Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1143 E. 2022/712 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1143
KARAR NO : 2022/712

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :01/10/2020
NUMARASI :2018/789 Esas – 2020/347 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
VEKİLİ :……
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :28/12/2018

KARAR TARİHİ :04/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :19/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının esnaf olduklarını, inşaat malzemeleri satış işiyle uğraştıklarını, taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince 23/09/2016 tarihli, 36.108,00-TL faturadan dolayı davacının alacaklı olduğunu, Kocaeli 8. İcra Dairesinin 2018/26751 esas sayılı dosyası ile takip başlatıklarını, davalı borçlunun takibe itiraz ettiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu, borçlunun mal kaçırma ihtimali bulunduğunu, öncelikle teminatsız olarak mahkeme aksi kanaatte ise uygun görülen teminat miktarı ile alacakları bedel karşılığına denk gelen miktar kadarı için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini beyanla itirazın iptaline %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemelerin Bilecik Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan faturaya konu malın davalıya teslim faturanın da tebliğ edilmediğini, faturanın alacağın varlığını tek başına ispat edecek bir belge olmadığını, davalının yapmış olduğu inşaatın işlerini …’nın malzemeli olarak yapmayı üstlendiğini, …’nın inşaatta kullanılacak olan malzemeleri davacıdan aldığını, bunun karşılığında da davalı …’ya devretmiş olduğu Bilecik İli …. numara zemin kat sağ köşe taraftaki dükkanın mülkiyetinin davacıya devredildiğini, taraflar arasında bir sözleşme ilişkisi söz konusu olmadığını, davalının davacıya herhangi bir borcu söz konusu olmadığını, davalının yapmış olduğu Bilecik İli …… parselde kaim olan inşaatta keşif yapılarak tüm faturalara konu olan malzemelerin inşaatta kullanılıp kullanılmadığı hususunun ortaya çıkarılması gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu paradan başka şey ise davanın bütün ortaklara karşı açılması gerektiğini, dava konusu para alacağının ise davanın bütün ortaklara karşı açılması zorunlu olmadığını, bu durumda ,ortaklar arasında müteselsil sorumluluk gereği ihtiyari dava arkadaşlığı olduğunu, müteselsil borçluluğun olduğu hukuki ilişkilerde alacaklı, borcun tamamını veya bir kısmını dilediği borçludan isteyebileceğini, Borcu müteselsil borçlulardan birinin ödediği oranda diğerlerinin borcunun sona ereceğini, borcu ödeyen borçlu; diğer müteselsil borçlulara rücu edebileceğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı taraf ile dava dışı … arasında olan adi ortaklıktan ötürü yalnızca davalı tarafa icra takibi başlatıldığını, akabinde eldeki davanın açıldığını, takibin hukuk ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, davaya konu olan icra takibi dosyasında bulunan fatura incelendiğinde faturanın alacaklısı şirket olmasına rağmen takip şahıs adına açıldığını, bu yönüyle de icra takibi hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2020 tarih, 2018/789 Esas – 2020/347 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, fatura alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, takibe konu alacağın adi ortaklığı oluşturan tarafların tamamı aleyhine yapılan icra takibi ile talep edilmemesi sebebiyle usulüne uygun icra takibinden bahsedilemeyeceği belirlemesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, para alacağına ilişkin dava veya icra takibinin ortaklığı oluşturan kişilerden birisine yöneltilerek talep edilip edilemeyeceği, bir başka deyişle, para alacağı yönünden adi ortaklığı oluşturan kişiler arasında mecburi dava veya takip arkadaşlığı bulunup bulunmadığı üzerinedir.
Bu kapsamda, taraf ehliyeti, bir davada veya takipte taraf olabilme yeteneğini ifade eder. Taraf ehliyeti medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma ehliyetinin usul hukukunda büründüğü şekil olarak anlaşılmalıdır. Buna göre; medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ya da tüzel kişi davada veya takipte taraf ehliyetine sahip kabul edilmelidir. Mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 520 (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 620) ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklık tarafından açılacak davaların tüm ortaklar tarafından mecburi dava arkadaşı olarak birlikte açmaları gerekir. Adi ortaklığa karşı açılacak davalar yönünden ise; ikili bir ayrım yapmak gerekecektir. Davanın konusu paradan başka bir şey ise davanın bütün ortaklara karşı birlikte açılması (mecburi dava arkadaşlığı), davanın konusu para ise; ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri, bazıları ya da tümüne karşı dava açılabilecektir(TBK 638/3),( Yargıtay 6. H.D. 07/10/2021 tarih, 2021/760 Esas-2021/693 Karar).
Bu açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; davanın konusu para alacağı olduğundan, davalı ortaklar bu borçtan müteselsil sorumlu bulunduklarından ortaklardan biri ya da tümüne karşı dava veya icra takibi açılabilecektir.Bu durumda mahkemece, davalının takipte ve davada taraf ehliyetinin bulunduğu gözetilerek işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde geçerli bir icra takibi bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, kaldırmayı gerektirmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2020 tarih, 2018/789 Esas ve 2020/347 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.04/04/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*