Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/1085 E. 2022/606 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1085
KARAR NO : 2022/606

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :20/01/2021
NUMARASI :2019/914 Esas – 2021/47 Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :19/09/2019

KARAR TARİHİ :21/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :18/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki gereğince faturaların kesildiğini ancak ödemelerin davalı tarafça yapılmadığını, icra takibine konu olan faturaların ödenmeyen bedelleri için davalı-borçlu aleyhine Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/39942 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz şekilde icra takibine itiraz ettiğini, davalı şirketin, davacı şirketin kendilerinden herhangi bir alacağı olmadığını ifade ettiğini, bu beyanın tamamen gerçek dışı olduğunu, davacı şirket ile davalı şirketin faturanın düzenlendiği dönemde ticari faaliyet içerisinde olduklarını, taraf defterleri incelendiğinde karşı tarafın iddiasının haksız ve mesnetsiz olduğunun ortaya çıkacağını, bununla birlikte karşı tarafın icra takibinde uygulanan faize de itiraz ettiğini, icra takibine uygulanan faiz oranlarında herhangi bir hukuka aykırılık halinin söz konusu olmadığını bu nedenlerle davalı/borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun, davacı şirketin alacağını geciktirmeye yönelik kötüniyetli itirazlarının iptaline, Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/39942 Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin devamına, davalı aleyhine takip konusu alacağın haksız ve kötüniyetli itirazları sebebiyle % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “…Davanın kabulüne, Davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/39942 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı borçlu itirazında haksız ve kötüniyetli olduğundan takip konusu asıl alacağın %20′ si oranında 3.234,24.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacıya karşı herhangi bir borcun bulunmadığının bilirkişi raporu ile açık bir şekilde belirtildiğini, davacı tarafın işbu bilirkişi raporunun ardından her ne kadar davalının defter kayıtlarının incelenmesine muvafakat etmediklerini bildirmişseler de dava dilekçesine bakıldığı zaman da görüleceği üzere her iki tarafın da ticari defterlerinin incelenmesi talebinde davacının bulunduğunu, bu haliyle davalının defterlerinin incelenmesinde herhangi bir usüle aykırılık bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesi ile dayanmış olduğu delilden daha sonrasında davalı tarafından rıza gösterilmeden vazgeçmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki her iki tarafın da ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda davalı şirket borçlu çıkmamış olup yerel mahkemece bu hususun gözetilmemiş olup yetersiz inceleme neticesinde davanın kabulüne karar verildiğini, şöyle ki takibe konu edilen alacak likit bir varlık olmadığından itiraz yoluna başvurulması zaruri olup bu sebeple icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını, borcun kabulü anlamına gelmemekle birlikte işbu davaya konu takipte takip öncesi asıl alacağa işletilen faiz oranları fahiş olup bu faiz oranlarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/01/2021 tarih, 2019/914 Esas – 2021/47 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ticari alım satım nedenine dayalı açık hesap ilişkisinden kaynaklanan alacağa yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazının iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/39942 esas sayılı takip dosyası üzerinden davalı aleyhine ticari alım-satım ilişkisinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonrası düzenlenen bilirkişi raporları uyarınca davanın kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan açık hesaptan kaynaklı bakiye alacağının bulunup bulunmadığı üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre;
İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
Açık hesap ilişkisi; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde, taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz.
Bu nedenlerle açık hesap ilişkisine dayalı alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesine yönelik taraf ticari defter ve kayıtları incelenirken kayıtlar arasında farklılık bulunuyorsa bunun neden kaynaklandığı ve hangi kayda üstünlük tanınması gerektiğinin taraf iddia ve savunmalarına gözetilerek belirlenmesi sonrasında hükme yönelik sonuca gidilmesi gerekmektedir.
Eldeki davada, mahkemece davalının 2017 ve 2018 yılı, davacının ise 2018 yılı ticari defterleri incelenmiş ticari defterler arasında farklılık bulunduğu belirlenmiştir. Mahkemece ticari kayıtlardaki farklılığın nedenleri üzerinde durularak, hangi kayda üstünlük tanınması gerektiğinin belirlenmeden tamamı incelenmeyen davacı ticari defter ve kayıtlarına üstünlük tanınarak yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu halde mahkemece uyuşmazlığın giderilmesi için yapılması gereken iş, davacının 2018 yılı öncesine ait ticari defter ve kayıtları da dahil olmak üzere ticari defter ve kayıtları üzerinde konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile yeniden inceleme yaptırılması, bilirkişi tarafından inceleme de davalının ticari defter ve kayıtları incelenerek düzenlenen rapordaki olguların gözetilmesi sağlanarak her iki taraf kayıtları arasındaki farklılığın nedenleri ve hangi taraf kayıtlarına üstünlük tanınması gerektiğini belirleyen taraf ve yargı denetimine elverişli rapor sonucuna göre, iddia ve savunma uyarınca bir karar vermekten ibarettir.
Öte yandan, davalı icra takibine yönelik itirazında açıkça uygulanacak faiz oranına da itiraz etmiş, ancak mahkemece takibin devamı halinde uygulanacak faiz türü ve oranına dair karar yerinde herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Ayrıca, davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. Mahkemece yargılama neticesinde arabuluculuk ücretinin tarafların haklılık durumuna göre tahsili ile hazineye irat kaydına dair bir karar verilmemesi de doğru görülmemiştir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2021 tarih, 2019/914 Esas ve 2021/47 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davalı hakkında düzenlenen 26/05/2021 tarihli ve 909,34-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.21/03/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*