Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1107 E. 2022/595 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1107
KARAR NO : 2022/595

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :15/01/2021
NUMARASI :2017/702 Esas – 2021/25 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…) –
DEVRALAN DAVACI :… (T.C.No:…) –
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :İŞBARALI ULUSLARARASI TURİZM OTOMOTİV TAŞIMACILIK İNŞAAT PETROL SAN. TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Araç Plaka Tescili İstemli/Alacak
DAVA TARİHİ :12/10/2017

KARAR TARİHİ :21/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :18/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile davacı arasında, … plakalı 2005 model Volkswagen Volt marka aracın, üzerindeki tahsisli “’P”’ plaka ile birlikte davacıya satışı konusunda alım satım sözleşmesi akdedildiğini, bu alım satım sözleşmesi gereğince davalı şirketin 01.06.2013 tarihinde, … plakalı 2005 model Volkswagen Volt marka aracı, üzerinde tahsisli ‘’P’’ plaka ile birlikte, bedelinin tamamını davacıdan nakden alarak, davacıya sattığını, davacının bir süre … plakayı Volkswagen Volt marka araç üzerinde kullandığını, daha sonra bu aracı satarak Volkswagen Crafter marka araç aldığını ve … plakayı bu araç üzerine aktararak, Eylül 2017 tarihine kadar da bu araç üzerinde plakayı kullandığını ancak davalı tarafın sözleşmenin yapıldığı ve ticari plakanın üzerinde tahsisli olduğu araç ile birlikte davacıya satıldığı tarihin üzerinden bu güne kadar gecen zaman zarfında … numaralı ticari plakayı trafik tescilden resmi olarak davacıya devretmediğini, Gebze 7. Noterliği aracılığı ile 22.09.2017 tarihli 07035 yevmiye numaralı ihtarnameyi göndererek, … numaralı ticari plakanın 3 gün içerisinde devrini, devredilmediği takdirde … plakanın davalı şirket adına olan trafik kaydının iptali ve davacı adına tescili için dava açılacağı, yine davacının tüm taleplerine rağmen … plakanın davacıya devredilmemesi sebebiyle davacının uğramış olduğu gelir kaybının ve diğer tüm zararlarının işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili için dava açılacağı davalıya ihbar ve ihtar edildiğini, ihtarnamenin davalıya 26.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına rağmen davalı … plakanın trafik kaydını müvekkile devir etmediğini, davacının ticari plakayı üzerine naklederek ticari amaçla kullanmak üzere satın aldığı Fiat Dukoto aracı, ”P” plaka olmadan satın aldığı amaca uygun olarak kullanamayacağından satın aldığı galeriye iade ettiğini ve bu iade dolayısıyla devir, rusum masrafı ve kasko, trafik poliçesi iptali dolayısıyla 5.000,00 TL zarar ettiğini, yine davacının … plakayla üç yıldır servis işini yaptığı Hakçay Turizm şirketi ile yeni dönem için (2017-2018 dönemi) aylık 10.000,00-TL üzerinden sözleşme akdettiğini, davalının … numaralı ticari plakanın trafik kaydını davacıya devretmemesi ve davacının yeni alınan Fiat Dukoto araca bu plakayı naklederek kullanamaması nedeniyle, sözleşmenin iptal edildiğini, davacının davalı şirket yüzünden bu sözleşme sonucu elde edeceği gelirden mahrum kaldığını, işbu nedenlerle öncelikle, davacı ile davalı arasında akdedilen alım satım sözleşmesi gereğince … numaralı ticari plakanın davalı adına olan trafik kaydının iptali ile müvekkil adına tesciline, mümkün olmadığı takdirde … olarak trafikte kayıtlı ‘’P’’ plakanın (ticari plakanın) değerinin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak üzere sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda şimdilik 85.000,00-TL bedelinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, … plakanın davalı tarafça davacıya devredilmemesi nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu ve uğrayacağı zarar ve gelir kaybının miktarının tespiti ile şimdilik 10.000,00-TL gelir kaybı, 5.000,00-TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, … plakanın davalı tarafından devredilmemesi ve satılmaması için trafik kaydına tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davalı … Turizm’e ait 2005 model … plakalı minibüsü ve P plakayı 2013 yılında 80.000,00-TL’ye satın aldığını, işbu sözleşme çerçevesinde 71.000,00-TL’nin peşin ödendiğini, bakiye miktarın da daha sonra davalı … Turizm’e ödendiğini, devir yapılamamasının sebebinin davacının P plakayı devir alma şartlarını taşımamasından kaynaklı olduğunu, davacının, kendisinden kaynaklı nedenlerden ötürü P plakayı devir alamamasına rağmen davalı şirketin devir hususunda kendisini oyaladığını ve kötüniyetli olarak devirden kaçındığını iddia etmesinin tamamen gerçek dışı olduğunu, taraflarca yapılan anlaşmaya göre aracı, davacı … ve dava dışı küçük oğlu … kendileri işletecek, tüm gelir ve giderlerini kendileri karşılayacak, yalnızca ruhsatta davalı … Turizm görüneceğini, … ve …’in hisseleri ½ şeklinde olacağını, buna ilişkin … ve … ile davalı … Turizm arasında iki ayrı sözleşme yapıldığını, bu süreçte, aracı davacı …’in büyük oğlu …’in çalıştırdığı, gelir giderler anlaşmada olduğu gibi kendileri tarafından karşılandığını, 2015 yılında, davacının dava dilekçesinde de bahsettiği 2005 model araç satılıp Doğuş Otomotiv’den 2015 model Volkswagen Crafter markalı araç alındığını, bu aracın 106.270,00-TL değerinde olup, buna ilişkin İşbankası Bostancı Şubesi’nden bir miktar kredi çekildiğini, aracın peşinatını ve işbu kredinin taksitlerini, davacı … ve … namına aracı çalıştıran … tarafından ödendiğini, Volkswagen Crafter markalı aracın 12.09.2017 tarihinde tarafların rızaları ile Metin Özdil Otomotiv Servis Tur. Taş. Oto. İşl. Nak. Pet. Ür. Eml. İnş. Gıda Hayv. San. Tic. Ltd. Şti.’ye satıldığını, Metin Özdil Otomotiv Ltd. Şti. aracın kredi borcuna ilişkin 63.000,00-TL’yi İşbankası Bostancı Şubesi’ne ödediğini, ayrıca ailenin davalı şirkete olan sair cari borçlarını da ödediğini, geri kalan borçlar için, Metin Özdil Otomotiv Ltd. Şti. tarafından İşbaralı Turizm’e çek keşide edildiğini, söz konusu çekin, davalı şirket tarafından cirolanarak …’e teslim edildiğini, Volkswagen Crafter markalı aracın satılması ile huzurdaki davaya konu P plaka boşa çıktığını, davacı … ve ailesi plakayı satmak istediklerinde, dava dışı …’in de yazılı onayını almak istemişlerde de, …’in bu satışa onay vermediğini, bunun nedeninin ise şifahen öğrendikleri kadarıyla İşbaralı Turizm’in bilgisi ve ilgisi dışında araçtan elde edilen gelirden …’e pay verilmemesi olduğunu, tarafların kendi aralarındaki anlaşmazlığın davalı … Turizm’i de etkilediğini, plakanın halen davalı şirket üzerinde göründüğünü, davalının sorunun çözümlenmesini istemekte ise de, tarafların birlikte hareket etmedikleri sürece İşbaralı Turizm tarafından yapılacak bir işlemin bir diğer tarafı mağdur edebilecek nitelikte olduğunu, bu nedenle davacının huzurdaki davaya konu ettiği taleplerinin davalı şirket tarafından karşılanamadığını, davalı … Turizm’in tarafları uzlaştırmayı dahi denediğini ancak başarılı olamadığını, herhalde taraf sıfatı bulunmayan davalı şirket yönünden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın, davalının adına olan trafik kaydının iptali ile davacı adına tescili yönünden reddine, davanın plakanın devredilmemesi nedeniyle talep edilen gelir kaybı ve zarar yönünden reddine, 85.000,00 TL plaka devrinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin araç ve P plaka satış bedeli için davacıdan 85.000,00-TL aldığına ilişkin dosyada herhangi bir bilgi/belge mevcut olmadığını, davacının da 85.000,00-TL ödediğine ilişkin herhangi bir delil sunmadığını, hükme esas teşkil eden ve dosyada alınan tek bilirkişi raporunda, davacı tarafından yapılan ödemelerin 80.000,00-TL olabileceği belirtilmiş olmasına, yine 25/12/2018 tarihli dilekçede araç için 34.000,00-TL, P plaka için 45.000,00-TL (toplamda 79.000,00-TL) almış olduğunun açıkça belirtilmesine rağmen, davacının soyut beyanlarına itibar edilerek, davacı tarafından ödendiği ispatlanamayan ve bu hususta hiçbir delil, bilgi, belge dahi sunulmayan 85.000,00-TL’nin sebepsiz zenginleşme hükümleri dairesinde davalıdan tahsiline ilişkin verilen kararın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, yargılama aşaması devam ederken davacı … tarafından dava konusu …’e devredildiğinden vekalet ücretinden hangi davacının sorumlu olduğunun hükümde açıkça belirtilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından davalı adına olan trafik kaydının iptali ile davacı adına tescili talebin reddine ilişkin olarak verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece davacılar … ve … arasında akdedilen sözleşme ile HMK’nın 125. madde gereğince davanın ve sözleşmeden doğan hak ve alacakların devrine ilişkin talebin reddi yönde verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin gelir kaybı ve zarar taleplerinin reddine yönelik verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin dava konusu plakanın devri ve değerine ilişkin olarak dikkate aldığı bilirkişi raporunun eksik inceleme, hatalı değerlendirmeye dayanan rapor olması yanında ve açık bir şekilde tarafsızlık ilkesi ihlal edilerek hazırlanmış bir rapor olduğunu, yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi içeriği itibari ile görevi kötüye kullanma niteliğinde olan bilirkişi raporuna itirazlarını dikkate almadan hukuka aykırı bilirkişi raporunu hükme esas alarak karar verdiğini, yerel mahkeme faiz talepleri konusunda kabul ya da red konusunda her hangi bir karar vermediğini, taleplerini yok saydığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; hükme esas alınan 28.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasında yapılan protokolün araç tescili ve plaka devri hususlarında herhangi bir geçerliliği olmadığının belirtildiğini, yerel mahkemece plakanın devrine ilişkin talep yönünden geçersiz sözleşme nedeniyle plakayı devir borcu olmayan davalıya yöneltilen işbu haksız davanın reddine karar verildiğini, zira söz konusu talebin hukuki sebebi geçersiz sayılmış ve davacının davalı şirketten herhangi bir talep hakkı bulunmadığının sübut bulduğunu, davalı şirketin, davacının uğradığını iddia ettiği gelir kaybından da herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu aracın gelir ve giderleri davacıya ait olmak üzere işletildiğini, yine raporda davacının geçersiz sözleşmeye dayanarak bir hak talep edemeyeceğinin açıkça belirtildiğini bu durumda gelir kaybına ilişkin talep yönünden verilen red kararında da herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını, davacının, kendisinden kaynaklı nedenlerden ötürü P plakayı devir alamamasına rağmen, davalı şirketin devir hususunda kendisini oyaladığını ve kötüniyetli olarak devirden kaçındığını iddia etmesi tamamen gerçek dışı olduğunu, plakayı devralmanın yasal şartlarını taşımayan davacı …’in var olmayan bir hakkını …’e temlik etmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan temlik işlemi ve bu işleme dayalı olarak sonradan davacı sıfatına haiz olduğunu iddia eden …’in davalı şirketten talepte bulunması haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, …’in geçersiz temlik işlemine dayalı talepleri yönünden yerel mahkemece verilen red kararlarında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığını belirterek; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararındaki haksızlık ve hukuka aykırılığın davalının iddia ettiği şekilde davalı aleyhine değil, davacı aleyhine yapıldığını, yerel mahkemece yapılan yargılama sürecince davalı tarafın sahte delil üretmek dahil her türlü hileye başvurup, dava konusu plakayı davacıya devre hazır olduğu iddiaları ile mahkemeyi oyaladığını, yargılamanın sağlıklı olarak yapılmasının önünü tıkadığını, yerel mahkemenin de davalının bu kötü niyeti doğrultusunda yargılama sürecini yürüttüğünü, davalı tarafça ileri sürülmeyen, iddia ve talep dahi edilmeyen bir gerekçe ile davacıların mülkiyet hakkına, mahkeme hakimi ve mahkeme hakiminin kararına gerekçe yaptığı bilirkişi heyeti ile haksız ve hukuka aykırı müdahale edildiğini, yerel mahkeme hakiminin HMK’da düzenleme altına alınan yargılamaya hakim olan ilkelerinin tamamını ihlal ederek, davacıların adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkını ihlal edip, davalının kötü niyetini korumak adına elinden geleni yaptığını belirterek; davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/01/2021 tarih, 2017/702 Esas – 2021/25 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari plaka kaydının iptali ile tescili bunun mümkün olmaması halinde plakanın rayiç değeri ile uğranılan zarar ve gelir kaybının giderimi istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, terditli istemlerden asli talep olan plaka kaydının iptali istemine yönelik talebin reddine, feri talep yönünden davanın kısmen kabulü ile plaka değeri olarak 85.000,00-TL’nin tahsiline karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
1-Asli isteme yönelik davacı istinaf başvurusu yönünden yapılan incelenme de;
Davacı tarafından davalı şirkete yönelik terditli olarak açılan davada; asli talep olarak … plaka numaralı ticari plakanın taraflarca imzalanan adi yazılı sözleşme gereği bedeli ödenerek satın alındığını, ancak davalının devri gerçekleştirmediğini ileri sürerek davaya konu plakanın davalı adına olan tescil kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini talep ettiği, davalının ise, sözleşme ilişkisini ve bedel ödeme olgusunu kabul ederek, devrin davacının P plakayı devir alma şartlarını taşımaması nedeniyle gerçekleştirilemediğini belirterek davanın reddini istediği, mahkemece, asli istemin resmi geçerlilik şartına tabi bulunmasına rağmen bu koşulu taşımaması ve TBK’nın 183. maddesi gereği bu istemin devrinin mümkün olmaması sebebiyle asli talebin reddine karar verilmiştir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 20/d maddesi“Tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde, araç sahibi adına düzenlenmiş tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” şeklinde düzenlenmiştir.
Dava konusu ticari plaka yapısı itibariyle menkul mal hükmünde ise de; trafikte kayıtlı araçların satışı ve bu araçların plakalarının satışının yukarıda yer alan düzenlemeye göre resmi şekil koşuluna uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle, devir işleminin hukuki sonuç doğurması için, o sözleşmenin resmi biçimde yapılması geçerlilik koşuludur. Bu nedenle eldeki davaya konu edilen ticari plaka satışı belirtilen hükme uygun yapılmadığından geçersizdir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin, 10.07.2008 tarih, E: 2007/11726, K: 2008/7749, 05/11/2018 tarih, E: 2016/20302 K: 2018/5487 sayılı ilamları)
Öte yandan, kanunun öngördüğü şeklin bir geçerlilik (sıhhat) şartı olarak düzenlendiği buna uyulmadan yapılan sözleşmelere “geçersizlik” müeyyidesinin bağlandığı, bunun hukuki mahiyet olarak emredici nitelikte olduğu, bu nedenle de “geçersizlik” müeyyidesine bağlanan şekil eksikliğinin hâkim tarafından, taraflar ileri sürmeseler dahi, yargılamanın her aşamasında re’sen göz önüne alınması gerekmektedir. Geçersiz olan sözleşmeler, tarafları yönünden herhangi bir hak ve borç doğurmazlar; bu nedenle de, geçersiz bir sözleşmenin tarafları, o sözleşmeyle yükümlendikleri edimleri yerine getirmekten kaçınabilirler; sözleşmenin karşı tarafı da, o edimin ifasını isteyemez. Böyle bir sözleşme, taraflarına sadece aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre karşı tarafa geri vermek yükümlülüğü getirir.
Bu hali ile mahkemece araç plakasının tesciline yönelik asli istemin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiş, aksine dair davacı istinaf sebeplerinin yerinde oymadığı değerlendirilmiştir.
2-Feri isteme yönelik taraf istinaf başvuruları yönünden yapılan incelemede;
Mahkemece feri istem yönünden plakanın bilirkişi raporu ile belirlenen değeri üzerinden talep edilen miktarla bağlı kalınarak kısmen kabul kararı verilmiştir.
Taraflar arasındaki plaka devrine yönelik sözleşme yukarıda belirtilen nedenlerle geçersiz olup geçersiz sözleşmeye yönelik yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca talep edilmesi mümkündür.
Geçersiz satış sözleşmesi gereğince diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi “denkleştirici adalet” düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını arttıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder. Şu durumda hukuken geçersiz sözleşmeler sebepsiz zenginleşme kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiç bir zaman göz ardı edilmemelidir. Bu hususta hakkaniyetin ve adaletin bir gereğidir. Bu bakımdan iadeye karar verilirken satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi uygun olacaktır.
Satım bedelinin iade tarihindeki ulaştığı bedel belirlenirken ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın, işçi ücretlerindeki artış ve döviz kurlarındaki artış ortalamaları göz önünde tutulmalıdır.
Bu halde, mahkemece davacı (temlik eden) tarafından plaka için ödenen satış bedeline yönelik tarafların iddia, savunma ve delilleri değerlendirilerek plaka için ödenen bedelin belirlenmesi, sonrasında plaka bedelinin, satış tarihinden dava tarihine kadar enflasyon, üretici ve tüketici fiat endeksleri, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur ve işçi ücretlerindeki artışlar gibi çeşitli ekonomik etkenleri alınmak suretiyle ulaşacağı alım gücünün yukarıda açıklanan ilke ve esaslar altında uzman bilirkişi veya kurulundan alınacak rapor sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ticari plakanın dava tarihi itibariyle rayiç değeri esas alınmak suretiyle belirlenen bedele hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 125-(2) maddesinde” Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.” hükmünü taşımaktadır. Dava konusunun davacı tarafından üçüncü bir kişiye devri hâlinde bu husus mahkemece kendiliğinden (resen) gözetilmeli ve yargılama sonucunda devralan kişi hakkında hüküm kurulmalıdır.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde; “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Yasa maddesinin bu açık hükmüne göre, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.

Somut olayda, mahkemece hüküm altına alınan miktar ve bu miktara yönelik feri hükümlerin (yargılama gideri vs.) sorumluğuna dair HMK’nın 125-(2) maddesinin gözetilmeyerek, gerekçeli karar başlığına göre infazda tereddüt oluşturulması, ayrıca hükmedilen miktara yönelik faiz talebi hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalı vekilinin ve davacıların adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; asli talebe yönelik davacı istinaf başvurusunun (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine, feri talebe yönelik tarafların istinaf başvurularının (2) ve (3) nolu bentlerdeki açıklanan nedenlerle kabulüne, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; yukarıda açılanan (2) ve (3) nolu bentteki hususlara ilişkin olmak üzere KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/01/2021 tarih, 2017/702 Esas ve 2021/25 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı hakkında düzenlenen 26/05/2021 tarihli ve 4.098,60 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.21/03/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*