliğinin bulunmadığı alacağa yönelik davada, davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığına dair yerel mahkeme belirlemesinde ve sonucunda yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/02/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*