Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1204 E. 2022/740 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1204
KARAR NO : 2022/740

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2020
NUMARASI : 2019/165 Esas – 2020/815 Karar

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : PETFOR PET ŞİŞE GERİ KAZANIM SAN. TİC. A.Ş.
VEKİLLERİ : Av. … & Av. …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/03/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 04/05/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2046 Esas sayılı dosyası ile yürütülen icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, davalının haksız itirazında, takibe konu faturalardan doğan alacak miktarının meblağı ve faizini kabul etmediklerini beyan ettiklerini, müvekkil davacı ile davalı şirket arasında konusu hurda ürünler olan alım satım ilişkisi kurulmuş olduğunu, bu kapsamda müvekkil davacı tarafından davalı şirket ile anlaşılan miktarlardaki ürünlerin davalı şirkete ait araçlar ile davalıya gönderildiğini ve gönderilen ürünlerin ağırlığını, cinsini, miktarını, hangi plakalı araç ile gönderildiğini, düzenlenme tarihini içerir sevk irsaliyelerinin müvekkil tarafından düzenlendiğini, sevk irsaliyelerinden de anlaşılacağı üzere müvekkil davacı davalı ile arasında kurulan hurda alım satım ilişkisinden doğan edimlerini yerine getirdiğini ve anlaşıldığı üzere, üzerine düşen edimi olan miktarda malı davalı şirkete gönderdiğini, müvekkil davacı ile davalı arasında kurulan bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak da müvekkil tarafından işbu davaya ve haklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu; 22.11.2018 tarihli 024010 seri nolu 322.990,50 Tl meblağlı, 29.11.2018 tarihli 024011 seri nolu 203.244,00 TL meblağlı ve 07.12.2018 tarihli 024013 seri nolu 51936,50 TL meblağlı 3 adet fatura tanzim edildiğini, bahse konu faturalara konu ticari ilişki ve müvekkil davacı tarafından gönderilen malların miktarlarına davalı şirket tarafından itiraz edilmediğini yada herhangi bir şerh konulmadan kabul gerçeklemiş olsa da davalı şirket salt ödememe gayretiyle ve kötü niyetli olarak faturaları müvekkil davacıya iade ettiğini, faturaların iadesine rağmen davalı şirket tarafından müvekkil davacıya ödeme gerçekleştirildiğini, davalı şirketin müvekkil davacı tarafından gönderilen tüm ürünleri kantar ağırlığınca kabul ettiğini kalan bakiyeyi göndermediğini, bu hususun dahi davalı tarafın ortada var olan ticari ilişkiyi kabul ettiği manası taşımakta olduğunu, sonrasında tek taraflı olarak ve haksızca; anlaşılan bedel üzerinden ödemeyi kabul etmemesi salt kötü niyetli ve borçtan kurtulma gayesi ile alınan bir irade olduğunu, davalı tarafın bahse konu faturalardan doğan borcunu yerine getirmemiş olduğunu, bu nedenle hakkında başlatılan icra takibine de haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini, işbu davaya konu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz eden davalının İİK ilgili hükümleri kapsamında %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle, borçlunun icra takibine yaptığı itirazının iptaline, takibin Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2046 Esas sayılı dosyası üzerinden devamına, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen işlemiş yasal faiziyle ödemeye ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacının haksız dava dilekçesinde müvekkil şirket ile arasında hurda alım satım sözleşmesi uyarınca ödenmesi gereken bedelin eksik ödendiğini iddia ettiğini, müvekkilin davacıya borcu olmadığından davanın reddinin gerektiğini, huzurdaki davanın itirazın iptali davası olduğunu, diğer yandan müvekkil şirkete yapılan tebligatın, yasanın tüzel kişilere tebligat için öngördüğü şartları taşımaması nedeniyle de usulsüz olduğunu, dava dilekçesinin ekleri kendilerine tebliğ edilmediğini, dilekçe içeriğinden sevk irsaliyesi ve faturaların dava dilekçesiyle birlikte dosyaya sunulduğunun anlaşıldığını , müvekkilin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı ile müvekkil şirket arasında hurda alım satım ilişkisi kurulduğunu, müvekkil aldığı hurdaların bedellerini tam ve eksiksiz olarak davacıya ödediğini, toplamda 552.282,50 TL’lik ödeme yaptığını, davacı bu ödemeleri hiçbir ihtirazı kayıt olmaksızın kabul ettiğini, müvekkili ödeme yaptıktan çok sonra davacı anlaşılan bedelden 25.868,00 TL daha fazla miktarda faturalar keserek, bu faturaları 17.12.2018 tarihinde kargo ile müvekkile gönderdiğini, müvekkil de fatura bedellerinin anlaşılan bedelden farklı ve daha yüksek olduğunu görünce faturalara itiraz süresi içerisinde, 19.12.2018 tarihinde, Gebze 6. Noterliğinin 48288 yevmiye numaralı ihtarnamesiyle itiraz ederek faturaları iade ettiğini, davacının daha sonra Bakırköy 40. Noterliğinin 25.12.2018 tarih ve 37381 yevmiye numaralı bir ihtarname göndermiş ise de, bu ihtarnameye de Beyoğlu 57. Noterliğinin 28.12.2018 tarih ve 32042 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz edildiğini, ispat yükü üzerinde bulunan davacının, taraflar arasındaki hurda bedelinin iddia ettiği miktarda olduğunu ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkilin daha henüz davacı tarafından faturaların kendisine gönderilmeden iyiniyetle ödeme yaptığını, müvekkilin kötü niyetli olsa ödemeyi hiç yapmayacağını, yapılan ödemenin yüksekliği, itiraz edilen miktarın küçüklüğü dikkate alındığında müvekkilin ahde vefa ilkesine saygılı bir şirket olduğunun anlaşılacağını, davacının ödemeleri aldıktan sonra anlaşılan bedelden 25.868 TL daha yüksek tutarlı faturalar kestiğini, bir an için davacının bu iddiası kabul edilecek olursa davacının 25.868,00.-TL değil de 125.868 TL ya da daha yüksek tutarlı bir fatura kesseydi onun da ödenmesi gerekeceği sonucunun ortaya çıkacağını, bu sonucun hukuka aykırılığının açık olduğunu, tüm bu nedenlerle müvekkilin davalıya herhangi bir borcu olmadığından haksız davanın reddinin gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın külliyen reddine, haksız ve kötüniyetli davacıdan dava değerinin % 20’sinden az olmamak üzere tazminatın tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2046 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 10.654,00.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında olan 2.130,80.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen reddedilmesi dosyadaki delillere, olayın somut şartlarına, hukuka ve hakkaniyete aykırılığını, sevk irsaliyelerinden de anlaşılacağı üzere davacı, davalı ile arasında kurulan hurda alım satım ilişkisinden doğan edimlerini yerine getirmiş ve üzerine düşen edimi olan miktarda malı davalı şirkete gönderdiğini, davalı yan hiç bir ihtirazi kayıt olmadan kabul ettiği mallar ve satın aldığı miktarlardaki/tonajlardaki ürünlerin %5 fire oranı uygulanarak fiyatlandırılan bakiyesini salt kötüniyetli olarak eksik ödemiş, görece yüksek ticari hacim barındıran işbu ticaretten, nispeten daha yüksek kâr devşirme gayreti ile icra takibine konu olan 25.868 TL ‘lik miktarını kötü niyetli şekilde sektörde mevcut olmayan bir fire oranını haksızca uydurarak ödeme yapmaktan kaçındığını, davacı ve davalı arasından %9.25 fire uygulamasına yönelik bir sözleşme söz konusu olmadığını, hükme esas alınan 11.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen fire sektördeki mevcut fire oranlarına ve hukuka aykırılığını, pet şişe ve hurda ticaretinde ticaret odaları tarafından uygulanması ilan edilen fire oranları aşılamayacağı, kaldı ki davacı yıllardır aynı sektörde çalışma gerçekleştirmekte olup %5’in üzerinde fire oranı ile hiç bir zaman satış gerçekleştirmemiş, mal satın almadığını, bilirkişi raporunda ise Ticaret Odaları tarafından belirtilen fire oranları dikkate alınmayarak tamamen dayanaksızca, sektörde uygulaması olmayan şekilde %7.5 gibi bir fire oranı tespiti yapılması hukuka aykırılığını, yerel mahkeme tarafından, hukuken hatalı olan, sektördeki uygulamaya ve Ticaret odaları tarafından ilan edilen fire oranlarına aykırı şekilde tespit edilen hatalı fire oranını baz alınarak hukuka aykırı olarak karar verildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile davalının itirazının iptalini, davaya konu icra takibinin 25.868,00 TL üzerinden devamına karar verilerek davalı aleyhine bu miktar üzerinden en az % 20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi, dosyadaki delillere, olayın somut şartlarına, hukuka ve hakkaniyete açıkça aykırılığını, davanın kısmen kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi, dosyadaki delillere, olayın somut şartlarına, hukuka ve hakkaniyete aykırılığını, hükme esas alınan 11.10.2020 tarihli bilirkişi raporu hiçbir bilimsel ve hukuki veriye dayanmadığını, davacı huzurdaki davada da gerek dava dilekçesinde gerekse replik dilekçesinde fire oranına ilişkin analiz sonuçlarına itiraz ettiğini ya da bu sonuçları kabul etmediğini iddia dahi etmediğini, “fire uygulamada % 7-8 oranındadır, davalının laboratuvar sonuçları ortalama %9,25 çıkartmışsa da, ortalama %7,5 üzerinden fire uygulanmalıdır” şeklindeki bilirkişi görüşü, hükme esas alınabilecek, bilimsel veriyi içerir, denetime elverişli bir görüş olmadığından, her bir sevkiyata ilişkin ayrıntılı analiz raporları dosya içerisinde bulunduğundan, bu analiz raporlarında da her bir sevkiyat için fire oranı ayrıntılı olarak gösterildiğinden, davacı tarafça da bu analiz sonuçlarına bugüne kadar itiraz edilmediğinden, bilirkişi raporuna itibar edilmeyerek, huzurdaki haksız davanın külliyen reddine karar verilmesi gerekirken, söz konusu bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmesi ayrıca icra inkar tazminatına hükmedilmesi de hukuka aykırı olup varlığı iddia edilen alacak likit nitelikte olmadığından, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davanın kısmen kabulüne karar verilse dahi, icra inkar tazminatının reddine karar verilmesi gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın külliyen reddine, haksız ve kötüniyetli davacından dava değerinin % 20’sinden az olmamak üzere tazminatın tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 16/12/2020 Tarih – 2019/165 Esas – 2020/815 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı ile aralarında olan ticari ilişki nedeniyle davalıdan bir miktar alacaklı olduğu, davalının bu borcu davacıya ödemediği, bunun üzerine davacının davalı aleyhine Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/2046 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği, itiraz üzerine durun takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan ve davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere görevlendirilen bilirkişi tarafından sunulan 10/09/2019 tarihli raporda özetle; dava dilekçesinde sözü edilen faturaların davacı şirket defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacı ticari defter ve kayıtlarına göre, 01/01/2019 tarihi itibariyle davalıdan 25.868,50.-TL alacaklı olduğu şeklinde görüş bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan davalı ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere görevlendirilen bilirkişi tarafından sunulan 08/11/2019 tarihli raporunda özetle; davalı şirketin 19/12/2018 tarihinde Gebze 6. Noterliği’nin 48288 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile itiraz ederek davacının düzenlediği faturaları iade ettiğini, davalı şirketin davacı şirkete toplamda 552.282,50.-TL ödeme yaptığını, takibe konu olan faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya arasına alına 11/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı ve davalı tarafın irsaliyedeki adet miktarlarının aynı olduğunu, davacı tarafın tüm irsaliye miktarlarından %5 fire düşerek fatura ettiğini, davalı tarafın hazırladığı analiz sertifikalarında irsaliyelerle gelen araçlarda farklı fire oranlarının görüldüğünü, analiz sertifikalarının Petfor çalışanlarınca onaylandığını ve ortalama firenin %9,25 gibi gerçekleştiğini, dosya içeriğinde sözleşmeden bahsedildiği ancak dosyada sözleşmeye veya fire oranlarının hesaplanması ile ilgili bir bilgi ve belgenin görülmediğini, dava konusu anlaşmazlığın da fire oranlarındaki farktan kaynaklandığını, sektörde hurda petlerin durumlarına göre farklı fire oranları olmasına rağmen genellikle %7-8 olduğunu, fire oranlarının sektörde genellikle %7-8 olarak gerçekleştiği düşünüldüğünden fire oranının %7,5 olmasının uygun olduğu şeklinde görüş bildirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı delillere göre somut olayda; davalı tarafça taraflar arasında sözleşme bulunduğu iddiası ileri sürülmüş ise de delil olarak dosyaya sunulmadığı ve bu hususun ispatlanamadığı, taraflar arasında her teslimi yapılan ürünün analiz raporuna göre farklı fire oranları hesaplanacağına yönelik anlaşma bulunduğuna dair dosyaya delil bulunmadığı, bilirkişi tarafından tespit edilen %7,5 fire oranının; davalının sunduğu analiz raporlarındaki fire oranları (ortalama % 9.25), İstanbul Ticaret Odası’nın uygulamada kabul ettiği %6 fire oranı, davacının faturaları düzenlerken belirlediği %5 fire oranı ile sektörde kabul edilen ortalama % 7-8 fire oranları hep birlikte değerlendirildiğinde somut uyuşmazlıkta uygulanmasının hakkaniyete ve bu sektördeki uygulamaya uygun olduğu, bu şekilde tespit edilen davacı alacağı doğrultusunda karar verilmesinde dosya kapsamı delillerle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı , takibin faturalara dayalı olması ve alacağın hesaplanabilir olması dikkate alındığında alacağın likit olduğu, tarafların istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, tarafların istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; tarafların İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
3-Davacı Yönünden; Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-Davalı Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 727,78 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 182,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 545,78 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
9-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/04/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*