Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1218 E. 2022/724 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1218
KARAR NO : 2022/724

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/03/2021
NUMARASI :2020/119 Esas – 2021/187 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
VEKİLİ :……
DAVA :Ürünün Ayıplı Olup Olmadığının Tespiti İstemli
DAVA TARİHİ :13/02/2020

KARAR TARİHİ :04/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :19/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı vekili 13.02.2020 tarihli dava dilekçesinde davalı ile davacı arasında; davacı şirketin, ithalat ve ihracat konularında faaliyet gösteren ve değişik türden tutkallar, kimyasallar, makineler, çelik, polimer ve katkı malzemelerini yurtdışından temin ederek satışını yaptığı, Portekiz menşeli bir şirketin ürünlerinin Türkiye’de satışını yapan Göktürk Müh. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.’den satın aldığı “K Melt Y Volution M-39″ kodlu tutkalı davalıya sattığını, davalı … Orman Ürünleri San.ve Tic. Ltd. Şti.’nin satın aldığı tutkalı ürettiği üründe kullandığını, tutkalın kullanıldığı ürünlerde bir süre sonra açma yapması nedeniyle söz konusu tutkalın ayıplı olduğu bildirimi yaptığını, tutkalın üreticisi olan firmaya durumun bildirildiğini ve firmanın yapılan test sonuçlarına göre ayıp olmadığı sonucuna ulaşıldığını, davalı şirketin tutkalın kullanıldığı ürünlerden müşterilere gönderilenlerin açma yapması nedeniyle müşteriler tarafında iade edildiğini, sorun devam ederse davalının ödeme yapmayacağını açıkladığını, davalı ile davacının arasında uzun süreden beri ticari ilişkisi olduğunu, hatalı ve bozuk malların ayıbının tespit edilmesi ve kullanılan dava konusu tutkalın yapıştırma kapasitesi yönünden ayıplı olup olmadığının tespitinin yapılmasının talep edildiğini, davacı tarafından davalıya satılan”K Melt YVolution M-39” kodlu tutkalın ayıplı olup olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıdan satın alınan ve dava konusu olan tutkalın ayıplı olması nedeniyle davalının üretip müşterilerine satışını yaptığı ahşap malzemede açılma ve soyulmalar meydana gelmesi nedeniyle satışı yapılan ahşap malzemelerle ilgili müşterilerden ayıp bildirimleri geldiğini, bundan dolayı davalı şirketin zarara uğramasının yanında müşterilerine ayıplı mal satmış olarak ticari itibar kaybına da uğradığını ve bundan dolayı oluşmuş zararının tazmin yönünde dava açma hakkının saklı olduğunu, açıklanan durumlar ve davacının satışını yaptığı tutkalın ayıplı olduğunun davacıya bildirilmesine rağmen davacının satışını yaptığı ürünün ayıplı olmadığını iddia ettiğinden dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunun tespitinin yapılmasının uygun olacağını belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Açılan davada HMK’nın 114/1-h maddesinde düzenlenen hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda belirtildiğinin aksine taraflar arasında ayıp iddiasından kaynaklı alacak davası açılmasının mümkün olmadığını, zira davacının davalıdan bir alacak talebi bulunmadığını, davacı ile davalı arasında daimi bir ticari ilişki bulunmakta olup davanın ikame sebebinin davalıya satılan ürünlerdeki ayıbın tespiti ile davacının bu ürünleri tedarik ettiği Portekiz firmasına bu durumu resmi olarak bildirme talebi olduğunu, ayrıca mezkur dosyanın 30.09.2020 tarihinde gerçekleştirilen ikinci celsesinin bir numaralı ara kararı ile mahkeme dava açmakta hukuki yararın olduğuna kanaat getirdiğini ancak bu karardan somut ve yeterli inceleme yapmayarak usul ve yasaya aykırı bir şekilde karar aşamasında döndüğünü, tespit davası açılmasının nedeni davalıdan alacak talebinde bulunma olmadığını, ayıbın tespiti ile birlikte davacının davalıya sattığı ürünleri aldığı şirkete karşı resmi olarak ayıbın tespit edildiğini bildirmek olduğunu, davacı tarafından daha önce aynı hususta delil tespiti talebinde de bulunulmuş olup aynı mahkeme tarafından bu talebin de reddedildiğini, elde tespit davası açmak dışında herhangi bir hukuki yol bulunmadığını, davacının huzurdaki davayı açmakta meşru ve güncel hukuki yararı bulunduğunu, hukuki yararın genel bir hukuk kuralı olmakla birlikte her somut olayda farklı şekilde tezahür ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/03/2021 tarih, 2020/119 Esas – 2021/187 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından davalıya satılan “K Melt YVolution M-39” kodlu tutkalın ayıplı olup olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, satım sözleşmesine konu ürünün ayıplı olup olmadığının tespit davası ile talep edilip edilemeyeceği üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Tespit davası, genel olarak 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde düzenlenmiş olup, tespit davası yolu ile mahkemeden bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilebilir, dolayısıyla konusunu yalnız hak veya hukuki ilişkiler oluşturur. Bir hukuki ilişki için önemli olsalar bile maddi vakıalar (olaylar ve olgular) yalnız başına tespit davasının konusunu oluşturamazlar (HMK m. 106/3).
Nitekim, 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesine ilişkin gerekçesinde “Tespit davaları, uygulamada sıkça müracaat edilen bir dava türüdür. Çoğu kere de bir geçici hukuksal koruma türü olan delil tespiti kurumuyla karıştırılmaktadır. Bu genel tanımlama ile tespit davasının hukukumuzda caiz olduğu ve delil tespitinden tümüyle farklı bir kurum olduğu hususuna, uygulamada duyulan tereddüt giderilmek suretiyle açıklık kazandırılmıştır” şeklindeki açıklamaya yer verilerek, devamında maddi vakıaların tek başına tespiti istenildiği takdirde tespit davasına değil, delil tespiti kurumuna başvurulması gerektiğine işaret edilmiştir.
Tespit davalarında davacının amacı ve dolayısıyla talep sonucu, bir hak veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun veyahut içeriğinin belirlenmesi olup, hak veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, tespit davasının dinlenebilmesi (esasına girilebilmesi için), konusunu oluşturan hak veya hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer güncel bir hukuki yararının bulunması gerekir (HMK m. 106/2).
Bu açıklamalar uyarınca; davacı tarafından eldeki dava ile davalıya satılan tutkal maddesinin ayıplı olup olmadığının tespitini talep etmiş olup istem, bu şekli ile ileri sürülen maddi vakıanın (hukuki olay) bulunup bulunmadığının belirlenmesine yöneliktir. Yukarıda da açıklandığı üzerine maddi vakıalar tek başına tespit davasının konusunu oluşturmaz. Maddi vakıanın belirlenmesine yönelik hukuksal çare HMK’nın 400 ve devamı maddelerinde düzenlenen delil tespiti kurumudur. Bu nedenle, mahkemece salt maddi vakıaya yönelik tespit davası açmakta hukuki yararın bulunmadığı belirlemesi ile yazılı şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 21,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/04/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*