Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1189 E. 2021/1832 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1189
KARAR NO : 2021/1832

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/03/2021
NUMARASI : 2021/162 Esas – 2021/218 Karar

DAVACI : EUREKO SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : AYPET AYHANLAR PETROL ÜRÜNLERİ MADENCİLİK SAN. VE TİC. A.Ş. –
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Rücuen Tazminat
DAVA TARİHİ : 28/12/2018

KARAR TARİHİ : 27/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 08/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili sigorta şirketi ile dava dışı sigortalısı …arasında 33384341 nolu 13.07.2016-13.07.2017 başlangıç-bitiş tarihli Eureko Kasko Plus Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi imzalandığı, dava dışı sigortalının 20.01.2017 tarihinde davalı/borçlunun Gebze Aypet Petrol Tesislerine ait araç yıkama bölümünde sabun yazan bölüme jeton atıp, köpük tabancasını da eline alıp düğmeye bastığında, su tabancasının kontrolsüz bir şekilde harekete geçerek sigortalı aracın ön camına ve tavan sacına zarar vermesi neticesinde, müvekkili şirketin sigortalı aracında KDV dahil 7.835,82 TL hasar meydana geldiği, davalı/borçlunun su ve sabun düğmelerini ayrı tutmadığı, kullanımına ilişkin levha ya da benzeri açıklama yazmadığı, tabancaların fırlamasını engelleyici, emniyet için koruma kilidi bulundurmadığı, basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli önlem ve tedbirleri almadığı, makineleri kullanma konusunda işin ehli kişiler çalıştırmadığı ve makinelerin gerekli kontrollerini yapmadığı için meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu, dava konusu olay sonucu, müvekkili sigorta şirketinin meydana gelen hasar nedeniyle 21.03.2017 tarihinde 7.835,00 TL hasar bedeli ödediğini, bu ödeme ile müvekkili şirketin, Ticaret Kanunu m. 1472 ve devamı maddelerince sigortalısının haklarına halef olduğunu, meydana gelen zarar nedeniyle Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/40782 E.sayılı dosyası ile davalı borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını ancak borçlu-davalının borca ve ferilerine haksız ve kötü niyetle itiraz ettiğini, açıklanan nedenler ile davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı defiinde bulunduklarını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, zira müvekkiline atfedilecek bir kusur bulunmadığını, davanın davalı tarafın olma durumunun müvekkili açısından kabul edilebilir bir durum olmadğını, zorlama yorum ile iş bu davanın açıldığını, self servis makinenin kullanımından doğan zarardan müvekkili firmanın değil, bizzat makineyi kullanan davacı şirketin sigortalısının sorumlu olduğunu, davacının açmış olduğu iş bu davanın kabulünün mümkün olmadığı, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış bu davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davaya konu makinenin self servis kullanılan bir makine olduğunu, kullanım kılavuzunda belirtilen tüm aşamalara riayet edilerek kurulumu yapılmış bir makine olduğunu, bu makinelerin çalıştırılması için ayrıca bir işçi yahut işgücü çalıştırılması zaruriyeti olmadığı gibi bu hususun self servis uygulamanın da ruhuna aykırı olduğunun, bahsi geçen makinelerin, fiyat olarak pahalı ve teknik makineler olmakla birlikte, kullanım amacının da hayatı kolaylaştırmak, oto yıkama için gerekli köpük ve su tedarikini bir tl gibi cuzi bir rakam ile kullanıcılara sağlama amaçlı olduğunu, sunmuş oldukları dilekçelerinde yer alan fotoğraftan da açıkça görüleceği üzere, makineyi kullananın da bizzat araç sahibi sigortalı olduğu hususunun anlaşılacağını, davaya konu olay ile ilgili olarak müvekkilin şirkete atfı kabil bir kusur bulunmadığı, şayet bir sorumlu aranacak ise bunun self servis makineyi kullanan davacı şirketin sigortalısının olduğunu, açıklanan nedenlerle husumet yokluğundan soyut gerçekler ile açılmış davanın tümden ve esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… açılan davada HMK’nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Gebze Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme davanın usulden reddine karar vermiş olsa da, taraflarına vekalet ücretine hükmedilmediğini zira Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 28.02.2017 tarihli E. 2016/11329 K. 2017/1197 sayılı kararında belirttiği üzere; “…. davacı davasını, yürürlükte bulunan kanuni düzenlemelere göre görevsiz yargı yerinde açmış ise “yargı yolu bakımından görevsizliğe” dair verilecek kararla birlikte; harç, masraf ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekir” şeklinde düzenlendiğini; davacının kusurundan dolayı işbu dava görüldüğü için, davacı yanın avukatlık ücretinden ve yargılama giderinden sorumlu olması gerektiğini ayrıca ”karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Gebze Tüketici Mahkemesine gönderilmesine”karar vermiş ise de işbu karar yerinde olmadığını, TTK m. 5 ” Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir” hükmünü içerdiğini, TTK 19 ”Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır” hükmüyle tacirler arası ilişkilerde ticari iş karinesinin uygulanacağını düzenlendiğini, İki taraf da tacir olduğu ve tacirler arasındaki borçların ticari borç olarak kabul edilmesi gerektiği için ticari iş karinesi gereğince görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının görevsizlik yönünden bozularak kaldırılmasına, taraflarına vekalet ücretine hükmedilerek yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi dosyası incelendiğinde, davacı vekilinin dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiği, gerekçeli kararın davacı vekiline tebliğ edildiği görülmekle, bu durumda davacı vekili 2 haftalık süre başlamadan evvel vermiş olduğu dilekçesi ile dosyanın, kararın kesinleşmesine müteakip görevli mahkemeye gönderilmesini talep ettiğine göre bu talebin yasada öngörülen süre içerisinde olduğunun kabul edilmesi gerektiği, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi koşulları oluşmadığından, vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini; davalı her iki tarafın tacir olduğunu, tacirler arasındaki borçların ticari borç olduğunu belirterek görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle de istinaf talebinde bulunmuşsa da yine Sakarya BAM 7. HD. 22.02.2021 tarih, 2020/1641 E. – 2021/331 K., sayılı kararı ile görev hususu kamu düzeninden olduğu belirtilerek görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, işbu karara rağmen davalının istinaf talebinde bulunması tamamen davayı sürüncemede bırakmaya yönelik kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davalının istinaf taleplerinin reddine, ücreti vekâletin ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 15/03/2021 tarih, 2021/162 Esas – 2021/218 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; “… açılan davada HMK’nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine, karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili ve görevli Gebze Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine…” karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamı delillere göre; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2020 Tarih – 2019/29 Esas – 2020/265 Karar sayılı kararı ile; ” … Açılan davada HMK’ nun 114/1-c maddesinde düzenlenen göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, HMK’nun 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine; kararın kesinleşmesine müteakip süresinde müracaat halinde dosyanın, yetkili ve görevli Gebze Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ ne gönderilmesine … ” karar verildiği, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulması üzerine Daire’mizin 22/02/2021tarih, 2020/1641 Esas-2021/331 Karar sayılı kararıyla; “… davacıya sigortalı araç malikinin, davalının işlettiği akaryakıt istasyonunda bulunan yıkama makinelerini bedeli karşılığı kullanarak aracını yıkadığı, hasarın bu aşamada meydana geldiği görülmektedir. Yukarıda yapılana açıklamalara göre; davalının hizmet sağlayan, sigortalı araç malikinin de tüketici olduğu, uyuşmazlığın tüketici işleminden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 22/03/1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararı uyarınca, görevli mahkeme tüketici mahkemesi olup mahkemece görevsizlik kararı üzerine dosyanın tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı gerekçesi ile dosyanın asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle kararın kamu düzeni gereği kaldırılması gerekmiştir …” gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının görev nedeniyle kaldırıldığı, kararın kesin ve bağlayıcı olduğu, ilk derece mahkemesince kaldırma kararı doğrultusunda yazılı olduğu şekilde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı vekilinin mahkemenin görevine yönelik istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*