Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1181 E. 2021/1362 K. 07.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1181
KARAR NO : 2021/1362

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/05/2021 Tarihli İhtiyati Haciz Kararı
NUMARASI : 2021/60 Esas

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN/DAVACI : GOODVALF VANA MAKİNA MÜHENDİSLİK İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDEN/DAVALI : SEREN ALT YAPI VE KAZI İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TALEP : İhtiyati Haciz
DAVA TARİHİ : 02/02/2021

KARAR TARİHİ : 07/09/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 27/09/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlu şirket ile müvekkili arasında 30.04.2020 tarihli SRN002-rv2 fiyat teklifinin karşılıklı mutabakat sağlanarak imzalanması sonucu çeşitli vanaların satımı hususunda ticari mal sözleşme ilişkisi kurulduğunu, iş bu satış sözleşmesine ilişkin müvekkili şirket tarafından 360.337,08 TL tutarlı fatura, 309.280,22 TL tutarlı fatura ve 188.615,44 TL tutarlı fatura olmak üzere toplamda üç adet fatura tanzim edildiğini, iş bu anlaşmaya istinaden müvekkili şirket tarafından üretilen vanaların eksiksiz ve hatasız olarak davalı borçlu şirkete müvekkili şirketin İzmit’te yer alan fabrikasına teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından teslimatı yapılan tüm vanaların müvekkili şirket bünyesinde defalarca kez teste tabi tutulduğunu ve onaylandığını, sözleşme gereği üzerine düşen sorumluluklarını müvekkili şirketin tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini fakat davalı şirket tarafından bakiye borçların ödenmediğini, müvekkili şirket ile davalı şirketin bu borçlar için iletişime geçtiğini fakat borçlu şirket tarafından borcun ödenmediğini, davalı tarafa bu hususta ihtarname gönderildiğini, ihtarnameye cevap verilmediğini ve davalı tarafından bu borcun kabul edildiğini, müvekkili şirketin bu hususta Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2021/857 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, davalı tarafın iş bu takibe itiraz etmesi üzerine takibin durdurulduğunu, borçlu şirketin mal kaçırma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu durumda müvekkili şirketin alacağını tahsil etmesinin imkansız hale geleceğini, tüm bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte belirtilen faiziyle devamına, davalı borçlu şirketin alacağın %20’sinden az olmak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalı borçlu şirket adına kayıtlı menkul, gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 04/02/2021 tarihli ara karar ile; ” … Davacının ihtiyati haciz isteminin İİK. m.257 uyarınca KABULÜNE; Dava konusu edilen 174.319,96 TL alacak miktarının % 15’i olan ‭‭ 26.147,994 TL karşılığı nakdi veya süresiz kesin banka teminat mektubu teminat olarak yatırıldığında; davalı …’nin menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarına dava konusu miktar ile sınırlı olmak üzere İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA … ” karar verilmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden vekili dilekçesinde özetle; verilen ihtiyati haciz kararının haksız olduğunu, taraflar arasında anlaşılan bedelin tamamının davacı tarafa ödendiğine, bu duruma rağmen karşı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiğini, ve ihtiyati haciz gerekçesinde alacaklarının akıbetsiz kalacağının iddiasında olduğunu, davacı tarafa anlaşma karşılığı bedelin çekler ile verildiğini, buna rağmen haksız ve kötü niyetle başlatılan icra takibi ile müvekkili şirketin zor durumda bırakılmak istendiğini, müvekkilinin uzun yıllara dayanan ticari tecrübesinin kendi alanındaki tüm ihalelere özel davet mektubu ile çağrılmasını sağladığını, olayda mağdur olanın müvekkili firma olduğunu, durum böyle iken ihtiyati haciz kararı verilerek müvekkilinin banka hesaplarına karar haciz tatbikinin üzücü olduğu kadar hukuki de olmadığını, hatalı ürünlerle müvekkilinin aldığı ihalelerin akıbetsiz kalması tehlikesinin mevcut olduğunu, tüm bu nedenlerle; mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 27/05/2021 TARİHLİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Mahkememizce verilen ihtiyati haciz kararına yönelik itirazın REDDİNE, İHTİYATİ HACİZ KARARININ DEVAMINA … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara kararın maddi hatalarla dolu olduğunu; ihtiyati haciz kararı ile dolaylı tahsilat sağlanarak süreç akıbeti belirsiz bir hale getirildiğini; kısaca ihtiyati haczi çözüm değil aksine hakkaniyetsiz bir hukuki süreci başlattığını; ihtiyati hacze itiraz değerlendirilirken verilen vekalet ücretinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme ara kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi tarafından verilen ihtiyati haciz kararı ve akabinde verilen ihtiyati haczin devamına ilişkin ara karar hukuka uygun olduğunu; İİK’nın 265. maddesinde öngörülen itiraz sebepleri mevcut olmadığından itirazın reddi usul ve yasaya uygun olarak verilmiş yerinde bir karar olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf isteminin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/60 Esas – 27/05/2021 Tarihli İhtiyati Haciz Kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebi üzerine ilk derece mahkemesinin 04/02/2021 tarihli ara kararıyla teminat mukabilinde ihtiyati hacze karar verilmiş, davalı vekilinin itirazı üzerine 27/05/2021 tarihli ara kararla itirazın reddine karar verilmiş olup, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
İhtiyati haczi düzenleyen İİK’nın 257-(1) maddesi; “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.
Vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız aşağıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir:
1-Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa;
2-Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder” şeklindedir.
İİK’nın 258-(1) maddesinde; “… Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecbur” olduğu, hüküm altına alınmıştır.
Rehinle temin edilmemiş muaccel bir alacağın var olması halinde, ihtiyati hacze karar verilebilir. Mahkemece, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şart olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Başka bir söyleyişle, alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilmesi gerekli ve yeterlidir.
İİK’nın 265-(1) maddesinde; “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir” denmek sureti ile itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.
Bu bağlamda; ihtiyati haciz kararı verebilmek için rehin ile temin edilmemiş ve muaccel bir alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesi yeterli olup, İİK’nın 265. maddesine göre, ihtiyati haciz kararına karşı ancak mahkemenin yetkisine, teminat miktarına ve ihtiyati haczin sebebine itiraz edebileceği, itiraz eden tarafından ihtiyati haciz talebine konu malların ayıplı olduğu vb. nedenlerle borçlu olunmadığı ileri sürülmüştür. Yukarıda da belirtildiği üzere ihtiyati haciz kararına itiraz sebepleri İİK’nın 265. maddesinde belirtilmiş olup itiraz edenin itirazları bu itiraz sebepleri arasında yer almamaktadır. İhtiyati hacze itiraz edenin, ileri sürdüğü itiraz sebepleri menfi tespit davasına konu olabilecek nitelikte olup, kanunda sayılan ihtiyati hacze itiraz nedenleri arasında değildir. Diğer yandan, mahkemece; fatura, sevk irsaliyeleri, teklif belgeleri, fabrika tespit raporları gibi birbirini doğrulayan ve tamamlayan zincirleme deliller ile davalının malların teslim alındığına yönelik itirazının bulunmaması, davalının ödemeye ilişkin bu aşamada bir delil sunmaması karşısında teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu sebeplerle itiraz edenin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati hacze itiraz eden davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; İhtiyati Hacze İtiraz Eden Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/09/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*